ORTADA 300 ÖLÜ VAR AMA SUÇLU YOK… - Necdet SİVASLI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









ORTADA 300 ÖLÜ VAR AMA SUÇLU YOK… - Necdet SİVASLI
Tarih: 17.05.2014 > Kaç kez okundu? 1812

Paylaş


BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI

e.mail: necdetes@mynet.com

ORTADA 300 ÖLÜ VAR AMA

SUÇLU YOK…

Soma Kömür ocaklarında

meydana gelen faciada Bakan Taner Yıldız’ın verdiği rakamlara göre

300’ün üzerinde maden işçisi hayatı yitirdi. Yapılan açıklamalarda hiç

kimse “Ben suçluyum” demiyor. Bir ihmaller zincirinin neden olduğu bu

katliam gibi faciada “ihmal” bile suç unsurudur. İhmallerin neler

olduğu bugüne kadar söylendi, yazıldı, çizildi. İnsanlar öldü,

yaralandı, aileler perişan, ortada bir enkaz vara ama suçlu ya da

suçlular yok.

Soma’da yaşanan bu

facia, eğer gelişmiş bir ülkede yaşanmış olsa, neler olurdu? En

azından sorumlu olan Bakanlar, bürokratlar istifa eder, ocak sahibi ve

diğer sorumlular soruşturma bitinceye kadar gözlerinin yaşına

bakılmaksızın tutuklanırlardı. Hiç kimse bir yerlere sığınmasın, hiç

kimse timsah gözyaşları dökmesin ortada katliam gibi bir facia,

facianın sonunda 300’den fazla ölü var. Yıkılmış aileler, babasız

kalmış çocuklar, travma geçiren anne-babalar var. Türkiye’yi, Türk

dünyasını yasa boğan görülmemiş bir olay yaşıyoruz.

İLO SÖZLEŞMESİ VE SONUÇ

Biz, peşin

hükümle hiç kimseyi suçlamak istemiyoruz. Ortaya konulan iddialar,

ihmaller, açıklamalar Soma faciasında kimlerin suçlu olduğunu ortaya

koyuyor. Bunlar hiç kuşkusuz bundan sonra araştırılacak, raporlar

hazırlanacak, suçlu olanlar da ortaya çıkarılacaktır. Temennimiz, bu

konuda kafalarda soru işaretleri bırakılmayacak bir çalışmanın

yapılmasıdır.

Örneğin, Uluslar

arası Çalışma Örgütü (ILO)’nün 176 numaralı bir maddesi var. Bu madde

“Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi”ni içeriyor. Bu sözleşmeyi

Türkiye neden imzalamadı? Eğer bu madde imzalanmış olsa, maden işletme

sahiplerine ve hükümete önemli sorumluluklar yüklenmiş olacak. Bu

sorumluluktan 19 yıldır kaçılmış. 1995 tarihli bu sözleşmeye 26 ülke

imza koymuş. Bu sorumluluktan kaçmak demek, faciaya da davetiye

çıkarmak demek olmuyor mu?

Cumhurbaşkanı

Abdullah Gül, üstü kapalı da olsa, Soma ziyareti sonrası Devlet

Denetleme Kurulu’nun bu konuda yıllar önce hazırladığı raporu

Başbakanlığa gönderdiklerini, raporda gereken önemli hususların ele

alındığını söylemedi mi? Peki, raporda “önemli hususlar” neyi

içeriyor, nelere dikkat çekiliyor? Bunlar teker teker açıklandı,

ihmalleri kimlerin yaptığı açıkça görülmüyor mu? Bu uyarıları dikkate

almayan, kural tanımayan, ihmali yapanlar suçlu konumunda değiller mi?

Dile kolay ortada 300 kişi katliam gibi faciada ölmüş, ortada suçlu

yok.

SOMA’DAKİ İŞ KAZASI DEĞİL

Şu gerçeğin altını kalınca çizelim:

İş kazaları, iş

güvenliğinin yetersiz olduğu, meslek bilginin bulunmadığı, ihmalin,

ilgisizliğin, suistimalin olduğu işletmelerde olağandır. Ancak,

Soma’daki olay bir iş kazası değil, katliam gibi bir faciadır. Eğer iş

sağlığı ve iş güvenliği sağlam olsaydı bu facia yaşanır mıydı bunu

düşünmek gerekiyor. Yeni teknolojiler, alınan önlemler, ciddi

sorumluluklar dünyada iş kazalarını azaltıyor. Eğer biz iş kazalarında

insan kaybında Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sırada yer alıyorsak

buraya bir nokta koymak gerekiyor.

Anlamakta zorluk

çektiğimiz bir başka konu da Hükümete yakın medyanın Soma Faciasında

yaşanan gerçekleri kamuoyundan saklamaya çalışan yayın yapma yarışı

içinde olmalarıdır. Neyi kimden saklamaya çalışıyorsunuz? Kime yaranma

yarışı içindesiniz? Ortada bir facia, facianın getirdiği 300 ölü var.

Bunun üzerini kapatmak mümkün mü? Akan bu gözyaşlarını dindirmek kolay

mı? Yaşanan bu katliam gibi facianın hiç mi suçlusu, ya da suçluları

yok? Bunların üzerine gitmek, bunları ortaya çıkarmak gerekirken, bazı

gerçeklerin saklanmaya çalışılması hiç kuşkusuz yaşanan acılara yeni

acılar katıyor.

KADER Mİ, İHMAL Mİ?

Maden kazaları başta olmak

üzere, iş kazalarını bir “kader” olarak değerlendirmek ve Başbakan’ın

da söylediği gibi “Bunlar olağan şeyler, işin fıtratında var” demek

inanın ki acılara acılar katmıştır. Sosyal medyada bile bu konuda

seslenenler “Allah’ın takdiri diyorlar. Allah Almanya’daki işçilere

torpil mi geçiyor? Onlar neden ölmüyor, takdir yalnız bize mi?”

diyorlar. Mısır’da öldürülen Arap Rabia için gözyaşı dökenlerin,

Soma’daki faciada ölenler için “kader” diyenler için ne diyelim ki?

Gelin hep birlikte

düşünelim: Soma’daki facia kader mi,yoksa ihmaller zinciri mi?

Kaldı ki,

koruduğumuz, gözyaşı döktüğümüz Arap ülkeleri acılarımızı paylaşmamış,

Türk ve Türk Dünyası’nın tuttuğu “yas” ı da es geçmiştir.

Acılarımızla, sıkıntılarımızla baş başa kalan yine bizler olduk.

“Türk’ten başka Türk’ün dostu yoktur”u Soma faciasında bir kez daha

gördük, bir kez daha yaşadık.

İşveren açıklama yapıyor”

İhmalimiz yok” diyor. İktidar cephesi “Suçumuz yok” diyor. Peki, ölen

bu 300 kişi mi suçluydu? Yorum sizin.

e.mail: necdetbuluz@gmail.com

necdetes@mynet.com







Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 71
Dün Tekil 1947
Bugün Tekil 1647
Toplam Tekil 4078375
IP 18.191.236.174






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























17 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Tanr nasip eder, mr m vefa ederse; Musul, Kerk k ve Adalar geri alaca m. Selanik de dahil Bat Trakya'y T rkiye hudutlar i ine kataca m.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.311 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap