Yıl 1978…



Aylardan Mart…



O zamanki adıyla Sakarya Mühendislik ve Mimarlık Akademisi’ne (SDMMA) asistan olarak akademik hayata intisap ettim.



Adapazarı’na ilk defa geliyorum.



Üç aylık evliyim.



Evim İstanbul’da…



Bir süre Adapazarı’na trenle gidip gelmek istiyorum.



Ne veya kim vesile oldu bilmiyorum, ama şimdiki Pasaj 2000’in içindeki bir merdiven altında sigara, dergi, kitap, Çerkez peyniri, kendi ifadesiyle ‘Çerkez yumurtası’ ve aklınıza ne tür ıvır zıvır eşya geliyorsa satılan küçücük bir mekân… Sahibi Şaban Üstüner… Kullanılabilen alan 1,5 veya 2 metre kare… Her ne zaman gelsem, kafalarını merdiven altına vurmamak için tedbirli davranan 5–6 kişi, alçak taburelerde oturuyor. Sohbet ediyorlar. Çay içiyorlar… Başka birinin girmesi için öncekilerden birinin çıkması gerekiyor. Gelene gidene çay ikram ediyor. Bir de bakıyorum ki ben de o mekânın müdavimi olmuşum. Benim gibi, o dönem akademisyen olan tüm arkadaşlarımın uğrak yeri, o merdiven altı… Bu kadar çok akademisyenin olması, onu öyle mutlu ediyor ki, anlatılması mümkün değil…



Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, eski siyasetçilerimizden Hasan Celal Güzel, isimlerini hemen sayamayacağım günümüzdeki çok sayıda milletvekili, bürokrat ve günümüz Türkiye’si siyasetine yön veren çok sayıda insanın uğrak yeri oldu o küçücük mekân, gönlü uzaylar kadar geniş alan…



Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, Adapazarı’na yaptığı bir seyahatte Cuma Namazı’nı Orhan Camii’nde kılmış ve namaz akabinde camide Şaban Üstüner’i aramış ve bulmuştu… Hasret gidermişlerdi o ibâdet mekânında…



Yıllarca o ‘merdiven altında’ kaldıktan sonra şimdiki Türk Telekom binasının karşısına taşındı. PTT Sokak’ta… İşyerinin adı: Yavuz Kırtasiye…



Kendisini, Adapazarı’nda olduğum sürece, şehir dışında değilsem, hemen hemen her gün, bazen de günde birkaç defa ziyaret etmişimdir. Ziyaretine gidemediğimde telefon edip, ‘Şaban Âbi, içimden bir his senin, beni çok özlediğini söylüyor’ diyorum. O sevecen ifadesiyle cevap veriyor: ‘ O da nerden çıktı. Ben seni hiç özlemiyorum ki… Hatta usandım senden’ diye takılıyordu.



Bazen takılıyorum: ‘Abi, oğlun Yavuz’dan fazla ben senin yanındayım. Nüfus cüzdanımı vereyim de beni üzerine al. Evlatlığın olayım’ diyorum. Tebessüm ediyordu… Bazen ben de, yakın tanıdık ve dostlarıma takılıyordum: ‘Benim Şaban Abim, Profesör ve Dekan olmayanları şoförü olarak istihdam etmiyor!’… Hoşuna gidiyor ve tebessüm ediyordu…



Yıllar önce bir gün kendisine takıldım: ‘Abi benden önce sakın ölme!’… Şaşırdı… ‘Bu da nerden çıktı’ der gibi şaşkın şaşkın yüzüme baktı. Nükteyi patlattım: ‘Abi, öldüğüne üzülmeyeceğim de ben nereye gideceğim? Ölürsen ben ortada kalırım. Yalnız kalırım… Kendime senin gibi gidecek bir yer bulamam… Perişan olurum’



Şaban Ağabey bir gönül adamıydı. Etrafında olup biten her şeye tepki verirdi. İnançlarına sıkı sıkı bağlıydı. Kendisi köken itibariyle Çerkez’di. Ben de kendisine takılırdım, ‘Kavm-i Necip (üstün ırktan) Şaban Ağabey’ diye. Irkların bir birleri üzerinde bir ‘üstünlüğünün’ olmadığını söylerdi. Erbakan Hoca ve partisinin, onun temsil ettiği Millî Görüş geleneğinin fanatik ölçüde bir mensubu idi. Gerek Hoca ve gerekse partisi ile ilgili en küçük bir eleştiriye bile tahammül edemezdi. O yüzden de kendisini kızdırmak isteyenler ve ‘fırça yemek isteyenler’ onun bu damarına basarlar ve gerekli cevapları da alırlardı…



2011–2012 Eğitim ve öğretim yılında okulların açılmasıyla birlikte onların da ‘iş sezonu’ açılıyordu. İşyeri, okul ve kırtasiye malzemeleri ili ilgili olduğu için müşteri trafiği artıyordu. O yüzden de bir aydır, Eylül ayı boyunca, akşamları geç saatlere kadar işyeri açık kalıyordu. Tabiatıyla yoruluyordu da… Yaşı 80’i çoktan geçmişti. İki defa kalp krizi geçirmişti. Ameliyat olması tavsiye ediliyordu ama o sürekli olarak bundan kaçıyordu. Görüntüsü, ‘ben kaderime razıyım. Öte diyarlara bu halimle gitmeye hazırım’ der gibi bir hali vardı.



Son 20 gündür, işyerinin kapanma saatine yakın, saat 22.00 civarında işyerine gidip, işyerini kapattıklarında kendisini arabamla evine bırakıyordum.



27 Eylül günü saat 17.00 civarında tekrar uğradım. Kahve çay içtim. Durgun bir hali vardı. Ayrılırken sordum: ‘Abi bu akşam kaçta kapıyorsunuz? Saat kaçta gelmemi istersin? İşsizim de… Kendime biraz iş çıkarayım’ diye takıldım. Niyetim dükkânı kapattıklarında kendisini evine bırakmak… Cevap verdi: ‘Bu gün gelmene gerek yok. Gelme... Zaten biraz daha erken kapatmaya başladık’… Demek ki son görüşmemizmiş…



Allah, kendisine gani gani rahmet eylesin…



Mevla’m, kendisinin taksiratını affeylesin…



Cenab-ı Hâk, ötelerin ötesinde, kendisini Peygamberimize komşu eylesin…



Kâinatın mutlak gerçeği: İnnâ Lillâhi ve İnnâ İleyhi Raciûn… Allah’tan geldik ve muhakkak ki geri, O’na döneceğiz…



O Döndü…



Örnek bir insan olarak veda etti bu fâni diyârlara…



Mekânı, Cennet olsun.



Ruhu, şad olsun.



Yorumlar

Prof. Dr. İlyas Öztürk 30/09/2011 10:57

Taziye

Sevgili Salih bey kardeşim! Rahmetli Şaban ağabeyi kaybetmenin senin

için ne kadar elem verici olduğunu biliyoruz. Bu bağlamda acını paylaşır

geri kalanlara sağlık ve bai sağlığı dilerim.



G Ş Erkurt 29/09/2011 19:01

Baş sağlığı

Değerli Dekanım, Sevgili Hocam! Şaban Amcaya ALLAH'tan, kederli

ailesi başta olmak üzere, siz tüm dostlarına ve biz tanıdıklarına Cenab-ı

Hak'tan sabır dilerim. Saygılarımla ellerinizden öperim.



A Aydıntepe 29/09/2011 16:12

Baş sağlığı

Hocam Şaban Amcamızla ilgili yazınızı duygulanarak okudum. Elinize, yüreğinize sağlık Allah razı olsun. Allah Şaban Amcamızın mekânını cennet eylesin... Âmin...



A. O. Kurt 29/09/2011 16:12

Başınız sağ olsun

Başınız Sağ olsun Sayın Hocam, Rahmetli Saban Üstüner'e Allah'tan Af ve Mağfiret Diliyorum.



C Şanlı 29/09/2011 16:11

Taziye

Şaban Ağabey'e Allah'tan rahmet, yakınlarına ve dostlarına sabr-ı cemil diliyorum.



Prof. Dr. Fevzi YILMAZ 29/09/2011 16:08

Taziye

İyi ki varsın SALİH Hocam. Sen bizim sesimizsin. Allah, Şaban Beye rahmet eylesin.



M Baycu 29/09/2011 16:07

Sevenlerinin Başı Sağ Olsun

Allah sabırlar versin hocam... Şaban Üstüner Bey'e Allah'tan rahmet ailesine ve sevenlerinde sabır diliyorum. Kendisini bir Adapazar’lı güzel bir esnaf olarak şahsen tanıyordum. Mekânı cennet olsun inşallah.



R YILMAZ 29/09/2011 16:06

Taziye

Sayın Hocam, Şaban Ağabeye Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Allah sizlere ve ailesine sabırlar versin...



A Aka 29/09/2011 14:58

Başınız Sağ Olsun

Hocam Başınız sağ olsun, Allah rahmet eylesin, Sizlere de kendisinin yerini olduracak yeni dostlar nasip etsin.



A Büyükakkaşlar 29/09/2011 14:57

Taziye

Salih Hocam, Sızın ve yakınlarının bası sağ olsun. Saban abiye Allah'tan rahme dilerim. Oğlu yavuz'a taziye dileklerimi iletirim.



Kerim Özdemir 29/09/2011 14:55

Başsağlığı

ALLAH RAHMET ETSİN. İYİ İNSAN OLDUĞUNA ŞAHİTLİK EDERİZ. ALLAH GERİDE KALAN HERKESE SAĞLIKLI ÖMÜR VERSİN. BAŞSAĞLIĞI DİLİYOR, SELAM EDİYORUM. Kerim ÖZDEMİR/Balıkesir



C Şanver 29/09/2011 14:54

Taziye

Hocam başımız sağ olsun. Allah Rahmet eylesin ve dost ve yakınlarına sabır ve uzun ömürler versin inşallah.