POLİS ŞİDDETİ YİNE GÜNDEMDE... - Necdet SİVASLI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









POLİS ŞİDDETİ YİNE GÜNDEMDE... - Necdet SİVASLI
Tarih: 14.03.2014 > Kaç kez okundu? 1950

Paylaş


BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI

e.mail: necdetes@mynet.com

POLİS ŞİDDETİ YİNE

GÜNDEMDE...

Berkin Elvan'ın ölümü

üzerine Türkiye'nin hemen her tarafında protesto yürüyüşleri,

toplantılar ve basın açıklamaları yapıldı. Bu yürüyüşlerin çoğu polis

şiddeti ile dağıtılırken, bazılarına polis müdahalesi olmadı. Buradaki

ayrıntı, polisin müdahalesi ile başlayan olaylar karşılıklı şiddeti

doğururken, polis müdahalesinin olmadığı yerlerde ise topluluklar

toplandığı gibi sessiz ve olaysız dağıldı. Bu ayrıntıyı özellikle bizi

yönetenlerin dikkate almaları gerektiğini anımsatalım. İnsanları bu

kadar korkutmanın,sindirmenin, geleceğini karartmanın bir anlamı var

mı?

Çıkan olaylarda, polisin

orantısız güç kullanması da dikkatlerden kaçmadı. Burada özellikle ve

de altını kalınca çizerek şunu söyleyelim: Bu şiddet, şiddeti

doğuruyor. Orantısız güç kullanımı, demokratik hak olan yürüyüş ve

protestoları gölgeliyor. İçeride olduğu kadar dışarıda da bu

görüntüler tartışma konusu oluyor ve olmaya da devam edecek. Bu konuda

yoğun bir eleştirinin varlığını görmezden gelemeyiz.

BU ŞİDDET ORTAMI NİYE?

Bir ayrıntıyı da

yazmak durumundayız:

Polis, bizim

polisimiz, bizim çocuğumuz. Toplumsal olaylarda polislerin halkla

karşı karşıya getirilmesi, şiddete baş vurması, orantısız güç

kullanması üst makamların emri ve onayı ile oluyor. Eminiz, görevini

yerine getirmek isteyen polislerimizin böyle bir tabloyu ortaya koymak

niyetinden uzak olduğunu da söyleyebiliriz.

Toplumsal

olaylarda, protesto ve yürüyüşlerde hiç kuşkusuz pusuda bekleyen bazı

bölücü güçler de devreye girebilir. Polisin görevi, bunları

ayıklayabilmek, toplumun huzurunu kaçıran bu marjinal güçleri etkisiz

hale getirmektir. Biz de, zaten böylesine topluma, çevreye, kamu

mallarına zarar verenlerin karşısındayız. Bu yürüyüş ve protestolara

katılanların da bunlara karşı olduğunu görüyor ve biliyoruz.

Şiddete, vurmaya, kırmaya,

dökmeye nasıl karşı duruyorsak, polisin orantısız güç kullanmasının da

karşısındayız. Bu çocuklar bizim çocuklarımız, bu halk bizim halkımız.

Polisle bu çocukları, bu halkı karşı karşıya getirmek, çatışma ve

düşmanlık ortamı yaratmak bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür.

TOPLUM İKİYE BÖLÜNDÜ

Dikkat ediniz, toplum

"Biz" ve "onlar" diye ikiye bölünmüştür. Başbakan Erdoğan, seçim

meydanlarında bunu hala seslendiriyor, toplumu geriyor ve bölüyor.

Hala bu yanlıştan dönmemekte de ısrar ediyor. Kendisine oy

vermeyenleri, sevmeyenleri "düşman" görüyor. Halbuki Başbakan'ın

toplumun her kesimini kucaklaması, her kesimin Başbakanı olması

gerekmez mi?

Polis, vatandaşını korumak,

kollamak, kuçaklamak için kurulmuş bir teşkilattır. Polis, vatandaşı

ile karşı karşıya gelsin, çatışma yaşansın, vursun,kırsın, her

tarafı,herkesi dümdüz etsin diye meydanlara çıkartılmaz. Bugün, ne

acıdır ki, bu istenmeyen şeyler yaşanıyor ve yaşatılıyor. Gelecek için

bunlardan gerçek anlamda endişe duyuyoruz. Bu şiddet, bu orantısız

güç, insanlar üzerinde çok olumsuz etkiler yaratıyor. Buna çok dikkat

edilmesi gerekiyor.

Olayların çoğunu

televizyonlardan izledik. Protesto ve yürüyüş yapanların, balkonlardan

nasıl desteklendiğini de gördük. İşte bu nokta belki çoklarının

gözünden kaçmıştır. Millet, bütünlük içinde ve yürüyenlere,

protestolara bulundukları yerden tepki göstermiyor, tam aksine destek

veriyor. İzmir'de de, İstanbul'da da Ankara'da da, diğer kentlerimizde

de bunları izleme fırsatımız oldu. Yetkililerin de bunları tekrar

tekrar izlemesini öneriyoruz. Bunlar mutlaka değerlendirilsin. Halkın

nasıl tepkili olduğu görülsün. Bu halka, bu bütünleşmeye "çapulcu"

demek hem haksızlık, hem hakarettir.

TOPLUMSAL BARIŞA DARBE

Sakin olması, gerilim

yaratmaması, duyarlı hareket etmesi, kışkırtıcılıktan uzak kalması ve

halkına karşı şiddetten elini çekmesi gereken devlettir, devleti

yönetenlerdir. Bu nedenle, biz emir kulu, görevini yapmak zorunda

bırakılan polislerimizi doğrudan suçlamaktan kaçınıyoruz. Onların da

çoklarının içlerinin sızladığının farkındayız.

İnsanlar, yasalar

çerçevesinde bir araya gelebilir, yürüyüş yapabilir, protesto

gösterisinde de bulunabilir, bunlar suç değildir. Ortada şiddet

olmadığı, vurma, kırma ve çatışmaya yönelik bir hareketlilik

görülmediği anda, polis şiddetinin ortaya çıkması, orantısız güç

kullanılması kabul edilebilir bir durum da değildir. Bu, toplumsal

barışa darbe vurmaktır, dinamitlemek demektir, bunlar yaşanıyor dikkat

edilmeli. Berkin Elvan'ın cenaze töreni sonrası polis müdahalesi bu

yazdıklarımıza somut bir örnektir.

Aynı gün, yurdun bir çok

yerinde yapılan protestoların, yürüyüşlerin ve açıklamaların olaysız

bitmiş olması, polis müdahalesinin olmamasından kaynaklanmıştır. Demek

ki sağduyulu davranmakla, toplumu kucaklamakla, iyi yönetmekle, ortaya

çıkanları düşman görmemekle, şiddet ortamından kaçınmakla bazı şeyler

olabiliyormuş. Başka şeyler söylemeye gerek var mı?

e.mail: necdetbuluz@gmail.com

necdetes@mynet.com





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 85
Dün Tekil 1947
Bugün Tekil 1732
Toplam Tekil 4078460
IP 3.145.156.46






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























17 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Tanr nasip eder, mr m vefa ederse; Musul, Kerk k ve Adalar geri alaca m. Selanik de dahil Bat Trakya'y T rkiye hudutlar i ine kataca m.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.096 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu