Müzakereci Ergün Olgun, bir antlaşmaya ulaşmak için Kıbrıs Rum tarafının bir yol haritası niteliğinde olan “ortak açıklamaya” bağlı kalarak tek taraflı adımlardan vazgeçmesi gerektiğini vurguladı.

Olgun, Kıbrıs Rum tarafının atacağı her tek taraflı adıma karşılık Türk tarafının da adım atmak zorunda olduğunu belirtti.

Müzakereci Ergün Olgun dün düzenlenen basın toplantısında müzakerelerle ilgili son gelişmeleri anlattı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Osman Ertuğ, basın toplantısının başında yaptığı konuşmada, Ekim ayında durağan bir döneme giren müzakere sürecini, Kıbrıs Türk tarafı olarak “yolun sonu” olarak değerlendirmediklerini ifade etti.

Kıbrıs Türk tarafının 2015’de çözüm bulunması temennisi içerisinde olduğunu belirten Ertuğ, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin müzakere sürecinin Kıbrıs’ta bir çözüm bulunması için son şans olduğunu söylediğini hatırlattı. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun Kıbrıs Türklerinin çözüm için 46 yıl daha bekletilmesinin beklenmemesi gerektiği yöndeki ifadelerini de anımsatan Ertuğ, Kıbrıs Rum tarafına ön koşulsuz olarak müzakere masasına dönme çağrısını yeniledi.

Mevcut durumun sürdürülemez olduğunun, 11 Şubat 2014’de iki lider tarafından kabul edilen ve yol haritası olarak görülen ortak açıklamada da belirtildiğini kaydeden Ertuğ, “Görev, doruk antlaşmaları çerçevesinde ortaya çıkan ve son olarak iki tarafın 11 Şubatta imzalamış olduğu ortak açıklama metninde çizilen hedefin geçekleştirilmesidir,” dedi.

Müzakereci Ergün Olgun ise basın toplantısında adadaki bazı gerçeklere ve değişmesi olanaksız unsurları, çözüm fırsatlarını, çözümün önündeki engelleri ayrı ayrı anlattı.

Ergün Olgun, Kıbrıs’ın bulunduğu coğrafyanın, adadaki iki halktan birinin diğeri üzerinde yetkili olamayacağı, egemenliğin iki topluma ait olduğu ve siyasi eşitlik gerçeklerinin değişmez unsurlar olduğunu vurguladı.

Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlar arasında normal olmayan ilişkinin işbirliğine dönüştürülmesi gerektiğini belirten Olgun, işbirliğine dönüştürme sürecinin “kabak tadı vermeye başladığını” ve her yerde bir yorgunluk” yarattığını belirtti.



“İNGİLİZ YAZARIN KİTABI RUM KESİMİNDE TEPKİ UYANDIRDI”



2005 yılında yazdığı “Ada” isimli kitabıyla İngiltere’de en çok satanlar listesine giren ve büyük bir beğeni kazanan İngiliz yazar Victoria Hislop’un, geçtiğimiz aylarda yayınlanan The Sunrise (Güneşin Doğuşu) isimli Maraş’ı konu edinen kitabı ise Kıbrıs Rum kesiminde tepki uyandırdı.

İngiliz yazarın romanında Maraş’ı konu etmesinden büyük memnuniyet duyan Rum kesimi, önceleri yazara övgüler yağdırırken, kitap okunduktan sonra bu övgüler yerini tepkiye bıraktı.

Bahsi geçen kitapta, Kıbrıslı Rumların kötü kalpli, eli kanlı, baskıcı ve savaş sever kişiler olarak gösterildikleri ve Kıbrıslı Türklere baskı uygulayarak onlara eziyet çektirdikleri ve Kıbrıslı Türkleri yok etmeye çalıştıkları anlatılıyor.

Kıbrıslı Türklerin ise her zaman baskı altında yaşamak zorunda bırakıldıkları belirtiliyor.

Victoria Hislop’un kitabında ayrıca Grivas yönetimindeki EOKA’nın Yunanistan’la birleşmeyi sağlamak adına İngilizlere karşı kaba kuvvet kullanarak direndiği ifade ediliyor.

Kıbrıslı Rumların en fazla tepkisine neden olan bölüm ise Victoria Hislop’un Türkiye’nin 1974 yılındaki Barış Harekâtı’nı Kıbrıslı Türkleri EOKA-B ‘den korumak için yaptığı yönündeki ifadeleri oldu.

Buna ek olarak kitapta yıkıcı eylemlerde bulunan EOKA B’nin ortaya çıkan karışıklıkların tek sorumlusu olarak gösterilmesi ve barbar bir teşkilat olarak lanse edilmesi, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın ise Kıbrıslı Türklerin kurtarıcısı olarak nitelendirilmesi Kıbrıslı Rumların tepkilerini daha da artırdı. Kitaba yönelik olan yapılan diğer eleştiriler arasında kitapta 1963-64 yıllarındaki Türk bombardımanların haklı gerekçelerinin gösterilmesi, 1963-64 olaylarının sorumluluğunun Kıbrıslı Rumlara yüklenmesi yer aldı.

Kıbrıs Rum kesimi 1974 Barış Harekâtı’nı haklı gösteren The Sunrise isimli kitabın, yazarın diğer eserleri gibi birçok yabancı dile çevrilmesinden endişe duyuyor.

(Çeviri: Enformasyon Dairesi)