Cumhurbaşkanlığı, 15 Temmuz Rum-Yunan darbesinin yıl dönümü arifesinde Rum yetkililerin Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafını hedef alan suçlayıcı açıklamalarının arttığını belirterek, bunları kınadı.

Cumhurbaşkanlığı açıklamasında, Rum Sözcü Hristodulidis’in sahip oldukları tek yanlı AB üyeliğini Türkiye’nin müzakere başlıklarının açılmasında “veto hakkını bir silah olarak kullanacakları” şeklinde tehditkâr açıklamalarda bulunduğu; Rum Dışişleri Bakanı Kasulidis’in ise Türkiye’ye karşı bir propaganda savaşı başlatacakları şeklindeki sözler sarf ettiği ve Türkiye’nin BM üyeliğini sorgulamaya yeltendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, gerek BM üyeliği gerekse AB üyeliği sorgulanması gereken bir taraf varsa bunun Kıbrıs Rum tarafı olduğu vurgulanarak, Kıbrıs Rum tarafının 1963’ten bu yana silah zoruyla “Kıbrıs Cumhuriyeti” sandalyesini işgal altında tuttuğu, söz konusu kuruluşlardaki üyeliklerinin tamamen tek yanlı olduğu ifade edildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“GKRY yetkililerinden gelen bu saldırgan ve tahrik edici beyanları esefle karşılıyor ve öncelikle kendilerine muhataplarının Türkiye değil, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olduğunu hatırlatmak istiyoruz. 15 Temmuz Rum-Yunan darbesi ve Aralık 1963’ten bu tarihe kadar Kıbrıs Rum tarafının Yunanistan’la işbirliği içinde yürüttüğü silahlı Enosis kampanyası tarihi gerçekler olarak ortada dururken, Kasulidis’in Türkiye’yi ‘Kıbrıs’ın yarısını elinde tutmakla’ suçlaması, kendi suçlarını başkalarına yükleme çabasından başka bir şey değildir.

Ortada devam eden bir görüşme süreci vardır ve bu süreç kurulması hedeflenen yeni ortaklığın koşullarını ve unsurlarını belirlemeye yöneliktir. Sürecin bu kez başarıya ulaşmasının bir şartı da iki taraf arasındaki ilişkilerin ve genel atmosferin olumlu ve yapıcı olmasıdır. Rum yetkililerin bu tür beyanları ise atmosferi zehirlemekte ve uzlaşı ümitlerini baltalamaktadır.

Türkiye’den getirilecek su konusuna bile olumsuz yaklaşan bir zihniyet, bu sıcak günlerde kuraklık tehdidi altında olan Kıbrıs adasında kalıcı bir uzlaşının yeşermesine meydan vermeyen bir davranıştır. Karşı tarafın BM Genel Sekreteri’nin raporlarında tekrar tekrar vurgulanan suçlayıcı beyanlardan kaçınılması konusundaki çağrılara kulak vermesini bekliyoruz.”

Öte yandan, Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kutlay Keço başkanlığındaki Erenköy Mücahitler Cemiyeti heyetini dün kabul etti.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Erenköy direnişinin üzerinden 50 yıl geçtiğini belirterek, Erenköy direnişiyle tarihi bir mücadelenin sergilendiğini ve dünyaya bir mesaj verdiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs’taki görev süresi sona eren Barış Gücü (UNFICYP) Komutanı Tümgeneral Chao Liu’yu da kabul etti.





BAKAN NAMİ SON GELİŞMELERİ BRT’YE DEĞERLENDİRDİ



Dışişleri Bakanı Özdil Nami, dün katıldığı bir Televizyon programında, Brüksel ziyaretine dair gelişmeleri değerlendirdi.

Bakan Nami, Avrupa Birliği Dışişleri Bakanı Catherine Ashton’un ofisinde, üst düzey bir yetkili ile biraraya geldiklerini, görüşmeler sırasında eksik bilgiler olduğunu fark ettiklerini, bu yüzden temasların son derece faydalı olduğunu ifade ederek, müzakerelerdeki son durumu ve AB ile Kıbrıslı Türklerin ilişkilerini masaya yatırdıklarını sözlerine ekledi.

Avrupa Sosyalistler Partisi (PES) Başkanı Sergei Stanishev ile de çok verimli bir toplantı gerçekleştirdiklerini belirten Bakan Nami, KKTC hükümetinin AB ile uyum çalışmaları hakkında bilgi aktardıklarını ve Rumların müzakere sürecindeki olumsuz tutumları ile ilgili Türk tarafının görüşlerini ilettiklerini söyledi. Bakan Nami, Avrupa Sosyalistler Başkanı’nın da kendilerine destek verme yönünde kapı açtığını ifade etti.

Bakan Nami, Avrupa Birliği’nin Genişleme ve Komşuluk Politikası Komiseri Stefan Füle ile de biraraya geldiklerini ve müzakerelerde gelinen son aşamayı ve yaşanan sıkıntıları aktardıklarını sözlerine ekledi.

AB uyum çalışmaları ile ilgili değerlendirmelerini de Füle’ye aktardıklarını söyleyen Bakan Nami, AB uyum çalışmalarının devam ettiğini, Mali Yardım Tüzüğü ve Yeşil Hat Tüzüğü gibi konularda iyi giden kısımlar olduğu gibi kötü giden kısımların da olduğunu ve bunların da masaya yatırılacağını belirtti.

Bakan Nami, şu an AB müktesebatında sağlık, çevre, tarım konularında geride olduğumuzu, bürokratlarımızın, teknik kadrolarımızın ve Meclis’teki yasalarımızın AB müktesebatına uyumlu olması gerektiğinin altını çizdi. Bakan Nami, Rumların ticari araçlarının sınır kapılarından geçebilmesine karşın KKTC kayıtlı ticari araçların GKRY’ye geçemediğini bunun aşılabilmesi için gerekli düzenlemelerin yapıldığını ve yakında geçişlerin başlamasının beklendiğini sözlerine ekledi. Bakan Nami bu süreçte, halkın iyi bir şekilde bilgilendirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

Bulunan aşamada müzakere sürecinin iyi gitmediğini belirten Bakan Nami, Rum tarafının güven artırıcı önlemler üzerinde durduğunu ve ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın ziyaretini de bunun üzerine kurguladıklarını, bu nedenle de sözkonusu ziyaretin faydalı olmadığını vurguladı. Nami, Rum tarafının, zamana oynayarak, güven artırıcı önlemler konusunda Maraş’ı odak noktası yapma konusundaki amacının kapsamlı çözüm müzakerelerinden uzaklaşmak olduğunu ifade etti. Bakan Nami, Rum lider Anastasiadis’in, ortak metin çerçevesinde üzerinde yakınlaşma sağlanan konulardan geriye kalanları müzakere etmek yerine, konuları baştan müzakere etmek istediğini söyledi. Bakan Nami, ortak metin çerçevesinde, federal yürütme seçiminin dönüşümlü başkanlık içermesi konusunda görüş birliğine varılmış olup hangi yolla seçileceği konusu üzerinde anlaşma sağlanamadığını, geçmişte üzerinde yakınlaşma sağlanan konuları Rum Tarafının ortadan kaldırıp federal yürütmenin basit bir oy çokluğu ile seçilmesini istediğini ifade etti. Bunların kabul edilemez olduğunu vurgulayan Nami, Anastasiadis’in, Ulusal Konsey’den bir müzakereci atamakla olayı uzaktan takip edeceğinin sinyalini verdiğini, özlü görüşmelere geçileceği yaklaşımının da es geçildiğini söyledi.

Bakan Nami, var olan sıkıntılar aşılmadan, güven artırıcı önlemler ve yol haritası hakkındaki konularda bir ilerleme olamayacağının altını çizdi.

Rum tarafının süreci tıkamakta olduğu ve bunun bilinmesini de istemediğini söyleyen Bakan Nami, Türk tarafının ise yeni yakınlaşma belgelerinin oluşmasını arzu ettiklerini ve nihai kapsamlı çözüme ulaşmak istediklerini sözlerine ekledi. Bakan Nami, Rum tarafının zamana oynama taktikleri olduğunu, Türkiye’deki seçimlerin bitmesi, ardından KKTC’deki başkanlık seçimlerinin geçmesinden sonra ciddi müzakerelere geçilmesi yönünde bir stratejileri olduğuna yönelik her türlü mesajı verdiklerini de söyledi.

Rum tarafının geçmiş yakınlaşmalara saygı göstermediğini ve müzakerelerdeki tıkanıklığın ana sebebinin de bu olduğunu kaydeden Dışişleri Bakanı Nami, Rum tarafının yaklaşımının, karşılıklı güven duygusunu ve iyi niyeti önemli ölçüde erozyona uğrattığını söyledi.

Bakan Nami, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin adaya geleceğinden bahsedildiğini, olası bir ziyarette Rum tarafının, Biden ziyaretinde olduğu gibi güven artırıcı önlemler konularını gündeme getirmemeleri ve kapsamlı çözüme odaklanmaları için çaba sarf edilmesi gerektiğini de belirtti.

Bu günlerde ikinci bir plan olabilecek B Planı’ndan bahsetmenin sağlıklı olmayacağını, sıkıntıların aşılacağını söyleyen Bakan Nami, “Bütün dünya bunu değerlendirecek. Biz geri dönülmez bir sürecin içerisindeyiz ve nihai kapsamlı çözüme gidilecek. Gidilemezse, BM’ nin bu işi başından tutup her iki tarafı da iyi bir şekilde motive edip kurgu yapması lazım” dedi.

Rum tarafında Kuzey Kıbrıs’ın tanınmasına yönelik bir “korku” olduğunu, bunu, korkudan da öte bir fobi olarak değerlendirdiğini belirten Nami, birçok endişelerinin mesnetsiz olduğunu kaydetti. Nami, Rum tarafının yabancı büyükelçiler ile yemekte çekilen fotoğrafın sosyal medyada kullanılmasını dahi KKTC’nin statüsünü yükseltme çabası olarak algılayıp bunları engelleme gayreti içerisine girebildiğini, Brüksel’de talep edilen randevuları engellemek için büyük bir çaba harcadıklarını belirtti.

Bir soruya karşılık Bakan Nami, atanacak BM Özel Danışman’ının Avrupa’dan olmaması yaklaşımında olduklarını da söyledi. Atanacak yeni BM Danışman’ının, isminden çok görev tanımının önemine vurgu yapan Nami, görev tanımının güçlenmesi gerekir diye düşündüğünü ve bunun daha faydalı olacağını sözlerine ekledi.





Dışişleri Bakanı Nami: “dünyada yaşanan ekonomik sorunlar Kıbrıs sorununun getirdiği özel koşullar ile birleşerek ülkemiz ekonomisine ciddi zararlar verİYOR”





Dışişleri Bakanı Özdil Nami, dünyada yaşanan ekonomik sorunların, Kıbrıs sorununun getirdiği özel koşullar ile birleşerek ülkemiz ekonomisine ciddi zararlar verdiğini söyledi. Bakan Nami, “Böyle bir dönemde, ekonomimizin kalkınabilmesi için KOBİ’lerin her açıdan desteklenmesi büyük önem arz etmektedir. Ayrıca, KOBİ’lere sağlanan her destek, özel sektörün gelişimine yönelik önemli bir ivme kazandırmaktadır” dedi.

Avrupa Komisyonu, Kıbrıslı Türk Küçük ve Orta Boy İşletmelerin (KOBİ) gelişimi ve kentsel ve kırsal bölgelerde toplum kalkınmasını desteklemek amacı ile 47 yeni Hibe Sözleşmesi imzaladı. AB hibesi ile ödüllendirilen projeler için dün Bedesten ’de bir etkinlik düzenlendi.

Bakan Nami, ülkemizde özel sektörün %90’ından fazlasını KOBİ’lerin oluşturduğunu işaret ederek, şöyle dedi: “Yaşamsal önemi olan KOBİ’lerin desteklenmesi ve yapılarının sürdürülebilir hale getirilmesi, dolayısıyla ekonominin gelişmesi ve rahatlaması için Avrupa Birliği tarafından mali destek sağlanmaktadır. Bu kapsamda, KOBİ’lere yönelik 3. Hibe Programı’nı uzun ve zorlu bir müzakere sürecinin ardından başlatabilmekten dolayı mutluyuz. Küçük ve Orta Boy işletmelerin ürün ve servislerinin modernize edilmesi için 5.000.000 Avro’luk proje çağrısı ile mevcut kurulu ve yeni kurulan işletmeler olmak üzere iki kategori şeklinde başvurular kabul edilmiş, başvuru yapanlar arasında 3. hibe çağrısı kapsamında 40 KOBİ ile toplam değeri 4.747.849 AVRO’luk sözleşmeler imzalanmıştır.” Bakan Nami konuşmasında, bu tür çağrıların ekonomimize olan olumlu katkıları nedeniyle Avrupa Birliği’ne teşekkür etti ve bu tür çağrıların devam etmesinin ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Nami ayrıca, 3. hibe çağrısı kapsamında sözleşme imzalamaya hak kazanan işletmeleri kutladı ve başarılar diledi.

Bakan Nami, KOBİ Hibe ödüllerini kutlamak için düzenlenen etkinlikte ödülleri, AB Destek Ofisi Direktörü Micheala de Bucci ile birlikte verdi.





TÜRKİYE ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI EROĞLU: “KKTC’YE SUYU BU YIL İÇİNDE VERECEĞİZ”



Türkiye Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, KKTC Su Temin Projesi'ne ilişkin "Şimdi denize boru döşeniyor. Hava şartlarına bağlı ama bu yıl içinde suyu vereceğiz. Eylül ayı sonunda projenin biteceğini bekliyoruz" dedi.

Eroğlu, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Stefano Manservisi'yi, makamında kabul etti.

Eroğlu ile Manservisi, görüşmeleri sonrası yaptıkları açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

KKTC Su Temin Projesi'nin ne zaman tamamlanacağına ilişkin soruyu yanıtlayan Eroğlu, proje ile yılda 75 milyon metreküp suyun Anamur'daki Alaköprü barajından KKTC'deki Geçitköy Barajı'na taşınacağını söyledi. Aradaki mesafenin 107 kilometre, bunun 80 kilometresinin ise denizde olduğunu anlatan Eroğlu, Alaköprü ve Geçitköy barajlarının tamamlandığını ifade etti. Eroğlu, "Şimdi denize boru döşeniyor. Hava şartlarına bağlı ama bu yıl içinde suyu vereceğiz. Eylül ayı sonunda projenin bitmesini bekliyoruz" diye konuştu.



KIBRIS TÜRK VE KIBRIS RUM TİCARET ODALARI YENİ BİR ÇALIŞMA BAŞLATTI: “ÖRNEK OLMAK”



Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) ile Kıbrıs Rum Sanayi ve Ticaret Odası (CCCI), iki kesimdeki iş dünyası arasında diyalog, işbirliği ve uzlaşıya destek olma hedefiyle yeni bir çalışma başlattı.

“Örnek olmak” ismindeki proje, bugün Lefkoşa ara bölgedeki Chateau Status Restoran’da düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. Proje yaklaşık 10 ay önce Malta’da bir araya gelen 10 Kıbrıslı Türk ve 10 Kıbrıslı Rum iş insanının oluşturduğu Malta İş Liderleri Grubu’nun, iki taraf arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesi çabalarına destek olunması için hazırlandı.

İki oda tarafından yürütülecek proje, Avrupa Birliği tarafından finanse ediliyor. Proje kapsamında ara bölgede küçük bir pazar yeri kurulması ve işadamlarının Türkiye ve Yunanistan ziyaretleri, ticari araçların dolaşımı gibi konuları da içeriyor.

Basın toplantısında ilk konuşmayı yapan Avrupa Komisyonu Kıbrıs Türk Masası Şefi Michaela Di Bucci “İki oda tarafından hayata geçirilen projenin, iki kesimdeki iş dünyaları arasında diyalog, güven ve işbirliğini geliştireceğine inanıyorum” dedi.

İki kesimden özelde ticaret kesimleri, geneldeyse sivil toplum örgütlerinin adada sürdürülebilir bir çözüm bulma çalışmalarına güçlü destek verdiğini, bu konuda iki taraftaki Ticaret Odalarının güzel bir emsal teşkil ettiğini kaydeden Bucci, adada bulunacak bir çözümün her iki kesimin ekonomisine yarar getireceğinin yapılan pek çok çalışmada görülebildiğini kaydetti.

KTTO Başkanı Fikri Toros, projenin iki odanın adada kapsamlı bir çözüme yardımcı olmak adına yürüttüğü başarılı iş birliğinin yeni bir sonucu olduğunu; projenin iki toplumun yakınlaşmasına yardımcı olmayı amaçladığını kaydetti.

Projede iki kesimden iş insanları arasındaki diyalog, güven ve uzlaşı kültürünün geliştirilmesinin hedeflendiğine işaret eden Toros, Malta İşadamları Grubu’nun oluşmasına yaptığı katkıdan dolayı Amerika Uluslararası Yardım Ajansı ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı İşbirliği ve Güven İçin Hareket yetkilileri ile projeye katkıda bulunan tüm kesimlere teşekkürlerini iletti.

Barış ve refah içerisinde bir geleceğin mümkün olduğuna inandığını kaydeden Toros, “Kıbrıs konusu sadece siyasilerin eline bırakılmayacak kadar hassas ve çalışma gerektiren bir konudur. İş dünyasının bu süreçte yer alması kaçınılmazdır” dedi.