BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI



e.mail: necdetes@mynet.com



TÜRKİYE’Yİ ZORA SOKACAK



BİR İDDİA…



Suriye’de uygulanan yanlış politikalardan ders çıkarıp, bizi yönetenlerin bu politikalara “ince ayar” vereceğini düşünüyorduk. Özellikle Esad’a karşı savaşan derleme ve ithal aşırı İslami grupların Türkiye tarafından desteklenip, silahlandırıldığı iddiaları bizi uluslar arası boyutta zora sokacak bir durumdur. El Nusr a, El Kaide ve bağlantılı gruplara dış güçlerin de sıcak bakmaması ve Türkiye’yi bu gruplardan uzak durması çağrılarına bizimkilerin duyarlılık göstereceği görüşümüzde de yanıldığımızı gördük.



CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, konu ile ilgili yaptığı açıklama, eğer iddiaların ötesinde doğru ise açık söylemek gerekirse Türkiye çok daha sıkıntılı bir çemberin içine girecektir. Kılıçdaroğlu, açıklamasında “Suriye’ye jandarma kontrolünde silah gönderiyorsunuz. Böyle rezalet olmaz. Normal bir demokraside bu rezalet hükümetleri götürür “ demiştir.



“SİLAH DESTEĞİ VAR” İDDİASI



Ortada konu ile ilgili bir belgenin var olduğu da söyleniyor. CHP Genel Başkanı “Belge elimizde, ancak biz belgenin tamamını açıklamıyoruz”diyor. Günlük bir gazetede ise, Kılıçdaroğlu’nun açıklamadığı belgelerin açıklandığını gördük.



Adana’da 932 havan mermisi ile yakalanan TIR şoförü L.K, verdiği ifadede “Ben bu malzemeleri daha önce iki defa Reyhanlı’ya götürdüm. Jandarma karakolunun korumasında olan etrafı çevrili bir yere bıraktım. Jandarma, TIR’ı hiç aramadı” diyor.



Mahkeme ise ele geçirilen havan mermilerinin Reyhanlı’nın bitişiğinde sınırda bulunan el Kaide kampına götürüldüğüne karar vermiş. TIR şoförü dahil 3 kişinin tutuklandığını da biliyoruz.



Bazı dış kaynaklı istihbarat raporlarında da Türkiye’nin Suriye’de savaşan muhalif güçlere eğitim ve silah desteği verdiği iddiaları yer alıyor. Özellikle, El Kaide’ye mesafeli olan Amerika’nın bu konuda çeşitli yollardan Türkiye’nin dikkatini çektiğini de belirtelim.



TÜRKİYE UYARILIYOR AMA…



Nitekim Rusya Devlet Başkanı Putin ile Suriye Devlet Başkanı Esad da yaptıkları açıklamalarda doğrudan Türkiye’yi hedef alıyor ve “Türkiye terörist grup lara desteğini kesmelidir” diyorlar. Petersburg’daki son toplantıda bir araya gelen Putin-Erdoğan görüşmesinde bu konun yeniden gündeme geldiğini de biliyoruz.



Böylesine durumlar Türkiye’nin aleyhine olacak ve ülkemiz uluslar arası alanda zor durumda kalacaktır. Biz, hiçbir zaman Türkiye’nin bu konuda imajının zedelenmesini istemeyiz. Uluslar arası alanda “Terörist gruplara destek veren ülke” lekesiyle karşılaşmayı kendimize yakıştırmayız. İddiaların belgelenmesi ve ç eşitli alanlarda Türkiye’nin suçlanması aleyhimize olan bir durumdur. Bugüne kadar Suriye’deki sıkıntıyı iliklerine kadar yaşayan ülke olarak yapılan yanlışları düzeltip, politikalarımıza “ince ayar” vermemiz gerekirken, aleyhimize olan girişimlerde bulunmak bizi daha da sıkıntıya sokacaktır.



El Kaide ile ilgili açıklamalar yapan Ortadoğu uzmanları ve eski politikacılar, sınırımızda güçlenen, tehlikeli olmaya başlayan örgüt için “En büyük sıkıntıyı gelecekte Türkiye çekecektir” görüşünde birleşiyor. Bunun önlemini Türkiye’nin öncelikle alması gerektiğini ifade ediyorlar. Son günlerde El Kaide’ye ve bağlı gruplara karşı bazı önlemlerin alındığı söyleniyor ama bunlar yeterli olacak mı, bunun da masaya yatırılması gerekmektedir. Halen El Kaide’de Esad’a karşı savaşan 500 Türk’ün olduğunun söylendiğini de unutmayalım.



“İNCE AYAR” ŞART



Gerek Başbakan Erdoğan, gerekse Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bu suçlamaları kabul etmiyor. Yaptıkları açıklamalarda da “Bizim, terörist gruplara destek verdiğimiz söylentileri uydurmadır” diyorlar. Ortadaki söylentiler ve iddialar belgelere dayanıyor ve bunlar da kamuoyu ile paylaşılıy orsa, bu Türkiye’yi daha da sıkıntıya sokabilir, buna dikkat edilmesi gerekiyor. Çünkü Türkiye’nin terörist gruplara silah desteği, şimdilerden uluslararası alanlarda seslendirilmeye başlandı.



Özetleyecek olursak, Suriye krizi uzadıkça, Türkiye daha da sıkıntı yaşayacak. Bu sıkıntıların atlatılması, Suriye’de iç çatışmaların sona ermesi ile bitecektir. O nedenle, artık Türkiye, politikalarına samimi olarak “ince ayar” vermeli, uluslar arası alanda işbirliğinde varlığını ortaya koymalıdır.