BASIN BÜLTENİ Akıncı: "Halkımız neye 'evet' neye 'hayır' diyeceğini gayet iyi bilir" - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Akıncı: "Halkımız neye 'evet' neye 'hayır' diyeceğini gayet iyi bilir"
Tarih: 12.09.2015 > Kaç kez okundu? 1986

Paylaş


Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, "Kıbrıslı Türkler referandumda 'hayır diyecek' yaklaşımı son derece spekülatif bir yaklaşım, bu gibi konuların meraklıları var, uyduruk haberler yayınlarlar, bunlara kulak asmayalım, biz işimize görevimize bakalım. Hazırlık yapılınca halkımız neye 'evet' neye 'hayır' diyeceğini gayet iyi bilir" dedi.

Akıncı, Türkiye ile birlikte ve mutabakat içerisinde sürdürdükleri Kıbrıs müzakere sürecinin federal bir yapı ile sonuçlanmasını arzuladıklarını ve sürece Türkiye gibi Yunanistan'ın da desteğini beklediklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs müzakere sürecinde henüz halkın referandumuna çıkacak bir noktaya gelinmediğini de belirterek, amaçlarının her iki tarafın da gönül rahatlığıyla onaylayabileceği, içine sindirebileceği, kendilerini geçmişe götürmeyecek, eşitlik, özgürlük ve güven içerisinde yaşayabilecekleri bir anlaşmaya ulaşmak olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Türkiye Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu heyetler arası görüşmenin ardından ortak basın toplantısı basın toplantısında, Sinirlioğlu'na yeni görevinde başarılar dileyerek, gelenek dahilinde ilk yurtdışı ziyaretin KKTC'ye yapılmasından memnuniyet duyduğunu vurguladı.

Akıncı, Türkiye'deki terör olaylarının kendilerini acıya boğduğunu belirtip bir an önce bu üzücü durumun son bulmasını temenni ederek, şehitleri rahmetle andı, Türk ulusuna başsağlığı dileklerini iletti.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, önemli bir müzakere sürecinin içerisinde bulunduklarını ifade ederek, Sinirlioğlu'nun bu süreci başından itibaren izlediğini ve görüşleriyle katkıda bulunduğunu kaydetti ve Sinirlioğlu ile bir kez daha bu süreci değerlendirme fırsatı bulduklarını söyledi.

Sürecin zaten Türkiye ile istişare ve mutabakat içinde yürütüldüğüne, bu süreçte önemli eşiklerin geçildiğine ve kendilerini bekleyen daha önemli eşikler bulunduğuna işaret eden Akıncı, bunların en kısa sürede kendilerini kalıcı bir sonca ulaştırmasını dilediğini ve arzu ettiğini kaydetti.

Akıncı şöyle devam etti:

"Gerek KKTC gerekse Türkiye samimiyetle bunu istiyor. Bir an önce her iki tarafın da kabul edebileceği iki kesimli iki toplumlu federal bir yapıyı 11 Şubat 2014 ortak mutabakatında ifade edildiği biçimde iki kurucu devletten oluşturulacak federal bir yapıyı bir an önce sonuçlandırmak ve bu sonucu her iki halkın toplumun onayına sunmak arzusu ve hedefindeyiz. Bunu en kısa sürede hedefe ulaştırmayı temenni ederim.

Yunanistan’da ve Türkiye’deki seçimlerin ardından her iki ülkenin de bu seçimlerden sonra huzura ve istikrara kavuşmasını temenni ederim. Çünkü Türkiye'nin sürece yaptığı katkının aynısını Yunanistan’ın da bir garantör ülke olarak koymasını temenni ediyor, bekliyor ve arzu ediyorum.

20 Eylül seçimlerinden sonra umarım Yunanistan da kendini o noktada bulabilir."

Sinirlioğlu'na ziyaretinden dolayı teşekkür eden Akıncı, soruları da yanıtladı.

Akıncı, "Rum basınında olası bir referandumda Türk tarafından 'hayır' çıkabileceği ile ilgili haberlerin" sorulması üzerine şunları kaydetti:

"Evet' veya 'hayır' için çok erken tartışılmaya başlandı, henüz neye 'evet' veya neye 'hayır' denecek bir metin ortada yok, liderler olarak böyle bir metni ortaya çıkarmaya çalışıyoruz.

11 Şubat 2014 anlaşmasına göre önce iki lider uzlaşacak sonra referandumlara sunulacak. Bu yönde hükümler vardır o anlaşmada. Önce biz (liderler) o yapıyı kuralım, neye 'evet' neye 'hayır' diyeceğimizi bir görelim, ona göre böyle spekülasyonlara neden olsun Rum basını derim.

Çünkü henüz bizim halkımıza 'Buyurun gönül rahatlığı içinde evet diyeceğiniz bir mutabakat yarattık, bunu sizin onaylayacağınızı düşünerek yarattık' diyebileceğimiz bir noktada değiliz, daha o süreci yaşıyoruz.

Amacımız; her iki tarafın da gönül huzuru içerisinde içine sindirebileceği ve bizi bir daha geçmişte yaşanan dönemlere götürmeyecek olan, eşitlik, özgürlük ve güvenlik içinde yaşayabileceğimiz bir yapıyı öncelikle kuralım o yapıyı kurduktan sonra da gönül rahatlığı içerisinde halkımıza bunu sunduğumuzda, halkımızın bunu onaylayacağından benim zerre kadar şüphem yoktur.

Kıbrıslı Türkler 'hayır' diyecek yaklaşımı son derece spekülatif bir yaklaşım, bu gibi konuların meraklıları var, uyduruk haberler yayınlarlar, bunlara kulak asmayalım biz işimize görevimize bakalım. Hazırlık yapılınca halkımız neye 'evet' neye 'hayır' diyeceğini gayet iyi bilir."



Sinirlioğlu: “Olumlu gelişmeler ve atmosfer bize umut veriyor”



İlk yurt dışı ziyaretini KKTC’ye yapan Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu, Kıbrıs’ta her iki halkın haklarının teminat altına alındığı, Kıbrıs Türk halkının kendini güvencede hissettiği bir çözüm için işbirliğini sürdüreceklerini belirterek, adadaki olumlu gelişmeler ve atmosferin kendilerine umut verdiğini söyledi.

Sinirlioğlu, sürecin ilerlemesi ve Kıbrıs Türk ve Rum halklarının birlikte inşa edeceği ortak geleceğin hayata geçmesi için her iki tarafta da siyasi irade olduğunu gözlemlediklerini ifade etti.

Garantilerle ilgili bir soruyu yanıtlayan Türkiye Dışişleri Bakanı Sinirlioğlu, “Kıbrıs Türk halkının güvenlik ihtiyacı ortadadır. Türkiye olarak Kıbrıs Türk halkının güvenliği bizim için her şeyin üstündedir. Ortaya çıkacak çözümün ve burada kurulacak yeni düzenin sürdürülebilir olması, garantör ülkelerin yine konuya müdahil olmasıyla, konuya dahil olmasıyla sağlanabilir. Bu konu müzakerelerde ele alınmaktadır” dedi.

Türkiye’den gelecek suyun adada akmaya başlamasının KKTC’nin stratejik kazancı olacağını da kaydeden Feridun Sinirlioğlu, “KKTC’nin hak ettiği refah düzeyine ulaşması için her türlü katkıya devam edeceklerini” vurguladı.



Bakan Çolak: “Hem Türkiye’de, hem de ülkede barış ve istikrarın hakim olmasını diliyorum”



Dışişleri Bakanı Emine Çolak, “Hem Türkiye’de hem de ülkede barış ve istikrarın hakim olmasını diliyorum” dedi.

Bakan Çolak, dün Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu ile makamında biraraya geldi.

Dışişleri Bakanı Emine Çolak, iki hafta önce kendisinin de Ankara’ya gerçekleştirdiği ziyareti anımsatarak, ilk ziyaretin iki ülke arasında yapılmasının güzel bir gelenek olduğuna değindi.

Türkiye’de yaşanan terör olaylarından duyduğu üzüntüyü dile getiren Bakan Çolak, Türkiye’de devam eden şiddetin kendilerini de derinden üzdüğünü belirtti, bunun bir an önce son bulmasını temenni etti.

Tüm Türkiye’ye başsağlığı dileyen Bakan Çolak, hem Türkiye’de, hem de ülkede barış ve istikrarın hakim olmasını diledi.

İki bakanlık arasındaki güçlü bağlara dikkat çeken Dışişleri Bakanı Emine Çolak, bakanlıkların geçici, önemli olanın ise yapılan işler olduğunu vurguladı.

Çözümün önemine işaret eden Bakan Çolak, Türkiye’nin desteğiyle kendilerini çok daha güçlü hissettiklerini sözlerine ekledi.

Türkiye Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu da ziyarette yaptığı konuşmasında, güzel bir geleneği yerine getirerek, ilk resmi ziyaretini KKTC’ye gerçekleştirdiğini belirtti.

Türkiye ve KKTC’nin iki kardeş ülke olduğuna dikkat çeken Bakan Sinirlioğlu, iki ülkenin birbirine olan bağı ve sevgisinin izaha gerek duymayacak ölçüde olduğunu kaydetti.

Devam eden müzakere sürecine de değinen Bakan Sinirlioğlu, müzakerelerden adil ve yaşayabilir bir çözümün çıkması, kalıcı bir barışın tahsis edilmesinin en büyük arzuları olduğunu dile getirdi.

KKTC’nin bu doğrultuda atacağı adımlara Türkiye’nin kararlılıkla destek olmaya devam edeceğini vurgulayan Bakan Sinirlioğlu, müzakereleri desteklerken bunun belli bir zeminde olacağı anlayışıyla yaptıklarını belirtti.

Kıbrıs Türk halkının güvenliğinden ve haklarından hiçbir şekilde taviz verilmesinin söz konusu olmadığını vurgulayan Bakan Sinirlioğlu, “Kıbrıs Türk halkının kurucu iradesi eğer gerçekleşecekse bir ortaklık devletinin kurulması için yapılacak referandumda ortaya konacaktır. Kıbrıs Türk halkının benimsemeyeceği, Kıbrıs Türk halkının kendini güvende hissetmeyeceği, haklarını teminat altında görmeyeceği hiçbir çözüm, Kıbrıs Türk halkının onayını almaz, Türkiye’nin de desteğini almaz” dedi.

Bakan Sinirlioğlu, Türkiye’nin terörle mücadelesini büyük bir kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğini vurgulayarak, hain teröristlerin alçakça saldırılarının sonuçsuz kalacağını kaydetti.



Hellim kararnamesi iptal



Güney Kıbrıs’ta, hellim üretiminde kullanılacak hammaddelerdeki minimum koyun ve keçi sütü oranını belirleyen kararnamenin Rum Yüksek Mahkemesi tarafından iptal edildiği haber verildi.

Rum Politis gazetesi, hellim üreten, ticaret ve ihracatını yapan şirketlerin 2012 yılında Rum Ticaret, Sanayi ve Turizm Bakanlığı’nın çıkardığı kararnameye karşı Yüksek Mahkeme’ye yaptıkları başvurunun kabul edildiğini yazdı.

Habere göre, özellikle kararnameyle ilgili teknik kuralların Avrupa Komisyonu’na zamanında gönderilmemiş olması üzerinde duran mahkeme, başvuru sahiplerini haklı bularak kararnameyi iptal etti.

İki yıldır yürürlükte olan ve 2014 yılında yenisiyle değiştirilen kararnameye uymayan şirketlere para cezaları kesildiğini de anımsatan gazete, başvuru sahiplerinin haklı çıkmasıyla, bahse konu kararnamenin sebep olduğu zararlar için Rum Yönetimi’ne karşı davalar açılmasına “yeşil ışık” yakılmış olduğunu belirtti.

Gazete kesilen cezaların iadesine ise kesin gözüyle bakıldığını aktardı.



Hasikos: “Hristiyan olmaları tercihimizdir”



Güney Kıbrıs yeni bir dini ayırımcılığa imza attı. Rum İçişleri Bakanı Socratis Hasikos, “Bir Hristiyanın Kıbrıs’taki yaşama uyum sağlaması daha kolaydır dedi. Güney Kıbrıs Hükümeti dün yaptığı açıklamada Orta Doğu’daki olaylardan dolayı ülkesinden kaçan 300 göçmeni ülkede yaşamaları için kabul edebileceğini açıkladı. Aynı açıklamada bu göçmenlerin Ortodoks Hristiyan olmalarının tercih edildiği duyuruldu.



İngiliz Üsleri’nde çalışan Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlar grevde



İngiliz Üsleri’nde çalışan Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlar, maaşlarından Eylül ayından itibaren geçerli olacak yüzde 17.5’e kadar varan maaş kesintisine karşı grev başlattı.

Türk İşçi Sendikaları Federasyonu (Türk-Sen)’na bağlı Askeri Müstahdemler Sendikası (ASSEN) ile Güney Kıbrıs’tan SEK, PEO ve PASİDİ tarafından düzenlenen ve bu sabah başlatılan grev, İngiltere’ye bağlı İngiliz Üsler Komutanlığı İdari Sekreterliği ile bir çözüme varılamadığı takdirde 11 Eylül Cuma günü mesai bitimine kadar devam edecek.

Sendikalar ayrıca, Dikelya ile Ay Nikolas Kampı’nın giriş kapısında dün sabah eylem düzenledi.

Eyleme Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Milletvekillerinden Erkut Şahali ile Teberrüken Uluçay, Beyarmudu Belediye Başkanı İlker Edip ve Pile Muhtarı Nejdet Ermetal da katılarak destek belirtti.

Türk-Sen Genel Başkanı Arslan Bıçaklı, eylemde yaptığı konuşmada maaş kesintisi gibi bir uygulamanın, demokrasinin beşiği olarak görülen İngiltere’nin Kıbrıs’taki Egemen Üslerinde de görülmesinin üzücü bir durum olduğunu ifade etti.

Emek sömürüsünün her yerde görülebildiğine dikkat çeken Bıçaklı, bugün Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum emekçilerin ekmeklerine sahip çıkmak için birlikte mücadele verdiğini vurguladı.

İşveren durumunda olan İngiltere’ye bağlı İngiliz Üsler Komutanlığı İdari Sekreterliğine atıfta bulunan Bıçaklı, “Burada toplu iş sözleşmelerinde yaşanan çirkinlikler vardır. Burada işveren temsilcisine bir mesaj vermek istiyorum. Masanın başında sizinle görüşme yapan Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum sendikacılar sizin uşağınız değildir. Emeği temsil eden temsilcilere hakaret etme hakkı veya yetkiniz yoktur” dedi.

Türk-Sen’in Dünya İşçi Sendikaları Federasyonu (WFTU) üyesi olduğuna dikkat çeken Bıçaklı, üslerde yaşanan kriz ve sendikacılara söylenenlerin tüm WFTU üyelerinin bilgisine getirileceğini vurguladı.

İngiltere Hükümetinin, İngiltere’de ekonomik kriz var gerekçesiyle üslerde çalışan Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların 2012’de maaşlarını dondurma kararı aldığını, şimdi ise Güney Kıbrıs’ta ekonomik kriz var diye maaş kesintisine gittiğini kaydeden Bıçaklı, “Hani işveren İngiliz hükümetiydi?” dedi.

Bıçaklı, İngiltere Hükümetine seslenerek eğer emeğe saygıları var ise dünyaya bunu göstermeleri gerektiğini kaydetti.

Bıçaklı, “Biz, adada yaşanabilir bir çözüm için mücadele ederken, burada üstleri olan insanlarla uğraşmak istemiyoruz. Beğenen bu adada kalır beğenmeyen bu adadan gider” dedi

Eylemde Güney Kıbrıs’taki sendikalardan PEO ve SEK temsilcileri de birer konuşma yaptı.

As-Sen Genel Sekreteri Levent Erboy’dan alınan bilgiye göre, AyNikolas, Dikelya, Piskobu, Ağrotur ve Trodos’ta bulunan İngiliz Üslerinde 700 civarında Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum bulunuyor.

İngiliz Hükümetinin İngiltere’deki ekonomik krizi bahane göstererek 1 Ocak 2012 ile 31 Aralık 2013 arasında Üsler’de çalışan Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların maaşlarını, barem içi artış ve hayat pahalılığı da dahil dondurma kararı aldığını, bunun sendikalar tarafından kabul edildiğini belirten Erboy, İngiltere Hükümeti’nin daha sonra maaş dondurma kararını tek taraflı olarak 31 Aralık 2016’ya kadar üç yıl daha uzatma kararı aldığını anlattı.

Erboy, İngiltere hükümetinin şimdi de 1 Eylül’den geçerli olmak kaydıyla, Güney Kıbrıs’taki ekonomik sıkıntıları gerekçe göstererek, Üsler’de çalışan Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların maaşlarına yüzde 12.5 ile yüzde 17.5 arası kesinti uygulama kararı aldığını kaydetti.



12. kaybın kalıntılarına ulaşıldı



Lefkoşa’da Merkezi Cezaevi arkasındaki bölgede Kayıp Şahıslar Komitesi ekiplerince sürdürülen kazılarda 12. kayba ulaşıldı.

Kayıp Şahıslar Komitesi Türk Üyesi Gülden Plümer Küçük’ten alınan bilgiye göre, dün sabah itibarıyla kalıntısına ulaşılan kayıp sayısı 12 oldu.

Kazıların devam edeceğini belirten Gülden Plümer Küçük, askeri makamlardan alınan izinle açılan ilk kazı alanında 20 civarında kayba ulaşmayı beklediklerini ancak sayıdan emin olamadıklarını söyledi.

Bulunan kayıp kalıntılarının Kıbrıslı Rum asker olduğunu ancak bir miktar da sivil kıyafetlilere rastlandığını kaydeden Küçük, iki ekibin kazıları sürdürdüğünü ve çalışmaların hafta sonları dahil genişleyerek süreceğini belirtti.

1974’te çatışmalarda ölen toplam 40-50 civarında Kıbrıslı Rum’un cenazesi, kamyonlarla BM aracılığıyla Ledra Palace’tan Güney Kıbrıs makamlarına verilmek istenmiş ancak reddedilince bir gece bekletildikten sonra Cezaevi bölgesine gömülmüştü.



240 bin kişi yoksul



Güney Kıbrıs’ta, yoksulluk riskiyle karşı karşıya olanların sayısının 2013’te 240 bine çıktığı iddia ifade edildi.

Rum Politis gazetesi, Rum İstatistik Birimi’nin 2008–13 yıllarını kapsayan bir araştırmasından ortaya çıkan verilere dayandırdığı “240 Bin Kişi Yoksulluk İçerisinde” başlıklı haberinde, Güney Kıbrıs’ta, fakirlik veya sosyal dışlanma tehlikesiyle karşı karşıya olanların oranının yüzde 23,3’ten yüzde 27,8’e yükseldiğini kaydetti.

Bu rakamın, 18–64 yaş arası kadınlarda yüzde 21,3’ten yüzde 28,8’e yükseldiğini belirten gazete, erkeklerde ise bu oranın 2008’de yüzde 16,4 olduğunu ve 2013’te bu oranın yüzde 27,5’e kadar çıktığını yazdı.

2012 yılında Güney Kıbrıs’ta yoksulluk riskiyle karşı karşıya olanların sayısının 234 bin kişi olduğunu ve bu rakamın 2013 yılında 240 bine çıktığını ifade eden gazete, 2012 yılında 10 bin 156 Euro olan fakirlik sınırının ise, 2013 yılında 9 bin 524 Euro’ya gerilediğini belirtti.

Gazete başka bir haberinde ise, Güney Kıbrıs’ta 2013 yılında gençler arasındaki işsizlik oranının neredeyse yüzde 40’a dayandığını, AB içerisinde ise bu oranının yüzde 23,4 olduğunu yazdı.



ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuland geliyor



ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Victoria Nuland adaya geliyor.

Rum Fileleftheros gazetesi, ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Victoria Nuland’ın önümüzdeki hafta Güney Kıbrıs’a gideceğini, muhtemelen KKTC’ye de geçerek Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yla da görüşeceğini yazdı.

Gazete, 11 Şubat 2014 anlaşmasına varılmasında önemli rol üstlendiğini iddia ettiği Nuland’ın ziyaretinin büyük olasılıkla 14-16 Eylül tarihleri arasında gerçekleşeceğini ve temasları çerçevesinde Kıbrıs sorunu, enerji konuları, bölgedeki gelişmeler ve mülteci sorununu ele almasının beklendiğini belirtti.

Gazete ayrıca, elde ettiği bilgilere dayanarak, Nuland’ın son dönemde, Kıbrıs’ta garantör konumundaki devletlerin yetkilileriyle, güvenlik konularını ele alma imkanını bulduğunu ve perde gerisinde gündemde olan bazı senaryolara “ilgi gösterdiğini” iddia etti.

Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis yaptığı açıklamada “bugün(dün) özlü konulardan biri olan mülkiyetin kriterlerinin görüşülmesine başlanacağını” belirtti.

Habere göre Hristodulidis, “mülkiyette, kriterler yoluyla çözülecek bazı konular hakkında sonuçlara varan açıklamalar yapıldığını gördüklerini” belirterek, “henüz önümüze konmayan bir plan için şimdiden hayır ya da evet denmesinin yanlış olduğunu” vurguladı.

Hristodulidis, TC kökenli vatandaşlar (yerleşikler) konusuna değinerek, “şu anda görüşülen şeyin kimlerin Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olabileceği konusu olduğunu ve henüz anlaşmaya varılmadığını” öne sürdü.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in “onay vermediği bir anlaşmayı halkın da onayına sunmayacağını” yineleyen Hristodulidis, “üzerinde uzlaşıya varılan şey, mülkiyetteki kişisel hak, olası çözüm şekilleri ve şu anki mevcut koşullar temelinde mülkiyetin çeşitli kategorilerinin kategorileştirilmesidir” şeklinde konuştu.

Rum Politis gazetesine göre ise Hristodulidis açıklamasının devamında, “çabalarının, 1960 Kıbrıs Cumhuriyetinin demografik koşullarına ilişkin durumun farklılaşmayacağını ya da bozulmayacağını sağlamak yönünde olduğunu” belirtti.

Hristodulidis, müzakerelere ilişkin temkinli iyimserliklerini de sürdürdüklerini vurguladı.



Yüksek Mahkeme tarihindeki ilk kadın başkan



Yüksek Adliye Kurulu dün yaptığı toplantıda Yüksek Mahkeme Başkanlığı’na oy birliğiyle Narin Ferdi Şefik’i seçti.

Yüksek Mahkeme’den yapılan açıklamaya göre, 56 yaşındaki Şefik’le ilgili karar onaylanmak üzere Cumhurbaşkanlığı’na sunuldu.

KKTC Anayasası’nın 141. Maddesinin 6. Fıkrası “ Yüksek Mahkeme Başkan ve yargıçlarının atanmaları Cumhurbaşkanı tarafından onaylanır” kuralını içeriyor.

Yüksek Mahkeme Başkanı Şafak Öneri, 12 kişiden oluşan Yüksek Adliye Kurulu’nda 8 Yüksek Mahkeme Yargıcı yanında Barolar Birliği, Başsavcılık, Cumhuriyet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı’nı temsilen hukukçuların görev yaptığını; bugünkü oylamaya taraf olduğu için Narin Ferdi Şefik dışındaki 11 üyenin katıldığını ve kararın oy birliğiyle alındığını söyledi.



Özay Kalyoncu’dan sosyal sorumluluk projesi: “Yeter ki çocuklarımız daha iyi yetişsin”



Başbakan Ömer Kalyoncu’nun eşi Dr. Özay Kalyoncu, “Yeter Ki Çocuklarımız Daha İyi Yetişsin” adını taşıyan bir sosyal sorumluluk projesi hazırladı.

KKTC’deki 5 ile 17 yaş grubu arasındaki çocuklara ve ailelere ulaşmayı hedefleyen, çocukların “ruh ve beden sağlığını eksiksiz kılmak”, “eğitim ve kültür düzeylerini yükseltmek”, “topluma ve değişen dünyaya uyumlu, başarılı ve mutlu bireyler olarak yetişmesi” için bir dizi faaliyetin organize edileceği projeyle ilgili ilk toplantı, bugün Başbakanlık’ta yapıldı.

Sivil toplum örgütlerinden, özerk kuruluşlardan ve siyasi partilerden temsilcilerin katıldığı toplantıda konuşan Özay Kalyoncu, “Toplum olarak bilgi, birikim ve deneyimlerimizi birleştirirsek büyük sonuçlar üretebiliriz” vurgusu yaptı.

“Yeter Ki Çocuklarımız Daha İyi Yetişsin” projesiyle ilgili konuşmasına, “Toplantımızı çatışmaların, savaşların ve mülteci sorunlarının gölgesinde gerçekleştiriyoruz” diyerek başlayan Kalyoncu, insanların, çocukların ölmesinin kabul edilemeyeceğini söyledi.

Kalyoncu, proje kapsamındaki konulara da değindiği konuşmasında, bu konuları “sosyal becerilerinin geliştirilmesi”, “sağlığa zararlı alışkanlıklar yerine sağlıklı davranışlar edinmesi”, “dezavantajlı çocukların eğitim, öğretim ve destek çalışmalarının artırılması” şeklinde sıraladı.

Özay Kalyoncu, proje kapsamındaki konularla ilgili toplumda etkin katılım ve farkındalık oluşturmak için neler yapılabileceğinin üzerinde duracaklarını da kaydederek, toplantıyı takiben varılacak kararların ve projelerin kamuoyuyla paylaşılacağını dile getirdi.

“Ailelerin tüm çaba ve uğraşlarına rağmen işler her zaman istenildiği gibi gitmeyebilir” ifadesine de yer veren Kalyoncu, “Birçok genç birilerine anne baba derken, birdenbire anne baba oluyor” diye konuştu.

Bunların sebeplerini “maddi olanaklar”, “çevre” ve “bilgi eksikliği” olarak aktaran Kalyoncu, çeşitli nedenlerden dolayı toplumda dezavantajlı çocuklar olduğunu da söyledi.

Özay Kalyoncu, “Çocukların iyi yetişmesini, yanlışla doğruyu ayırt etmesini, iyi eğitimin değerini bilmesini, sağlıklı yaşam sürmesini, hepsinden önemlisi mutlu, üretken ve başarılı bireyler olmasını istiyoruz” dedi.



Eğitim Bakanı Dürüst Abhazya Eğitim Bakanı Kakoba ile görüştü



Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst, Abhazya Eğitim Bakanı Adgur Kakoba ve beraberindeki heyetle yaptığı görüşmede “KKTC olarak Abhazya ile üniversiteler konusunda işbirliğine hazırız” dedi.

Ziyarette Uluslararası APSNI Vakfı Başkanı 4. Dönem Milletvekili Soner Gogua, Abhazya TC Büyükelçisi İnor Gitsbo de yer alırken, heyete CTP-BG milletvekili Mehmet Çağlar eşlik etti.

Abhazya Eğitim Bakanı Adgur Kakoba, Abhazya’nın da tanınmamış bir ülke olduğunu ve bu sınırları üniversitelerle aştıklarını kaydetti.

Bakan Adgur Kakoba, KKTC ile Abhazya’nın üniversite belgelerinin karşılıklı tanınmasıyla ilgili bir anlaşma talepleri olduğunu söyledi.

Uluslararası APSNI Vakfı Başkanı 4. Dönem Milletvekili Soner Gogua, ise KKTC ve Abhazya ilişkilerinin devam ettiğini kaydetti.

Gogua, dünyaya bağımsızlığını tanıtmaya çalışan iki ülke olarak Abhazya ve KKTC’nin ortak sorunları olduğunu, politik ve kültürel anlamda birliktelik olması isteklerini dile getirdi.

Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst ise konuşmasında KKTC olarak birçok ülkenin imreneceği şekilde yükseköğrenimde yol kat edildiğini söyledi.

Dürüst, “Siyaseten bizi tanımayan ülkelerin üniversitelerimizi tanıması gurur verici” dedi.

Kaderi aynı olan, bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi veren iki ülke olarak işbirliği yapma hedefine katıldığını vurgulayan Bakan Dürüst, bu buluşmanın ardından, üniversiteler ile karşılıklı işbirliği hususunda destek vermeye hazır olduğunu kaydetti.



KKTC “2015 Tour Natur” Turizm Fuarı’na katıldı



Turizm Bakanlığı, KKTC turizm sektörü ile birlikte yurtdışı turizm tanıtma ve pazarlama çalışmaları kapsamında Almanya’nın Düsseldorf kentinde düzenlenen “2015 Tour Natur” turizm fuarında temsil edildi.

275 katılımcının yer aldığı fuar dün sona erdi.

Fuarda Almanya ve diğer ülkelerin yürüyüş ve bisiklet yolları tanıtılırken aynı zamanda yürüyüş, bisiklet ve kamp ekipmanları da stantlarda yerini aldı.

Özel ilgi turizmiyle ilgili olan fuarda, Kuzey Kıbrıs doğa turizmine ilgi duyan Alman turistler ve tur operatörlerine yönelik tanıtımlar yapılarak, KKTC’ye turist akışının sağlanması hedeflendi.







Enformasyon Dairesi







Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 56
Dün Tekil 1113
Bugün Tekil 1250
Toplam Tekil 4169254
IP 18.223.172.199






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























20 Muharrem 1446
Temmuz 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31


Hepiniz birer T rk Bayra s n z. Bayra lekelemeyin, kirletmeyin yere d rmeyin.
(Alpaslan T RKE )


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.120 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu