BASIN BÜLTENİ: CUMHURBAŞKANLIĞI: “HUKUKİ DAYANAKTAN YOKSUN, ADALET İLKELERİYLE BAĞDAŞMAYAN SİYASİ NİTELİKLİ BİR KARAR” - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ: CUMHURBAŞKANLIĞI: “HUKUKİ DAYANAKTAN YOKSUN, ADALET İLKELERİYLE BAĞDAŞMAYAN SİYASİ NİTELİKLİ BİR KARAR”
Tarih: 14.05.2014 > Kaç kez okundu? 2037

Paylaş


KKTC Cumhurbaşkanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye aleyhine verdiği 90 milyon Euro’luk tazminat kararının “hukuki dayanaktan yoksun, adalet ilkeleriyle bağdaşmayan, siyasi nitelikli bir karar” olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanlığı, kararın zamanlaması açısından da manidar olduğuna işaret etti ve öze yönelik müzakerelerin başladığı aşamada verilen bu kararın, taraflardan birine haksız yere siyasi ve psikolojik avantaj sağlayacak tutuma girilmesinin düşündürücü olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu’ndan yapılan yazılı açıklamayla, AİHM kararı değerlendirildi.

“Bu kararla AİHM maalesef adalet ilkelerini ters yüz etmiş, Kıbrıs dramının esas suçlularını göz ardı edip suçsuzu cezalandırma yoluna gitmiştir” denilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“1963-1974 döneminin toplu katliamlarını; Kıbrıs Türk halkının 103 köyden silah zoruyla atılıp dörtte birinin göçmen durumuna getirilmesini ve 11 yıl süreyle Ada topraklarının yüzde 3’ünde hapis hayatı yaşamaya mahkum edilmesini; bu dönem içerisinde çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 502 sivil kaybımızın bulunduğunu, 1974 Türk Barış Harekatı’na sebebiyet veren hadisenin Rum-Yunan darbesi olduğunu ve Türkiye’nin 1960 Garanti Antlaşması’nda ifade bulan hak ve yükümlülükleri gereği bu kurtarma harekatını yapmak zorunda bırakıldığını göz ardı eden Mahkeme, bu kararla her türlü gerçekçilik, hakkaniyet ve adalet ilkelerine ters düşmüştür.

Cumhurbaşkanlığı açıklamasında, kararın zamanlaması açısında da manidar olduğu ifade edilerek, Kıbrıs’ta bir uzlaşıya yönelik tam teşekküllü görüşmelerin devam ettiği ve öze yönelik müzakerelerin başladığı bir aşamada böyle bir kararın alınmasının, taraflardan birine, üstelik haksız yere, siyasi ve psikolojik avantaj sağlayacak bir tutum içine girilmesinin gerçekten düşündürücü olduğu kaydedildi.

“Kıbrıs konusunda tazminat ödemesi gereken bir taraf varsa, bunun Kıbrıs Türkü’nün her türlü insan hakkını ihlal etmiş ve uyguladığı ambargo ve izolasyonlarla ihlal etmeye devam eden Kıbrıs Rum Yönetimi’nin kendisi” olduğu vurgulanan Cumhurbaşkanlığı açıklamasında, şöyle denildi.

“Kıbrıs Rum Yönetimi, silah zoruyla gasp etmiş olduğu sözde ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ sıfatıyla Avrupa Hukuk sistemini siyasi amaçlarla istismar etmiş, AİHM ise buna izin vermekle kalmayıp Kıbrıs Türkleri ve onların çektikleri acıları yok farz etmiştir. Türkiye, Kıbrıs Türk halkını katliamlar ve mezalimden kurtardığı için cezalandırılmıştır. AİHM’in almış olduğu kararın anlamı bizce budur ve tarih bunu böyle yargılayacaktır.”







CUMHURBAŞKANLIĞI, ABD BAŞKAN YARDIMCISI BİDEN’İN 22 MAYIS’TA EROĞLU’NU ZİYARET EDECEĞİNİ AÇIKLADI



Cumhurbaşkanlığı, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’in 22 Mayıs Perşembe günü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nu ziyaret edeceğini açıkladı.

Açıklamada, “ABD Başkan Yardımcısı Sayın Joe Biden’in 21-23 Mayıs tarihleri arasında ülkesinin, Ada’nın kapsamlı bir çözümle, iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı bir federasyonla birleştirilmesine güçlü desteğini ifade etmek üzere Kıbrıs’ı ziyaret edeceği ve taraflardan buna yönelik çabalarını yoğunlaştırmalarını talep edeceği resmen açıklanmış bulunuyor” denildi.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada, “KKTC olarak Sayın Joe Biden’in yukarıda ifade edilen amaçlar doğrultusundaki ziyaretini yararlı ve olumlu bir tutum olarak değerlendiriyoruz. Biden, 22 Mayıs Perşembe günü Cumhurbaşkanımız Sayın Derviş Eroğlu’na bir ziyarette bulunacaktır” ifadeleri kullanıldı.

Kıbrıs Türk tarafının 50 yılı aşkın bir süredir Birleşmiş Milletler gündeminde bulunan Kıbrıs sorununa Ada’da var olan gerçekler dikkate alınarak mümkün olan en kısa sürede bir çözüm bulunması zamanının geldiğine yürekten inandığı kaydedilen açıklamada, bunun için samimi gayret gösterdiği vurgulandı.

Açıklamada, Kıbrıs Türk tarafının, tarafların hak ve hukukunu eşit oranda gözeterek, eşit muameleyle sürece yapılacak katkıları önemli bulduğu ve memnuniyetle karşıladığı kaydedildi.

Öte yandan, Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden Kıbrıs'ı ziyaret edecek olmasının son derece önemli olduğunu söyledi. Davutoğlu, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin Ankara'ya ilk ziyaretinde bu konuyu ele aldıklarını hatırlattı.



BAŞBAKAN YORGANCIOĞLU: “AİHM’İN TÜRKİYE KARARINI DOĞRU BULMADIM”



Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, Kıbrıs’ta çözüm için çok yoğun çalışmaların yürütüldüğü bu günlerde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) önceki gün açıkladığı Türkiye aleyhindeki tazminat kararını doğru bulmadığını söyledi.

Yorgancıoğlu, dün bir kabulü sırasında yaptığı konuşmada,“Umarım ve beklerim ki bu görüşmeleri olumsuz etkilemez” diyen Yorgancıoğlu, Türkiye’nin tepkisini de çok olgun bulduğunu söyledi.



Yorgancıoğlu, önemli olanın sorunu çözerek bu ve buna benzer konuları ortadan kaldırmak olduğunu kaydederek, “Davalarla bir yere varılması mümkün değildir” dedi.



DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: “İÇERİK VE USUL BAKIMINDAN HATALI. MEŞRU ZEMİNDEN UZAK”



Dışişleri Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Kıbrıs Harekatı ile ilgili kararının içerik ve usul bakımından hatalı olduğunu belirterek, yararlanabilecek kişiler belirlenmeden ve kararın üzerinden 13 yıl geçtikten sonra tazminata hükmedilmesinin meşru zeminden yoksun olduğuna dikkat çekti.

Dışişleri Bakanlığı, AİHM’in tazminat kararını değerlendirdiği yazılı açıklamada ayrıca adada yaşanan tarihsel gerçekler göz ardı edilerek alınan bu ve bunun gibi tek yanlı kararların devam eden müzakere sürecini olumsuz etkileyeceğinin aşikar olduğuna da vurgu yaptı.

Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, mahkemenin, gerek Rum, gerekse Kıbrıslı Türk kayıp şahıslarla ilgili olarak esas kararın alındığı 2001 yılından sonra, Kayıp Şahıslar Komitesi tarafından kaydedilen gelişmelerin ve konunun çözümlenmesi için karşılıklı atılan adımların görmezden geldiğini belirtildi.

Tazminata temel oluşturan nedenlerin büyük oranda giderilmiş olduğunun kararda dikkate alınmadığına işaret edilen açıklamada, “Ne yazık ki AİHM, Varnava kararında uygulamış olduğu kıstasları 1963 - 1974 yılları arasında kaybolan Kıbrıslı Türkler için uygulamamış ve kayıp Kıbrıslı Türklerle ilgili yaraları bu kararıyla daha da derinleştirmiştir” denildi.

Kapsamlı çözüm müzakerelerinde kritik bir aşamaya geçildiği böylesi bir dönemde AİHM’in açıklamış bulunduğu hakkaniyetten yoksun bu kararın uluslararası camiadan bekledikleri hassasiyeti karşılamaktan uzak olduğu kaydedildi.

Dışişleri Bakanlığı açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“Ada’da ihtiyaç duyulan kapsamlı çözümdür. Bu süreçte iki tarafın rızası ile ulaşılacak kalıcı çözüm dışında, Ada’da yaşanan tarihsel gerçekleri göz ardı ederek alınan bu ve bunun gibi tek yanlı kararların devam eden müzakere sürecini olumsuz etkileyeceği aşikârdır.

Beklentimiz, özünde siyasi bir sorun olan Kıbrıs meselesine, sonuç vermesi mümkün olmayan karşılıklı davalarla değil, kapsamlı çözüme hizmet edecek liderlik ve siyasetler ile yaklaşılmasıdır.

Dışişleri Bakanlığı olarak iki taraf arasında Birleşmiş Milletler çatısı altında sürdürülmekte olan müzakerelerinin en kısa sürede başarıya ulaşması için her türlü katkıyı koymaya devam edeceğiz”.







DIŞİŞLERİ BAKANI NAMİ: “BİDEN’İN ZİYARETİ ABD ’NiN GÜÇLÜ DESTEĞİNİN KANITI”







Dışişleri Bakanı Özdil Nami, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ in adayı ziyaret edecek olmasının büyük önem taşıdığını belirterek, ziyaretinin ABD’nin yeni başlayan güçlü desteğinin en büyük ifadesi olacağını vurguladı.



Ziyaret olacak diye şimdi tamamen yeni bir gelişme beklenmemesi gerektiğini ifade eden Nami, “Bu ziyaret, liderlerin kendilerini daha sorumlu hissetmesine sebep olabilir ve toplumları tarafından sorgulanmayı getirebilir” dedi.



Dışişleri Bakanı Nami, ziyaretinin en iyi şekilde gerçekleşmesi için ellerinden gelen katkıyı koyacaklarını söyledi.



Özdil Nami, ziyaretle ilgili ortaya “doğalgaz ortaklığı”, “Maraş’ın iadesi”, “çözüm için baskı” gibi bazı senaryoların atıldığını işaret ederek, bunların çok abartalı olduğunu söyledi.



Özdil Nami, tüm bunlara rağmen, “Maraş konusu ile ilgili açılımın altına imza atacak” gibi beklentilerinin de olmaması gerektiğini ifade etti.



Özdil Nami, Kıbrıs sorunuyla ilgili “ortak metni” iki tarafın oluşturduğuna vurgu yaparak, AB ve BM’nin buna katkıda bulunduğunu dile getirdi.



ABD’nin çözüm isteyip istememesinin elbette önemli olduğunu belirten Nami, “Ancak ABD istedi diye hemen çözüm olmaz. ABD’nin yaptırımdan daha çok, engelleme kabiliyeti yüksek” dedi.



Türk ve Rum liderlerin, ayda iki saat görüştüklerine de dikkate çeken Nami, bu şekilde Kıbrıs sorununun çözülmesinin mümkün olmadığını ifade etti. Nami temponun sıkılaştırılması, liderlerin daha sık ve daha uzun süreli görüşmeleri gerektiğini vurguladı. (KIBRIS)







DENKTAŞ: “MÜZAKERE MASASINDA BİR SANİYE DAHİ KALMAMAMIZ GEREKİR”







Demokrat Parti Ulusal Güçler (DP UG) Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı Ekonomi Turizm Kültür ve Spor Bakanı Serdar Denktaş, AİHM’nin Türkiye’ye Kıbrıs için verdiği tazminat kararına sert tepki gösterdi ve “müzakere masasında bir saniye dahi kalmamaları gerektiği” görüşünü vurguladı.

Denktaş, “Kendi geçmişimi bilen biri olarak bu kararın yanlı ve haksız olduğunu söylemeye devam edeceğim” dedi ve Kıbrıs Türk halkının AB kurumlarına güven erozyonunun bir kez daha yaşandığını söyledi.



TC DIŞİŞLERİ: “AİHM KARARI, HAKKANİYETTEN UZAK”



Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Türkiye'ye Kıbrıs için verdiği tazminat kararıyla ilgili, "Mahkemenin hakkaniyetten uzak ve yeni bir adli hata teşkil eden bu kararı, Türkiye'yi Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı müzakere edilmiş bir çözüm bulunması yönündeki kararlı tutumunu sürdürmekten alıkoyamayacaktır" açıklamasını yaptı.

Bilgiç, AİHM'nin kararına dair bir soruya yanıtında, "Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde 1994 yılında açtığı dördüncü başvurunun 10 Mayıs 2001'de sonuçlanmasından bir gün sonra Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada ifade edilen görüşlerin geçerliliğini korumakta olduğuna" işaret edildi.

"Mahkemenin bu defa, esasa ilişkin karardan 9 yıl geçmesinin ardından, GKRY'nin tazminat konusunda yapmış olduğu müracaatı karara bağladığını" belirten Bilgiç, "Rum tarafının Kıbrıs'ta kapsamlı çözüm müzakerelerinin devam etmekte olduğu 2010 yılında yaptığı iyi niyetten uzak müracaatın, müzakerelerin sonuç vermesi için çabaların yoğunlaştırıldığı bir aşamada karara bağlanmış olduğu da dikkat çekmektedir. Bu kararın da Kıbrıs'ın gerçeklerine aykırı ve haksız olduğu, içeriği itibarıyla yanlışlık ve tutarsızlıklar ihtiva ettiği, hukuki zeminden yoksun bulunduğu ve Kıbrıs sorununun devam ettiği koşullarda uygulanma kabiliyeti olmadığı görülmektedir" değerlendirmesini yaptı.





ÖZERSAY: “AİHM KARARI İŞİMİZİ ZORLAŞTIRACAK”



Kıbrıslı Türk Müzakereci Kudret Özersay, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 1974 müdahalesinden dolayı Türkiye aleyhine verdiği kararın Kıbrıs Rum tarafında “acelemiz yok” algısı yaratması halinde, bunun ciddi sorun yaratacağını söyledi.

Kudret Özersay, Kıbrıs Türk ve Rum müzakere heyetleri arasında dün yer alan toplantının ardından Cumhurbaşkanlığı’na dönüşünde basına açıklamada bulundu.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararının zamanlama açısından iyi olmadığını vurgulayan Özersay, “Uluslararası uyuşmazlığın çözümünde taraflardan bir tanesi belirli bir konuda gerek mahkeme kararı gerekse başka yollarla zafer elde ettiğini, yeni bir silah elde ettiğini düşünürse, müzakere masasında sonuç almak daha da zorlaşır. Bu açıdan bize çok yardımcı olacak bir karar olmadığını, aksine süreci zorlaştırabilecek nitelikte bir karar olduğunu düşünüyorum” dedi.

Kıbrıs Rum tarafının kararı müzakere masasına getirmesini beklemediğini ifade eden Özersay, “Bu mahkeme kararları Kıbrıs Rum toplumunda, ‘aradan geçen zaman içerisinde kaybeden taraf değilsek, mahkeme kararlarıyla adım adım zaten istediğimizi elde ediyoruz ve hem Türkiye hem de Kıbrıs Türkü’nü tazminat ödemeye mahkum edebiliyoruz, o zaman bir acelemiz yok, kapsamlı çözüm gecikse de bunlar bizim artılarımızdır’ şeklinde algı yaratıyorsa, işte o zaman ciddi anlamda bir tehlikeyle karşı karşıyayız demektir” ifadelerini kullandı.

Dünkü toplantıyla ilgili olarak ise Özersay, toplantının ilk gündem maddesinin müzakerelerde yapılan önerilerin Kıbrıs Rum basınına sızdırılması olduğunu kaydetti.

Konuyu önceki gün Birleşmiş Milletler’in Kıbrıs Özel Temsilcisi Lisa Buttenheim ile yaptıkları görüşmede de ele aldıklarını kaydeden Özersay, bugünkü görüşmede Birleşmiş Milletler yetkilileri tarafından gündeme getirildiğini kaydetti.

Özersay, “Bunun müzakere süreci açısından son derece sakıncalı olduğunu düşünüyoruz. Nitekim Birleşmiş Milletler de aynı kanaattedir. .Eğer müzakere edenler veya siyasi liderlik, bir konunun gerek bir kamuoyu gerekse diğer kamuoyu tarafından henüz anlaşılmadan basına sızacağını biliyorsa, o zaman çok makul ve mantıklı sonuç alıcı müzakerenin gerçekleşmesi çok mümkün olmaz” dedi.

Dünkü görüşmede Kıbrıs Türk tarafının 3 yeni öneri sunduğunu da kaydeden Özersay, bir öneride Federal ve Kurucu Devletlerin hangi konularda ve nasıl uluslararası antlaşmalar yapabileceğinin yer aldığını kaydetti. Kıbrıs Rum tarafının da dış ilişkiler konusunda bir kağıt sunduğunu belirten Özersay, Kıbrıs Rum Müzakere Heyeti üyelerinin geçen toplantıda bazı konularda bu haftaki toplantıya öneri getireceklerini söylemelerine rağmen bugün söz konusu konularda öneri getirmediklerini belirtti.

Özersay, Kıbrıs Türk tarafının sunduğu bir öneride ise Federal Yetkilerin nasıl kullanılacağının, hangi kurumun karar alacağının yer aldığını belirtti.

Özersay, “Mülkiyette ilerleme elde etmek çok kolay olmayacak. Ama diğer bazı konularda bir miktar ilerleme elde etmenin mümkün olduğunu düşünüyoruz” dedi.







TC DIŞİŞLERİ BAKANI DAVUTOĞLU: "AİHM'İN KARARINI, UYGULANAN YÖNTEM VE DEVLETLERARASI HUKUK BAĞLAMINDA TÜRKİYE'NİN TANIMADIĞI BİR DEVLETİ MUHATAP ALMASI NOKTASINDA KESİNLİKLE BAĞLAYICI DA GÖRMÜYORUZ, BU ÖDEMEYİ DE BU ANLAMDA YAPMAYI GEREKLİ GÖRMÜYORUZ"



TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Kıbrıs'la ilgili tazminat kararına ilişkin "Uygulanan yöntem ve devletlerarası hukuk bağlamında Türkiye'nin tanımadığı bir devleti muhatap alması noktasında kesinlikle bağlayıcı da görmüyoruz, bu ödemeyi de bu anlamda yapmayı gerekli görmüyoruz" dedi.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu , bir toplantıda gelen bir soru üzerine, AİHM'nin kararına ilişkin olarak, Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nin kurucu üyesi olduğunu ve AİHM'nin kararlarına saygı gösterdiğini ancak söz konusu karanın hukuk açısından ve AİHM'nin yetkileri bağlamında ciddi çelişkileri bünyesinde barındırdığını söyledi.

"Bu yönüyle bizim açımızdan ödeme bağlamında, kesinlikle bizi bağlayacak veya bizim ödememizi gerektiren bir durum olduğu kanaatinde değiliz" diyen Davutoğlu, AİHM'nin ilk defa iki devlet arasındaki siyasi sorunlar ve bu çerçevede ortaya çıkan bir durumla ilgili bir karar aldığına dikkati çekti. Davutoğlu, "Biz, AİHM'nin taraflardan biri olarak gördüğü devleti hukuken tanımıyoruz. Tanımadığımız bir devletle ilgili herhangi bir mahkeme dönüp de bize bağlayıcı bir karar empoze edemez" diye konuştu.

Söz konusu kararın kayıp şahıslarla ilgili olduğunu hatırlatan Davutoğlu, kayıp 1492 kişiyle ilgili oluşturulan komitenin çalışmalarının sürdüğünü belirtti. Davutoğlu, söz konusu kararın, daha önce ilan edilen ve karara mesnet teşkil eden birçok işin de kayıp şahıslar ilgili olmadığını ortaya çıkardığını ifade etti. Davutoğlu, "Yani kararın dayandığı zemin hala netliği, berrak olmayan bir zemin" dedi.

AİHM'nin, siyasal sorun bağlamında devletlerarası bir soruna müdahil olarak yetkisini aştığını belirten Davutoğlu, AİHM'nin, kayıp şahıslarla ilgili olarak yapılan teknik çalışmalar sürerken konuyla ilgili hüküm verme yoluna gittiğini ve bunun da doğru olmadığını söyledi.



TC BAŞBAKAN YARDIMCISI ATALAY: "BU KARAR, KIBRIS'TAKİ MÜZAKERE SÜRECİNİ ETKİLEMEZ"



TC Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararının Kıbrıs'ta süren müzakere sürecini etkilemeyeceğini söyledi.

Atalay, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Kıbrıs Rum kesiminin 1974 Barış harekatı nedeniyle açtığı davada Türkiye'nin tazminat ödemesiyle ilgili kararını değerlendirdi. Konunun bir süreden beri gündemde olduğunu belirten Atalay, "Dışişleri Bakanımız bir açıklama yaparak 'bizim için yok hükmündedir' dedi. Ben de ona katılıyorum" diye konuştu.



AB BAKANI ÇAVUŞOĞLU: “ZAMANLAMASI BAKIMINDAN HİÇBİR FAYDASI OLMAYACAK BİR KARAR OLDU”



Türkiye’nin AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararının "zamanlaması bakımından hiçbir faydası olmayacak bir karar olduğunu" belirterek, "Her açıdan; hukuki açıdan da siyasi açıdan da uygulanabilirlik açısından da sakıncaları olan bir karar..." dedi.

Çavuşoğlu, AİHM'in, Kıbrıs Rum kesiminin 1974 Barış Harekatı nedeniyle açtığı davada Türkiye'nin tazminat ödemesiyle ilgili kararını AA muhabirine değerlendirdi. Kararın hukukçular tarafından nasıl değerlendirildiğine baktıklarını ifade eden Çavuşoğlu, "Bizim hukukçularımız, kararın hukuki temelden yoksun olduğunu söylüyorlar" diye konuştu.

Kıbrıs ile ilgili alınan her kararı siyasi sonucu olduğunu belirten Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Kıbrıs ile ilgili alınan her kararın siyasi neticesi vardır, siyasi yansıması olur. Özellikle şu anda Kıbrıs müzakerelerinde olumlu anlamda gelişmelerin olduğu bir ortamda, bu karar umut ediyoruz ki Kıbrıs müzakerelerine zarar vermesin. Bunu arzu ediyoruz. Fakat Rum tarafından bazen farklı sinyaller alıyoruz. Müzakerelerin devam etmesi konusunda bazen olumlu, bazen şartlı, bazen de olumsuz sinyaller. Umuyorum onların bu tutumunu olumsuz etkilemez. Zamanlaması bakımından da hiçbir faydası olmayacak bir karar oldu, işin doğrusu. Şu anda onun uygulaması da bu süreçte uygulaması da mümkün gözükmüyor. Birçok zorluklar var. Her açıdan; hukuki açıdan da siyasi açıdan da uygulanabilirlik açısında da sakınca olan bir karar maalesef..."



ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI YILDIZ: "AİHM'İN KARARI, ENERJİYLE ALAKALI YAPACAĞIMIZ İŞLERİ VE İŞBİRLİĞİNİ TABİİ Kİ ETKİLER"



Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM), Kıbrıs konusunda Türkiye'yi tazminata mahkum etmesiyle ilgili olarak, “Bu tazminat kararı enerjiyle alakalı yapacağımız işleri ve iş birliğini tabii ki etkiler” dedi.

Bakan Yıldız konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Bu tazminat kararı enerjiyle alakalı yapacağımız işleri ve iş birliğini tabii ki etkiler. Biz enerjinin bir gerginlik aracı olarak değil, uzlaşı aracı olarak kullanılmasına dikkat ederiz. Burada Güney Kıbrıs yerel yönetiminin, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'yle beraber yaptığı görüşmelerdeki iyileşme emarelerinin kesintiye uğramaması lazım. Ben diliyorum ki bu tür yapılar enerji üzerindeki siyasi yüklerin artmasına sebep olmasın. Zaman zaman siyaset enerjinin zaman zaman da enerji siyasetin üzerinde yüktür. Biz enerji üzerinde siyasi yükler istemiyoruz. Buna tarafların dikkat etmesi lazım." dedi.







AA: “ARŞİVLER KANLI RUM SALDIRILARI VE KATLİAMLARI AÇIKÇA ORTAYA KOYUYOR”



Anadolu Ajansı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’in Türkiye'yi 1974 Kıbrıs Barış Harekatı nedeniyle Rum yönetimine tazminat ödemeye karar vermesine karşın arşivlerde yer alan fotoğrafların, kanlı Rum saldırıları ve Kıbrıs Türklerine karşı düzenlenen katliamları açıkça ortaya koyduğunu belirtti.







BM, KIBRIS'A KADIN BARIŞ GÜCÜ KOMUTANI ATADI



Birleşmiş Milletler'in (BM) Genel Sekreteri Ban Ki-mun, 56 yaşındaki Tümgeneral Kristin Lund'ı Barış Gücü komutanı olarak Kıbrıs'a atadı.

BM Genel Sekreterlik Sözcülüğü'nden yapılan açıklamada, Norveç'li general Kristin Lund'un BM Kıbrıs Barış Gücü (UNFICYP) Komutanlığına atandığı bildirildi.

BM Genel Sekreteri Ban, atamayla ilgili yaptığı açıklamada, 65 yıldır BM barış operasyonlarının tüm komutanlarının erkek olduğunu belirterek, Tümgeneral Lund'un barış gücü komutanlığına atanmasıyla, kadınların yükselmesi önündeki bir başka engelin daha ortadan kaldırıldığını kaydetti.

Ban, açıklamasında, ''Kıbrıs'taki operasyonumuzun bugün, ikili kadın liderliğine geçmesi dünyada bir ilk'' ifadesine yer verdi. Ban, Lund'un 34 yılı aşkın süredir ulusal ve uluslararası düzeyde askeri komutanlık ve karargah tecrübesi bulunan seçkin bir askeri kariyere sahip olduğunu bildirdi. Tümgeneral Lund'ın, 1986 yılında BM'nin Lübnan'daki barış gücündeki görevinden bu yana uzun bir hizmet dönemi bulunuyor.







SİYASİ PARTİ BAŞKANLARI AVRUPA PARLAMENTOSU SEÇİMLERİNİ DEĞERLENDİRDİ



Cumhuriyet Meclisi’nde temsil edilen siyasi partiler, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) 751 üyesinden “Kıbrıs” için ayrılan 6’sının belirlenmesi için Güney Kıbrıs’ta 25 Mayıs Pazar günü yapılacak seçimin, Kıbrıslı Türklerin toplumsal hakları açısından bir yarar sağlamayacağını vurguladı.

Kıbrıslı Türk 5 adayın da yarışacağı AP seçimleri konusunda, TAK muhabirinin sorularını yanıtlayan parti genel başkanları, Kıbrıslı Türklerin kendi seçeceği temsilcilerle AP’de temsiliyetini istediklerini; 25 Mayıs’ta yapılacak seçimin buna hizmet etmeyeceğini kaydetti.

Konu hakkında Başbakan Yorgancıoğlu: “Yapılacak seçim, Kıbrıs Türk halkının toplumsal haklarını koruyan bir yaklaşım değil... Kıbrıs Türk halkının seçeceği temsilcilerin AP’de temsiliyetini istiyoruz” dedi.

Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş ise “Eğer AP’ye bizim temsilcimizi seçeceksek, ayrı demokrasimiz içinde bizim kendimizin seçmesi lazım” dedi.

Öte yandan, UBP Genel Başkanı Özgürgün açıklamasında “Çözümün yolu müzakere masasıdır. Doğrusu, Kıbrıslı Türklerin ve Rumların eşit temsil edildiği devlet yapısı içinde AP seçimlerine katılmaktır” sözlerini söyledi.

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit ise “Kıbrıslı Türkler tarafından seçilecek 2 üyeyi AP’ye göndermeyi istiyoruz. Yapılacak seçimde bu isteğimiz yerine gelmiyor. Amaç hasıl olmayacak” yorumunda bulundu.

AP seçimlerine 5 de Kıbrıslı Türk aday katılıyor. Deniz Birinci ve Alev Tuğberk (Hatice Alev Necdet) “iki toplumdan adaylarla” oluşturulduğu belirtilen “Drasy/Eylem” grubundan; Mehmet Birinci ve Osman Zorba Kıbrıs Sosyalist Parti’den ve Şener Levent de bağımsız aday oldu.











KKTC Dışişleri Bakanlığı



Enformasyon Dairesi







Tel: +90 (392) 228 3365 / 228 3241



Fax: +90 (392) 228 4847



E-Mail: pio_news@kktcenf.org



Adres: Selçuklu Caddesi, Lefkoşa KKTC



via Mersin 10 / TURKEY







Twitter (Türkçe): @KKTC_Disisleri



Twitter (English): @MFATRNC



Facebook: KKTCDisisleri



Youtube: KKTCDisisleri





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 58
Dün Tekil 1947
Bugün Tekil 1846
Toplam Tekil 4078574
IP 18.220.154.41






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























17 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Tanr nasip eder, mr m vefa ederse; Musul, Kerk k ve Adalar geri alaca m. Selanik de dahil Bat Trakya'y T rkiye hudutlar i ine kataca m.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.001 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu