Gül,hem küskün,hem kırgın… - Necdet SİVASLI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Gül,hem küskün,hem kırgın… - Necdet SİVASLI
Tarih: 21.08.2014 > Kaç kez okundu? 1780

Paylaş


BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI

e.mail: necdetes@mynet.com

Gül,hem küskün,hem kırgın…



Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bundan 4 ay önce yaptığı açıklamada

“Bugünkü şartlarda siyaseti düşünmüyorum” demişti. Cumhurbaşkanlığı

seçiminden sonra Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra yaptığı

açıklama ise “Partime döneceğim” mesajını vermişti. Herkes, Gül’ün AK

Parti’ye dönüp, Genel Başkan, ardından Başbakan olarak yoluna devam

edeceğini sanıyordu.

Şimdi ise Gül “Siyasete mola vereceğim. İstanbul’a yerleşeceğim ve

çalışmalarımı oradan sürdüreceğim” açıklamasını yaptı.

Cumhurbaşkanı Gül’ün Çankaya Köşkü’nde verdiği “veda resepsiyon”undaki

mesajlarını alınca, Erdoğan-Gül çekişmesinin tüm açıklığı ile ortaya

çıktığını gördük. Gül, yaptığı açıklamada “Bir tarafta bir zamanlar

“aman cumhurbaşkanı olmasın” diyenlerin şimdi bana bir parti

kurdurması, bir taraftan da bizim cenahtan epeyce saygısızlıkları

gördüm. “ demesi, bir kırgınlığın, bir küskünlüğün ifadeleridir.

Nitekim Gül’ün eşi Hayrunnisa Gül de “Kendisi nezaketinden dolayı

konuşmak istemiyor. Ben üzülmeyeyim diye twitter bile açmıyor.

Önümdeki gazeteleri kaldırıyor” diyor.

Bütün bu açıklamalar Gül cephesinin kırgınlık ve küskünlük içinde

olduğu gerçeğini açıkça ortaya koyuyor.

Aslında ortada var olan Erdoğan-Gül çekişmesidir. Erdoğan, istemiş

olsa, Gül’ün önü açılmaz mı? Buna kim engel olabilir? Herşey formülüne

uydurulur, Gül’ün partinin başına geçişi sağlanabilirdi. Böylece

Başbakan olarak da partiyi yönetmesi sağlanırdı. Görünen, Gül’ün

Erdoğan’ın önünde engel olacağıdır. Bu nedenle de daha önceki

yazılarımızda da belirttiğimiz gibi Gül ve ekibinin önü kapatılmıştır.

Bundan sonra ne olur? Beklenen kavga başlar mı? Bu konuda şu anda bu

konuda ne söylense doğru olmaz.

Şunu açık biçimde ifade edelim:

Gül, Cumhurbaşkanı olarak 7 yıl boyunca AK Parti’ye destek oldu. Önüne

gelen kararnameleri Anayasa’ya aykırı olsa bile hemen imzalayarak

Meclis’e gönderdi. Elinden gelen bütün gayreti gösterdi. Erdoğan’ı

kırmamaya, incitmemeye özen gösterdi. Bütün bunların sonucu olarak AK

Parti’nin Gül’ü harcadığını görmekteyiz.

Aslına bakılacak olursa Gül’ü partinin başında istemeyen Erdoğan’dır.

Yarı Başkanlık sistemini kafasına koyan, partiyi Çankaya’dan da

yöneteceğini açıklayan Erdoğan, Gül’e söz geçirebilir mi? İstedikleri

yaptırabilir mi? İngilizceyi iyi konuşan, diplomatik alanda

küçümsenmeyecek bir yeri olan ve partide sözü dinlenen Gül’ün bir

noktada Erdoğan’ı gölgede bırakabileceği ihtimali göz önüne alınacak

olursa Erdoğan’ın Gül’ü neden istemediği daha net görülebilir.

Bugüne kadar “Kardeşim Gül” diyerek kendisini Cumhurbaşkanı seçtiren

Erdoğan’ın artık geçmişe sünger çekmesi ve kader arkadaşları ile

yolları ayırma noktasına gelmesi tabanda nasıl değerlendirilir,

getirisi ve götürüsü ne olur bunu da şimdiden kestirmek zordur.

“Siyasete arar vereceğim ve dinlenmeye çekileceğim” açıklamasını yapan

Gül, eğer sahneye çıkmaz ise kısa zamanda unutulur gider. Bunu kendisi

de çok iyi biliyor. Bu nedenle parti tabanında bir rahatsızlık ve

ayrışma, Gül’ü rahat bırakmaz. Kapısını çalan çok olur. Yeni oluşum,

kendiliğinden hayat bulabilir. Daha önceki yazılarımızda da

değindiğimiz gibi, bundan sonra AK Parti, eski AK Parti olmayacaktır.

İşin bir de şu yüzüne bakalım:

Gül, dikkat edilecek olursa mücadele etmeden, vuruşmadan uzak kalmayı

tercih ediyor. Erdoğan’ın kendisini istemediğini bildiği halde

mücadeleyi göz alamadı. Bunun birçok nedeni olabilir. Zaman içinde

bunların nedenlerinin de ortaya döküleceği görüşündeyiz.

Eğer bu ikilin arasında bilmediğimiz bazı konular varsa, bir mücadele

söz konusu olmaz. Araya başkalarının sokulması ile bazı yoklamalar

olabilir. Bunlardan da nasıl ve ne kadar sonuç alınabilir bunu da

kestiremiyoruz.

Örneğin, Gül her açıklamasında “Ben parlamenter sistemden yanayım”

derken, Erdoğan’ın kafasında hep “Yarı Başkanlık” sistemi vardı. Bu

konudaki ayrışmanın da ikilinin arasını açtığını sanıyoruz.

Gül, bugün bile bu konuda şu vurguyu yapıyor:



“Benim bu konudaki fikrimi biliyorsunuz. Bu konular ilk defa

tartışılırken ben parlamenter sistemden yana olduğumu söylemiştim.

Tabii ki başkanlık sisteminin de demokratik bir sistem olduğunu kimse

yadsıyamaz. Ama başkanlık sistemindeki gerçek anlamda denge, check

balans, kuvvetler ayrılığı kurulduğu takdirde ki ABD sistemi böyle bir

sistem, kongre ile yönetim arasında çok kesin ayrılıklar var. Şüphesiz

ki bu da demokratik bir sistemdir. Önemli olan sistemlerin kendi

içindeki tutarlılığının korunmasıdır. Başkanlık sisteminde de o

sistemin kendi içindeki tutarlılığımı, dengelemeyi, kuvvetler

ayrılığını muhafaza edecek şekilde olması, eğer bu parlamenter

sistemse de bu sistem içerisinde kuvvetlerin ayrılığını dengelerin

olacak şekilde gerçekleşmesi. Hangisini tercih edersiniz derseniz, bu

halkın, çoğunluğun tercihiyle olabilecek bir şeydir. Bu Anayasa ile

fiili Başkanlık olur mu? Onlara girmek istemem.”



e.mail: necdetbuluz@gmail.com

necdetes@mynet.com









Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 78
Dün Tekil 1947
Bugün Tekil 1614
Toplam Tekil 4078342
IP 18.222.37.169






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























17 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Tanr nasip eder, mr m vefa ederse; Musul, Kerk k ve Adalar geri alaca m. Selanik de dahil Bat Trakya'y T rkiye hudutlar i ine kataca m.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.311 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu