Kıbrıslı Türk müzakereci Ergün Olgun, Kıbrıs sorununun çözümü için Türk tarafında ciddi bir irade olduğunu ve aynı iradeyi Rum tarafında da görmek istediklerini kaydetti. Nazmi Pınar’ın sunduğu Ada Raporu Programı’na konuk olan Olgun, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin gelişi öncesi değerlendirmelerde bulundu. Bölgede ciddi bir istikrarsızlık bulunduğuna dikkat çeken Ergün Olgun, şunları kaydetti; “Büyük resim içerisinde bakarsak bölgede çok ciddi bir istikrarsızlık var. Bölgenin yeni bir istikrarsızlığa tahammülü yok. Özellikle uluslararası ticaret, enerji güvenliği açısından Kıbrıs çok kritik bir bölgede bulunuyor. Avrupa’nın yüzde 70 petrol ve enerji ihtiyacının karşılandığı bir hattan söz ediyoruz. Dünya ticaretinin de üçte birinin geçtiği bir hattan söz ediyoruz. Çok ciddi bir istikrar ihtiyacı olan bir bölgeden bahsediyoruz. Hidrokarbon keşfinden sonra hidrokarbon keşfinden sonra hidrokarbon yatakları üzerindeki rekabetten kaynaklanacak bölgedeki istikrarsızlıklara ilaveten bölge içerisinde ek bir istikrarsızlığın çıkmasını kimse istemiyor.” Kıbrıslı Türk Müzakereci Ergün Olgun “ Kendi toplumumuz içerisinde bütün siyasi parti temsilcileri, siyasi liderler bu sürecin sürdürülebilir, her iki tarafın haklarına saygılı, kazan kazan anlayışını temsil edecek bir sonuçla bitmesini istiyoruz” dedi.



ANASTASİADİS: “BARBAROS’UN ÇEKİLMESİ OLUMLU AMA YETMEZ”



Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisinin bölgeden çekilmesini müzakerelere geri dönmek için yeterli bulmadı.

Rum Fileleftheros gazetesi, BM’nin müzakerelerin yeniden başlamasıyla ilgili ana senaryosunu ileri götürmekte olduğunu ve projelerini bozabilecek herhangi bir hareketten kaçınılması için birçok perde gerisi faaliyet yürütüldüğünü yazdı.

Gazeteye göre Barbaros Hayreddin Paşa ile ENI’nin sondaj gemisi Saipem’in bölgeden çekilmesini ve Türkiye’nin NAVTEX’ini yenilememe beklentisi uluslararası unsur açısından müzakere yolunu açan kazanım görülürken Rum Yönetimi bu yaklaşımı paylaşmıyor.

Anastasiadis, “Barbaros’un ayrılması olumlu adımdır. Geriye, NAVTEX’in yenilenmemesi ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin (MEB’deki) egemenlik haklarının görmezden gelinmemesi kaldı” diyerek aslında Rum tarafının enerji programının kesintisiz devamıyla alakalı ek bir unsur ortaya koydu.



SÜT SEKTÖRÜ, HELLİM TİCARETİ STRATEJİSİ VE EYLEM PLANI AÇIKLANDI



Gıda, Tarım ve Enerji Bakanlığı’nda gerçekleştirilen “KKTC Süt Sektörü, Hellim Ticareti Stratejisi ve Eylem Planı” ile ilgili toplantıda, paydaşlara ve kamuoyuna, hellim konusunda izlenecek yol haritasını ortaya koyan strateji planı hakkında bilgi verildi.

5 ana başlıktan oluşan eylem planının stratejik hedefleri “Avrupa Birliği müktesebatına uyum sağlanması ve uygulanması yönünde gerekli yasal ve idari düzenlemelerin yapılması”, “hayvan hastalıklarının izlenmesi, kontrol ve eradikasyonunun sağlanması”, çiftliklerin resmi olarak ari statüsünün belirlenmesi”, “süt hijyeni ve çiğ süt kalitesinin artırılması”, “fiyat ve ticaret politikasının belirlenmesi”, “hellimin coğrafi işaret spesifikasyonlarına uygunluğun sağlanması” olarak açıklandı.



İNGİLTERE’DEKİ KIBRISLI TÜRKLERİN KKTC’DE SEÇME VE SEÇİLME HAKKI



İngiltere Kıbrıs Türk Dernekleri Konseyi (CTCA), İngiltere’deki Kıbrıslı Türklerin seçme ve seçilme hakkını KKTC’de kullanabilmeleri için yeni girişim başlatıp, öneri sunma planladığını açıkladı.

CTCA Başkanı Çetin Ramadan, konuyla ilgili açıklamasında, hükümetle aynı doğrultuda sürekli bir temas halinde olduklarını belirterek, “İnanıyoruz ki, birçok ülkenin özel düzenlemelerle yurt dışında yaşayan vatandaşlarına tanımış olduğu bu hak, biz Kıbrıslı Türklerin de edinmesi gereken bir hak” dedi.

Ramadan, konsey olarak İngiltere’deki Kıbrıslı Türkler arasında yapılan ankette seçme ve seçilme hakkına sahip olmak istediklerinin ortaya çıktığını belirtti.