Bu ülkede birçok sürgünler yaşanmıştır. Yazarlar, sanatçılar, siyasiler yurduna hasret kalmıştır. Öyle bir acı olmuştur ki sürgünler; gidenler ve kalanlar, yüreklerinde yıllarca bu hasreti taşımıştır. İktidar sürgünleri; halkın kalbinden söküp atmak istemişse de, halk inatla, sahiplenmiş; onları kahraman, önder kabul etmiş; fikirleri benimsenmiş; kahramanlıkları genç nesillere anlatılmıştır. Hala; Nazım Hikmet’in ve Yılmaz Güney’in mezarlarının ülkeye getirilmeye çalışılması; her dönem gündeme getirilmesi, bunların en büyük kanıtıdır.



Kendi yurdundan sürülenler hiçte az değildir. Bu gün birçoğu, çeşitli aflardan, yeni çıkan yasalardan yararlanarak, yurduna geri dönebildi. Bu insanlar; sürgünlüğün ne demek olduğunu çok iyi bilip, sürgünlüğü kabul etmedi. Yılmaz Güney konuşmasında; “bir gün mutlaka döneceğim, döneceğiz” demişti.



Kendi yurdundan sürülenlerin yanında, kendi yurdunda sürgünler var. Sanırım, Erdal Atabek’in kitabıydı. Çok önceleri okumuştum. Güzelim Anadolu insanının; deniz kıyılarından, turistlik yerlerden, tarihi yerlerden, doğadan sürgün yaşadığını anlatıyordu.



Yazın şu sıcağında; tatil yerleri dolup taşmakta; bilmem kaç kilometre uzak ülkelerden insanlar akın etmekte ülkemize; ama, birkaç kilometre uzağında yaşayan Anadolu insanı, bu güzelliklere hasret kalmaktadır.



Bu ülkenin insanı kendi yurdunda sürgündü. Yazar ne güzel görmüş ve dile getirmiş; ”Kendi Yurdunda Sürgünsün!”



Kurtuluş savaşında verilen mücadeleyi; övünerek anlatır, onlarla gurur duyarız. Bizler, onların torunları olarak; kendi yurdunda tatil yapamaz; magazin programlarını izleyerek, denizi ve eğlenceyi görsel olarak yaşarız



Bu ülke kimin? Kurtuluş savaşı vermişlerin mi; yoksa, bastırıp parayı tatil yapan, yabancılar ve ülke zenginlerinin mi?



Dünyanın büyüklüğü gezip görebildiğin kadardır. Köyünden hiç çıkmamış bizler için; dünyanın ve ülkenin büyüklüğü köyümüz kadardır. Kafa yapısı, hayat felsefesi de, bu yaşam şartlarına ve ekonomik koşullara göre şekillenir.



Kendi ülkesindeki sürgünlerin sayısını milyonlar olarak düşünürsek; gerçekler somut olarak ortadadır. Bu ülke toprakları, güzellikleri ile bizimdir. En ücra mezrada yaşayan insanımızın, bu ülkenin güzelliklerinden yararlanmaya hakkı vardır.



Güzel ülkemde; ne yurdundan sürülen, ne de yurdunda sürgün insanların olmaması dileklerimle.



Haftaya buluşmak dileğiyle.





Gündoğdu Yıldırım