Türkiye’de bir kesime göre ekonomi büyüyor, kalkınma sağlanıyor, her şey iyi ve iyiye gidiliyor. Diğer kesim ise; iç ve dış borçlar artmış, tarım hayvancılık bitmiş durumda, satılmadık bir şey kalmadı. Yani hangi büyüme hangi kalkınma sorusunu soruyor.







Diğer yandan Türkiye, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF), 20'nci en büyük üyesi oluyor.







IMF İcra Direktörleri Kurulu, idari reform teklifini onayladı. Gelişen ekonomilerin oy gücünün artıran reform sonucunda, Türkiye'nin kota payı da arttı. Türkiye'nin, oy payı da yüzde 0.953 olacak. Böylece, Türkiye'nin 2008 reformundan sonra yüzde 0,6 civarında olan IMF'deki kotası yüzde 1'e yaklaşmış oldu.







Reform sonucunda, fonun en büyük üç üyesi sıralamasında ABD ve Japonya ile birlikte Çin'in yer alması en dikkat çekici unsur!







IMF'deki, reform sonrasında ilk 20 en büyük üye, sırasıyla ABD, Japonya, Çin, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, Hindistan, Rusya, Brezilya, Kanada, Suudi Arabistan, İspanya, Meksika, Hollanda, Güney Kore, Avustralya, Belçika, İsviçre ve Türkiye!







Reform teklifine onay



IMF Başkanı, bunun IMF'nin 65 yıllık tarihindeki esaslı yönetim revizyonu olduğunu söyledi. Sonuç için tarihi bir anlaşma ifadesini kullanan Strauss-Kahn, bunun, yükselen ekonomiler ile gelişmekte olan ülkelerin küresel ekonomideki büyüyen rollerini kabul ederek, onların lehine en büyük değişiklik olduğunu söyledi.







Ülkelerin ekonomik önemlerini daha iyi yansıtan, daha adil kota payları bölüşümünün, daha fazla temsille de birlikte, küresel mali istikrarın artmasına doğru, IMF'nin süregelen çabalarının etkinliğini ve kredibilitesini geliştirecek..







IMF'nin en büyük 10 üyesinin, ABD ve Japonya'nın yanı sıra Brezilya, Çin, Hindistan ve Rusya'nın içinde bulunduğu ''BRICs'' grubu ve Avrupa'nın en büyük dört ekonomisi olan Fransa, Almanya, İtalya ve İngiltere'den oluşuyor..







İcra Kurulu; IMF'nın 2012 Yıllık Toplantılarına kadar yürürlüğe girmek üzere kota artışı ve yeniden düzenlenmesini ve İcra Kurulu reformunun uygulanmasının da bir sondaki kurul seçiminden sonraya kalmamasını isteyen takvimi onayladılar.







Reforma göre, üyeler arasındaki kotalar yeniden düzenleniyor. Bu kapsamda, yüzde 6'dan daha fazla kota payı, yükselen piyasalar ile gelişmekte olan ülkelere aktarılacak. Bunun yanında, yüzde 6'dan fazla kota, kurulda geniş temsil edilen ülkelerden, daha az temsil edilen ülkelere geçecek.







Ayrıca, 2008 yılındaki kota ve söz hakkı reformuyla birleştiğinde, toplam olarak, yükselen ekonomilere ve gelişmekte olan ülkelere aktarılan oy payı da yüzde 5.3 olacak. Bütün bu değişikliklere rağmen, en fakir ülkelerin oy gücü de korunmuş oldu.







İcra kurulu sadece seçilmişlerden oluşacak.



Bu kapsamda, kurulda, gelişmiş ülkelerin kota payının toplamda yüzde 57.7, oy paylarının da yüzde 55,3 olması öneriliyor. Yükselen ekonomiler ile gelişmekte olan ülkelerin kota paylarının ise yüzde 42,3, oy paylarının da yüzde 44,7 olacak.







Bu kapsamda, Türkiye ile Orta Doğu ülkeleri ve Malta'nın önerilen kota payı, yüzde 6.7, oy payı da yüzde 6.8 olacak. Bunun yanında kota reformunun yürürlüğe girmesinin ardından, en azından ilk seçimlere kadar, IMF İcra Kurulunda gelişmiş Avrupa ülkeleri, kendilerinde bulunan iki sandalyeyi bırakacak. Reform kapsamında, İcra Kurulundaki, şu anda en büyük 5 kotaya sahip ülkeden oluşan ''atanmış icra direktörleri'' kategorisinin de sona ereceği, ardından fonun İcra Direktörleri Kurulunun sadece seçilmiş icra direktörlerinden oluşacak..







Günün Sözü. Gerçeklerle yüzleşmek istiyorsan objektif olmaya çalış