Yüzyılların gayretleriyle sağlanan Hıristiyan Siyonizmi; 21.yüzyıl başından itibaren yeni liberalizm anlayışıyla dünyaya yön vermeye yönelmiştir. İslamcı tarikat ve cemaatleri de devşirerek, Hıristiyan-İslam Siyonizmi yapılanmasını oluşturmuştur.







Bu yapı; Piyasaları, eğitimi, siyasetin özü kabul eder. Yine piyasaları ve eğitimi, Batı, doğu ve İslam Medeniyetlerinin rekabetçi unsurların esası görür.







Bu yaklaşım; pragmatizmin temel unsur olduğu piyasalarda Batı medeniyetinin egemenliğini sağlamak üzere, Siyonizm in varolduğu coğrafya da İsrail in güvenliğinin de temin edilmesine yönelik diğer rekabetçi unsur İslam Medeniyetinin ekonomik, siyasal ve sosyo-kültürel yapısının motivatörü durumunda İslam dini nin etkisizleştirilmesi ya da ılımlılaştırılması iddiası anlamına geliyor.







Tarih bir dinin etkisizleştirilmesi; tek Allah a iman etmeye dayalı tevhid inancından sapmaya dair birçok örneği barındırıyor.







Tek Allah inancıyla ve Musa Peygamber liderliğinde Filistin topraklarına gelen Yahudiler, geldikleri putperest Mısır da edindikleri alışkanlıkları terkedememiş, zamanla özünü Mısır'ın putperest temalarından alan kötülüklerle başetmek için semboller kullanımı ve dünya spritüelleriyle büyüye dayalı güç kazanma kuramı; Tevrat' a ve yaşama egemen olmuştur!







Ya da bir zaman sonra bu öğretinin ırkçı, emperyal ve kara büyü ritüelleri esasında kültürleri ve edimleriyle Avrupa ya yayılan yeni Yahudiler;







Hıristiyanlığın Yahudi kökeninden hareketle Hz.İsa nın kendisinin de Yahudi olması, Kitab-ı Mukaddes de seçilmiş kavim ifadesinin Yahudileri kastetdiği ve ahir zamanda Mesih'in yeryüzüne dönmesiyle birçok Yahudinin onu kabul edeceği ve İbrani bir Hıristiyanlığın oluşacağına inancını, Öğretileriyle beraber Hıristiyanlığa ve yaşama mal edebilmişlerdir!







Bugün ABD den yayılan Hıristiyan Siyonizmi; yeni liberalizmin motivatörüdür-ki; Siyonizm in varolduğu coğrafyada İsrail in güvenliğinin de temin edilmesine yönelik diğer rekabetçi medeniyetin motivatörü İslam dinîni kuşatıyor...







İslam ın içine düştüğü kimlik bunalımına tepki olarak doğan ve İslami uyanışı temsil ettiğini iddia eden örgütler onlarca ülkede açık ya da gizli faaliyettedir ve hükümetlere en güçlü muhalefeti oluşturuyorlar. Her deki örgütle birlikte fiili eylemler koyuyor diğer ülkelerde tebliğ ve davet çalışmaları yapıyorlar.







İslam ülkelerinde faaliyetleriyle hükümetleri zayıflatıyor; dolaylı olarak terör örgütlerine ortam hazırlıyor.







Olaylar; Hıristiyan-İslam Siyonist merkezden dünyaya yansıtılıyor.



Onlara göre; İslam ülkelerinde İslami uyanışı temsil eden örgütlerin siyasetleri dikkate alınmalıdır. Göz önünde ve elde tutulabilmeleri için legalleşmeli, aykırılıkları marjinalize edilmeli; Legal yolun mecburiyetinden terbiye edilip ehlileştirilmelidirler.







Batının hesabı; birey ve ulus bilinci gelişmemiş dolayısıyla bir halk hareketi ya da ayaklanmanın başlayacağı alt yapının bulunmadığı İslam ülkelerinde bir şekilde sokakta ortaya çıkan enerjinin netice almaya yönelik pekişmesini beklemektir. O nedenle hem sokaktaki enerji hem kümesiyle birlikte ekonomisi, siyaseti; batının küresel piyasaları vasıtasıyla terazide tutuluyor.







Hıristiyan Siyonizminin yeni liberal politikaları doğrultusunda yakın bir tarihte örgütlerin aykırılıklarının marjinalleştirilmesi için siyasetlerinin legalleştirmesi politikasını; Türkiye ye Truva atı gibi sokuşturulan, eğitilen, yeniden yapılandırılan, dinci güruhla da uygulandığını görmek gerekiyor.







Türkiye başta olmak üzere İslam ülkelerinde; demokrasi, özgürlük insan hakları afyonu ile uyuşturulan kitlelerin algısı ise illiyonist bir gösteri seyretmekten başka bir şey değildir.







Günün Sözü: İnanç, insanın kişisel tercihidir, başkası yönlendirdiğinde inançlıktan çıkar.