Milli Şuuru Olmayanın, Türklüğünden Söz Edilemez - Emrah BEKÇİ - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Milli Şuuru Olmayanın, Türklüğünden Söz Edilemez - Emrah BEKÇİ
Tarih: 03.05.2014 > Kaç kez okundu? 1887

Paylaş


"Avrupa'da eğitim görmüş kişilerin çoğunun kültürel ufkuna sorgulanamaz iki otorite kaynağı hakim olmuştur; Kutsal kitaplar ve klasikler.'' ( Norman Hampson-1922-2011 )









Amerikalı tarihçi Norman Hampson'un bu sözü aslında çok şeyi ifade ediyor. Ayrıca da alınacak tedbirleri.









Bir ülke düşünelim;









Eğitim ve Öğretim hayatında seçkin çocuklarını sınavlara tabi tutup sonra, zeki çocukları burslu bir şekilde ''Avrupa Okullarında Okutsun''.









Böyle bir ülke var mı ?









Sanırım görülen köy klavuz istemez. ''TÜRKİYE'' dememiz yeterli olacaktır.









Eğitim sistemimiz yerli değil, sistem içerisinde ki normlar ve hatta imla kuralları bile yerli değil. Hepsi yabancı, yani ''Avrupa-ABD-Normları''n da. Çünkü bilgide bile yabancılara hizmet ediyoruz.









Örnek olarak; ülkemizde ''Bal Arıcılığı'' hususunda, bilimsel bir araştırma yapacak iseniz eğer. Kesinlikle, ''ABD-AB'' Üniversiteleri talebelerinin ve hocalarının okuyacağı anlayacağı normlarda olmalı. Aksi halde yapılan çalışma ''Bilimsel Olmaz''...(!)









Ama, bir Avrupa'lı veya ABD'li bilim adamı, ülkemizdeki hocalarımıza ''-Sizlerin bilimsel normları nedir ? Ülkenizde araştırma yapıp sizlerede sunacağım...'' şeklinde bir hitaba, az rastlanır. Çünkü bilim demek, şuur altında AB-ABD demek artık...(!)









Acınacak haldeyiz.









Bu halin asıl nedeni ise, ülkemizde ki, lise konumundaki okullarımızın ''yabancı'' okullardan aşağı tutmamız ve okullarımıza öğretmenlerimize maddi ve teknolojik desteği az sağlamamızdan geçmekte. Hal böyle olunca, elekten geçen altın zihinler AB-ABD gibi ülkelerde okuyup, sonrada ülkemizdeki yönetim erkleri olmakta.









Bu arada, bu çocuklar ''ENDERUN'' yapılanması gibi, ''Haçlı-Latin..vs'' gibi kültürel değişimlere uğramakta.









Merak ederdim hep. Ülkemizde bir ''Jazz festivali'' neden yapılır ?...(!)









Çünkü, ülkemizin çeyrek nüfusu diyeceğimiz bir bölümü ''ENDERUN''i bir yapıda Batı tarafından kültürel olarak ''Devşirilmiştir''. Onlar buna devşirilme demiyorlar. ''Evrensellik'' entarisi giydirmişler. Birde slogan etiketlemişler entariye ''Halkların Kardeşliği''...(!)









Aklıma Hz.Ali'nin bir sözü geliyor hemen: ''İnsanlar doğuştan bir, inançta kardeştir.'' Sanırım kardeşlik olgusu Batı'da biraz farlı alana kayıyor.









Konumuza dönelim biz...(!)









Ayrıca bu hususta ünlü düşünür John Lock'da şöyle demektedir:









''Zihnimizde başkalarının fikirlerinin yüzmesiyle bir milim daha fazla bilgilenmiş sayılamayız. Çünkü önemli olan onlara bu saygınlığı kazandıran işi, gerçekleri anlamamız gerekir. Bu da ancak kendi aklımızı kullanmakla mümkündür. Bilimde herkes kendi anladığı kadar bilir.''









'Zihnimizde başkalarının fikirlerinin yüzmesiyle bir milim daha fazla bilgilenmiş sayılamayız.'' John Lock'un bu sözü bizlere şunu ifade etmekte. Eğitim dediğimiz olgu ister Batı, ister Hind olsun, kültürde ve özde ayrışıyor isek eğer fayda getirmeyecektir.









''Ayran'' Amerika'da da ''Ayran'', Arabistan'da da...(!)









Burada ki asıl sorun, kendi evlatlarımızı ''Gönüllü bir şekilde Devşiriyoruz.'' Hatta üstüne para dahi veriyoruz, ne acı...









Kendi milli kimliğinden ''DİL''in den kopan genç hafızalarımız, tasma takılan sakson köleleri gibi oluyorlar. Tasma ise, eğitim gördükleri Batı ve ABD kültürü.









''Karaçoğlan''-''Dadaloğlu''-''Aşık Veysel'' banal geliyor bu nesle...Hatta gericilik olarak görülüyor.









Yunus ve Mevlana ise ''Bağnazlık''...(!)









Kısacası dostlar, olanlar geleceğimize oluyor. Sonrada, Ankara-İstanbul-İzmir'de...''Jazz, Bale, Arya...vs.'' gibi toplantılar yapılıyor, izleniyor. Misal olarak bendeniz bu zamana kadar her yıl Avrupa ve ABD metropolleride ''Karaçoğlan''-''Dadaloğlu'' gibi OZ-AN larımızın avazlanrırıldığı stadyumların doldurulduğu etkinliklere rastlayamadım.









Sizler rastladınız mı?









Velhasıl muhterem okuyucularım; bizler, bir balığın kılçığından nasıl ayrıldığına şahit oluyoruz. Yani, Milli şuurumuzu, ruhumuzdan sıyırıyorlar ve geleceğimiz karartıyorlar. Ve böylelikle milletler listesinde azınlık haline geliyoruz.









Devlet erkleri bu hususta ne gibi faaliyetler yapıyor bunu da merak etmekteyim. Sonra da üzülüyorum tabi. Çünkü konuyla ilgili erklerin çocuklarının da, kendi paraları ile ''Çocuklarını Devşirmek'' için Kilise tabanlı okullara teslim ettiklerine şahitlik ediyorum.









Cemil Meriç'in dediği gibi 'Bu Ülke Ruhunu Kayıp Etti'' Sanırım...









Saygı Sevgi, Muhabbetlerimle.









Emrah BEKÇİ



Araştırmacı-Yazar