Tacikistan’daki Siyasi Gelişmeler - Doç. Dr. Abbas KARAAĞAÇLI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Tacikistan’daki Siyasi Gelişmeler - Doç. Dr. Abbas KARAAĞAÇLI
Tarih: 26.11.2010 > Kaç kez okundu? 4909

Paylaş


Tacikistan Cumhuriyeti (1) Orta Asya’nın beş cumhuriyetinden biridir. Genel olarak bize yakın Türk Cumhuriyetleriyle birlikte anılan bu ülkeyle tarihsel, dinsel ve bölgesel bağlarımızın bulunmasına rağmen kamuoyumuzca pek tanınmamakta ve bu ülkede meydana gelen siyasal, toplumsal ve ekonomik gelişmeler medyamızca takip edilmemektedir.







Oysaki Tacikistan bizim ata yurdumuz ve bize en yakın kardeş ve soydaş devletlerin bulunduğu Orta Asya coğrafyasının doğal parçası, en önemli figürlerinden biri konumundadır. Özbekistan, Kırgızistan, Afganistan ve Cin Halk Cumhuriyeti’yle sınırı bulunan (2) bu ülke tarihi Fergana Vadisi’nin tam ortasında yer almaktadır.







Nüfusunun kahir ekseriyeti Taciklerden oluşmasına karşın ülke içinde önemli oranda Özbek ve Rus asıllı nüfus bulunmaktadır. Önemli bir Tacik nüfusu Rusya’da yaşarken Özbekistan’ın tarihi Semerkant ve Buhara kentlerinde de hatırı sayılır büyük bir Tacik kitlesi yaşamaktadır. Bununla birlikte başta Bişkek olmak üzere güney Kırgızistan’daki Batıken ve Oş eyaletlerinde ve yine Ç.H.C. Sin Yang (Doğu Türkistan) eyaletinde de Tacikler kitleler halinde yaşamaktadırlar. Bu durum bölgesel dengelerde önemli bir faktör olarak tebarüz etmektedir. Öte yandan Orta Asya’nın en önemli ekonomik ve yaşamsal kaynakları sayılan Sıri-Derya ve Amu-Derya Nehirleri’nin Tacikistan dağlarından doğuyor olması ülkeye önemli bir stratejik ve jeopolitik konum kazandırmaktadır.









Bağımsızlığını kazandığı 9 Eylül 1991’den beri bu ülke çok çalkantılı siyasal ve toplumsal olaylara sahne olmuştur. Bunların en önemlisi 1992-1997 yılları arasında 5 yıl süren kanlı bir iç savaştı. Büyük ekonomik ve sosyal tahribata yol açan bu savaşın günümüzde bu ülkenin iç siyasal dengeleri ve toplumsal barışını etkilediği ve etkisini sürdürdüğü bir gerçektir. Çin Halk Cumhuriyeti’yle azımsanmayacak bir kara sınıra sahip olması, Rus askerlerinin ve askeri üstlerinin var olması ve sıkı askeri işbirliği münasebetlerinin bulunması, bölgenin siyasal istikrarsızlığı, etnik ve dinsel unsurların güç kazanması gibi unsurlar Tacikistan’a özel stratejik ve jeopolitik konum atfedilmesine neden olmaktadır.









Daha önceleri bu ülkeye ilgi göstermeyen bazı devletler, son dönemlerde ekonomik ve siyasi ilişkilerini geliştirme yönünde önemli adımlar atarken ülke içinde de dini guruplara yönelik operasyonların yoğunlaşması, Özbekistan’la yaşanan sınır ve ulaşım sorunları ve Tacik gençlerin yurt dışındaki dini eğitimi konusunda bazı kısıtlamaların getirilmesi Tacikistan’da hareketli gönlerin yaşanmasına neden olmuştur. Bu olaylar ışığında Tacikistan’daki son siyasal gelişmeler ve yankılarını değerlendirmeye çalışacağım.







Tacikistan’a yönelik yoğun ilgi öncelikle Fars Körfezindeki zengin Arap Devletlerinden gelmeye başlamıştır. Suudi Arabistan, başkent Duşanbe’de büyük elçilik binasını açarak diplomatik ilişkilerin gelişmesi yönünde ilk adımı attıktan sonra Dışişleri Bakanı Prens Haid Bin Suud, ülkesiyle Tacikistan arasında ekonomik ve siyasi ilişkilerin gelişmesi konusunda kararlı oldukları ve ilk etapta bu ülkede 75 milyon dolarlık bir yatırım ön gördüklerini açıklamıştır. Ayrıca Suudi Arabistan’ın etkisinde olan İslam Kalkınma Bankası da ilk etapta Tacikistan’da 190 milyon dolarlık bir yatırım planladığını açıklamıştır. Fars Körfezinin diğer bir petrol zengini Katar Emirliği de Orta Asya’nın en büyük camisini başkent Duşanbe’ye yapacaklarını açıklamıştır. Caminin yapılacağı semte kapsamlı büyük bir konut kompleksi de inşa edilecektir. Umman Devleti ise Korap bölgesindeki selzedelerin iskânı için siteler inşa ederken bölgeye içerisinde cami, sosyal tesisler ve alışveriş merkezi bulunacak bir projeye imza atmıştır.









Tacikistan, İran ve Afganistan’la coğrafi yakınlığın yanı sıra dil ve kültürel birlikteliğine sahiptir. Bu üç ülke Farsça konuşan devletler şemsiyesi altında bir araya gelirken İran, Tacikistan ile çok sıkı ekonomik, kültürel ve siyasi münasebetlere sahiptir. İran Devleti ve özel şirketleri Tacikistan’da çok önemli yatırımlara imza atarak ülkenin kalkınmasında önemli rol üstlenmiştir. Ülkenin Kuzeyini Güneye bağlayan kara yolu inşaatı ve tünelleri, Orta Asya’nın en büyük Hidroelektrik santralı olan Rağun Barajı ve pek çok proje bu çerçevede değerlendirilebilir.









İslam ülkelerinin bu yakın ilgi ve alakası ve Tacikistan’ın bölgesel denklemlerde oynadığı rol, Bağımsız Devletler Topluluğu, Şanghay İşbirliği Örgütü, İslam Konferansı Teşkilatı, Ekonomik İşbirliği Konseyi ve benzeri organizasyonlardaki üyeliği göz önüne alındığında; bu ülkenin siyasal istikrarı ve toplumsal huzurunun bölge güvenliği açısından neden önem arz ettiğini idrak etme olanağımız olur. Afganistan’la olan uzun sınırı ve bölgenin radikal gruplarının geleneksel faaliyet ve gelişme coğrafyasında olmasından kaynaklanan ekstra ehemmiyeti de göz önünde bulundurmalıyız.









Tacikistan’da faaliyet gösteren İslami Rönesans Partisi (3) Orta Asya’da anayasal çerçevede faaliyet gösteren İslam referanslı tek siyasi parti olma özelliğini taşımaktadır. 1997’de gerçekleşen barış sürecinden sonra kurulan ulusal barış koalisyonu hükümetinde de istikrara katkı sağlamıştır. Hatta parti yöneticilerinde Abdullah Nuri, Ali Ekber Turcanizadeh ve başka partililer devletin en üst makamlarında görev alarak devlet yönetiminin bir parçası haline gelmişlerdir. Partinin silahlı kanadının tasfiyesi ve hapishanelerde tutulan militanların serbest bırakılması aşamalarında krizler ve sorunlar yaşanmasına rağmen ateşkes ve barış süreci ağır aksak da olsa devam etmiştir.







11 Eylül’den sonra uluslararası arenada meydana gelen yenidünya düzeni (düzensizliği) ortamı Tacikistan’ı da derinden etkileyerek iktidar ortağı konumunda olsa da İslami Rönesans Partisi’ni derinden etkiledi. Hükümet içindeki kimi aşırı statükocu çevreler de partiyi dışlamaya başlayınca kırılgan olan istikrar ortamı olumsuz yönde etkilenmeye başladı. Bu aşamada Başkent’teki siyasi tutukluların tutulduğu sıkı korunan bir hapishaneden bir grup militanın firarı ve arkasından meydana gelen olaylar, yurtdışına dini eğitim almak için giden Tacik gençlerin durumu, kumarhaneler ve gazinoların konumu ve Özbekistan’la yaşanan su ve gümrük konuları bu küçük ülkenin büyük sorunları haline dönüştü.









23 Ağustos’ta başkent Duşanbe’nin en merkezi bölgesinde Cumhurbaşkanlığı sarayının yakınlarındaki siyasi ve terör suçlularının tutulduğu Regm hapishanesinden büyük ve organize bir firar olayı gerçekleştirildi. Tacikistan Milli Güvenlik Komitesi kontrolünde bulunan hapishaneden 25 tutuklu bir gardiyanı da öldürerek firar ettiler. İçlerinde Rus ve Afgan vatandaşı da bulunan kaçaklar terör, kundaklama, adam öldürme ve darbeye teşebbüs gibi suçlardan 30 yıla varan mahkûmiyetleri bulunmaktaydı. Firari kişilerin Abdülresul Mirza Ziyaf gurubuna mensup oldukları bilinmektedir.









Firarilerin ülkenin doğusunda yer alan Reşt bölgesine kaçtıkları düşünülmüştü. Reşt bölgesi ülkenin kalkınma bakımından en geri kalmış bölgelerinden biri konumunda olup radikal düşünce ve hayat tarzının yaygın olduğu 300 bin nüfusu barındıran bir coğrafyadır. Son parlamento seçimlerinde İslami Rönesans Partisi buradan % 22 oy almıştır. Bölgedeki işsizlik ve yoksulluk gibi sosyal sorunların gençlerin radikal hareketlere yönelmesinde önemli rol oynadığı bilinen bir gerçektir.









19 Eylül’de yine ülkenin doğusunda başkente 200 kilometre uzaklıktaki Kemrab bölgesinde silahlı gurupların saldırısı sonucunda 26 subay ve asker hayatını yitirmiştir. Ardından bölgede silahlı çatışmalar yaşanmıştır. Ayrıca Feyzabad ve Nurabad bölgelerinde çatışmalar meydana gelmiştir. Milli Savunma Bakanı Şirali Xeyrollahov olaylardan aşırı dinci militanları sorumlu tutarken Milli Savunma Bakan yardımcısı ve Genelkurmay Başkanı General Remil Nadirov firar olayıyla silahlı saldırıların birbiri ile ilişkili olduğunu açıklamıştır. Olaylar, komşu ülkeler başta Rusya, Özbekistan ve Kazakistan tarafından endişeyle izlenmektedir. Tacikistan Dışişleri Bakanı Hemrazxan Zarifi’nin verdiği bilgiye göre Rusya, Kazakistan ve Türkmenistan, Tacikistan’ın doğusunda meydana gelen saldırlar ve terör olaylarına doğrudan müdahale için kendilerine resmi başvuruda bulunmuşlardır. Tacik yetkililer yabancı devletlerin yardım taleplerini geri çevirdiklerini bayan etmiştir, buna karşılık Moskova’da ikamet eden muhalif Tacik gazeteci Dadcan Attaollahın yörede yaşayan köylülerden aldığı bilgilere, göre Rusya ve Kazakistan savaş uçakları çatışma bölgelerinde alçak uçuş yapmışlardır.









Ülkenin hassas durumunu göz önünde bulunduran ve iç savaş sendromu yaşayan yöneticiler şiddeti tırmandırmamaya ve çözüm yolu aramaya başlamışlardır. Bu doğrultuda Tacikistan Başsavcısı Şirxan Selimzadeh eylemcilere yönelik yayınladığı bildiride silah bırakmalarını ve adalete teslim olmalarını talep etmiştir. Kuşkusuz, barış girişimleri bölgede istikrarın yeniden tesisi yönünde önemli rol oynayacaktır. Olaylar sürerken iç savaşın muhalif komutanlarından Mirza Xaceh Ahmetlu silah taşımak, yasadışı silahlı örgüt kurmak ve terörist faaliyetlere iştirak suçuyla gözaltına alınmıştır. Bu ve benzeri tutuklamalar tansiyonun yükselmesine sebep olmaktadır. Tacikistan Ceza Kanunu’nun 185. Maddesi, silahlı terör olaylarına karışmış militanların silah bırakmaları ve pişmanlık yasasından faydalanmaları halinde toplumda normal yaşamlarını sürdürme garantisi vermektedir.









İç savaş dönemi muhalif komutanlarından Devlet Osman bu yasadan faydalanarak Reşt bölgesine yerleşmiş ve bölgenin huzuru için bu sürecin devamını talep etmiştir. Barış sürecinin devamı için Cumhurbaşkanı İmam Ali Rahman’ın girişimde bulunmasını talep etmiştir. Buna karşılık Tacikistan Ulusal Güvenlik Komitesi Başkanı Emir Gol Azima verdiği demecinde silahlarını bırakmayan ve teslim olmayan eylemcileri imha edeceklerini açıklamıştır. Bölgedeki çatışmalarda devlete ait bir helikopterin düşürülmesi ve zaman zaman silahlı çatışmaların meydana gelmesi olayların sanıldığı veya deklare edildiği kadar basit ve lokal olmadığının göstergesidir.





Bölgede devlete muhalif üç guruptan söz ediliyor, bunlar:



1- Molla Abdullah Gurubu,

2- Mirza Ali Bidek Gurubu,

3- Mirza Xaceh Ahmedov Grubudur.





Adı geçen her üç gurup son olaylarla ilgileri bulunmadığını açıklamışlardır. Bölgenin etkin isimlerinden Zeynelabidin Manava ve dört oğlu da gözaltına alınmışlardır. Olayların tırmanırken ve tutuklamalar hızlanırken İslami Rönesans Partisi ve Sosyal Demokrat Parti itidal çağrısında bulunmuşlardır. Bu partilere göre sorunların çözümü için tek yol müzakere ve diyalogdur.









Demokrat Parti ise olayların aydınlatılması için uluslararası bir komisyonun kurulması gerektiğini belirtmiştir. Demokrat Parti genel başkanı Mesut Sabırov’a göre tutukluların başkentteki hapishaneden firarı ve Kemrab’daki askeri birliğe saldırı olayları, araştırılması gereken şüpheli vakalardır ve bu olayların meydana gelmesinde yanıtlanması gereken sorular mevcuttur. Demokrat Parti bütün bu olayların, Birleşmiş milletler, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı, Bağımsız Devletler Topluluğu öncülüğünde kurulacak olan tarafsız komisyon tarafından araştırılması önerisini getirmiştir.









Son bir ayda olaylar yatışmış gibi görünse de anlaşmazlık konuları başka sahalarda kendini göstermektedir. Tacikistan bağımsızlığını kazandıktan sonra Fergana Vadisi’nin (4) diğer bölgelerinde olduğu gibi İslami hareketlere ve dini eğitime yönelik önemli bir sempati ve hatta yöneliş başlamıştır. Tacik gençler dini eğitim almak için Pakistan, İran, Afganistan, Mısır, Yemen ve başka ülkelerin yolunu tutmuş bu ülkelerdeki medreselerde ve tollabiyelerde eğitim almaya başlamışlardır. Ülke içinde de gençlerin İslam’a ve İslami yaşam anlayışına yöneldikleri gözlemlenmektedir.









Cuma namazı sırasında ülkedeki bütün camiler gençlerin özellikle üniversite ve lise öğlencilerinin ibadet yerine dönüşmektedir, üniversite öğrencilerinin Cuma namazı sırasında derslere girmeyerek namaza iştirak ettikleri bildirilmektedir. Üç yıl önce yayınlanan bir hükümet kararnamesiyle 14 yaşından küçük çocukların camilere girişi yasaklanmıştır. Başkentteki ilahiyat fakültesi din adamı yetiştirmekte yetersiz kalmıştır. Esfere bölgesindeki Selman-ı Farisi Medresesi de 1992-2002 yılları arasında 10 yıl eğitim verdikten sonra kapatılmıştır. Bu durumda Tacik aileler erkek çocuklarını dini eğitim görmeleri amacıyla yurt dışına göndermeye başlamışlardır. Dönem dönem Mısır’daki El Ezher Üniversitesi’nde 2000 civarında Tacik öğrencinin dini eğitim gördükleri belirlenmiştir.









Tacikistan Devleti bu durumdan hiç hoşnut olmamıştır. Devlet yetkilileri çeşitli vesilelerle ailelere çocuklarını yurt dışına göndermemeleri konusunda uyarmış ve yurtdışında bulunanları da geri çağırmıştır. Bu uyarıların en şiddetlisi Cumhurbaşkanı İmam Ali Rahman tarafından yapılmıştır. Cumhurbaşkanı İ.A. Rahman ülkenin güneyindeki Xetlan Eyaletinde halka yaptığı bir konuşmada, ailelerden çocuklarını dini eğitim için yurt dışına göndermemelerini ve dışarıda okuyan öğrencileri de derhal geri çağıracaklarını açıklamış, yurt dışında okuyan öğrencilerin terörist ve eksteremist olduklarını beyan etmiştir. Bu öğrencileri vatan haini olarak gördüğünü ve bu tehlikelere karşın devletin camileri daha sıkı denetlemesi gerektiğini açıklamıştır. (5) Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerine karşın İslami Rönesans Partisi liderlerinden Hikmetollah Syfullahzadeh ise Cumhurbaşkanın bu değerlendirmesinin eksik bilgilendirmeden kaynaklandığını ve bir kişinin vatan haini ve terörist olarak nitelendirilmesinin ancak mahkeme kararıyla olabileceğini ifade etmiştir. Devletin baskısı sonucu bazı öğrenciler yurt dışından geri dönmüş, bu öğrencilerden kimileri hava limanında gözaltına alınmıştır.









Dini sorunlarla doğrudan ilgisi olmasa da son zamanlarda kumarhaneler ve gazinoların tekrar faaliyete geçeceği yolunda söylentiler ortaya atılmıştır. Bu tip eğlence merkezlerinin faaliyetleri 2000 yılından beri yasaklanmış ve bu tip faaliyetlerde bulunanlara 6-8 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Tacikistan Maliye Bakanı Sefer Ali Necmeddinov kumarhanelerin tekrar faaliyete geçmesi konusunu değerlendirdiklerini açıklamıştır. Şimdilik Kırgızistan’ın sınır bölgesi Leylek’de Şangeri gazinosu ve başka kumarhaneler genelde Tacik müşterilerine hizmet sunmaktadırlar.







Tacikistan Devleti ülke içinde bu güvenlik ve istikrar sorunlarıyla mücadele ederken önemli bir dış problemle de karşı karşıyadır. Orta Asya’nın en önemli nehirlerinin kaynağı Tacikistan’dadır. Siri Derya, Amu Derya, Vexş, Piyanç ve Zer Efşan gibi önemli nehirler Tacikistan’ın dağlarından çıkarak komşu ülkelere akmaktadırlar. Tacikistan hükümeti bu nehirlerin üzerine barajlar inşa etmeyi ve hidroelektrik santraller kurarak enerji ihtiyacını gidermeyi hedeflemektedir. Örneğin Siri Derya üzerine inşa edilmeye başlanan Rağun Barajı bittiğinde Orta Asya’nın en büyük hidroelektrik barajı olacaktır. Aynı şekilde Amu Derya Nehri üzerinde inşaatı devam eden Kembera Barajı da bu çerçevede değerlendirilebilir. Özbekistan ise Andijan, Nemengan, Farğane, Gülistan, Keşkiderya, Sorxanderya ve Cizzak eyaletlerindeki pamuk tarlaları için bu nehirlerden akan sulara oldukça fazla ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle Tacikistan’ın baraj projelerine tepki duymakta ve bu barajların yapımını engellemeye çalışmaktadır.







Özbekistan bu çerçevede ülkesinden transit geçen demir yollarını bir koz olarak kullanmakta ve Tacikistan’a baraj yapımında kullanılmak üzere makine ve ekipman taşıyan vagonların geçişini engellemekte, sudan bahanelerle ekipmanları istasyonlarında bekletmekte ve zaman zaman el koymaktadır. Tacikistan Parlamento Başkanı Şekorcan Zuhurov’un parlamentoda 2010 bütçe görüşmeleri sırasında açıkladığına göre, 1993’ten beri Özbekistan bu yolla ülkesini milyarlarca dolar zarara uğratmıştır. Tacik Maliye Bakan Yardımcısı Cemşit Narinov kendi vagonlarına yönelik Özbeklerin saldırı ve hırsızlıklarını uluslararası mahkemelere taşıyacaklarını açıklamıştır.









Yunanistan’ın başkenti Atina’daki Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) toplantısında Özbekistan Dış İşler Bakanı Vıladimir Tarov, Tacikistan’ın bu büyük baraj projelerinin gelecekte çok önemli çevre sorunlarına yol açacağını beyan etmiştir. AGİT’in, Rusya’nın Sen Petersburg kentinde Kazakistan’ın başkanlığında toplanan oturumunda da bu konu Tacikistan tarafından gündeme taşınmıştır.









Sonuç olarak Tacikistan çok önemli iç ve dış politik sorunlarla karşı karşıyadır. Ülkedeki yoksulluk, yolsuzluk, adam kayırma, hemşericilik, işsizlik ve anti-demokratik uygulamalar toplumsal sorunların kaynağı olarak dile getirilebilir. Tacikistan da komşusu Kırgızistan gibi entelektüel birikime sahiptir, başkent Duşanbe’de belli bir aydın, yazar, edebiyatçı, şair ve yetişmiş insan topluluğu mevcuttur. Demokratikleşme sürecinde toplumsal çatışmalar ve sancılar beş yıl süren bir iç savaşta tecelli ederken, halen o depremin artçı sarsıntıları sürmektedir. İşsizlik nedeniyle gençler sosyal güvenceden yoksun, geleceğe umutla bakamayan bir durumda olup aşırı akımların doğal avı haline gelmektedirler. Aşırı güvenlik tedbirleri ve polis devleti anlayışı kısa sürede başarılı sonuçlar verir görünse de uzun vadede toplumsal barışı sağlamaktan uzak yaklaşımlardır. Dış sorunlar daha karmaşık ve çözümü büyük gayret ve uzun çalışma gerektiren problemlerdir. Bölge liderleri sağduyulu bir yaklaşımla bölgesel etnik sorunlar, azınlık hakları, çevre, su kaynaklarının adil kullanımı gibi problemleri yabancı büyük devletlerin etkisi dışında ele alıp çözüm yolları aramalıdırlar.







Kara_agacli@yahoo.com Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir









Dipnotlar:



1) Yüzölçümü 143,100 km.



2) Tacikistan Kuzeyde 870 km Kırgızistan’la, Kuzeybatıda 1161 km Özbekistan’la, Güneyde 1206 km Afganistan’la ve Doğuda 414 km Ç.H.C. ile sınıra sahiptir.



3) İslami Rönesans Partisi (Hizb-e Nehzete İslami) Aralık 1991 yılında kurulmuştur. Partinin kurucu genel başkanı Muhammet Şerif Hümmetzade idi. Partinin hedefi İslami değerlerin yeniden ihyası doğrultusunda ulusal, demokratik esaslara dayalı bir kanun hükümeti kurmaktı. Partinin temel prensipleri:

1- Ülkenin siyasal bağımsızlığı

2- Ekonomik ve kültürel bağımsızlık

3- Ulusal birlik ve ülkenin birlik ve bütünlüğü

4- İslami değerlerin yeniden ihyası

5- Bölgecilik ve adam kayırmacılıkla mücadele

6- Toplumsal ve kişisel hukukun gelişmesi

7- Kadınların ve gençlerin gelişmesini ve siyasal faaliyetlere iştiraklerini sağlamak

Parti 1991 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde seçmenlerin oyunun % 31’ini almıştır. Partinin yayın organı Necat (Kurtuluş) gazetesidir. Halen Muhiyyitin Kebiri Partinin genel başkanlığını yürütmektedir.



4) Fergana Vadisi: Fergana vadisi Kırgızistan’ın güneyi, Özbekistan’ın doğusu ve Tacikistan’ın kuzey doğusunu kapsayan geniş bir vadinin adıdır. Kırgızistan’ın Oş, Calal-Abad, Özbekistan’ın Andican, Nemengan, Farğane, Merğlan, Tacikistan’ın Hocend (Lenin Abad) şehirleri bu vadi içinde bulunmaktadırlar. Ilıman iklimi, akarsuların bolluğu ve verimli arazisi bu vadiye özel bir konum kazandırmaktadır. Vadide her türlü lezzetli meyve ve sebzenin yanı sıra bol miktarda kaliteli pamuk yetişmektedir. Bölge halkı Orta Asya’nın en dindar insan tipidir.



5) http://www.bbc.co.uk/persian/world/2010/08/100825_l16_tj_madrasa_students.shtml





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 27
Dün Tekil 1927
Bugün Tekil 1045
Toplam Tekil 4067179
IP 18.116.118.198






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























10 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk hakanlar ve T rkmen Padi ahlar devlet i lerinde hatunun fikirlerini st n tutar.
(N ZAM L-M LK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.406 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu