BASIN BÜLTENİ DIŞİŞLERİ BAKANI ÇAVUŞOĞLU: "DOĞU AKDENİZ’DE TÜRKİYE’NİN İÇERİSİNDE OLMADIĞI HİÇBİR KISITLAMA GEÇERLİ DEĞİLDİR " - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ DIŞİŞLERİ BAKANI ÇAVUŞOĞLU: "DOĞU AKDENİZ’DE TÜRKİYE’NİN İÇERİSİNDE OLMADIĞI HİÇBİR KISITLAMA GEÇERLİ DEĞİLDİR "
Tarih: 02.12.2014 > Kaç kez okundu? 1734

Paylaş


Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz'de yapılan uluslararası petrol anlaşmalarıyla ilgili, "Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin içerisinde olmadığı hiçbir kısıtlama geçerli değildir ve bu sadece bölgede gerginliği tırmandırır. Bu nedenle gerek komşumuz ve dostumuz Yunanistan ve diğer ülkelere bu hususu dikkate almaları konusunda çağrıda bulunduk ve bulunuyoruz" dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, resmi temaslarda bulunmak üzere Ankara'ya gelen Yunanistan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Evangelos Venizelos ile Ankara'da ortak basın toplantısı düzenledi.

Çavuşoğlu, 50. yılını dolduran ve halen çözüm bekleyen Kıbrıs sorununun çözümünün sadece Doğu Akdeniz’de değil Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde ve adada yaşayan iki halkın ilişkilerinde etkili olacağını, bölgenin istikrarını ve güvenliğini de etkileyecek önemli bir adım olacağını aktardı.

Çavuşoğlu, Kıbrıs’ta petrol arama ve sondaj çalışmalarından dolayı gerginlik yaşandığını, bunun üzerine Rum kesiminin Kıbrıs müzakerelerinde masadan çekildiğini hatırlatarak, "En zor şartlar altında bile müzakereler devam etmişti. Biz bu dönemde de müzakerelerin tekrar başlanmasını arzu ediyoruz" dedi.

Doğu Akdeniz’deki doğalgaz ve petrol rezervleri üzerinde Kıbrıs Türk halkının da hakkı olduğunu herkesin kabul ettiğini kaydeden Çavuşoğlu, uluslararası örgütlerin yanında Türkiye ve Yunanistan ile Kıbrıs Rum kesiminin de bunu inkar etmediğini belirtti. Çavuşoğlu "İki halkın hakkını koruyacak şekilde bir anlayışın ve çözümün olması arzumuzdur ve bu konudaki çabalarımız da devam edecektir" şeklinde konuştu.

Barbaros Hayrettin Paşa araştırma gemisinin Doğu Akdeniz'e gönderilmesi konusunun görüşülüp görüşülmediğinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, Kıbrıs etrafındaki karbon rezervleri üzerinde Kıbrıs Türk halkının da hakkı olduğunu tekrarladı. Çavuşoğlu, “Bugüne kadar Kıbrıs Rum yönetiminin aktivitelerine baktığımız zaman, tek taraflı yapılan sondaj çalışmalarına baktığımız zaman Kıbrıs Türk halkının buradaki meşru haklarının yok sayıldığı görülüyor” diye konuştu.

Kıbrıs meselesinin çözümünde önemli olanın "iyi niyet ve iki tarafın haklarını korunması" olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Biz adaya götüreceğimiz suyun da iki halk tarafında kullanılmasını arzu ediyoruz. Bu barış suyudur" dedi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Şu anda adanın ihtiyacı olanın iki katı su götürüyoruz Bu on katına da çıkabiliyor. Biz bunların, bölgedeki imkanların adanın barışı ve iki halkın yararı için kullanılmasını arzu ediyoruz. Burada, adadaki Türk halkının hakkını kimse inkar etmiyor ancak şu yöntemin bir garantisi yok. Müzakere olmazsa, tekrar başlamazsa ya da sonuçlanmazsa başka mı olacak Türk halkının hakkı, bunun da bir garantisi yok. Biz burada aynı kararlılığı komşumuz Yunanistan’da da görüyoruz. Umarım birlikte bu konuda çözüm buluruz ve umarım müzakereler bir an evvel tekrar başlar ve kalıcı bir çözüm ve barış getirir. Bu konuda Yunanistan ve Türkiye de garantör ülke olarak, anavatanlar olarak pozitif anlamda üzerine düşeni yapar."



SONSUZA DEK SÜRMEZ

Dünyaca ünlü “The Economist” dergisinin son sayısında yer alan bir makalede Kıbrıs’ta “iki Devletli” bir yapıyı gündeme getirmesi konusunda, “Çözüm için Rum tarafını zorlamaya devam edeceğiz” diyen Dışişleri Bakanı Nami, bunun sonsuza kadar sürmeyeceğine vurgu yaptı.

Diyalog’a konuşan Özdil Nami, The Economist Dergisi’ndeki makale ve Kıbrıs sorununda yaşanılan tıkanıklık hakkında şunları söyledi:

“The Economist dergisi bütün dünyanın takip ettiği çok önemli bir dergi ve kullandıkları başlıkta da “Tıkanıklık mı var yoksa sorun çözülemez mi” sorusunu gündeme getiriyorlar, bu önemli bir soru. Sanırım 50 yıllık bir çabanın geride kalması ve Şubat ayındaki ortak açıklamadan sonra ümitlerin yeşermesine rağmen şu anda Rum liderin müzakere masasını terk etmesi böylçe bir makaleye sebebiyet verdi. Şu anda The Economist dergisi değil uluslararası camiada birçok çevre bu soruyu soruyor. Acaba Kıbrıs sorunun tekrar mı tanımlanması lazım, Federal bir çözüm daha ne kadar tartışılacak, soruları biz istesek de istemesek de Uluslararası camia tarafından soruluyor. Bizim politikamız bellidir o da, BM nezaretinde yürütülen kapsamlı müzakerelerin başarıyla sonuçlanması ve yeni bir referandumun yapılması... Bizler elimizden gelen bütün çabayı sarf edeceğiz. Bu süreci yaşamadan spekülatif yorumlar yapmak bizim açımızdan doğru değil. Bunları yaparsak Rum tarafını biliyorsunuz çeşitli vesilelerle bunları Türk tarafının aleyhine kullanmak isteyecektir. Onun için Türk tarafı müzakere masasını zorlayan ve Rum lideri müzakere masasına davet eden taraf konumundadır.

Şu anda bu pozisyonumuzda herhangi bir değişiklik yok. Bütün bu çabalar tüketildikten sonra eğer hala beklenen neticeye ulaşamıyorsak, o günün konjonktürü reel politiği neyi koyacak onu hep bir arada yaşayıp göreceğiz. Şimdi bu durumun ilanihaye devam edemeyeceğini BM Genel Sekreteri zaten kendisi söyledi. Bunun ucu açık bir süreç olamayacağını müzakerelerin sonsuza dek süremeyeceğini BM kendisi söylüyor zaten. Diğer taraftan BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, iki gün öncesine kadar ülkemizde idi ve ayrılırken Rum devlet kanalına verdiği bir beyanatta kendisinin bu göreve getirilen son danışman olduğunu tahmin ettiğini ifade etti. Dolayısıyla o da bu çabanın artık bir nihai çaba olduğunun altını çizdi. Bu yüzden çabaların sona erdiğini, tarafların bir tanesinin anlaşmazlığı ilan etmesi değil, uluslararası camianın kabul etmesi gerekiyor. (Diyalog)



EIDE UYARDI: “MÜZAKERELERDEN KAÇAN ANASTASİADİS’TİR”



BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, kendi işinin tarafları müzakere masasına geri getirmek değil bu prosedüre yardımcı olmak olduğunu belirterek “Nikos Anastasiadis’in müzakerelerden kaçma nedenlerini anlıyorum. Ama kaçan kendisidir” dedi.

Fileleftheros gazetesinin haberinde Eidei, hidrokarbon konusunun sadece Deniz Hukuku konusu olmadığına işaret etti ve “Genel Sekreter’in son Kıbrıs Özel Danışmanı olacağım. Bunun çözüm için sebep olmasını diliyorum” diye konuştu.

Habere göre konuşmasında, gerçekçi iyimser olduğunu, müzakerelerin yeniden başlayabilmesi için çözülmesi gereken birçok meydan okuma bulunduğunu anlatan Eide “Müzakereler yeniden başladığında karşılaşacağımız gerçek anını göğüsleyebilmek için çabuk hareket etmemiz gerek” ifadesini kullandı.

Eide’nin, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetleri ve hidrokarbon konusunda mesafeli durmaya çalıştığını ve bunun da tepki çektiğini belirten gazete Eide’nin önceki gün RİK’e verdiği mülakatta ise Rum yönetimi uluslararasında tanınmış olduğundan Uluslararası Hukuk’a saygı gösterilmesi gerektiğini ancak hidrokarbonların sadece Deniz Hukuku konusu olmadığını söylediğine işaret etti. “Eide,‘hidrokarbon konusu sadece Deniz Hukuku konusu değildir. Kıbrıs bölünmüş ve Rum tarafı da hidrokarbonlar konusunda tek yanlı olarak uzun vadeli kararlar alıyor. Hidrokarbonlar çok boyutlu bir konudur ve sadece Deniz Hukuku ile sınırlı kalınmamalıdır. Konu hakkında Rum tarafı hukuki pozisyon alıyor Kıbrıs Türk tarafı ise gelecekten endişe duyuyor’ ifadelerini kullandı.



EİDE: “HER İKİNİZ DE HAKLISINIZ”



BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, Güney Kıbrıs’ın sözde Münhasır Ekonomik Bölgesinde (MEB) gerçekleştirdiği faaliyetler konusunda hem Kıbrıs Türk tarafıyla Türkiye’nin, hem de Kıbrıs Rum tarafının haklı olduğunu iddia etti.

Alithia gazetesi, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide’nın gazeteye yaptığı açıklamalarda, Güney Kıbrıs’ın sözde MEB’inde gerçekleştirdiği doğal gaz arama ve çıkarma faaliyetleri ile üçüncü ülkelerle işbirliği girişimlerini değerlendirdiğini ve “her iki tarafın da haklı olduğunu” söylediğini yazdı.

Eide söyleşisinde, son ziyaretinde taraflara, müzakere masasına dönmelerini sağlayacak bir tür formül paketi sunduğunu ancak “bir taraf için çok fazla ve diğer taraf için çok az olduğu hissinin oluştuğunu” belirterek liderlere “ne yapılması gerektiğine inandıklarını” sorduğunu ifade etti.

“Her iki liderin de kendisine, çok ikna edici bir şekilde, müzakere masasına dönmek istediklerini söylediklerini, bu konuda gerçekten kısa sürede bir anlaşmaya varılması gerektiğini gerçekten anladıklarını ve onlara inandığını” vurgulayan Eide, aynı şeyin Türkiye ve Yunanistan için de geçerli olduğunu ancak tarafların müzakere masasına nasıl döneceklerinin net olmadığını belirtti.

Eide, “bunun ne zaman ve nasıl olacağını şu anda söyleyemeyeceğini ancak kışın içerisinde müzakerelerin yeniden başlayacağı yönünde güçlü bir his taşıdığını” vurguladı.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 49
Dün Tekil 2050
Bugün Tekil 847
Toplam Tekil 4079625
IP 18.225.255.134






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























18 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Hepiniz birer T rk Bayra s n z. Bayra lekelemeyin, kirletmeyin yere d rmeyin.
(Alpaslan T RKE )


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.502 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu