BAŞKENT GÜNLÜĞÜ / NECDET SİVASLI



e.mail: necdetes@mynet.com



ANKARA, KÜRT GRUPLARI



KONTROL EDEMİYOR…



Başbakan Erdoğan’ın kafasının içinde, kısa vadede olmasa bile, gelişen süreçte Kuzey Irak’ta Barzani’ye diz çöktürme, Kuzey Irak Kürtlerini kontrol altına alma geçiyordu. Ancak, ilerleyen süreçte ve ard arda yapılan hatalar sonucu Kuzey Irak’ı bırakın kontrol altına almayı, kendimize çok önemli bir rakip, düşman yaratmanın yollarını açtık. Bölgede giderek güçlenen Barzani, Kandil’i de kontrolüne alarak Türkiye’ye karşı çok önemli bir cepheyi de kazanmayı bilmiştir.



Kuzey Irak’ta Barzani’nin güçlenmesi, Amerika’nın ve İsrail’in desteği ile gerçekleşmiştir. Geçenlerde bu konuda yazdığımız bir yazıda buna uzun uzun değinmiştik. Çünkü BOP çerçevesi içinde, Amerika bölgede böyle bir oluşumun gerçekleşmesini istiyor. Kuzey Irak’ı da bölgede kurulması hedeflenen Bağımsız Kürt Devleti’nin merkezi olarak hazırlıyor.



BARZANİ’Yİ KENDİMİZE RAKİP YAPTIK



Ankara’nın ikinci hedefi, Suriye’deki iç çatışmalar sonrasında, Güney Suriye Kürtleri’ni de kontrol edebilmekti. Bu da yine Suriye konusunda uygulanan yanlış politikalar nedeniyle gerçekleşmedi. Özetleyecek olursak, ne Kuzey Irak, ne Güney Suriye Kürtleri’nin kontrol altına almamız mümkün olmadı. Kaldı ki, Güney Suriye’de sınır boylarında kontrolü ele geçiren Kürt grupların, terör örgütü PKK’nın uzantıları olduğunu da biliyoruz.



Burada ortaya çıkan gerçek şudur:



Kuzey Irak Peşmergebaşı, gerek topraklarında bulunan, gerek Güney Suriye’deki Kürt grupları bugün kontrol altına almış ve yönetebilmektedir. Suriye’deki Kürt gruplara her türlü silah ve parasal destek de Barzani tarafından sağlanıyor.



Suriye’deki iç çatışmaların başlaması ile birlikte Barzani, Suriye’deki tüm Kürt grupların temsilcilerini Erbil’de toplamış, onlara her türlü desteği sağlayacağını vaat etmiş, silah ve para konusunda hiçbir sıkıntılarının olmadığı mesajlarını vermişti. Hatta Suriye’deki PKK’nın uzantıları Kürt grupların Kuzey Irak’ta askeri eğitimi gördükleri de biliniyor.



KÜRT GRUPLARI BARZANİ KONTROL EDİYOR



Bir başka önemli noktaya daha değinelim:



Şu anda sınırımızdaki bazı bölgelerde Suriye muhalifleri ile Suriyeli Kürtler çatışıyor. Ceylanpınar sınırındaki bu çatışmalar günlerdir sürüyor. Çatışma sesleri Ceylanpınar’dan duyuluyor. Mermi çekirdekleri de Ceylanpınar’a düşüyor. Eğer, bu çatışmalar Esad askerleri ile muhalifler arasında olsaydı, bizim Başbakan da Dışişleri Bakanı da açıklama üzerine açıklama yapar tehditler savururlardı. Şimdi sesleri çıkmıyor. Uyguladıkları yanlış politikaların bugün Türkiye’yi ne duruma düşürdüklerini sanırız uzun uzun düşünüyorlardır.



Burada asıl çıkmaz ve bu çıkmazdan kurtulmanın yolu birden bire ortaya atılan İmralı sürecinin ortaya konulması olmuştur. Çünkü Ankara PKK konusunda çıkmaza düşmüştür. Kuzey Irak ve Suriye’de uygulanan yanlış politikalardan kurtulmak, yeni bir gündem yaratmak ve kamuoyunun dikkatlerini bu noktaya çekebilmek için İmralı süreci devreye sokulmak istenilmiştir. Şu anda kamuoyunda tartışılan konu da budur.



GÜNDEMİ DEĞİŞTİRDİK AMA…



Şimdi gerçekleri görmek, tartışmak durumundayız. BOP çerçevesi içinde bölgemizde bir Bağımsız Kürdistan kurulacaktır. Eğer, düzgün, geleceği görerek, akılcı bir dış politika sürdürebilmiş olsaydık, Kürdistan sorununun başrol oyuncusu ve kontrolcüsü olabilirdik. Şimdi, hiç kimse gücenmesin, bu işin figüranı durumuna düştük, düşürüldük. Kürdistan sorununda Barzani şimdi başrol oyuncusu ve kontrolcüsü olarak karşımızdadır.



Daha da açıkçası şudur:



PKK’nın ve Kürtlerin gücü hafife alınmıştır. Suriye’de uygulanan yanlış politikalar nedeni ile büyük bir şok yaşanmıştır. Barzani, Kuzey Irak ve Suriye Kürtlerini kontrol altında tutmanın mümkün olmadığı da görülmüştür. İşte, bu nedenle Ankara, İmralı sürecini ve Suriye’deki aşırı İslamcı gruplara sarılarak bu hataları telafi etmeye çalışmaktadır. Biz, bu yapılanları da büyük bir yanlışlık olarak görmekteyiz ve bunun da faturaları er veya geç önümüze konulacaktır.



Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun uyguladıkları politikalar nedeni ile Türkiye’yi uçurumun kenarına taşıdıklarını görüyoruz. Bu konuda dış basında yer alan analizlerde de aynı konulara vurgu yapılıyor. Komşularımızla olan gerginlikler, Suriye’deki çatışmaların belirsizliği öyle görünüyor ki, bizi daha da sıkıntıya sokacak ve geleceğimizi tartışılır hale getirmeye devam edecektir.