Cumhurbaşkanlığı, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) kayıp şahıslarla ilgili aldığı Türkiye’yi kınama kararına dair açıklama yaptı. Açıklamada, “AP kararında, çoğu kadın, yaşlı ve çocuklardan oluşan 126 Kıbrıslı sivil Türk’ün Rumlar tarafından katledildiği Muratağa, Atlılar ve Sandallar ve tamamı sivil olan Terazi-Tatlısu-Taşkent katliamlarına hiç değinilmemesi, kararın yanlı ve yanıltıcı olduğunun göstergesidir” denildi.

“Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nun 12 Şubat 2015 tarihli oturumunda aldığı kararda ve bazı basın yayın kuruluşlarında çıkan haberlerde, Kıbrıs’taki kayıp şahıslar ve Türkiye Cumhuriyeti ile ilintili; kamuoyunu yanıltıcı, eksik temelli, yönlendirilmiş ve taraflı bilgiler, KKTC Cumhurbaşkanlığı olarak konuyla ilgili gerçek bilgileri paylaşmamızı gerekli kılmıştır” denilen açıklamada, Kayıp Şahıslar Komitesi’nin (KŞK), iki toplumlu ve Birleşmiş Milletler tarafından atanan bir üçüncü üyenin görev yaptığı otonom bir komite olarak faaliyetlerini, KKTC’deki ilgili otoritelerle sürekli yakın temas halinde yürütmekte olduğu vurgulanarak, Komite’nin Ada’daki Türk yetkililer ile ilişkilerinin son derece uyumlu ve işbirliği içinde devam etmekte olduğu, bu gerçeğin bizzat KŞK tarafından yapılan açıklamalarda açıkça belirtilmekte olduğu ifade edildi.

KŞK listesinde bulunan askeri bölgelerdeki 61 kazı yerinden KŞK tarafından bu güne dek talep edilen 26 yerin tamamına kazı müsaadesi verildiği, bu kapsamda şu ana kadar kazı yapılan toplam 26 bölgede 87 Kıbrıslı Rum kaybın kalıntılarına ulaşıldığı belirtilen açıklamada şöyle denildi:

“Bilindiği üzere, 1963-74 döneminde Kıbrıs’ta katledilen Türklerden halen kayıp olan 493 kardeşimizin tamamı sivildir. Buna mukabil Rum kayıpların büyük bir bölümü savaşta hayatını kaybeden askerlerdir. İnsan haklarına en üst seviyede saygılı olması gerektiğine inanılan Avrupa Parlamentosu’nda tek taraflı bilgi toplayarak ve tek yanlı bir bakış açısıyla üretilen AP kararında, çoğu kadın, yaşlı ve çocuklardan oluşan 126 Kıbrıslı sivil Türk’ün Rumlar tarafından katledildiği Muratağa, Atlılar ve Sandallar ve tamamı sivil olan Terazi-Tatlısu-Taşkent katliamlarına hiç değinilmemesi, kararın yanlı ve yanıltıcı olduğunun göstergesidir.



BAKAN NAMİ KATAR EKONOMİ VE TİCARET BAKANI İLE GÖRÜŞTÜ



Dışişleri Bakanı Özdil Nami, Körfez ülkelerini ziyareti çerçevesinde Katar’ın başkenti Doha’da üst düzey temaslarına dün de devam etti.

Nami, bu çerçevede ilk olarak Katar Ekonomi ve Ticaret Bakanı Sheikh Ahmed bin Jassim bin Mohammed Al Thani ile bakanlıktaki makamında biraraya geldi.

Toplantıda iki ülke arasında var olan ticari ve ekonomik ilişkilerin yanı sıra yeni ticaret ve yatırım olanakları üzerinde duruldu.

Bakan Nami görüşmede, kardeş ülke Katar’ın desteğinin Kıbrıs Türk halkı için çok önemli olduğunu belirtti. İzolasyonların kaldırılması yönünde adımlar atılması için Katar hükümetinin desteğini talep etti.

Katar Ekonomi ve Ticaret Bakanı Sheikh Ahmed bin Jassim bin Mohammed Al Thani ise, Bakan Nami’nin ziyaretinden büyük mutluluk duyduklarını belirterek, ticaret alanında iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi için katkılarının devam edeceğinin altını çizdi.

Dışişleri Bakanı Özdil Nami, Ticaret ve Ekonomi Bakanlığı’ndan sonra Katar Dışişleri Bakanlığı’na da bir ziyaret gerçekleştirdi. Nami, Dışişleri Bakan Yardımcısı Mohammed bin Abdullah bin Mutib Al Rumaihi ile makamında yaklaşık bir saat süren bir görüşme gerçekleştirdi. Nami, Rumaihi’ye Kıbrıs sorununun geldiği son aşama hakkında bilgi verirken, Kıbrıs Türk halkının çözümden yana iradesinin güçlü bir şekilde devam ettiğinin de altını çizdi.

Bakan Nami, Rum liderin masaya dönmesi ve çözüm yönünde siyasi irade ortaya koyması halinde Kıbrıs'ta süratle federal çözüme ulaşılabileceğine vurgu yaptı. Nami, Rum liderin her şeyden önce sorunların tek çözüm yerinin görüşme masası olduğuna inanması gerektiğini sözlerine eklerken Rumaihi’ye de sağladıkları bu olanaktan dolayı teşekkür etti.

Rumaihi de görüşmede, Bakan Nami’yi Katar’da görmekten çok mutlu olduklarını ve Kıbrıslı Türk kardeşlerine destek vermeye devam edeceklerini belirtti.

Özdil Nami, Katar temasları çerçevesinde dün ayrıca Katar Ticaret Odası’nı da ziyaret ederek Başkan Yardımcısı Mohammed bin Ahmet Twar Al Kawari ve yönetim kurulu üyeleri ile bir araya geldi. Nami, Katar ve Kuzey Kıbrıs arasında ticari ilişkilerin gelişebilmesi için yapılması gerekenlerin neler olabileceği konusunda Ticaret Odası yetkilileri ile görüş alışverişinde bulundu. Bakan Nami görüşmede, KKTC’deki yatırım olanakları ile ilgili bilgi vererek, Katar Ticaret Odası’nı yatırım ve ticaret olanaklarını yerinde görmeleri için KKTC’ye davet etti.

Nami Katar temasları çerçevesinde, önceki gün de Katar’da yaşayan KKTC vatandaşları ile bir araya geldi. KKTC Doha Temsilcisi Aytuğ Plümer’in temsilcilikte düzenlediği kokteylde Bakan Nami, Kıbrıs'taki son gelişmeleri aktarıp soruları yanıtladı.

Nami, temasları çerçevesinde, önceki gün ayrıca Katarlı gazete muhabirleri ile bir araya gelerek Kıbrıs'taki son gelişmeler ve Kuzey Kıbrıs, Katar ve Körfez ülkeleri ile ilişkilere yönelik soruları cevapladı.

Nami, Kıbrıs sorununun çözümünün adada yaşamakta olan her iki toplumun yararına olduğunu ve Kıbrıs Türk halkının çözüm ve barışa olan iradesinin güçlü bir şekilde devam ettiğini belirtti. Nami, Müslüman kardeş ülke Katar ile KKTC arasında var olan ilişkilerin daha da güçlenerek devam etmesinin önemine de dikkat çekti.

Basın mensupları ile buluşması sonrası Bakan Nami, Katar Müzeler Dairesi Genel Müdürü’nün davetlisi olarak İslami Kültür ve Sanat Müzesi’ni ziyaret etti.



“VİSEGRAD 4” ÜLKELERİ KIBRIS TÜRK TARAFININ HELLİM KONUSUNDAKİ GÖRÜŞLERİNE İLGİ GÖSTERDİ



Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya ve Slovakya’dan oluşan “Visegrad 4” grubunun, Kıbrıs Türk tarafının “Hellim” üretim prototipinin denetlenmesi amacıyla Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) şemsiyesi altında Kıbrıs Rum tarafından ayrı bir kontrol mekanizması kurulması talebine ilişkin bilgi edinmek için AB Komisyonuna başvurdukları bildirildi.

Söz konusu ülkelerin Eylem Grubu Başkanı Bucci’yle görüşerek, Kıbrıs Türk tarafının hellim konusundaki taleplerinin karşılanmasının ne düzeyde olduğu konusunda bilgi almak istediklerini belirtirken bu ülkelerin ayrıca, yetki alanında olmamasına rağmen Bucci’den, Kıbrıs sorunundaki gelişmeler konusunda da bilgi talebinde bulunduğunu öne sürdü.

“Visegrad 4” ülkelerinin Bucci’yle görüşmesi, İngiltere, İsveç ve Finlandiya’nın AB Komisyonu Tarım Müdürlüğü’ne girişimde bulunarak, Kıbrıslı Türklerin hellim konusundaki taleplerinin karşılanmasını istemelerinden birkaç hafta geçtikten sonra gerçekleşti.

Toplamda 7 AB üyesi ülke Kıbrıslı Türklerin taleplerinin karşılanmasından yana. BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide ve Bucci de hellim konusunu “iki toplumlu” kabul ediyor.



PAPANDREU: "GEÇMİŞTEKİ FARKLILIKLARIMIZI UNUTMALI VE DERSLER ÇIKARMALIYIZ "



Yunanistan'ın eski başbakanı ve Sosyalist Enternasyonal Başkanı Yorgo Papandreu, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik, "Geçmişteki farklılıklarımızı unutmalıyız ve geçmişteki farklılıklarımızdan dersler çıkarmalıyız ki bu hataları aşalım ve bunları tekrarlamayalım. Dersler çıkarabileceğimiz problemlerin bizleri ele geçirmesine izin vermemeliyiz " dedi.

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) ve Kıbrıs Akademik Diyalog tarafından "Türkiye ve Kıbrıs: Bölgesel Barış ve İstikrar" başlıklı konferans Ankara'da düzenlendi.

Yunanistan'ın eski başbakanı ve Sosyalist Enternasyonal Başkanı Yorgo Papandreu ile Eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'in yanında çok sayıda diplomatik misyon temsilcisinin katılımıyla gerçekleşen konferansta Kıbrıs sorununu çözümü için atılabilecek adımlar masaya yatırıldı.

"Bir ülke hem küçük hem de bölünmüş ise güvenliğin sağlanması konusunda birçok zorlukla karşılaşacaktır" diyen Eski Başbakan Papandreu, Güney Kıbrıs'ın Avrupa Birliği (AB) üyesi olmasının adanın ve bölgenin güvenlik ve istikrarı için önemli olduğuna dikkati çekti.

Ada'da her iki toplumun da etrafında birleşebileceği değerler temelinde ulaşılabilecek bir çözümün mümkün olduğunu vurgulayan Papandreu, "Bir dayanak noktamız var. Birçok defa ifade edildiği gibi bu yönde ortak açıklamalar, iki toplumlu, iki bölgeli ancak tek vatandaşlığı öngören Birleşmiş Milletler çözümleri var. Üzerinde çalışmamız gereken ilerlememiz gereken şeyler bunlar" değerlendirmesini yaptı.

Papanderu, Kıbrıs'ta ulaşılabilecek kalıcı çözüm için sivil toplum ve siyasilerden olduğu kadar uluslararası toplumdan da destek alınması gerektiğine işaret etti.

Eski Dışişleri Bakanı Çetin de Kıbrıs sorununun çözümünün diyalogdan geçtiğini söyledi ve "Ada'da iki toplum var ve orası onların adası, onların evi, onların bölgesi. Onların son kararı vermesi gerekiyor" dedi.

Hiçbir ülkenin veya kuruluşun dışarıdan bir çözüm önerisini Kıbrıs halkına dayatamayacağını ve bunun da etkili olmayacağını savunan Çetin, "Tabii ki Türkiye ve Yunanistan hükümetlerinin çözümden yana istekli olmaları önemli katkı sağlayacaktır" diye konuştu.

"Ada'daki taraflar ile Türkiye ve Yunanistan sonsuza kadar bekleyemez" diyen Çetin, ortak çözüm tasarılarının önemine işaret etti ve bu tasarıların her platformda desteklenmesi gerektiğini söyledi.

Çetin, AB'nin de anlaşmazlığı sonlandırmak için elinden geleni yapması gerektiğini belirterek AB'nin bu konuda gerekli kararlılığı ve liderliği göstermesi gerektiğini dile getirdi.



“KİMLİK KIBRISLI TÜRK”



Sosyolog Kudret Akay, KKTC halkının çeşitli olgularla ilgili olarak siyasal eğilimlerini belirleme amacıyla yaptığı “Siyasal Eğilimler Ocak 2015” anketin kimlik olgusunu değerlendirdiği bölümünde katılımcılara “Kendinizi nasıl tanımlarsınız?” sorusu yöneltilirken, katılımcıların çoğunluğu kendilerini Kıbrıslı Türk olarak tanımladı.

Katılımcıların yüzde 46,7’si kendini Kıbrıslı Türk olarak tanımlarken, 25,9’u Kıbrıslı, yüzde 9,3’ü Türk, yüzde 7,8’i Müslüman Türk, yüzde 7,1’i Kıbrıs Türkü, yüzde 1,7’si Müslüman ve yüzde 1,6’sı da diğer olarak tanımladı.

Kudret Akay, kimlik tanımına bakıldığında, Kıbrıslı Türklüğün ana belirleyici olduğunun görüldüğünü belirtti.



GAÜ VE KAÜ İŞBİRLİĞİNDE KIBRIS TÜRK TARİHİ KONULU SERGİ AÇILDI



Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) ile Kıbrıs Amerikan Üniversitesi (KAÜ) işbirliğinde hazırlanan Kıbrıs Türk Tarihi ile ilgili “No. 3 Sergisi” ziyarete açıldı.

GAÜ’den verilen bilgiye göre, Lefkoşa Arabahmet bölgesi Kamil Paşa Caddesi 3 numaralı binada yer alan sergi, 14 Mart’a kadar ziyarete açık olacak.

Sergide Müftü Hacı Ali Rıfkı, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilk günleri ve 1963-1975 mücadele yılları ile ilgili görseller ve eserler yer alıyor.