1516 Yılında Osmanlı hakimiyeti altına giren bölgeye Osmanlı yönetimleri de hac yollarını emniyete almak amacıyla önemli bir Türkmen nufusu mecburi iskana tabi tutmuşlardır.

Bugün Türkmenler Suriye’de özellikle Şam, Halep, Humus, Lazkiye, Hama, Kuneytra, Tartus, Rakka, İdlib, ve Dera vilayetlerinde yoğun olarak yaşamaktadırlar Suriye Türkmenleri genel olarak Oğuz’un Bayat,Salur,Avşar ve Bayındır boylarındandır.

Toplam nüfusu 23 milyon olan Suriye’de bugün Türkçe konuşan 1.5 Milyon ,Türkçeyi unutup Arapça konuşan ancak sorulduğunda Türkmen olduğunu bilen 2 Milyon olmak üzere toplam 3,5 Milyon Türkmenin yaşadığı tahmin edilmektedir.Özellikle Halep ve çevresi tam anlamıyla bir Türkmen bölgesidir.

Selçuklularla birlikte anadoluya gelen Türklerden evvel dönemde yerleşik hayata gecenlere Türkmen, son dönemlere kadar konar göcer olanlara Yörük denir.O nedenle Türk asıllı Suriyeli yerine Türkmen asıllı Suriye vatandaşı da denilebilir.

“Osmanlının son dönemlerine kadar, Türklerin Suriye topraklarında 1000 yıllık bir geçmişi vardır. Özellikle Halep, Anadolu’dan önce Türkleşen bir kenttir. Esad öncesi döneme bakıldığında Halep’in resmi dili çarşılarında ve pazarlarında kullanılan dili Türkçedir.”

Suriye Türkmenleri,1918 yılında, Anadolu coğrafyasından koptuktan sonra 1946 yılına kadar Fransız mandasında yaşadılar. Hafız Esat döneminde PKK’nın Suriye’ye yerleştirilmesi ile birlikte , bir Türk olarak Suriye’de yaşamanın sıkıntılarını göğüslemek zorunda kaldılar.

Türkiye ise bölgeyle ilgili menfaatleri değişene kadar, onları korumak adına bir girişimde bulunmadı. Yıllar boyunca milli duygularla kendini Türkiye’ye ait hisseden Suriye Türkmenleri, kendilerine sahip çıkmasını bekledikleri Türk devleti ile 2011 yılında Suriye’deki iç savaş birlikte karşılaştı.

Türkiye’de Suriye Türkmeni deyince dışarıdan bir milletmiş gibi algılanıyor. Halbuki Suriye Türkleri ile Anadolu Türklerini ayıran tek nokta Fransız ve İngilizlerin 1918 yılında çizdiği işgal sınırlarıdır.

O dönemlerden öncesi Sarıkamışta da, Çanakkale de dedelerimiz de bir savaşmış. Aynı toprakta yan yana yatıyorlar. Şimdi Bu insanlara İngiliz Fransız sınırları dışında kaldı diye ilgisiz kalmak, İnsanlık adına da suçtur, Türklük adına da bir ihanettir. İngilizlerin Fransızların çizdiği işgal sınırları o insanlara karşı bizim insani ve kardeşlik sorumluluklarımızı bitiremez. Bu sınırlar gönlümüze set olmasın.

Ben yazıyı yazarken içimde ne fırtınalar estiğini anlatamam inanın! Çünkü biliyorum, bazı dava arkadaşlarım beni eleştireceklerdir neden bu tür yazılar yazıyorsun demelerinden eminim, Türkiye hakkında konuşma diyeceklerinden de eminim! biz bu davaya malimizı ve canımızı veririz..

Artık Türkmenler kendi ayakları üstüne durmalıdır ve sınır ötesinden rahmet ve yardım beklememelidir.

Evet bizi Türkiye’nin partileri hiç ilgilendirmez AKP ne ise MHP de CHP de odur benim için ancak Suriye Türkmenlere yapılan bu haksızlıklar ve gözardı etmeleri ben elbette derinden yaralar.

Suriye Türkmenleri bizden kendilerine sahip çıkmamızı istemektedirler. Suriye Türkmenlerine yardım ve destek devlet ve millet olarak bizim namus borcumuzdur.Türkmenlerin Tüm Yaşadıkları Türkmen bölgesinde İnsanca ve güvenlik içinde mal ve can emniyetleri güvence altına alınması gerekir.Suriyeli Türkmenleri korumak ve onlara sahip çıkmak Türk Dünyasının birinci dereceden görevidir.

Unutmayın bizim için Ş.Urfa ne ise,G.Antep ne ise,Hatay ne ise Halep,lazkiye,Hama ve Humus’ta aynıdır.Suriye topraklarında kandaşlarınız Türkiyede yaşayan vatandaşlarımızın akrabaları yaşamaktadır.

SİYASİ LİDERLERDEN SURİYE TÜRKMENLERİNE SAHİP ÇIKMALARI HUSUSUNDA BİLİNÇLENDİRMEK ÜZERİMİZE DÜŞEN EN BÜYÜK GÖREVDİR...

Umarız sesimiz ve haklılığımız Türk dünyası kamuoyun ve dünyaya duyurulacaktır.

Dr. Mukhtar Fatih

Suriye Türkmen Doktorlar Birliği Başkani