Çeşitli ayak oyunlarıyla ilk önce avukatı ile ilişkisini kopartan ve ilerisinde, Rusça bilmeyen Uygur Türküne idam edilmesi için ‘’Kendi isteği ile Çin’e teslim edilmesini içeren dilekçeyi imzalattırdı.

Kazak hükümeti dünyada bir ilke imza attı ve ‘’Kendi isteğiyle İdama giden adam’’ komedisiyle başbaşa kaldı…

1971 yılında Doğu Türkistan’ın Gulca Vilayetinde doğmuş olan daha sonraları Kazakistan ve Kırgızistan’da ticaretle uğraşan Aziz Tursuntay, 2000 yılında Almata’da meydana gelen Uygur tüccarlar ile Kazak polisleri arasındaki çatışmayla ilişkisi olduğu suçlamasıyla 12 yıl hapse mahkum edilmiştir. Aziz Tursuntay Uygur tüccarlarla Kazak polisler arasındaki çatışmada terörist suçlamasıyla tutuklanıp mahkum edilmişti. Henüz yeni evli olan Aziz Tursuntay’ın hanımı ve bir çocuğu da ondan ayrılmıştı.

Hapis süresinin ilk yıllarını Kazakistan’ın en soğuk bölgelerinden biri olan Altay Bölgesine çok yakın olan bir yerde hapse atılmış daha sonra Kazakistan’ın Cumbul Vilayeti’nin Taraz şehrindeki ZD-158-4 NOLU hapishaneye hapsedilmiştir.

‘’İnsan idam edileceğini bile bile Çin’e teslim edilmesini istermi ?‘’ sorusunu kendimize defalarca sorduk

O hapisteki süre içerisinde hemen hemen her yıl birkaç defa Almata’daki arkadaşları ve Avukat ile telefonlaşmıştır. Fakat 2012 yılının başlarında arkadaşlarını ve Avukatını arayarak onların kendisini aramamasını aksi takdirde kendi güvenliğinin olumsuz etkileneceğini, bir şey olursa kendisinin onları arayacağını söylemiştir. Avukatı onun hangi hapishanede olduğunu sorduğunda hapishanenin adını ise vermemiş.

Daha sonra avukatı, Aziz Tursuntay’ın arkadaşlarından onun 19 Ekim 2012 tarihinde Çin polisine teslim edildiğini duymuştur. Bunu duyduktan hemen sonra Almata’ya 700 km uzaklıktaki Taras şehrindeki hapishaneyi bularak oraya gitmiştir. Bu şehirde toplam 10 tane hapishane olup Aziz Tursuntay’ın kaldığı hapishane ise en ağır suçların işlendiği , cinayet gibi vakaları işleyenlerin kaldığı hapishaneymiş. Avukatın dediğine göre; hapis oldukça pis, aşırı soğuk ve şartları oldukça ağırmış. Hapishane sorumluları, avukatına Aziz Tursuntay’ın kendi isteği üzerine 19 Ekim 2012’de Çin polisine teslim edildiğini Korgas Sınır Kapısı’ndan Doğu Türkistan’a götürüldüğünü söylemiş. Hapishane memuru ona ayrıca Rus dilinde yazılmış dilekçeyi göstererek dilekçede; kendi anne babasının Gulca Vilayeti 2. Bölge 48 Nolu evde ikamet etmekte olduğunu ve kendisinin anne babasına teslim edilmesini istemiştir.

RUSÇA BİLMEYEN UYGUR’A ZORLA RUSÇA DİLEKÇE İMZALATILMIŞ. KAZAKİSTAN DEVLETİNDEN ‘’KENDİ İSTEĞİ İLE ÇİN’E TESLİM EDİLDİ’’ AÇIKLAMASI…

Enteresan olan şu ki altında imzası bulunan Aziz Tursuntay’ın hiç Rusça bilmediğidir. Avukat Amine Turgunova’ya bu işte Çin’in eli olup olmadığını sorduğumuzda bu konuda kesin bir şey diyemeyeceğini fakat eli yoktur da diyemeyeceğini söyledi.

1990 yılının sonlarından bugüne kadar Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan’ın Çin’e teslim ettiği Uygur sayısı 50 civarındadır. Bu resmi makamlarca açıklanan sayıdır, gizli olarak teslim edilen Uygur sayısının çok fazla olduğu tahmin edilmektedir.

Kazakistan başta olmak üzere bu ülkelerin suçsuz Uygur Türklerini geri vermesi kendilerinin imza atmış oldukları uluslararası anlaşmalara aykırıdır. Doğu Türkistan halkı Çin’in acımasızca uygulamakta olduğu baskı politikasına karşı sesini yükseltmeye çalışmaktadır. Doğu Türkistan’daki Uygur, Kazak, Kırgız, Tatar ve Özbeklerin mücadelesi insanca yaşama var olma mücadelesidir.

Çin işbirlikçisi olan aslında kendi halklarınada zulmeden. Kazak, Kırgız ve Özbeklerin Doğu Türkistanlıları idam edileceğini bile bile Çin’e teslim etmesi uluslararası hukuka aykırıdır…

Resmi dini olmayan Kazakistan’ın % 47’si müslüman olarak kayıtlara geçiyor ve sünni olarak biliniyor. Biz bu sünni kesime sesleniyoruz ki ‘’Kazakistan Kafir işbirlikçisi ve islam düşmanıdır’’ bu işbirlikçi hükümetle mücadele inşaallah farzı ayn dır…

Türkistan İslam Derneği Basın Açıklaması