Türkiye’de bir çok kadın dernekleri var. Siyasi partilerin kadın kolları var.

Yani örgütlenmeleri var. Var ama batı standartlarında mılar? Veya yeterli örgütlenmişler midir?



Bu soruların cevabı ne yazık ki hayır!

Peki ama neden? Tarihimizde Türk kadın hakan var.



Ticaret alanında başarılı kadınlarımız var. Kayseri’de Gevher Nesibe gibi! Bugün kendi adıyla eğitim kurumu var.

Sabancı holding başkanı Güler Sabancı dünyanın önde gelen kadın girişimci.



İstanbul’da camiler var kadın adıyla onlar yaptırmışlar. Bugün de bazı orta öğretim kurumlarında kendi adlarını taşıyan okullar var.

Üniversiteler ve orta öğretim kurumlarında yüzde kırk civarında kadın eğitimcimiz var.



Medya dünyasında kadınların spor programları da dahil önemli sayısal artışları var.

Ama 75 milyonluk Türkiye için yeterli mi? Elbette hayır.



Kadın-erkek eşitsizliğine ilişkin 2010 raporuna göre Türkiye’de okula kaydı yaptırılan kızların sayısı 2010’da arttı. Ancak eğitim alanındaki ilerleme kadın-erkek eşitsizliği açısından Türkiye’nin gerçek yerini kamufle etmeye yetmiyor.



Türkiye, kadın-erkek eşitliğinde 136 ülke arasında sadece 10 ülkeyi geride bırakabiliyor. Kadınların istihdam içindeki payı karşılaştırmasında da Türkiye 125. sırada yer alıyor. Cinsiyet eşitliği dikkate alındığında Türkiye 136 ülke arasında sadece 10 ülkeyi geride bırakabiliyor



Türkiye’de kadın yine dipte! Eğitim alanındaki ilerleme kadın-erkek eşitsizliği açısından Türkiye’nin gerçek yerini kamufle etmeye yetmiyor.

Türkiye’de kadınlar, ekonomik hayata katılım, siyasi temsil ve doğum gibi kıstasların tamamı dikkate alındığı ülkeler arası karşılaştırmada bir önceki yıla göre daha iyi duruma geldi.



İyimserlik ülkenin yerküredeki genel duruşu görüldüğünde erozyona uğramaya aday görünüyor. Dünya Ekonomik Forumu listesine göre, Türkiye kadınların erkekler yanındaki eşitliği dikkate alındığında 136 ülke arasında sadece 10 ülkeyi geride bırakabiliyor.



Türkiye’nin altında veriler yeterli olmadığı için sıralamaya dahil edilemeyen Özbekistan ve Belarus’un yanı sıra Fildişi Sahilleri, Benin, Pakistan ve Suudi Arabistan da bulunuyor. Kadınların istihdam içindeki payı karşılaştırmasında Türkiye yine diplerde, 125. sırada.



Türkiye’de çalışan dört kişiden sadece 1’i kadın. Ülkenin yönetim kademelerindeki kadınların oranıyla ilgili karşılaştırmaya göre de her 9 erkeğin yanında 1 kadının milletvekili, üst düzey yönetici ya da idareci olduğu Türkiye sıralamada biraz yükseliyor: 110.



Dünya Ekonomik Forumu verilerine göre geçen sene Türkiye’de ilköğretime kaydolan her 100 erkeğin yanında 97 kız çocuğu kayıt yaptırmış; 2010’da ise 98.



Hükümet kanadında üst düzey göreve getirilen kadınların sayısı geçen seneye göre ikiye katlanarak 8’e çıkmış. Türkiye’de kadınlar lehine iyileşen bir diğer oran da, geçen sene teknik ya da profesyonel işlerden daha fazla pay almış olmaları. 2010 tahminleri uyarınca bu sınıftaki her 100 işten 35’i kadınların olmuş.



Dünya Ekonomik Forumu raporundaki verilere göre Türkiye’de bir sene içinde kadın-erkek karşılaştırmasında ücret eşitsizliği kadınlar aleyhine arttı. Erkeklerin gelir artışı bir önceki seneye göre kadınların gelir artışından daha büyük oldu.



Avrupa’nın ‘utancı’ Fransadır. Fransız kadınları erkeklerle eşitlik sıralamasında sadece ABD ve pek çok Avrupa ülkesinin değil, Kazakistan ve Jamaica’nın da gerisinde bulunuyor. Fransa’da 25-49 arasındaki kadınların yüzde 82’si çalışıyor ancak parlamento üyeliklerinin yüzde 82’si erkeklere ait.



Kadınlar, ortalama olarak, erkeklerden yüzde 26 az kazanırken ev işlerinde erkeklerinkinden iki kat daha fazla yük taşıyor.



Avrupa’nın en doğurgan kadınları onlar ama aynı zamanda kıtanın en büyük antidepresan tüketici grubu.



Kadın-erkek eşitsizliğinin diğer ülkelerle kıyaslandığında en göze çarpan zirvesi ise siyasete ve yönetime katılımda gösteriyor kendini.



GÜNÜN Sözü: Hayal kırıklığı yaşamıyorsan acı da olsa gerçekleri anlamaya çalış