WIKILEAKS, ABD’NİN KÜRESEL PSİKOLOJİK SAVAŞ SALDIRISIDIR - Dr. Tahir Tamer KUMKALE - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









WIKILEAKS, ABD’NİN KÜRESEL PSİKOLOJİK SAVAŞ SALDIRISIDIR - Dr. Tahir Tamer KUMKALE
Tarih: 02.12.2010 > Kaç kez okundu? 2860

Paylaş


İnsanları mesut edeceğim diye onları birbirine boğazlatmak insanlıktan uzak ve son derece üzünülecek bir sistemdir. ( Gazi Mustafa Kemal Atatürk–1931)



-------------------------------------------------------------------



Wikileaks, ABD’nin küresel alanda yürüttüğü bir Psikolojik Savaş saldırısıdır. Bu saldırı dünya yüzünde bugüne kadar uygulanan plânlı Psikolojik Savaş operasyonlarının en kapsamlıdır. Ve belkide en etkilisi olmaya adaydır.



Wikileaks; çok iyi plânlanmış, zamanlaması iyi seçilmiş tipik bir psikolojik savaş uygulamasıdır ve daha başlangıç safhasında olmasına rağmen dünyada beklenilenden çok daha etkin bir bilgi kaosu yaratmayı başarmıştır.



Wikileaks; NATO’nun son Lizbon toplantısında sözü edilen, fakat çokta inandırıcı bulunmayan CYBER ATTACK ( Siber Saldırı) hedefinin dünya kamuoyuna doğrudan gösterilmesi operasyonudur.. Nedir bu Cyber Attack? Sorusunun görüntülü tanıtımıdır..



Batı kaynaklarında ifade edilen 251.287 dokümandan sadece 296 tanesi (Binde 34 kadarı) gündeme getirilmesine rağmen yaratılan depremin yarattığı yıkımın çok büyük artçı dalgalarla her geçen gün büyüyerek devam ettirileceğini şimdiden söyleyebiliriz..



Başkan Obama’nın ve Dışişleri Bakanı Clinton’un “yaratılan Cyber Attack’ın asıl hedefinin ABD olduğunu ve dost ülkelere de dolaylı olarak zarar verdiklerini” açıklamaları hiç kimseye inandırıcı gelmemiştir. Çünkü dünya kamuoyu bu çapta bir bilgi hırsızlığının arkasında kimin desteği olursa olsun ABD’ye rağmen yapılamayacağını çok iyi bilmektedir.



Bu bilgilerin tamamen ABD tarafından hazırlanan Psikolojik Savaş Planına uygun olarak bilerek ve isteyerek bilinçli bir şekilde Wikileaks firmasına sızdırılmış olduğunu değerlendiriyorum..



ABD, bu operasyon ile bazı yarı aydın kafaların aldıkları talimat gereği israrla vurguladıkları gibi güçsüzlüğünü değil, bilakis gücünün büyüklüğünü, varlığının tekliğini ve dünyanın en büyük gücü olma vasfını hâlâ devam ettirdiğini göstermiştir. ABD; dünyanın her yerinde gözü ve kulağı olduğunu, kendisinden habersiz yaprak bile kımıldatılamayacağını bir kere daha muhatabı olan ülkelere hatırlatmıştır.



Bu tipik bir güç gösterisidir ve artarak devam edecektir. Çünkü saldırıya hedef olan ülke yöneticileri ve kamuoyları oynanan oyunu henüz fark edememişlerdir. Bu yüzden plânsız, zamansız ve tamamen duygusal fevri davranışlar içine girerek saldırganların istediği tuzağa düşmüşlerdir. Yani birbirlerini suçlar duruma düşmüşlerdir.



Oysa, kurgulanan oyun daha yeni başlamıştır. Bu oyun hazırlanan senaryoya uygun olarak hasım ülkelerde ABD menfaatleri için ulaşılması gereken hedefe gidene kadar, yani kendilerince belirlenen kamuoyu oluşumu tamamlanana kadar devam edecektir.



ABD bu operasyonda kamuoyu oluşturulmasında özellikle iyi yetiştirildiklerine inanılan büyükelçilik diplomatlarını etki ajanı olarak kullanmıştır. Çok isabetli bir seçimdir.



ABD’nin istihbarat ve iletişim teknolojisindeki geldiği seviye bellidir. Böyle bir operasyonun ABD’nin bilgisi ve doğrudan yönlendirmesi dışında İsveç’te yaşayan bir Avustralyalı hacker tarafından gerçekleştirilmesi fiilen mümkün değildir. Küresel dünyada siber sınırların kalktığı bir ortamda kimsenin buna inanması da beklenmemelidir. Birilerinin yüzbinlerce gizli ve kriptolu ABD diplomatik belgelerini ele geçirdiğini söylemenin mantıki bir yönü yoktur. Bu söylemler insanların aklına “Eğer ABD’in dışişleri belgeleri böyle kolay ele geçiriliyor ve bu husus hiç bir şekilde önlenemiyorsa, demek ki bizim devletimizin belgeleri de mutlaka ele geçirilmiştir. Servis edilecek zamanı ve zemini beklemektedir” varsayımı gelmektedir. İşte bu husus olması gereken muhtemel kaosun büyüklüğünü işaret etmektedir.



ABD; bu operasyon süresince açıklayacağı bilgilerle özellikle Ortadoğu ülkelerini hem kendi iç kamuoyunda mücadeleye sokarken, birbirleri ile ikili-üçlü şekilde çatıştırmayı hedef almıştır. Bu şekilde hem dost ve vazgeçilemez müttefiki İsrail’i güvenlik şemsiyesi altına alacaktır. Hem de BOP’un gerçekleşmesi için en uygun ortamı yaratacaktır.



Açıklanan belgelerin sayı ve içeriğine bakıldığında Türkiye’nin bu operasyonun öncelikli hedefi olduğu anlaşılmaktadır.



Bu saldırı ile mücadele sadece Ak Partinin, yani iktidarın işi değildir. Zaten tek başına gücünün yetmeyeceği de açıktır. Mücadele, bütün milli güç unsurlarımızın topyekün, tek elden, plânlı ve proğramlı sevk ve idaresi ile sürdürülebilir.



İktidar ve muhalefet partilerine düşen görev; birbirlerini suçlayacak fevri davranışlardan kaçınarak, birbirine düşmeden elele vererek bu büyük küresel saldırıdan nasıl kurtulacağımızı ortaya çıkarmak olmalıdır.



Bu iş ne Başbakan Erdoğan’ın ve ne de Kılıçdaroğlu’nun kişisel çabalarıyla başarıya ulaşacak kadar kolay değildir. Başarı çok geniş kapsamlı ve sürekliliği sağlanmış bir karargâh çalışmasını gerektirmektedir. Eğer bu yapılamazsa, yani planlı bir “Karşı Psikolojik Savaş Plânı” uygulamaya konulmadıkça hasar giderek büyüyecek ve asla önlenemez boyutlara ulaşacaktır.



Bu işleri yürütmek üzere 1983’te kurulan Başbakanlığa bağlı Toplumla İlişkiler Başkanlığı’nın 2003 yılında bütün bilgi birikimi ile kaldırıldığını da hatırlatmak isterim..



Sonuç olarak;



Wikileaks dokümanlarındaki bilgiler doğrudur. Ama bunlar Türkiye için bilinmeyen yeni bilgiler değildir. Burada basın organlarımızda daha önce yer almış bilgilerin çok iyi yetiştirilmiş ABD diplomatları tarafından da teyid edilmesi gibi bir durum ortaya çıkmıştır.



ABD yönetimi; bu operasyon ile hem ülkesi içindeki hemde dünya kamuoyundaki imajını tazelemiştir.



Ekonomisindeki kötüleşmeyi önleyemeyen Obama’lı ABD; bir anda kendi içinde mağdur duruma düştüğü görüntüsü ile birlik ve beraberliğini pekiştirmiştir. Diğer taraftan dünyadaki gücünün hâlâ devam ettiğini, dünyanın her yerinde herkesin ve her hareketin doğrudan kontrolu altında olduğunu ortaya koymuştur.



ABD, Wikileaks ile Ortadoğudaki ABD menfaatleri için ayakbağı olmaması yönünde Türkiye’ye gözdağı vermiştir.



Şu anda tüm dünya ülkeleri kendi iç gündemlerini terkederek tamamen Wikileaks ile uğraşırken ABD; kendi plânları doğrultusunda seçtiği küresel hedeflerine sağlam adımlarla ilerlemektedir. Bu operasyon ABD kadar İsrail’in ve İngiltere’nin de milli çıkarlarına uygun olarak dizayn edilmiştir. Nitekim, İsrail ve İngiliz gazetelerinde açıkça “ Wikileaks’ın kendileri için sorun olmadığı” hususu dile getirilmektedir. Dolayısıyla bu üç ülkenin müteakip günlerde birlikte hareket edeceklerini şimdiden söyleyebiliriz..



Bu arada NATO’nun yeni hedefi durumundaki Siber Saldırı konusu bütün unsurları dünya kamuoyuna tanıtılmış olacaktır.



Sayın Erdoğan’nın şahsıyla ilgili ortaya sürülen çirkin iddialar karşısında yaptığı sert açıklamanın zamansız, gereksiz ve çok erken olduğunu; Sayın Kılıçdaroğlu’nun konuyu iç politika malzemesi olarak gösterme çabalarının da çok yersiz ve yanlış olduğunu; Sayın Bahçeli’nin tutum ve ve davranışının son derece yapıcı, dış saldırılara karşı birlik ve beraberliğimizi temin etme yolunda örnek bir adım olduğunu değerlendiriyorum. Yine yandaş tabir edilen basının halkın bilmesi gereken bilgileri saklaması kadar, haberleri abartarak manşetlere taşıyıp kendimizi güç durumlara düşüren basının davranışını da çok yanlış olarak görüyorum. Şu anda birbiriyle çatışmanın değil, sağduyu içinde milletçe bütünleşmenin gerekliliğini vurgulamak istiyorum.



Peki şimdi Türkiye olarak ne yapmalıyız?



* Saldırının topyekün milli bütünlüğümüzü hedef aldığını milletçe algılamalıyız.



* İktidarı, muhalefeti, basını ve bütün sivil toplum kuruluşlarını kapsayacak şekilde topyekün milli güç unsurlarımızla bu acımasız Siber Saldırıyı bertaraf edecek şekilde kucaklaşmalıyız.



* Wikileaks belgelerini asla abartmadan tek tek ele almalı ve sağduyu içinde karşı hareket tarzımızı oluşturmalıyız.



* Uzun süre devam edeceği aşikar olan ve acilen tedbir alınmazsa telafisi zor kayıplara uğramamız kaçınılmaz olarak görülen bu savaşta milletimizin her ferdine önemli görevler düştüğünü asla unutmamalı, devletin karşı hareket planlarına bütün gücümüzle destek olmalıyız.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 67
Dün Tekil 2050
Bugün Tekil 1
Toplam Tekil 4078782
IP 3.21.34.0






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























18 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Hepiniz birer T rk Bayra s n z. Bayra lekelemeyin, kirletmeyin yere d rmeyin.
(Alpaslan T RKE )


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.001 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu