Değerli büyüğüm, Anadolu basınının duayeni Prof. Dr. İsa Kayacan’ın 1956 yılından bu yana harfler kelime, kelimeler cümle, cümleler satır, satırlar paragraf paragraflar, sayfa sayfaları şiir oldu, makale oldu, dergi oldu, kütüphaneler kitaplarla doldu. Doğduğu ve doyduğu yeri unutmayan bu vefalı insanın Burdur’da yaktığı edebiyat ateşi yolunu aydınlattı taki dünyada 37 dilde 100 den fazla ülkede yayınlanan Dünyanın dört bir yanında kırılmış rekorların kayda geçtiği, içindekiler gibi kendinin de bir rekortmen olmaya devam ettiği rekorlar kitabına aday oldu. Bu her kula nasip olacak bir şey değildir. Allah yolunu açık etsin.



Konuşma dilinde insanı bazen “kişi” bazen da “adam” olarak anlatırız. Kişi hukuki bir kavramdır. Yani hukuki anlamda “medeni hakları kullanma” ehliyetidir.



Adam ise, özü sözü bir olan, erdem ve basiret sahibi olan, dik duran sağa sola yamulmayan, emin olunan, işinin ehli, dost, çizgisini yaşantısıyla birleştirmiş örnek insan demektir.



Yüce dinimiz de “İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır” denilmektedir.



Bu değerli insan da ömrünü vakfettiği çalışmaları ile gerek Anadolu’nun en ücra köşesinde yayınlanan kasaba gazetelerinden tutunda, gerekse yayınladığı kitaplarından oluşan hazinesi ile insanlığa olan borcunu kat be kat ödemesini bilen bir Adamdır.



Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimde Yüce Yaratanın ilk emri “Oku” olmuştur. Bunu kendine şiar edinen Kayacan’ın öz benliğinden, insanlığa olan sevgisinden ve yaratanın yüreğine verdiği çağlayandan dökülen damlalar, ilk emre uyup okunacak şiir oldu, makale oldu, toplandı kitap oldu.



İsa Kayacan önce insan, bir eş, bir baba, bir can. Belki de boğazında düğümlendi çoğu zaman kelimeler, anlatamadı birikimlerini bunca zaman... Yaşam hoş bir seda bırakmaksa şu gök kubbede, O, yazarak sabitledi sedalarını.



İnanıyorum ki yalnızlığına mahkûm etti duygularını, daha yazamadıkları var yürek telinde, kalp kırıkları var gönül evinde.



Sayın Kayacan, tanıdığım kadarıyla hiç değer vermedi dünya malına, bıraktı her şeyi kendi haline, talan oldu bağı kaç kez bozuldu, hakkında sayfalarca yazı yazıldı. Gönül hazinesini açan olmadı.



Bu dev insan İsa Kayacan bir olmazı başardı. Ülkemiz bile bu kadar gücü ile 50 yıldır AB ye girmeye çabalarken, bir Anadolu yiğidi olan Kayacan sadece kalemiyle dünyada ilklerin arasına girmeye hazırlandı. İnşallah bu haklı gururu hepimiz övünçle yaşayacağız.



Horasan erenleri gibi, Anadolu erlerinden İsa Kayacan bana yazmayı aşıladığı ve teşviklerinden dolayı binlerce teşekkürümü sunuyorum.



Onun sayesinde yazdım ilkyazımı, onun sayesinde aldım ilk telifimi.



Yaşadığı coğrafyaya ilkleri yaşatan bu gönül eri, Burdurlu bir köy çocuğunun dünyaya ilkleri duyurduğuna şahit olacağız. Bu birikimle inanıyorum ki “Bir Türk Dünyaya Bedel” sözü, bir kez daha sayın Kayacan’da vücut bulacak.



Çınarlar böyledir işte, kızmadı, küsmedi, darılmadı, yazmaktan yorulmadı. Guinness kesmez onu, çünkü yüreği dolu. Hala ilk heyecanla yazıyor, yazanları da teşvik ediyor.



Gurur kaynağımızsın, yolun açık olsun gönüller rekortmeni Prof. Dr. İsa Kayacan..