Kimlik kurcalamaları, insan hakları söylemleri, demokratikleşme sözleri, milli irade denen seçimleri ve demokrasiyi irdelememizi gerektiriyor. 1950’den ve belki de 1946’dan beri Türkiye demokratikleşme çabasında. Şüphesiz epeyi yol aldık. Ancak haksızlıklar sürüp gidiyor. Kanunları yapanların demokrasi deneyimi az olduğu için mi, yoksa hakkaniyeti tam hesap etmelerinden mi nedir haksızlıklar sürüp gidiyor. Demokrasi havarileri acaba bu haksızlıkları neden düzeltmezler. Acaba siyasi partiler bu durumu yani halkın bir kısmının demokrasi mağduru olmasına nasıl göz yumar ? Nerede milli iradeyi sürekli vurgulayanlar. Üstelik bu mağduriyeti siyasi partilerin biri hariç hepsi de milletvekili sayısı açısından yaşıyor. Sorun ve haksızlık en çok İstanbullu, Ankaralı, İzmirli ve Siirtli, Bitlisli, Hakkarili ve Tuncelili vatandaşlar ve onların milli iradeye katılımı açısından ortaya çıkıyor. Çok

önemli bir haksızlık.

Bu konuyu ele alan bir köşe yazarının bir yazısından birkaç satır aktaralım. Şöyle yazıyor: “Ankara, İstanbul veya İzmir’den 2,5 kişi ancak bir Siirtli eder, 3 kişi ancak 1 Hakkarili veya 1 Bitlisli eder. 3 büyük şehirden ancak 4 kişi 1 Tuncelili eder. Saçmaladığımı zannediyorsunuz değil mi ? Bakın son seçimlerde üç büyük şehirde ortalama 100.000 kişiye 1 milletvekili çıktı. Peki diğer şehirlerde ? Siirt’te 39.000, Bitlis’te 34.650, Hakkari’de 34.420, Tunceli’de 27.682 kişiye bir milletvekili çıktı. Tunceli’nin rakamı 27.682’yi 4 ile çarpın, bakalım ne çıkacak ? Tam tamına 110.728. İstanbul Birinci bölge 111.000 kişiye, İzmir Birinci bölge 108.000 kişiye bir milletvekili çıkarmış.”

Bu rakamlar gerçekten çok utanç verici, çünkü doğu vilayetlerinde oy kullananlara göre büyük şehirlerde oy kullananları adam yerine koymuyor diye düşünenler çıkabilir. Bu verilere göre milli irade yerine gelmiyor denebilir. Doğu vilayetlerinde çok oy alan ufak bir siyasi partiye bu seçim sistemi ile iltimas yapılırken, iktidar partisi dahil bütün siyasi partilere ve vatandaşlara haksızlık yapılıyor diye düşünenler olacaktır. Bu sistem içinde milyonlarca gariban konumuna düşen İstanbullu Mecliste ne yazık ki eşit şekilde temsil edilememektedir. Bu haksızlığı kimler ve neden hazırlamışlardır ? Neden bunu düzeltmek kimsenin aklına gelmiyor ? Biz bu kadar saf mıyız ? Aziz Nesin’in kulaklarını çınlatanlara ne demeli ?