Son dönemlerde yükselen milliyetçilik, ülkemizin gündemini meşgul ediyor. Kavramla ilgili olarak, lehte, aleyhte bir sürü görüşler, yorumlar izliyoruz, okuyoruz medyada. Ama gözlediğim kadarıyla kimse doğru dürüst bu işin adını koymuyor.. Milliyetçiliğin ne olduğunu ne anlamamız gerektiğini anlatmıyor. Sadece Muhsin Yazıcıoğlu anlatmaya çalışıyor. Ama onunki de kuru gürültüde duyulmuyor.

Milliyet kavramı bir mensubiyettir. Milliyetçilik de, kişinin hangi kavimden olduğunu, o kavmin maddi, manevi ve kültürel değerleriyle donanmış olduğunu, böylece kavmini sevmeyi, kavmi için çalışmayı, kavmini her yönden geliştirme azmini ifade eder. Kişinin fiziksel, biyolojik menşei ile de ilgilenmez. Bu yönüyle de ırkçılıktan ayrılır.

Biz kavim olarak Türk’üz. Türk milletine, Türk töresine, Türk maneviyatına mensubuz. Kendimizi Türk olarak biliyor, öyle hissediyoruz. Yoksa kafatasımız, suratımız, gözümüz nedir, nasıldır.. Düşünmeyiz hiç. Öyle olsaydı belki bize Türk denmezdi bile. Zira Türklerin antropolojik tarifinde çekik gözlü olduğundan bahsedildiğini düşünürsek, bakın Orta Asya’da yaşayan Uygurlar, Kazaklar, Özbekler, Türkmenler… Bunlar çekik gözlü. Ama biz Anadolu’da ve civarında yaşayanlar çekik gözlü değiliz.. Öyleyse biz Türk değil miyiz? Yani sonuç itibariyle milliyeti kafatasına indirgerseniz, bu bölücülük olur..

Dünyada globalizm hüküm sürüyor. Amerikan emperyalizmi her yerde tahakkümünü kurmuş. Kültürüyle, ekonomisiyle ve askeri ile “Armageddon” idealini adım adım düzenliyor.

İşte bunun karşısında diğer halklar, milletler kendini sorguluyor; dünyayı sorguluyor; Amerika’yı sorguluyor.. Evet bu noktada Amerikan emperyalizmine tepkinin bir şekli de milliyetçilik olarak ortaya çıkıyor. Öyle ya, hangi millet Amerika’nın kölesi olmayı benimser? (tabi ruhu satılmışlar hariç!)

Son yıllarda, Türkiye olarak biz de yoğun bir Amerikan baskısı altındayız. Dahası bir de Avrupa Birliği dayatmaları.. Milli birliğimiz bile tehdit altında ne yazık ki.. Demokrasi diye, hümanizm diye, insan hakları diye bizi biz yapan değerlerimizden uzaklaştırmaya çalışıyorlar; bizi birbirimizden koparmaya uğraşıyorlar..

Sonuç olarak titreyip kendimize dönmenin, Türklüğümüzü pekiştiren İslami değerlerimizi yeniden öğrenmenin adıdır milliyetçilik.. Reddiyeci değil, kucaklayıcıyız. Bu vatan, bu bayrak, bu kültür ve bu coğrafyayı kanlarıyla sulamış aziz şehitlerimizin mübarek hatıralarının etrafında kenetlenmemizin adıdır milliyetçilik…