Kıymetli eskimeyen dostlarımız, malumunuz olan ülkemiz gündemindeki “teröristle müzakere” konusunda bütün Türk milliyetçileri tarafından gereken milli hassasiyetin gösterilmesi bağlamında aşağıdaki mektubun mensuplarımız ve onların temas edebildiği tüm arkadaşlarımızca “ gnkur@tsk.tr “ adresine mail olarak acilen gönderilmesini,mümkün mertebe her türlü sosyal medya ortamında paylaşılması önemle rica ederiz.



Salih DİLEK







Sayın Genel Kurmay Başkanı,







Vatanın müdafaasını, milletimizin namusunu, Evlatlarımızın canını emanet ettiğimiz, 2.000 yıllık şanlı tarihiyle bizi daima gururlandıran kahraman Türk Ordusunun değerli Başkomutanı,







Milletimizin başına musallat olan bölücü terör belası, 40 yıldan bu yana nice genç fidanlarımızın mübarek kanlarını kahpece dökmüş, körpe bedenlerini vatan toprağına düşürmüştür. “Vatan için kurban olsun” diyerek kınalar yaktığımız, davul zurnalarla uğurlayıp önce Allah’a sonra sizlere emanet ettiğimiz “kınalı koçlarımızın” acılarını bu güne kadar hep yüreğimize gömüp “vatan sağ olsun” dedik.







Son Türk Vatanının bölünmezliği, aziz milletimizin birliği ve beraberliği, Türk Devletinin bekası için gözyaşlarımızı yüreğimize akıtıp onurlu ve haysiyetli duruşumuzdan asla taviz vermedik, düşman sevindirmedik. Ancak 40 yıllık can pazarının sonunda bize dayatılan tek çıkış yolu on binlerce şehidimizin, gazimizin kanını üzerinde taşıyan terörist elebaşısı ile el sıkışmak olmaktadır. Türkiye Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, İmralı Canisinin ve PKK’nın kirli insafına ve mel’un vicdanına terk edilmektedir. Artık bölücü terör örgütü elebaşısına kurtarıcı ve kahraman muamelesi yapılmakta, devlet eliyle yeni sempatik unvanlar ve sıfatlar bahşedilmektedir. 800.000 kişilik Türk Ordusu, 5.000 çapulcuya boğdurulmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin değerli komuta heyetine emanet edilen binlerce gencimizin kanı henüz kurumamışken, gözyaşlarımız ve acılarımız hala bu kadar tazeyken terörist silahlarının gölgesinde teröristbaşıyla pazarlık masasına oturarak müzakereye başlamak, ya da buna seyirci ve sessiz kalmak şanlı ve şerefli Türk Ordusunun kabul edebileceği bir çözüm olmamalıdır. Bu çözüm kaybeden mağlupların, acizlerin ve güçsüzlerin çözümüdür. Madem o kanlı elleri sıkarak çözecektik de bu kadar yiğidimize neden kıydık?.. Madem sorunu teröristle masada pazarlık yaparak çözecektik de onca vatan evladını neden Dağlara sürdük? Neden binlerce ana kuzusunu al bayrağa sarıp omuzlarımızda taşıdık?







Türk Ordusu, vatan müdafaası için kendisine emanet edilen evlatlarının kutsal kanına ihanet etmemelidir. Edilmesine de göz yummamalıdır. “Siyasi irade böyle tecelli etti” diyerek susmamalıdır. Aksi takdirde hiçbir mazeret sizi tarih önünde ve millet vicdanında mahkûm olmaktan kurtaramaz. Aziz Türk Milleti tarihin hiçbir döneminde böyle bir zillete muhatap edilmemiştir.







Sayın Paşam, BİZ BUNU İÇİMİZE SİNDİREMİYORUZ. PEKİ YA SİZ?.















Sayın Genel Kurmay Başkanı,







Vatanın müdafaasını, milletimizin namusunu, Evlatlarımızın canını emanet ettiğimiz, 2.000 yıllık şanlı tarihiyle bizi daima gururlandıran kahraman Türk Ordusunun değerli Başkomutanı,







Milletimizin başına musallat olan bölücü terör belası, 40 yıldan bu yana nice genç fidanlarımızın mübarek kanlarını kahpece dökmüş, körpe bedenlerini vatan toprağına düşürmüştür. “Vatan için kurban olsun” diyerek kınalar yaktığımız, davul zurnalarla uğurlayıp önce Allah’a sonra sizlere emanet ettiğimiz “kınalı koçlarımızın” acılarını bu güne kadar hep yüreğimize gömüp “vatan sağ olsun” dedik.







Son Türk Vatanının bölünmezliği, aziz milletimizin birliği ve beraberliği, Türk Devletinin bekası için gözyaşlarımızı yüreğimize akıtıp onurlu ve haysiyetli duruşumuzdan asla taviz vermedik, düşman sevindirmedik. Ancak 40 yıllık can pazarının sonunda bize dayatılan tek çıkış yolu on binlerce şehidimizin, gazimizin kanını üzerinde taşıyan terörist elebaşısı ile el sıkışmak olmaktadır. Türkiye Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, İmralı Canisinin ve PKK’nın kirli insafına ve mel’un vicdanına terk edilmektedir. Artık bölücü terör örgütü elebaşısına kurtarıcı ve kahraman muamelesi yapılmakta, devlet eliyle yeni sempatik unvanlar ve sıfatlar bahşedilmektedir. 800.000 kişilik Türk Ordusu, 5.000 çapulcuya boğdurulmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin değerli komuta heyetine emanet edilen binlerce gencimizin kanı henüz kurumamışken, gözyaşlarımız ve acılarımız hala bu kadar tazeyken terörist silahlarının gölgesinde teröristbaşıyla pazarlık masasına oturarak müzakereye başlamak, ya da buna seyirci ve sessiz kalmak şanlı ve şerefli Türk Ordusunun kabul edebileceği bir çözüm olmamalıdır. Bu çözüm kaybeden mağlupların, acizlerin ve güçsüzlerin çözümüdür. Madem o kanlı elleri sıkarak çözecektik de bu kadar yiğidimize neden kıydık?.. Madem sorunu teröristle masada pazarlık yaparak çözecektik de onca vatan evladını neden Dağlara sürdük? Neden binlerce ana kuzusunu al bayrağa sarıp omuzlarımızda taşıdık?







Türk Ordusu, vatan müdafaası için kendisine emanet edilen evlatlarının kutsal kanına ihanet etmemelidir. Edilmesine de göz yummamalıdır. “Siyasi irade böyle tecelli etti” diyerek susmamalıdır. Aksi takdirde hiçbir mazeret sizi tarih önünde ve millet vicdanında mahkûm olmaktan kurtaramaz. Aziz Türk Milleti tarihin hiçbir döneminde böyle bir zillete muhatap edilmemiştir.







Sayın Paşam, BİZ BUNU İÇİMİZE SİNDİREMİYORUZ. PEKİ YA SİZ?.