MİLLET’E SAYGI; YEMİN’E SADAKAT - Mustafa Nevruz SINACI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









MİLLET’E SAYGI; YEMİN’E SADAKAT - Mustafa Nevruz SINACI
Tarih: 07.01.2012 > Kaç kez okundu? 2686

Paylaş


Cari mevzuat ve hukuk mucibi geçerli TC Anayasası’nın 81.ci maddesinin, emredici hükümleri gereği; TBMM üyeleri, göreve başlarken aşağıdaki şekilde ant içerler.

“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma, büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim..” (1982 Anayasası, Yasama:2, Madde: 81)

Toplumbilimci Prof. Dr. Özer Ozankaya (Aşırı yüksek ödenekler, millet vekil’liğini arpalığa, semirme yerine döndürür! Ticarete dönüşen kitle yayıncılığı, demokrasiyi savunmak yerine yıkmak için kullanılabilir!) ile Prof. Dr. Nurullah Aydın (Milletvekili nedir?, ve ne iş yapar?)’ın özgün makalelerinde konu; tarihi, tabii, ontolojik, sosyolojik ve mukayeseli siyaset bilimi yönünden incelenmiş ve irdelemiş...

En başta; İnsan hakları, adalet, hukuk, Rönesans ve hümanizm gibi ulvi kavramların, yıllardır pişkinlik, utanmazlık, aymazlık ve menfur bir yalancılık derecesinde atıf, ithaf ve ilzam edildiği, Fransız halk meclisinde; Müttefik mezalim güruhu müstebit ve müfterilerce tezgâhlanan “Ermeni soykırım” yasasının onaylandığı gün TBMM’nde, tıpkı farmasonlar gibi, alçaltıcı bir utanca, istismar, suiistimal ve ağır bir yolsuzluğa, yüzkarasına imza atıldı!..

Yolsuzluğun adı: Mevcut ve emekli (sözde) milletvekili ücret ve özlük hakları!..

Daha açık bir deyimle: Kıyak emeklilik, ayrıcalık, küstahlık ve imtiyaz tertip’i…

Artı; Kültür ve Turizm bakanı Ertuğrul Günay’ın “Bir milletvekilinin, aynı zamanda emekli maaşını kesintisiz olarak almasını, genel uygulamaya aykırı sayarım…” açıklaması..

O gün ki, TBMM yerine, AB üyesi Hun/Macar Parlâmentosuna ‘Hocalı Soykırımı’ hakkında yasa tasarısı sunulan bir gün!.. Ar, hayâ belâsına adına millet-vekili dedikleri; İnsan hakları, adalet ahlâkı ve (evrensel değil) yerel hukuka dahi temelden aykırı ‘kıyak emeklilik, ayrıcalık, imtiyaz ve gaspları katmerleme, mevcut maaşları iyileştirme’ kararı almaları ne kadar utanç verici, yüz kızartıcı, ayıplı!.. Hatırlanacağı üzere, bu talihsiz ve kamu vicdanının nefretine sebep vakıadan birkaç hafta önce de danışman adı altında parlamentoda müstahdem (istihdam edili) akraba, hemşehri, eş-dost ve sadık bendelerinin maaşlarına %170 - %185 dolayı haksız, hukuksuz ve adaletsiz düzeyde zam yapmışlardı.

Yukarda kaynak gösterilen resmi tanımlar ile pek çok değerli bilim insanının konuya dair yayınlarında yer alan tarif ve izahlara bunların durumu kesinlikle uymuyor. Üstelik mer’i 82 Anayasası, ettikleri yemin 1924-28 ve 961 ile de örtüşen yanları yok. Başta medeni kanun, siyasi partiler ve seçim yasaları olmak üzere hiçbir hukuki tanımla da eşleşmiyor halleri!....

Kendilerini utanmadan “milletvekili” olarak tanımlayan; Parti sahibi, vesayet ve sulta tarafından atanmış; Dünyanın “ileri demokrasi, adalet ahlâkı, hak-hukuk normları ile evrensel standartları”na ters, emsallerine göre çok aykırı ve farklı bu tür’e ‘parlâmenter’ denilmekte!.. İstihdam edildikleri yer de parlamento!

Parti sahibi, sulta, vesayet, dikta ve cunta tarafından atanmış; “özgür irade mahrumu mütegallibe” için bu, son derece olağan ve doğal!... Çünkü bunların milletle bir ilgi, imtizaç ve alâkaları yok. Halktan yana her hangi bir kaygıları da!... Son derece pişkin, gamsız, aymaz ve benciller… Bunlara “millet-vekili” demek, bilime ve bilimsel gerçekliğe de aykırıdır.

İsterseniz, malum şahısların eylem, fiil, hattı hareket, hak-hukuk ve halk adına velev ki özgürce inisiyatif kullanma; Yerine göre milli, ilmi, insani, hukuki, ekonomik, sosyal, siyasi ve medeni sorunlar karşısında ki tavır-tutum, etki, tepki, davranış ve söylemlerini; Muhterem Hoca’larımızın, Anayasa ve yasalarımızın tanımları, özgür bilim ve objektif bilincin açılım, tasvir ve sıra dışı, (milli değil) olağan ve sıradan siyasetin yüklediği sorumluluk ve anlamlarla karşılaştırın. Ve en önemlisi; Eylem ve söylemlerini yeminleri ile mukayese edin…

Eğer gerçek “Millet Vekili” olsalardı!..

Mustafa Nevruz SINACI

Burada bir “beyin fırtınası” yapalım.

Mevcut hâl-vaziyet ile en fazla 50 yılı mücavir, analitik bir “zamanda yolculuk” ve “mekânı muhasebe (ortam muhasebesi), mütalâa, mukayese” turuna çıkalım.

Velev ki, şahsında âlemi İslâm ve cihan Halife’liği mündemiç; Adalet güneşi, emniyet ve huzur iklimi Osmanlı’nın bakiyesi, varisi, hamisi Cumhuriyet’in kurucusu, Gazî, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ‘üye’ sıfatı taşıyanlar (milletvekili denilenler) gerçekten;..

İnsan hakları, adalet ahlâkı, parti içi demokrasi, fırsat eşitliği ve hukuk ilkelerine sahip ve saygılı; Dikta, sulta, cunta, sınıf-zümre, menfaat, ticaret şirketi, organize suç örgütü, illegal mafya falan değil; Gerçek bir kitle partisine kayıtlı, aidatlarını muntazam ödeyen, vecibelerini yerine getiren; Mensup olduğu siyaset kurumunun; Eğitim, bilinç geliştirme vs, aktivitelerine düzenle katılan, hakiki ve samimi üyelerin; Namuslu, dürüst, demokrat ve helâl oyları ile aday gösterilip, genel seçimlerde seçmenin şaibesiz ve şerefli onayı ile “Millet Vekili” olsalardı!....

ACABA NE OLURDU? BAKALIM:

1, Millet, yasama faaliyetlerinden dolayı, vekâlet şartları dâhilinde vekil ettiğine hesap sorabilir; yetki alanı ve sorumluluğu ile bağdaşmayan fiil ve tasarruflarından dolayı, icabında vekâletten azletme hakkını kullanabilirdi. Şimdi hesap soramamakta ve azledememektedir!..

2, Kürsü masuniyeti dışında, asillerin sahip olmadığı hak, dokunulmazlık, ayrıcalık ve imtiyazlara sahip olamaz; Asil’in rıza ve muvafakati hilâfına, milletin sırtından fahiş ücret ve kıyak emeklilik gibi, insanlık, hukuk ve ahlâk dışı gasp ve iktisaplara teşebbüs edemezlerdi…

3, Devlet bütçesi, ithalât ve ihracat denk olur; Cari açık verilmez; Tüm makam, maaş, memuriyet ve ücretler ‘kıdem, ehliyet, liyakat/objektif norm ve standart birliği’ esasına uygun olur; İnsanlık dışı “yüzdeli zam” yerine, insanca ve adil “seyyanen zam” uygulanırdı…

4, “Emek-yoğun, zorunlu altyapı, iktisadi, sanayi ve ticari yatırım, kalkınma, gelişme faaliyetlerinde kullanım” harici dış borç alınmaz; Şaibe, kısır döngü, kayırma, haksız, yolsuz edinim unsuru iç borca asla tevessül edilmez; İşsizlik ve yoksulluk önlenir;, Vergide adalet ve tahsilât sağlanır, çifte vergilendirme şerefsizliğine düşülmez, dolaylı vergilerle halk soyulmaz, fahiş fiyat, ahlâksız ve sınırsız kâr hovardalığına asla ve kesinlikle izin verilmezdi.

5, Bedeli her ne olursa olsun hak-hukuk, huzur, Milli güvenlik ve adaletten asla taviz verilmez; İnsan hakları, eşitlik, akıl-mantık, kamu vicdanı ve kanun hükümlerine aykırı karar, edinim, izin, istisna, müsamaha, af-atıfet tasarruflarıyla, Yüce meclis, cüce meclis durumuna düşürülmez;, Sivil-Asker, bütün kamu ve özel sektör, aleni ve örtülü ödenekler “tam disiplinle sıkı denetlenir” bütün hesaplar hakkıyla ve lâyıkıyla sorularak “devletin namusu” ile tüyü bitmemiş yetimin hakkı korunur; Haksız edinim, yolsuzluk ve fahiş kazanç önlenirdi...

6, Gazetecilik ve yayıncılık, (medya) asla “genel (basit/sıradan) piyasa tacirliği, sanayi ve kamu müteahhitliği (taahhütçülük) alanı”, siyasi şantaj, baskı aracı, yağdanlık, yalakalık, yardım ve yataklık vasıtası olarak kullanılamaz; Sözde kitle yayıncısı, akredite kartel medyası tertip ve teşekkül ettirilemez; Bir yanda ıstıraptan kıvranan, rencide edilen, acı çeken, sızlayan kamu vicdanı, halka ve hak’a tercüman olmak varken; ‘4.kuvvet’ olarak bu ayıp, derin utanç, yüzkarası, gasp, irtikap, rezillik ve küstahlığa ortak olunamaz ve seyirci kalınamaz;, Bu günkü medya nam sahibinin sesi kemikçiler; Demokrasi, adalet, ahlâk ve hukuku savunmak yerine; Yıkmak, yok etmek, hâtta 1950 öncesi koyu dikta, istibdat ve despotizme davetiye çıkartıp, bölünme ve parçalanmaya çanak tutmak, katkı sağlamak adına ne lâzımsa yapamazlardı...

7, Hükümetler devletin sınırlarına hâkim olur, dağları tutar, dâhilde ABD, Rus, İngiliz, Fransız, İsrail casuslarının fink atmasına, elçi nam “harici bedhahların” devlet işlerine dûhul etmesine izin vermez; Ezeli düşmanların dayatması ile “yeni anayasa” yapmaya kalkışmazdı.

SONUÇTA: Hakiki Millet Vekilleri; Mutlak surette “namuslu, dürüst ve demokrat” olur; Kendilerini hakkaniyet öznesi, eşitlik ilkesi, adalet ahlâkı ve hukuk temelinde “küresel adalet, evrensel barış ve ebed-müddet Türkiye” idealine adarlardı….





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 42
Dün Tekil 2050
Bugün Tekil 859
Toplam Tekil 4079637
IP 3.146.221.204






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























18 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Hepiniz birer T rk Bayra s n z. Bayra lekelemeyin, kirletmeyin yere d rmeyin.
(Alpaslan T RKE )


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.096 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu