Uyuşturucu suçundan cezaevine gönderilen genç, cezaevindeki bazı gardiyanların kendisine “uyuşturucu ister misin” diye sorduklarını, uyuşturucu kullanan mahkumların kolayca uyuşturucu bulabildiklerini söylüyor.

Bomba bir haber değil mi? Hemen soruşturma açılmalı!

Oysa birçokları söyledi bunu, biz inanmak istemedik, inandıysak da üstüne gitmedik.

Belki de gidemedik…

Üstünü örtmek işimize geliyor çünkü.

Sen dava aç, uğraş, işten çıkar, birde sendikayla uğraş, falan filan, bir dolu iş!

İçler acısı bir durum. Sen uyuşturucu kullanıyor diye cezaevine atıyorsun, sonrasında da “sen bana parayı ver ben bulurum” diyerek, uyuşturucu temin ediyorsun.

Gardiyan veya herhangi bir unvan fark etmez, neticede devlet oradaki.

İçişleri Bakanı bu sözleri ihbar kabul etmiştir, derhal soruşturmaya başlamıştır diye düşünüyorum.

Umarım bu kez bizi hayal kırıklığına uğratmazlar.

***

Hepimiz biliyoruz ki, adadaki uyuşturucu trafiği Ercan’dan, Girne Limanı’ndan giren birer kullanımlık paketlerle yürümüyor. Kendine getiren kendi kullanıyor. Da buradaki müptelanın uyuşturucuyu nereden bulduğu konuşulmuyor. (Yazık ki bunları bildiğimiz halde büyük voliler hiçbir zaman vurulamadı. Bir kere mobilya içinde okkalı bir parti yakalandı ama işin içinde büyük isimler olunca kapatıldı gitti. Uyuşturucudan sabıkalı F.D otomobil lastiği içinde Türkiye’den getirmişti bir keresinde, o da bu trafiği yürütecek bir miktar değildi.)

Öyleyse?

Güney’den KKTC’ye uyuşturucu geldiğini bilmeyen yok.

Hatta bir cezaevi ziyaretimizde konuştuğumuz Cemal C. Güney’de uyuşturucu satan dükkanı tarif etmiş, satıcının adını bile vermişti. Şöyle demişti 16 yaşında uyuşturucuya başlayan Cemal C; “20 yıldır bu işin içindeyim. Uyuşturucu bulmak çok kolaydır. Bana uyuşturucu sordunuz diyelim ben onu hemen bulabilirim. Markette dahi satılır uyuşturucu… Rum tarafında K. kapının önünde uyuşturucu satar. Türklere satsınlar diye bir şey demiyor Rumlar. Biz öldüremedik, bırakın uyuşturucu öldürsün diye düşünüyorlar herhalde. Her gün duyarsınız kapıdan Güney’e geçince sağ taraftaki markette uyuşturucu satıldığını. 20 Euro’ya oradan alırlar, 150 liraya satarlar. Kolay ulaşıldığı için uyuşturucu kullanım yaşı 13’e kadar düştü. Bu iş birkaç gramla dönmüyor. Büyük baronlar var ama onlar perde gerisindedirler. Öyle küçüklere görünmezler, güvendiklerine görünürler. Hatta ben kilolarca uyuşturucu saklayan birini söyledim, kimse bir şey yapamadı. Onlara dokunamıyorlar.”

Cemal C’nin söyledikleri de, Ş.S’nin söyledikleri de tüyler ürpertici. Ki birçok kişiden duyuyoruz bu sözleri. Eminim C, bana söylediklerini defalarca polise de söyledi, S.Ş de öyle… Ve daha da eminim ki polis nerede ne satıldığını, kimlerin bu işin içinde olduğunu da çok iyi biliyor. Şimdi mahkumun yalan söylediğini, iddiaların doğru olmadığını var saysak bile havada kalan iddiaların tüm cezaevi çalışanlarını zan altında bırakacağına kuşku yok. O yüzden İçişleri Bakanlığı’na, bu konuyu araştırması için çağrı yapıyoruz.

Not: Bu haber üzerine aradığımız Cezaevi Müdürü, araştırma başlattıklarını ancak bir bulguya ulaşamadıklarını söyledi. Gözle görülür bir şey yokmuş, mahkumun lafına bakmamalıymışız!