TÜRK CUMHURİYETLERİ”NİN ENERJİ POTANSİYELLERİ VE ÖNEMİ - Çağrı Kürşat YÜCE - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









TÜRK CUMHURİYETLERİ”NİN ENERJİ POTANSİYELLERİ VE ÖNEMİ - Çağrı Kürşat YÜCE
Tarih: 14.09.2010 > Kaç kez okundu? 7157

Paylaş




ÖZET

Türk Cumhuriyetleri”nin yer aldığı Hazar Bölgesi, çok çeşitli sebeplerden dolayı tarih boyunca önemini korumuş ve halen de önemini korumaktadır. Her zaman stratejik önemi bulunan bu bölge, bazen ticari açıdan bazen de askeri açıdan ön plana çıkmıştır. Günümüzde ise zengin petrol ve doğal gaz kaynakları nedeniyle dünya gündemine girmiş ve uzun yıllar da gündemden düşmeyecek gibi görünmektedir.

Bağımsızlıklarının ardından (1991), Kazakistan ve Azerbaycan yönetimi zengin petrol potansiyellerini; Türkmenistan ve Özbekistan yönetimi ise doğal gaz zenginliğini ekonomilerinde değişimi gerçekleştirmek için gerekli kaynakları sağlamak ve geçiş döneminde sıkıntılarını hafifletmek amacıyla bir an önce kullanmak istiyorlar.

Bu araştırma, alternatif bir enerji kaynağı olarak dünya gündemine gelmiş olan Kafkasya ve Orta Asya enerji kaynaklarının potansiyeli ve güçlü devletlerin bölgedeki enerji kaynakları üzerindeki paylaşım mücadelesi incelenmiştir. Ayrıca bölgedeki enerji üretimleri ve iletim hatlarına genel manada değinilmiştir. Son olarak da Türk Cumhuriyetleri”nin ekonomilerinin gelişmesinde, halkların refah seviyesinin yükselmesinde ve bağımsızlıklarının korunmasında enerji kaynaklarının önemi vurgulanmıştır.

Anahtar Kelimeler: Hazar Havzası, Türk Cumhuriyetleri, Kafkasya, Orta Asya, Petrol ve Doğal Gaz, Büyük Oyun



Giriş:

Enerji denilince akla gelen petrol ve doğal gazı, dünya devletleri, 1990”lı yıllara kadar büyük çoğunlukla Orta Doğu”dan ithal ediyorlardı. Enerji konusunda ilginin Orta Doğu”dan Orta Asya ve Kafkaslara kayması ve bu bölgelerin son yıllarda giderek artan biçimde dünya kamuoyunun gündemine gelmesi iki tarihsel olaydan kaynaklanmaktadır. Bunlardan ilki, SSCB”nin dağılması, ikincisi ise 11 Eylül 2001”de ABD”yi hedef alan terörist saldırılardır .

Sovyetler Birliği”nin dağılması, bölgeye ilişkin bilgilerin dünya kamuoyunda daha yaygın ve serbest dolaşmasının ve bölge kaynakları üzerinde Sovyet egemenliğinin kırılmasının alt yapısını oluşturmuştur. 11 Eylül olayı ise, enerji aktarımının güvenlik meselesinin altını çizmiş, Orta Doğu”ya alternatif enerji kaynaklarının daha fazla öne çıkmasına yol açarak uluslararası ilgiye ve yatırımlara kaynak olmuştur.

Günümüzde alternatif hidrokarbon rezervlerinin aranması, dünyanın giderek artan nüfusu ve buna bağlı olarak artan enerji ihtiyacının karşılanması için bir zorunluluktur. Bu durumda, Hazar Bölgesi ülkeleri, zengin enerji kaynakları sebebiyle Batılı devletlerin ve enerji piyasasındaki dev şirketlerin dikkatini yönelttiği ülkeler olmuşlardır. Bölge ülkelerindeki enerji kaynaklarının dünya pazarlarına ulaştırılması için gerekli olan boru hatları üzerinde söz sahibi olabilmek ve bölgede etkinlik kazanabilmek adına, güçlü devletler ile uluslararası şirketler büyük bir rekabet içine girmişlerdir.

Dünya Enerji Konseyi”nin tahminlerine göre önümüzdeki 40–60 yıl içerisinde petrol arzının talebi karşılayamaması tehlikesinin söz konusu olması, petrol piyasasında rekabeti ve petrole ikame enerjilere ulaşma gayretlerini arttırmıştır. Ayrıca 21. yüzyılın ikinci çeyreğinde petrol kaynaklarının azalmaya yüz tutacağının tahmin edilmesi, ülkeleri petrole ikame enerjilere yönelme gayretine sokmuştur. Son yirmi beş-otuz yıldaki bu gayretler de doğal gazın enerji kaynaklan içerisinde daha fazla pay almasında rol oynamıştır. 2010”da dünya birincil enerji talebine doğal gazın katkısı % 25”e ulaşacaktır .

Araştırmanın asıl konusuna geçmeden önce, Hazar Bölgesi enerji kaynaklarının tarihi geçmişine ve enerji potansiyellerine genel olarak değinmeye çalışalım.

1) Hazar Havzası Enerji Kaynaklarına Kısa Tarihsel Bakış:

Hazar Bölgesi”ndeki petrol ve doğal gaz kaynaklarının keşfi ve bölge halkı tarafından kullanımının tarihçesi milattan önceki devirlere rastlasa da, denizden petrol ilk defa XVI. yüzyılda çıkarılmıştır. Yani bölgedeki enerji kaynaklarının varlığı çağlar öncesinden beri bilinmekte ve kullanılmaktadır. Petrol denince bölgede ilk akla Azerbaycan gelmektedir.

Azerbaycan tarihinde, başkent Bakû ile petrol ayrılmaz birer ikili olmuşlardır. Bakü”de 2600 yıldır insanların yanan suyun değerini bildikleri ve insan yaşamının olmadığı Hazar Bölgesi”nde elde edilen petrolle ateşler yakıldığı belirtilmektedir. Hatta petrol, Arapların kullandığı meşhur Rum ateşinin elementlerinden birisi idi. Petrol çıkarımına ilişkin ilk gerçekçi bilgiler, Bakû”nün yerleşik bulunduğu Abşeron Yarımadası”ndaki petrol çıkarımına ilişkin olarak 7. ve 8. yüzyıla kadar dayanmaktadır. Bu dönemde petrolün, çok ilkel ve doğal yollarla elde edildiği kaynaklarda belirtilmektedir . Marco POLO, “Seyahatler” adlı kitabında, 1271–1273 tarihlerinde ziyaret ettiği Kuzey İran”ı anlatırken, neftin, Bakü”de o zamanın koşullarına göre ticarî olarak işletilmekte olduğundan bahsetmiş ve Bakü”deki bu ticaretin büyüklüğünden ne kadar etkilenmiş olduğunu kayda geçmiştir .

Bakü”de üretilen petrol, doğal olarak ticari gelişimi de beraberinde getirmiş ve büyük kaplarla yüklü deve kervanları, Bakü”de elde edilen petrolü uzun yıllar diğer ülkelere taşımışlar. Talebin artışı ile birlikte yeni petrol arama sahaları açılmış. O dönemde, kuyuların en eskileri elle kazılmıştır. Tarihi bilgilere göre, Abşeron”da 1594 yılında 35 metre derinliği olan birinci basit kuyu kazılmıştır. 1806 yılında Abşeron Yarımadası”nda 50 tane olan petrol kuyusu sayısı 1821 yılında 120 olmuştur. Artık 19. yüzyılın sonunda Bakü, dünya çapında siyah altın başkenti olarak yayılmış. Bu bölgede ilk petrol kuyusu 1847”de Bibi Eybat petrol bölgesinde, Rus mühendis Semenov tarafından sondajdanmıştır .

Azerbaycan sahillerinde petrolün üretilmesi ve dünya piyasalarına sürülmesiyle XIX. yüzyılda Batılı petrolcülerinin akınına uğrayan bölge 1900”lü yılların başında tek başına dünya petrol üretiminin yarısını karşılamaktaydı. Hazar Denizi”nin Sovyetler Birliği”nin işgaline uğramasından sonra ilk petrol çıkarılması 1922”de Azerbaycan kıyılarında Bibi Heybet bölgesindeki İliç körfezinde yapıldı. Ancak Hazar”da asıl petrol macerası 7 Kasım 1949”da, Azerbaycan”ın “neft taşları” yatağının işletime açılmasıyla başladı . Yeni keşfedilen bu yataklarla Hazar”da en büyük üretici konumunda olan Azerbaycan, 1986 yılına kadar SSCB”nin denizden çıkardığı petrolün % 60”ını tek başına karşılamıştır .

Ayrıca Hazar”ın Azerbaycan sektörü ile Türkmenistan sektörü arasında yerleşen ve bugün iki ülke arasındaki en önemli sorun haline gelen Kepez/Serdar yatağını da 1959”da Azerbaycan jeologları keşfetmiş ancak, ilk petrol üretimi 1989”da yapılmıştır. Azerbaycan, Hazar Bölgesi”nde önemli altyapı ve nitelikli petrol mühendislerine sahip olması sebebiyle bu coğrafyada birbiri ardınca yeni yataklar keşfetmeye başladı .

Hazar”da kıyıdaş ülkelerin bağımsızlıklarını kazanmaları ve bunu takiben her keşfedilen yeni yatak ile beraber statü ve paylaşım sorunu kıyıdaş ülkelerin gündeminde daha çok yer almaya başlamıştır. Son zamanlarda ise Rusya Federasyonu, İran, Kazakistan ve Türkmenistan”ın da kendi ulusal sektörlerinde petrol ve doğal gaz arama çalışmalarına hız verdikleri gözlenmektedir.



2) Hazar Havzası”nın Petrol ve Doğal Gaz Rezervleri:

Hazar Havzası”nda yer alan Türk devletlerindeki enerji rezervleri ile ilgili tartışmalar hala sürmektedir. Değişik kaynaklarda farklı değerler ile karşılaşmamız mümkündür. Farklı değerlerin yanında, bazı araştırmacılar, bölgenin enerji potansiyelinin abartıldığını da ifade etmektedirler. Ancak bölgedeki arama çalışmalarının sürmesi ile enerji rezervlerinin sürekli değişeceği de unutulmamalıdır. Bölgedeki enerji kaynaklarının rezerv miktarlarının farklı kaynaklarda değişik oranlarda öne sürülmesinin bazı nedenleri vardır. Şöyle ki, rezervler konusunda farklı beklentisi olan oyuncuların rezervleri olduğundan yüksek ya da düşük gösterme çabaları her kes tarafından bilinmektedir. Örneğin, ülkesine yabancı yatırımcı şirketleri çekebilmek ya da imzalanacak anlaşmalarda daha iyi şartlar sağlamak isteyen üretici ülkeler, sahalardaki rezervleri, olduğundan çok daha yüksek gösterebilmektedirler. Bu durumun aksine, yatırımcı şirketler de, yine bu anlaşmalardan elde edebilecekleri karları maksimize edebilmek için rezervleri düşük gösterme ve yatırım gereksinimlerini çok yüksek çıkarma çabasına girebilmektedirler.

Bölgedeki enerji potansiyelleri hakkında çok çeşitli referans kaynakları olmasına rağmen, bir fikir vermesi açısından, araştırmamızda güvenilir olan kaynaklara yer verilecektir. Bu kaynakların istatistikî verilerine genel olarak göz atacak olursak, karşımıza önemsenecek potansiyeller çıkacaktır. Şimdi bu kaynaklardan bazılarını vermeye çalışalım.

Uluslararası Enerji Ajansı”na göre, Orta Asya ve TransKafkasya”da yer alan Türk devletlerinin ispatlanmış petrol rezervleri 17–50 milyar varil arasındadır. Olası rezervler ise 186 milyar varildir (Tablo 1). Bu rakamlar, ABD Ulusal Güvenlik (eski) Danışmanları”ndan Rosemarie Forsythe”ın çalışmasında, olası ve ispatlanmış petrol rezervleri toplamı olarak belirttiği 200 milyar varil rakamı ile iyimser tahmin aralığında paralellik arz etmektedir .

2006 yılında Uluslararası Enerji Ajansı tarafından yayınlanan bölge ile ilgili rapora göre, Hazar Bölgesi”nde toplam (ispatlanmış+muhtemel) petrol rezervleri 200 milyar varilden fazladır (Tablo 1). Aynı kaynağa göre, Hazar Bölgesi”ndeki doğal gaz rezervlerinin toplam (ispatlanmış+muhtemel) 560 trilyon m3 civarında olduğu belirtilmektedir (Tablo 3).



TABLO 1: Türk Cumhuriyetleri”nin İspatlanmış, Olası ve Toplam Petrol Rezervleri .

PETROL

ÜLKELER İspatlanmış Rezervler

Olası Rezervler Toplam



Düşük Yüksek

Düşük Yüksek

Rezervler

(milyar varil) Azerbaycan 7 7 32 39 39

Kazakistan 9 40 92 101 132

Türkmenistan 0,55 1,7 38 38,55 39,7

Özbekistan 0,3 0,59 2 2,3 2,59

Toplam 17,2 49,7 186 203,2 235,7

Üretim

(bin varil/gün) ÜLKELER 1992 2000 2005 2010 2010

(düşük) (yüksek)

Azerbaycan 222 309 440 900 1290

Kazakistan 529 718 1.293 1.900 2400

Türkmenistan 110 157 196 165 450

Özbekistan 66 152 125 150 260

Toplam 927 1.336 2.054 3.315 4.600





























KAYNAK: EIA, Energy İnformation Administration, Caspian Sea Region: Key Oil and Gas Statistics, July-2006



AIOC”nin ilk Başkanı Terrence (Terry) Adams ise, Azerbaycan ve Kazakistan”ın (Hazar civarındaki) ispatlanmış rezervler toplamını 27,5 milyar varil, olası rezervler toplamını, 40–60 milyar varil olarak belirtmektedir .

BP”nin 2005 yılı verilerine göre, Kazakistan”ın petrol rezervinin 39,6 milyar varil, Azerbaycan”ın petrol rezervlerinin 7 milyar varil olduğu; Kazakistan”ın doğal gaz rezervinin 3 trilyon m3, Türkmenistan”ın doğal gaz rezervinin 2,90 trilyon m3 ve Özbekistan”ın doğal gaz rezervinin ise 1,86 trilyon m3 olduğu göz önüne alınırsa, bölgenin cazibesinin boyutları kendiliğinde ortaya çıkacaktır (Tablo 2).

ABD Enerji Bakanlığı”nın 2005 yılı verilerine göre “Hazar Dörtlüsü” olarak da bilinen Türk devletlerinin toplam petrol rezervleri 17–44 milyar varil arasındadır. Gaz rezervleri ise toplam 6,57 trilyon m3 ile 8,97 trilyon m3 arasında olduğu belirtilmiştir (Tablo 2). ABD Dışişleri Bakanlığı raporlarına göre ise, Hazar”da keşfedilmemiş 163 milyar varil daha petrol var. Toplamı 179 milyar varili buluyor. Beklentiler 200 milyar varile ulaşılması yönündedir .



TABLO 2: ABD Enerji Bakanlığı ve BP Verilerine Göre Türk Cumhuriyetleri”nin Petrol Rezervleri .



ÜLKELER

(Milyar varil) ABD ENERJİ BAKANLIĞI VERİLERİ(2005) BP VERİLERİ(2005)

Düşük Yüksek

AZERBAYCAN 7 13 7

KAZAKİSTAN 9 29 39,6

TÜRKMENİSTAN 0,5 1,7 0,5

ÖZBEKİSTAN 0,3 0,5 0,6

TOPLAM 16,8 44,2 47,7

KAYNAK: ABD Enerji Bakanlığı; Caspian Sea Region Key Oil and Gas Statistics, Ağustos–2005-BP: Statistical Review of World Energy Haziran–2005 ( 1 ton=7,33 varil )



Ayrıca, dönemin ABD Başkanı Bill Clinton”un Hazar Havzası Enerji Danışmanı John Wolf, Washington”ın politikalarında etkin bir yeri olan Stratejik ve Uluslararası Etüdler Merkezi”nin (CSIS), Hazar Bölgesi için hazırladığı “olumsuz raporu” eleştirerek şunları söylemiştir: "Hazar, petrol zenginidir. Bu kurum (CSİS) geçtiğimiz yıllarda da aynı raporları yayımladı ve yanıldığı ortaya çıktı. Yeni bulunan Kuzey Kashagan petrol yataklarının büyüklüğü, bu iddiaları geçersiz kılmaya yeter” .

Hazar”a kıyısı olan ülkelerinin sahip olduğu ham petrol rezervlerinin toplam 95,7 milyar ton olduğu hesaplanmıştır. Bu rezervlerin büyük bir kısmı Kazakistan (60 milyar ton) ve Türkmenistan”ın (16,5 milyar ton) payına düşmektedir. Rusya”nın payı 2,2–5 milyar ton iken, İran”ın payı 2 milyar ton civarındadır. Azerbaycan”ın payı ise 5–12 milyar ton kadardır .



TABLO 3: Türk Cumhuriyetleri”nin İspatlanmış, Olası ve Toplam Doğal Gaz Rezervleri .

DOĞAL GAZ

ÜLKELER İspatlanmış Rezervler Olası Rezervler Toplam Rezervler

Rezervler (trilyon metre küp) Azerbaycan 30 35 65

Kazakistan 65 88 153

Türkmenistan 71 159 230

Özbekistan 66,2 35 101

Toplam 232 328 560

DOĞAL GAZ

ÜLKELER

1992

2000

2005

2010

Üretim (trilyon metre küp/yıl) Azerbaycan 0,28 0,20 0,18 0,7

Kazakistan 0,29 0,31 0,84 1,24

Türkmenistan 2,02 1,89 2,08 3,50

Özbekistan 1,51 1,99 1,97 3,20

Toplam 4,10 4,39 5,07 8,64

KAYNAK: EIA, Energy İnformation Administration, Caspian Sea Region: Key Oil and Gas Statistics, July 2006



Diğer bazı kaynaklarda ise Hazar Bölgesi”nde tahminen 40 milyar varil bir petrol rezervi vardır. Ancak önümüzdeki yıllarda sürdürülecek araştırmalar sonucunda keşfedilecek yeni enerji yatakları ile bu rakamın 100 ile 200 milyar varil civarında bir seviyeye çıkması beklenmektedir . Bölgede bulunan devletlerin petrol ve gaz rezervlerinin büyük bir kısmı henüz geliştirilememiş ve hatta bölgenin önemli kısmında rezerv tespiti halen yapılmamıştır.

Aşağıdaki tabloda ABD Enerji Bakanlığı ve BP verilerine göre Türk Cumhuriyetleri”nin doğal gaz rezervleri verilmiştir (Tablo 4).



TABLO 4: ABD Enerji Bakanlığı ve BP Verilerine Göre Türk Cumhuriyetleri”nin Doğal Gaz Rezervleri .

ÜLKELER

(Tcf) ABD ENERJİ BAKANLIĞI VERİLERİ(2005) BP VERİLERİ(2005)

Trilyon m3

İspatlanmış (tcf) Potansiyel (tcf)

AZERBAYCAN 30 35 1,37

KAZAKİSTAN 65 88 3

TÜRKMENİSTAN 71 159 2,90

ÖZBEKİSTAN 66 35 1,86

TOPLAM 232 tcf=6,57 trilyon m3 317 tcf=8,97 trilyon m3 9,13 trilyon m3

KAYNAK: ABD Enerji Bakanlığı; Caspian Sea Region Key Oil and Gas Statistics, Ağustos–2005, BP: Statistical Review of World Energy Haziran–2005

NOT: Tcf (Trilyon Kübik Fit) Doğal Gaz Sektöründe Kullanılan Bir Birimdir. ( 1 m3 =35,31kübik fit )



Hazar Havzası”ndaki tahmini petrol rezervlerini, bazı ülkelerin zengin petrol rezervleri ile karşılaştıracak olursak önemli sonuçlara ulaşabiliriz. Şöyle ki, Hazar”daki petrol rezervi Irak”taki belirlenmiş petrol rezervinden 100 milyar varil daha fazladır. Dünyanın bilinen en büyük petrol yatağına sahip Suudi Arabistan”ın 261 milyar varillik petrol rezervinin üçte ikisi civarındadır .

Hazar Bölgesi”nin kaynakları konusunda araştırmacılar tarafından telaffuz edilen en düşük rakam bile ABD topraklarındaki (22 milyar varil) ve Kuzey Denizi”ndeki (17 milyar varil) ispatlanmış petrol rezervlerinin büyüklüğü ile yarışabilir. Başka bir ifadeyle, Hazar”ın petrol rezervlerinin Basra Körfezi bölgesindeki rezervlerin dörtte birine eşdeğer olduğu bilinmektedir .

Ayrıca, Hazar Bölgesi”nin enerji kaynakları, bu bölgenin, 21. yüzyılda ikinci bir Basra Körfezi olabileceği düşüncesinin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bunun nedeni, bölgedeki eski rezervlere ek olarak, zengin yeni hidrokarbon rezervlerinin keşfedilmesidir. Bazı kaynaklarda ise, bu bölgede bulunan enerji rezervlerinin dünyada üçüncü sırada yer alacak potansiyele sahip olduğu belirtilmektedir .

Aşağıdaki şekilde Hazar Havzası”nda bulunan enerji yataklarındaki bazı rezervlerin dünyadaki başka yatakların rezervleri ile kıyaslanması verilmiştir (Şekil 1).

ŞEKİL 1: Hazar Havzası Rezervlerinin Dünyanın Büyük Rezervleri İle Kıyaslanması .



























KAYNAK: DİMİTROF, Thomas: “The İmplications of BTC”, İEA Roundtable on Caspian Oil and Gaz Scenarios, http://www.iea.doe.gov, 14.04.2003

Hazar Denizi”nin büyük oranda keşfedilmemiş enerji rezervleri, 1991 yılından sonra, uluslararası yatırımlara açılmış durumdadır. Ancak bölgedeki zengin enerji kaynakları, milyarlarca dolarlık geliştirme ve bunun ardından da taşıma yatırımlarının sonrasında gerçek anlamda bir değer ifade edecektir. Petrol araştırmaları ve analizi konusunda dünyanın en yetkin isimlerinden Daniel YERGİN”in hesaplarına göre, bölgedeki petrolün çıkartılması için 10 yılda yapılması gereken yatırım 50 milyar doların üzerindedir .

Bölgedeki mevcut yatırımların sürdürülmesi, kesintisiz ihraç olanaklarının sağlanması gibi varsayımların gerçekleşmesi halinde; Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan petrol üretimleri toplamının 2010 yılında 194 milyon tona, ihracatın ise 117 milyon tona ulaşması beklenmektedir .

Başka bir kaynakta ise bu durum şu şekilde ifade edilmektedir. 2015 yılı itibariyle dünya petrol tüketimi 4 milyar ton olarak tahmin edilmektedir. 2015 yılı itibariyle Hazar Bölgesi”nden dünya piyasalarına her gün ortalama 4.12 milyon varil petrol arz edebileceği ve günlük üretim hacminin ise 4,7 milyon varil olabileceği öngörülmektedir .

Ayrıca Batılı uzmanların görüşlerine göre 2015 yılında Hazar Denizi”nden üretilecek petrol miktarı, 1990”ların sonunda Kuzey Denizi”nden üretilen petrol miktarına ulaşacaktır. Dolayısıyla Hazar Bölgesi, gelecekte büyük petrol üretim merkezlerinden birisi olacaktır .

Doğal gaz üretimi, söz konusu 4 ülkenin 2010 yılı üretimlerinin (iyimser senaryo) 201 milyar m3, ihraç potansiyellerinin ise 84 milyar m3 olduğu tahmin edilmektedir. Kötümser senaryoda 2010 yılı ihraç değeri 71,6 milyar m3”tür. 2020 yılı için iyimser senaryoda 120 milyar m3, kötümser senaryoda ise 115,9 milyar m3 ihraç potansiyeli öngörülmektedir .

Hazar”daki önemli potansiyel, gerek Avrupa”nın ve gerekse Türkiye”nin 2000”li yıllarda hızla artan enerji ihtiyacını karşılamada, alternatif bir kaynak olarak ortaya çıkmaktadır.

Şimdi ise bölgedeki Türk devletlerinin petrol ve doğal gaz durumlarını ayrı ayrı incelemeye çalışalım.



3) Bölgedeki Türk Cumhuriyetleri”nin Enerji Durumları:

a) Azerbaycan:

Azerbaycan, Hazar Bölgesi”nin en zengin enerji yataklarına sahip olan ülkelerinden biridir. Ülkedeki mevcut petrol yatakları uzun yıllar Sovyet yönetimi tarafından sömürülmüştür. Sovyet Rusya”nın 1991”de yıkılmasıyla birlikte, ülke topraklarındaki ve Hazar Denizi”ndeki zengin petrol potansiyeli dünyanın dikkatini buralara çekmiştir.

Dünyanın ilk petrol üretim bölgesi olan ve bir dönem dünya petrol üretiminin yaklaşık üçte ikisini tek başına karşılayan Bakü petrollerinin, Sovyetler Birliği”ne İkinci Dünya Savaşı”nı kazanmasında büyük katkısı olmuştur. Ancak, fiili olarak yaklaşık 200 yıldır Azerbaycan”da kullanılan petrolün bu ülke vatandaşlarına refah ve mutluluk getirdiğini söylemek pek mümkün değildir. Gerek hanlıklar ve Çarlık Rusya”sı döneminde, gerek SSCB döneminde petrol, Azerbaycan için hep savaşlar, işgaller ve sorunlar getirmiştir .

Sovyet Rusya sonrası, Azerbaycan petrolleri ilk defa, ülkenin refahı ve mutluluğu için kullanılma imkânına kavuşmuştur. Ama yine petrolün değişmeyen kaderi Azerbaycan”ı son yıllarda olumsuz etkilemiştir. Sovyetlerin dağılmasından sonra bağımsızlığını kazanan Azerbaycan”da yaşanan savaşlar ve darbeler de hep bu “siyah altın” yüzünden olmuştur.

Hazar Havzası”ndaki Azeri petrol yataklarında bulunan kesinleşmiş petrol miktarı 7 milyar varildir. Olası rezerv miktarı ise 32 milyar varildir . Azerbaycan”ın petrol rezervlerinin % 58,3”ü Abşeron ve Hazar Denizi şelfinde, % 26,2”si Kür-Aras ovasında, % 6,7”si Guba-Siyezen bölgesinde yer aldığı belirtilmektedir .

Ülkenin 1990 yılındaki petrol üretimi 12,5 milyon tondan, 1992 yılında 11,2 milyon tona ve 1993 yılında ise 10,5 milyon tona kadar gerilemişti. Ancak 2000 yılına gelindiğinde petrol üretimi 14 milyon tona, 2001 yılında ise 14,9 milyon tona ulaşmıştır .

Azerbaycan yönetimi, son yıllarda petrol sektöründe 17 milyar dolar yatırımda bulunmuş ve 2010 yılına kadar da yılda 50 milyon ton ham petrol elde etmeyi hedeflemektedir . Ayrıca 1994-2000 yılları arasında Azerbaycan”ın uluslararası ilişkileri ve ekonomisi açısından büyük önem taşıyan petrol kaynaklarının ortak işletilmesi amacıyla toplam 21 adet anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşmalardan 2000 yılı sonuna kadar imzalanan 21 petrol anlaşmasında 15 farklı ülkeye ait 33 büyük petrol şirketinin ortaklığı bulunmaktadır. Söz konusu anlaşmalar kapsamında, petrol yataklarındaki tahmini petrol rezervi 2-3 milyar ton ve tahmini yatırım miktarı 63 milyar dolar civarındadır .

Azerbaycan”da 2005 yılı içinde (8 aylık dönemde) 5.79 milyon ton petrol, 2 milyar 598 milyon m3 doğal gaz üretilmiş ve aynı dönemdeki petrol ürünleri ihracatının ise 1 milyon 105 bin ton olduğu belirtilmiştir . Azerbaycan devlet petrol şirketi SOCAR Başkanı Natıg ALİYEV; “2005”in SOCAR için başarılı bir yıl olduğunu belirterek, bu yıl içinde asıl görevlerinin petrol üretiminde istikrarı korumayı amaçladığını, sonuçların da tatmin edici düzeyde olduğunu” söylemiştir.

Azerbaycan, petrol ihracını ise üç ana güzergâh ile sağlamaktadır. Bunların en önemlisini yıllık 50 milyon ton kapasiteli, 21. yüzyılın projesi olan, Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi oluşturmaktadır. Ayrıca sınırlı kapasiteli "erken petrol" ihraç hatlarından da enerji nakli gerçekleştirebilmektedir. Bunlardan biri Rusya Federasyonu topraklarından geçen Bakü-Novorossisk Hattı”dır. Bu hattın kapasitesi (ya da anlaşmaya göre taahhüt edilen miktar) yılda 5 milyon tondur. Ancak, gerekli yatırımlar yapılırsa, hattın kapasitesinin 17 milyon tona kadar çıkartılması mümkündür. Diğer "erken petrol" ihraç hattı ise Bakü-Supsa Hattı”dır. Bu hattın ilk kullanım kapasitesi de 5 milyon ton/yıl olup, daha sonra 6 milyon tona çıkarılmıştır. Az bir yatırımla 11 milyon ton petrolü taşıyabileceği hesaplanmaktadır. Kuzey hattı, kimi zaman Rus tarafının yarattığı teknik/ekonomik sorunlar nedeniyle, kimi zaman da Rus-Çeçen çatışmaları nedeniyle kesintili olarak çalışmaktadır .

Doğal gaz rezervleri, gerek ABD Enerji Bakanlığı ve gerekse BP verilerine göre 30 trilyon kübik fit (0.85 trilyon m3) olarak verilmektedir . 2002 yılı tüketimi 7,9 milyar m3, üretimi ise 4,8 milyar m3”tür . Bu rakamlar Azerbaycan”ın doğal gaz açısından hangi noktada olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak doğal gaz yataklarındaki üretim kapasitesi zamanla artacak ve bu göstergeler hızla değişecektir.

Azerbaycan, son yıllarda Şahdeniz gibi önemli bir doğal gaz sahası keşfetmiştir. Şahdeniz sahası, TPAO”nun da ortak olduğu, operatörlüğünü BP”nin yaptığı büyük bir yatırım projesidir. Sahanın üretilebilir doğal gaz rezervinin 625 milyar m3 olduğu konsorsiyum ortaklarınca belirtilmektedir. İlk gaz üretimine 2006 yılı sonunda geçilecektir. Üretilecek gazın 6,7 milyar m3”lük büyük bölümü, BTC hattına paralel bir boru hattı ile (Güney Kafkasya Boru Hattı) Türkiye”ye (Erzurum) ulaştırılacaktır .

Türkiye”nin Mavi Akım”a öncelik vermesi, aslında öngörülenden çok daha sınırlı olan Türkiye gaz pazarının Rus gazı ile doyuma ulaşmasına, Azerbaycan gazının ve diğer alternatif kaynakların ertelenmesine ve alınabilecek miktarların kısıtlanmasına neden olmuştur.

b) Kazakistan:

Kazakistan, petrol sahaları itibariyle dünyada 13”üncü, petrol üretimi itibariyle 28”inci sıradadır. Eski SSCB ülkeleri içerisinde üretim kapasitesi bakımından ise ikinci sırada bulunmaktadır . SSCB”nin planlı döneminde, Batı Sibirya”daki kolay bulunur rezervler üzerine yoğunlaşılması nedeniyle, Kazakistan”daki çok geniş petrol ve doğal gaz rezervleri dokunulmadan kalmıştır.

Hazar”ın Kazakistan kıyılarındaki petrol rezervleri hakkında araştırmalar yapmak için 1993 yılında “KazakistanCaspiShelf”, adlı uluslararası bir şirketler birliği kurulmuştur. 1994”te başlayıp 1997”de sonuçlanan araştırmalara göre, Hazar”ın Kazakistan tarafındaki deniz dibinde yaklaşık 60 milyar varil petrol olduğu tahmin edilmektedir . Kazakistan”da ispatlanmış petrol rezervlerinin 40 milyar varil ve olası rezervlerin 92 milyar varil olduğu belirtilmektedir. Ülkenin toplam petrol rezervinin ise 132 milyar varil seviyesinde olduğu belirtilmektedir . Kazakistan”ın rezervlerini Rusya”nın rezervleri ile karşılaştıracak olursak, Kazakistan, sadece Hazar Denizi kıyısındaki petrol zenginliği ile Rusya”nın tüm rezervlerinin yaklaşık iki katına sahiptir .

Hazar petrolünün önemli miktarına sahip olan Kazakistan”da, şimdiye kadar çok sayıda hidrokarbon yatağı keşfedilmiştir. Önemli bir kısmı da keşfedilmeyi beklemektedir. Kazakistan”da önemli boyutta enerji potansiyeli olan yataklar olarak şunları sayabiliriz: Tengiz, Kashagan, Karaçakanak, Korolev, Aktau, Aliaru ve Kurmangaz vb. Şimdi bu önemli yataklar hakkında kısa bilgiler vermeye çalışalım.

Kazakistan”ın en önemli petrol yataklarından biri olan Tengiz yatağının 10 milyar varil rezerve sahip olduğu ispatlanmıştır . Ayrıca, bazı kaynaklarda, Tengiz sahasının petrol rezervinin 30 milyar varil olduğu ve bu rezervle de dünyanın onuncu en büyük petrol sahası olduğu belirtilmektedir. Ayrıca Tengiz”in hemen kuzeyinde yer alan Korolev petrol sahası rezervlerinin ise 18,4 milyar varil olduğu tahmin edilmektedir . Karakaçanak sahasında ise 2,4 milyar varil petrol, 0,5 trilyon m3 doğal gaz rezervinin olduğu belirtilmektedir . Kashagan sahasında ise 50 milyar varillik petrol rezervinin olduğu tahmin edilmektedir . Kashagan”da keşfedilen yeni rezervlerle birlikte Kazakistan, petrol bakımından dünyada ilk beşe girmiştir. Bu bölgedeki rezerv miktarı ülkenin büyük petrol sahası olan Atrau”nun 6 katı büyüklüğündedir. Kashagan, yeni keşiflerle birlikte 70 milyar varil petrol rezervi bulunan Suudi Arabistan”ın Gawar Bölgesi”nin ardından dünyada en büyük rezerve sahip ikinci petrol sahası ünvanını kazanmıştır .

Öte yandan, Kazakistan”da bulunan 180”den fazla hidrokarbon yataklarının işletimi ve geliştirilmesi için, bu güne kadar, 30 milyar dolardan fazla yatırım yapılmıştır . 1997 yılı itibariyle ülkedeki yabancı yatırımın % 54”ü petrol ve doğal gaz sektörüne yapılmıştır .

Kazakistan”ın devlet radyosu 20 Mart 2005 tarihinde, Rusya”nın Lukoil petrol şirketi ile Kazakistan”ın ulusal petrol ve doğal gaz şirketinin “Hazar Petrolü ve Doğal Gazı Şirketi” adında bir şirket kurduklarını açıkladı. Lukoil Petrol Şirketi Genel Müdürü Ali AKBAROV, anlaşmanın imza töreninde, 2010 yılında çıkartılmaya başlanması planlanan bu petrol kaynağından yararlanmak için 1 milyar dolar yatırım yapılacağını söyledi. Bunun yanında, Lukoil Şirketi, son 8 yılda Kazakistan”da 1,5 milyar dolarlık yatırım yapmış durumdadır . Rus petrol lobilerinin, Kazakistan”ın hidrokarbon sektörü ile de yakından ilgilendikleri bilinmektedir. Bu konuda, Rus Petrol ve Gaz Birliği"nin Başkanı Yuri Shafranik, “Rusya, Kazakistan”ın enerji sektörüne 1 milyar dolardan daha fazla yatırım yapabilir.” demiştir .

Kazakistan”da yatırım yapan ülkelerden bir diğeri ise Çin”dir. Çin Milli Petrol Şirketi (CNPC), Kazakistan”daki Aktubinskmunaygaz Şirketi”nin % 60”ını Haziran 1997”de satın almıştır. CNPC, tahmini petrol rezervi 1 milyar varil olan üç sahayı geliştirecektir. 20 yıl içerisinde bu proje için 4,1 milyar dolar harcanacaktır. Çin”in ülkedeki yatırımlarıyla ilgili olarak, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan NAZARBAYEV, Çin gezisinde, Çin ulusal şirketinin Kazakistan”ın enerji sektörüne 500 milyon dolar yatırım yaptığını belirtmiştir .

Ülke, SSCB döneminde, petrol üretim kapasitesi bakımından ikinci sıradaydı. 2000 yılı itibariyle petrol üretimi 28 milyon tondur. Bunun 6 milyon tonu tüketilmiş ve 22 milyon tonu ise başta Rusya, Türkiye ve diğer bölge ülkelerine ihraç edilmiştir. Orta Asya”nın en büyük petrol üreticisi olan Kazakistan, 2002 yılında, günde 989 bin varil ham petrol üretmiştir . Günümüzde ise günlük ortalama 800 bin varil petrol üretmektedir . Ayrıca, Uluslararası Enerji Ajansı, Kazakistan”daki yatırımların mevcut eğilimde sürmesi ve yeterli ihraç yollarının geliştirilmesi halinde, üretimin 2010 yılında 100 milyon tona, ihracatın ise 55 milyon tona ulaşacağını tahmin etmektedir .

Diğer yandan, Kazakistan”daki yeni kurulan konsorsiyumların, özellikle de Hazar”da yaptıkları arama çalışmaları sonucunda, ciddi oranda doğal gaz rezervleri bulması beklenmektedir. Şu an ki bilinen doğal gaz rezervleri 65 tef/3”tür (trilyon fit küp) . Anlaşıldığı üzere, yeni keşfedilen yatakların rezerv zenginliği de göstermektedir ki, yakın bir gelecekte Kazakistan, dünya petrol üretiminde ilk beş ülke arasına girmeye aday durumdadır.

Kazakistan, 2002 yılında 12,3 milyar m3 doğal gaz üretirken, 9,7 milyar m3 de tüketmiştir. 2005 yılında 27 milyar m3 doğal gaz üretimi yapan Kazakistan, 2010–2015 yılları arasında, yıllık 45–50 milyar m3 üretim yapmayı amaçlamaktadır .

Kazakistan”ın mevcut enerji nakil hatlarını da sayacak olursak şunları belirtebiliriz. Her ikisi de Rusya Federasyonu üzerinden olmak üzere, SSCB döneminden devir alınan ve kapasitesi artırılan Atrau-Samara Hattı ile Sovyetlerin dağılmasından sonra uluslararası şirketlerin finansmanı ile inşa edilen CPC ( Caspian Pipeline Consortium ) Boru Hattı”dır .

Bu temel ihraç yolları dışında, Hazar üzerinden gemilerle ihraç ve demiryolu ile Rusya üzerinden ihraç şeklinde de petrol ihracatı yapılmaktadır. Kazakistan”da, ülkenin en temel limanı olan Aktau”nun da gelişmesi ön görülüyor. Böylece Kazakistan”ın tek uluslararası ticaret limanı olan Aktau”dan petrol ve doğal gaz taşımacılığı iki kata çıkacak. Bu durum ülkenin enerji naklini biraz olsun rahatlatacaktır.

c) Türkmenistan:

Türk Cumhuriyetleri içerisinde en zengin doğal gaz rezervlerine sahip olan ülke, Türkmenistan”dır. Türmenistan”ın toplam doğal gaz rezervleri 230 trilyon m3 seviyesindedir. Türkmenistan doğal gaz yönünden dünyada 4. sırada yer almaktadır . Doğal gaz yatakları, ülkenin güneydoğusunda, özellikle Bayramali ve Derva çevresindedir. Ayrıca Nebitdağ, Okaram, Kızılkum, Ekerem, Samantepe ve Çelekom Yarımadasını da ekleyebiliriz.

Türkmenistan”da ispatlanmış petrol rezervlerinin 1,7 milyar varil ve olası rezervlerin ise 32 milyar varil olduğu belirtilmektedir . Yıllık petrol üretimi ise 8 milyon ton”dur. 2003 yılında 60 milyar m3 doğal gaz ve 10 milyon ton petrol üretmiştir. Petrol çıkarılan yataklar Nebit Dağı, Kum Dağ, Çelekom Yarımadası ve Okarem”dir.

Türkmenistan”ın 1989 yılında 90 milyar m3 olan doğal gaz üretimi, ilerleyen yıllarda pazar bulunamaması ve nakil hatlarının yetersizliği nedeniyle 1998 yılı itibariyle 13 milyar m3”e kadar düşmüş, 2003 yılında ise Rusya ve Ukrayna ile yapılan anlaşmalar sayesinde 60 milyar m3 seviyesine yükselmiştir . Türkmenistan petrol üretimini 200,000 varil/gün seviyesine çıkartma planlarını açıklamış bulunmaktadır. Bu artışın kaynağı ülkenin batısında henüz geliştirilme safhasında olan yeni kuyulardır. Devlet Başkanı Türkmenbaşı”nın 10 yıllık programı uyarınca, ülke ham petrol üretimini 2010 yılında 1 milyon varil/gün seviyesine çıkartmayı amaçlamaktadır .

Ülkenin bugüne kadarki toplam üretimi 1,9 trilyon m3 doğal gaz ve 445 milyon ton petrol olarak gerçekleşmiştir. Türkmenistan 2010 yılında petrol üretimini 48 milyon tona, doğal gaz üretimini ise 120 milyar m3”e çıkarmayı hedeflemektedir . Ayrıca Türkmenistan hükümeti, 2020 yılına kadar enerji sektörüne 60 milyar dolarlık yatırım yaparak yıllık üretim kapasitesini 240 milyar m3 doğal gaz ve 100 milyon ton petrol seviyesine çıkartmayı hedeflemektedir .

Nisan 2003”te Türkmenistan Cumhurbaşkanı Saparmurad NİYAZOV, Rusya Devlet Başkanı Vladimir PUTİN ile Türkmenistan”dan Rusya”ya 2028 yılına kadar doğal gaz sevkiyatını öngören bir anlaşma imzalamıştır. İlk planda Rusya”nın ithal edebileceği doğalgaz miktarı, Ukrayna ile yapılmış bir dopal gaz anlaşmasında belirtilen şartlarla sınırlanmış olacak olacak ve 2006 yılında bu anlaşmanın devre dışı kalmasıyla, Rusya, Türkmenistan”dan 2007 – 2009 dönemi için yılda 60–70 milyar m3, daha sonra da yılda 70–80 milyar m3 doğal gaz alabilecektir. 2028 yılına kadar Rusya, Türkmenistan”dan 300 milyar dolar karşılığında 2 trilyon m3 doğal gaz alacaktır. Anlaşmada belirtilen fiyat 1000 m3 için 44 dolar olup bunun yarısı nakit yarısı ise mal mukabili olarak ödenmektedir .

Ukrayna, Türkmenistan”dan yılda 36 milyar m3 doğal gaz ithal etmekte ve toplam ihtiyacının yarısını bu ülkeden karşılamaktadır. 26.07.2004 tarihinde Ukrayna Cumhurbaşkanı Leonid KUÇMA, Türkmen gazının Ukrayna pazarına ve diğer Batı ülkelerine nakliyatı konusunda işbirliğini öngören ve 2028 yılına kadar olan dönemi kapsayan bir anlaşmaya imza koymuşlar ve bu doğrultuda “RosUkrEnergo” adında bir şirket kurulmuştur. Türkmenistan”dan Ukrayna”ya uzanan 50 milyar m3 kapasiteli boru hattının yenilenmesi ve 30 milyar m3 kapasiteli yeni bir hattın inşası gündemde olan projeler arasındadır . Ayrıca Çin, 2009 yılından itibaren Türkmenistan”dan yılda 30 milyar m3 gaz almayı planlıyor. Anlaşmaya göre, iki ülke arasındaki boru hattı 3 yıl içinde bitirilecek. Türkmenistan basını, boru hattı ve anlaşmayla ilgili ayrıntıların bu yılsonuna kadar tamamlanacağını bildirdi.

Uluslararası Enerji Ajansı, iyimser senaryoda Türkmenistan”ın 2010 yılında 72 milyar m3 ihracata ulaşabileceğini hesaplamaktadır. Bu senaryoda, Türkmenistan”dan uluslararası pazara yeni ve yüksek kapasiteli boru hatlarının (birden fazla) inşa edilmesi temel varsayımdır ve bunun gerçekleşmemesi halinde gaz üretimi ve buna bağlı olarak da ihracat daha düşük olacaktır. Kötümser senaryoda ise, gene Uluslararası Enerji Ajansı, 2005 yılında 38,8 milyar m3, 2010 yılında ise 63,9 milyar m3 ihracat öngörmektedir . Bu senaryoda bile, Türkmenistan”da gaz pazarının liberasyonu, iç pazardaki tüketici fiyatlarının uluslararası pazar fiyatlarına uygun olması beklentisi de bir diğer temel beklentidir. Ancak Türkmenistan”daki yaşam standartlarının düşük olan seviyesi ve halkın neredeyse bedava gaz tüketimine alışmışlığı dikkate alındığında, bu ihraç rakamlarına ulaşılması da fazla gerçekçi olmamaktadır. İç tüketimin sınırlanamaması ya da bir diğer tanımla, enerji tasarrufunun gerçekleşememesi nedeniyle, ihraç rakamlarının daha düşük olması kaçınılmazdır .

d) Özbekistan

Petrol ve doğal gaz yatakları bulunan diğer bir Türk devleti ise, Özbekistan”dır. Ülkedeki petrol rezervleri Azerbaycan ve Kazakistan gibi çok önemli miktarda olmasa da yine de ülke ekonomisi ve enerjinin üretimi açısından önemlidir.

Özbekistan”ın ispatlanmış doğal gaz rezervleri 66,2 trilyon m3”tür. Olası doğal gaz rezervlerinin 35 trilyon m3 olduğu ve toplamda ise 101 trilyon m3 olduğu belirtilmektedir . Ülkenin ne önemli doğal gaz yatağı Kaşgaderya yataklarıdır. Buradaki üretim ülke ihtiyacının % 70”ini karşılamaktadır. Özbekistan”ın yıllık iç tüketimi 40 milyar m3 civarındadır. Üretimin geri kalan kısmı ise komşu ülkelere satılmaktadır.

Özbekistan, aslında ciddi oranda doğal gaz üretimi olan bir ülkedir. Özbekistan”ın 1990 yılı doğal gaz üretimi 90 milyar m3 iken, SSCB içindeki payı % 11”idi . Ancak üretimde zamanla bir gerileme görülmektedir. 1995 yılı doğal gaz üretimi 48,6 milyar m3 “e, ülkenin 2002 yılı üretimi ise 53,8 milyar m3 “e kadar gerilemiştir. Tüketimi ise 48,4 milyar m3”tür .

Ülkede ispatlanmış petrol rezervi 0,59 milyar varildir. Tahmini rezervlerin ise 2 milyar varil olduğu belirtilmektedir . Petrol çıkartılan yerler Türkmenistan sınırı yakınındaki Kokdumuluk ve Fergana vadisindeki Minbulak”tır. Petrol yataklarının % 60”ını Buhara ve Hive bölgesi oluşturur. Özbekistan, 2002 yılında 171 bin varil ham petrol üretmiş, 133 bin varil ise tüketmiştir .

Öte yandan, ülkenin enerji alanındaki ihracatına, anlaşmalarına ve nakil hatlarına da kısaca değinecek olursak kısaca şunları belirtebiliriz. Ülkede iç talep karşılandıktan sonra ortalama 10 milyar m3 civarında bir doğal gaz fazlası oluşmakta ve bu doğal gaz da Kırgızistan, Rusya ve Tacikistan”a ihraç edilmektedir. Ayrıca 2004 yılı itibariyle ülkenin enerji ihracatı, dış ticaretinde % 10”luk bir seviyededir. Özbek yöneticiler, 2020 yılına kadar yeni yatırımlarla beraber toplam yıllık ihracat hacmini 20 milyar m3”e çıkarmayı hedeflemektedirler .

Nisan 2004”te Rusya”nın doğal gaz tekeli Gazprom ile 15 yıllık bir üretim-paylaşım anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşma doğrultusunda Üstyurt Platosu”nda bulunan Şahpaktı yataklarında (yatakların derinliği 2550 m civarı) doğal gaz çıkartılacak ve Rusya”ya ihraç edilecektir . Yine Rus şirketlerinden biri olan Lucoil Şirketi ile de anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşma, ülkenin Hauzak, Shodu ve Kandim sahalarında 1 milyar dolar değerinde 8 milyar m3 doğal gaz çıkarılmasına ilişkin bir projeyi kapsamaktadır. Ürün dağıtım payları anlaşması ise ABD”nin Beykar Mckenzy Hukuk Şirketi tarafından yapılmıştır .

Diğer Orta Asya ülkelerinde olduğu gibi, Özbekistan”ın da enerji hatları konusunda yetersizlikleri vardır. Birincisi, Türkmenistan”a göre ihraç edebileceği doğal gaz çok azdır. İkincisi ise, coğrafi açıdan, pazarlara uzaklığı nedeniyle kar marjları da fazlasıyla daralmaktadır.



4) Enerji Kaynaklarının Türk Devletleri İçin Önemi:

Sovyetler Birliği”nin 1991 yılında dağılmasıyla birlikte bağımsızlıklarını elde eden Türk Cumhuriyetleri, Hazar Havzası enerji kaynakları nedeniyle giderek önem kazanmaktadırlar. Çünkü birçok kaynakta, Hazar Bölgesi”nin Basra Körfezi kadar olmasa da önemli bir petrol ve doğal gaz potansiyeline sahip olduğu belirtilmektedir.

Petrol ve doğal gaz, Hazar Havzası”nda yer alan Türk devletlerinin kalkınmaları açısından son derece önemlidir. Yani, Türk devletlerinin sahip oldukları enerji kaynakları, bu ülkelerin gerçekten bağımsız olabilmelerinin en önemli ön koşulu olan ekonomik gelişmelerinin temel girdisini oluşturmaktadır. Bölgede faaliyete geçen boru hatlarından elde edilecek geçiş ücretlerinden başka, Türk devletlerindeki enerji yataklarına yapılan yatırımlar ve rezervlerin işletilmesinden elde edilecek gelirler gerçekten de çok önemlidir. 2000 yılında, bölgenin petrol ve doğal gaz ihracatının toplam ihracat içindeki payının yaklaşık % 68 olarak gerçekleşmesi bunun en açık göstergesidir .

Türk Cumhuriyetleri”ne yapılan enerji yatırımları ve buradan elde edilen gelirlerin, bu ülkelerin ekonomilerine olan katkısı gerçekten çok ciddi boyutlardadır. Bölgedeki Türk devletlerinin ekonomik göstergeleri, enerji gelirleri sayesinde, çok kısa bir sürede büyük bir değişim ve dönüşüme uğramıştır. Bu ülkeler, çok hızlı bir büyüme tirendi yakalamışlar ve milli gelirleri sürekli bir artış göstermiştir. Yani enerji kaynaklarının, Türk devletlerinin ekonomilerinin lokomotifi konumunda olduğunu söylersek yanlış olmaz. Bu duruma kısaca örnek verecek olursak şunları belirtebiliriz:

Azerbaycan”ın 2005 yılındaki yakaladığı büyüme hızı % 26,4 düzeyindedir. 2006 yılındaki büyüme hızı ise % 34,5 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran ile dünyada birinci sıraya oturmuştur . Bu ülke, son 12 yılda 3,5 milyar dolar olan milli gelirini 10 kata yakın artırarak, 33 milyar dolara çıkarmıştır. Azerbaycan, petrolden bir yılda elde ettiği geliri 8 milyar dolardan 11 milyar dolara çıkarmayı hedeflemektedir . İhracatını ise 6 milyar dolara çıkarmıştır. Kişi başına düşen gelir 4000 dolar seviyesine çıkmıştır. Enflasyon oranı ise 2004 yılında % 6,7”dir. Ayrıca bu ülke, son yıllarda en çok yabancı yatırım alan ülkelerden birisi durumundadır.

Kazakistan”ın büyüme hızı 2004 yılında % 9,4 seviyesindedir. Son beş yıldır büyüme hızı, ortalama olarak, % 10 civarlarındadır. Ülke, milli gelirini 84 milyar dolara çıkarmış ve kişi başına düşen yıllık gelir ise 5592 dolardır. Enflasyon oranı 2004 yılında % 6,9”dur.Son 12 yılda ihracatını 5,3 milyar dolardan 30,1 milyar dolara çıkarmıştır. Diğer Türk devletlerinin ihracatları toplamının neredeyse iki katına ulaşmış durumdadır (Türkiye”nin ise yarısına yakın). Ayrıca Kazakistan, geçen yıl 12,6 milyar dolar dış ticaret fazlası vermiştir . Son 15 yılda ülkeye 42 milyar dolarlık yabancı yatırımı gelmiştir.

Türkmenistan”ın yıllık büyüme hızı 2004 yılında % 8 idi. Ancak son yıllarda bu oran ortalama % 15 seviyelerindedir. Enflasyon oranı ise 2004 yılında % 11,1 olarak gerçekleşmiştir. Ülke, milli gelirini 23,7 milyar dolara çıkarmış durumdadır. Ülkede kişi başına düşen yıllık gelir 4573 dolar seviyesine ulaşmıştır. 2005 yılı itibariyle ihracatı 4,7 milyar dolara ulaşmıştır .

Özbekistan”ın yıllık büyüme hızı 2004 yılında % 7,1 idi. Son yıllarda bu oran % 10”un üzerindedir. Ülkenin milli geliri 16 milyar dolar civarındadır. Enflasyon oranı ise 2004 yılında % 1,7”dir. Kişi başına düşen yıllık geliri 2500 dolar civarındadır. Ülke, yıllık İhracatını 3,7 milyar dolardan, 5,3 milyar dolara çıkarmıştır .

Ayrıca Türk devletlerinin geleceğine ilişkin olarak, yine enerji alanında çok büyük meblağlı anlaşmaların da yapıldığı bilinmektedir. Yapılan enerji anlaşmaları şu anda 100 milyar doları geçmiş durumdadır. Azerbaycan sadece BTC ve AÇG projelerinden 21 milyar dolar gelir elde edecektir. Ayrıca Türkmenistan ile Rusya arasında yapılan doğal gaz anlaşması ile Türkmenistan, 25 yılda, 250 milyar dolar gelir elde edecektir . Ayrıca Kazakistan, Rus şirketi olan Rosneft ile 55 yıllık petrol üretim ortaklığına dayanan 23 milyar dolarlık anlaşma imzalamıştır .

Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için bazı Türk devletlerindeki projelerin parasal değerleri aşağıdaki tabloda verilmiştir (Tablo 7).

TABLO 7: Türk Cumhuriyetleri”ndeki Projelerin Bazılarının Parasal Değeri .

KAZAKİSTAN AZERBAYCAN



Proje (Yatak) Adı Parasal Değeri (milyar dolar)

Proje (Yatak) Adı Parasal Değeri

(milyar dolar)

Kurmangaz 23 Alov, Şark, Araz 9

Tengiz 20 Mega Proje 8

Karakaçanak 8 Nahçıvan 5

Tup-Karagan 3 Abşeron 4

Kashagan ve Aktau 2 Şahdeniz 4



2010 yılında 25 milyar doları, 2020 yılında ise 40 milyar doları aşması beklenen petrol ve gaz gelirlerinin Türk Cumhuriyetleri”nin ekonomik yapılarında da köklü değişimlere yol açacağı şüphesizdir. Ayrıca Türk Cumhuriyetleri için Hazar enerji kaynaklarının geliştirilmesi, ekonomilerini yeniden inşa etme ve iç istikrarı sağlama açısından önemlidir. Ancak kaynakların geliştirilebilmesi için yabancı sermayeye ihtiyaç duyulmaktadır.

Diğer yandan, Türk devletlerinin sahip olduğu zengin hidrokarbon kaynakları, özellikle kaynak çeşitliliği yaratacağı dikkate alındığında, küresel enerji güvenliği açısından büyük önem arz etmektedir. Başta Türkiye”nin enerji güvenliğinin olmak üzere; ağırlıklı olarak tek bir kaynağa bağımlı olmak yerine (Rusya doğal gazı), kaynağı çeşitlendirmek, fiyat rekabetinden yararlanmak ve arz güvenliği gibi nedenlerden dolayı, bölgedeki enerji kaynakları, bölgesel enerji güvenliğinin çok önemli köşe taşlarını oluşturmaktadır .

Ayrıca Türkmenistan”ın ihracatının % 82”sini, Azerbaycan”ın ihracatının % 86”sını ve Kazakistan”ın ihracatının ise % 65”ini petrol ve petrol ürünleri oluşturmaktadır. Ayrıca Türkiye”den yatırım için giden firmalar, Kazakistan”da yaptıkları yatırımların % 40”ını enerji alanına yapmaktadırlar . Türk Cumhuriyetleri”nin 2000-2020 dönemi petrol ve doğal gaz ihracat projeksiyonu aşağıda gösterilmiştir (Tablo 8).



Tablo 8: Türk Cumhuriyetleri”nin 2000–2020 Dönemi Petrol ve Doğal Gaz İhracat Projeksiyonu .

2000 2010 2020

Petrol İhracatı

Milyon Ton 33,1 116,5 177,9

Milyar Dolar 6,6 18,1 28,9

Doğal Gaz İhracatı

Milyar m3 37 123 215

Milyar Dolar 2,2 7,4 12,9

TOPLAM GELİR (Milyar Dolar) 8,8 25,5 41,8

Kaynak: Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı (2000)



Özetle, Türk devletlerindeki enerji kaynakları; bu ülkelerin kalkınmalarında, ekonomik ve askeri olarak güçlenmelerinde, bölge halklarının refah seviyelerinin yükselmesinde, bağımsızlıklarının pekişmesinde ve demokratik gelişimlerinde çok önemlidir.



5) Bölgedeki Enerji Nakil Hatları:

Kazakistan ve Azerbaycan büyük petrol potansiyellerini, Türkmenistan ise doğal gaz zenginliğini ekonomilerinde değişimi geçekleştirmek için gerekli kaynakları sağlamak ve geçiş döneminin sıkıntılarını hafifletmek amacıyla bir an önce kullanma ihtiyacı duydular. Ancak mevcut boru hatları, Sovyetler Birliği”nin planlı ekonomisi çerçevesinde cumhuriyetler arası işbölümüne göre düzenlenmiş olduğundan, bunların ihracat amaçlı kullanım imkânları sınırlıydı. Bağımsızlıktan sonra bu ülkelerde kurulan Batı ağırlıklı konsorsiyumlar yeni boru hattı güzergâhları tespit etmek üzere harekete geçtiler.

Hazar enerji kaynaklarının büyük bir kısmına sahip olan dört Türk devletinin bu kaynaklardan etkin bir şekilde faydalanabilmesinin ön koşulu, bunları uluslararası pazarlara sunumudur. Coğrafi özellikleri itibariyle birer kara devleti konumunda bulunan bu ülkeler uluslararası pazarlara ulaşmada sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Enerji kaynaklarının ulaştırılmasında boru hatları tek alternatif durumundadır. Ancak, mevcut boru hatları Sovyetler Birliği”nin planlı ekonomisi çerçevesinde cumhuriyetler arası iş bölümü ve bağımlılık ilkesine göre düzenlenmiş olduğundan, enerjinin dünyaya pazarlanmasında sıkıntılar yaşanmaktadır.

Türk devletlerinin sahip oldukları enerjinin dünya pazarlarına ulaştırılabilmesi için çok çeşitli boru hatları gündeme gelmiştir. Bunlardan bir kısmının inşaatına başlanmış olup, bir kısmı ise halen proje aşamasındadır. Bunlardan bazıları şunlardır:

1-Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi 2- Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı Projesi 3-Türkmenistan-Türkiye-Avrupa (Hazar Geçişli) Projesi 4-Türkiye-Yunanistan Doğal Gaz Boru Hattı Projesi 5-Mavi Akım Doğal Gaz Boru Hattı Projesi 6-Aktau (Kazakistan petrollerinin Bakü-Ceyhan”a aktarılması) Projesi 7-Orta Asya Doğal Gaz Boru Hattı (Centgaz) Projesi (Türkmenistan-Afganistan-Pakistan) 8-Türkmenistan-İran-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı 9-Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı 10-Türkmenistan-Çin Doğal Gaz Boru Hattı 11-Kazakistan-Rusya (Atrau-Samara) Ham Petrol Boru Hattı Projesi

Söz konusu hatların güzergâhları konusunda ülkeler arasında büyük mücadeleler yaşanmaktadır. Bunun için boru hatları konusundaki olumsuzlukların ortadan kaldırılması ve enerji kaynaklarının Batıya güvenli ulaşımının temin edilmesi gerekmektedir. Zaten, Avrasya petrol ve doğal gazının uluslararası piyasalara taşınması için yapılacak olan boru hatları güzergâhları için verilmekte olan mücadelenin özünde de, bölgedeki kaynakların geliştirilmesi ve 21. Yüzyılda, Batı”nın Körfez petrolüne bağımlığının azaltılması yatmaktadır. Ayrıca Batı ülkeleri, enerji ikmal güvenliğini sağlayarak Avrasya”daki enerji üzerindeki Rusya tekelinin kırılması için de çabalamaktadırlar.



Sonuç:

20. yüzyılın sonuna doğru bağımsızlığını kazanan Türk Cumhuriyetleri”nde bulunan petrol ve doğal gaz rezervlerinin, dünyada üçüncü sırada yer alacak potansiyelde olması ve üretim oranlarının sürekli artması nedeniyle, "yeni büyük oyun" bu ülkelerde de yaşanmaya başlamıştır. Son yıllarda, Orta Asya ve Kafkasya genelinde gelişen siyasi ve askeri olaylar, her iki bölgenin yeniden ve artan bir biçimde gündeme oturmasını sağlamıştır. Dolayısıyla gelecekte her iki bölge de dünya gündemini yoğun şekilde etkileyeceğe benzemektedir.

Bölge devletleri, dünyada en çok enerji üreten ülke rakamları ile mukayese edildiğinde, 2015 yılında petrol ve doğal gaz üretimi bakımından Hazar Bölgesi, dünyada önemli bir yere sahip olacaktır. Bu durum enerjiye ihtiyaç duyan gelişmiş ülkeler için yeni bir alternatif oluşturmaktadır.

Hazar Havzası”nda bulunan Türk Cumhuriyetleri”nin, sahip oldukları zengin enerji yataklarını akılcı ve gerçekçi politikalarla işletmeleri ve güvenilir hatlarla dünya pazarlarına ulaştırmaları kaçınılmazdır. Çünkü bölge devletlerinin güçlenerek tam bağımsız olmaları ve halklarının refah seviyesinin yükselmesi kısa ve orta vadede buna bağlıdır.

Türkiye”nin bölgedeki siyaseti, Orta Asya ve Kafkaslara yönelik belirlenmiş gerçekçi politikaların uygulanması şeklinde olmalıdır. Türkiye; bölge ile ilgili çok yönlü, tutarlı, daha aktif ve uzun vadeli siyaset izlemelidir. Çünkü Türkiye”nin Kafkaslar ve Orta Asya”ya yönelik çok büyük menfaatleri olduğu kanaatindeyiz.



KAYNAKÇA

-ABD Enerji Bakanlığı; Caspian Sea Region Key Oil and Gas Statistics, Ağustos–2005

-AKYOL, Kürşat: “Petrol Oyunundaki Kırmızı Şapkalı Kız”, http://www.tusiad.org.tr/yayin/gorus, 12.06.2004

-ARAS, Osman Nuri: “Yaşanan Yeni Süreçte Avrasya Enerji Kaynaklarının Yeri ve Önemi”, 2023 Dergisi, Sayı 6, Ekim-2001, s. 23-28

-ARSLAN, Faruk: “Hazar”ın Kurtlar Vadisi: Petrol İmparatorluğundaki Güç Savaşları”, Karakutu Yayıncılık, İstanbul, 2005

-BİNAY, Mehmet: “Orta Asya Ve Hazar Petrolleri Üzerinde Poker Oyunu: I. Bölüm”, http://www.turkiye.net, 20 Ekim 2003

-BOROMBAEVA, Elvira: 21. Yüzyılda Türkiye Üzerinden Dünya Pazarlarına Ulaştırılacak Hazar Petrol Boru Hatları Seçenekleri ve Türkiye, Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi, SBE, Ankara, 2002

-BP: Statistical Review of World Energy Haziran–2005

-CEYLAN, Cengiz: “Yeni Türk Cumhuriyetlerinin Ekonomik Yapısı ve Türkiye İle İlişkileri”, Yüksek Lisans Tezi, İÜ, SBE, İstanbul, 1994

-DEİK: “Kazakistan Ülke Bülteni”, Türk Avrasya İş Konseyleri, Ankara, http://www.deik.org.tr/ulkebulteni.asp, Kasım–2004

-DEİK: “Türkmenistan Ülke Bülteni”, Türk Avrasya İş Konseyleri, http://www.deik.org.tr/ulkebulteni.asp, Ankara, Kasım–2004

-DEİK: “Özbekistan Ülke Bülteni”, Türk Avrasya İş Konseyleri, http://www.deik.org.tr/ulkebulteni.asp, Ankara, Kasım–2004

-DİMİTROF, Thomas: “The İmplications of BTC”, İEA Roundtable on Caspian Oil and Gaz Scenarios, http://www.iea.doe.gov, 14.04.2003

-EIA, Energy İnformation Administration, Caspian Sea Region: Key Oil and Gas Statistics, July 2006

-ERALP, Yalım: “Kavga Büyüyor”, http://www.usakgundem.com/haber.php?id=781, 18.05.2006

-GOULİEV, Resul: “Petrol ve Politika”, Medyatek Yayınları, İstanbul, 1997

-GÖNÜLLÜ, Gani: 21. “Yüzyılda Kafkasya ve Orta Asya Stratejileri”, Yeni Düşünce Dergisi, Sayı 660, Aralık-1999, s. 2-24

-GÜL, Atakan - GÜL, A. Yazgan: Avrasya Boru Hatları ve Türkiye, Bağlam Yay. İst. 1995

-GÜNGÖR, Bayram-ŞENTÜRK, S. Hayri: “Hazar Enerji Kaynakları ve Bölge Ekonomileri Açısından Önemi”, AKÇALI, Pınar-Elif H. KILIÇBEYLİ-Ertan EFEGİL (Der.): Yakın Dönem Güç Mücadeleleri Işığında Orta Asya Gerçeği, Gündoğan Y., İstanbul, 2004, s. 67-91

-İŞLER, Ali: Hazar Petrolleri ve Petrol Boru Hatları Sorunu, Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi, SBE, Ankara, 1999

-KALİASKAROVA, Zaure: “Hazar Denizi”nin Petrol ve Gaz Kaynakları Potansiyelinin Araştırılması”, Çev. Janar TEMİRBEKOVA, Asya-Avrupa Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Dergisi, Sayı 5, Nisan-2007, Ankara, s. 5-16

-KALKAN, İbrahim: “Kazak Petrolleri ve Uluslararası Güçler”, YALÇINKAYA, Alâeddin (Der.), “Türk Cumhuriyetleri ve Petrol Boru Hatları”, Bağlam Yayınları, İstanbul, 1998

-KARAKAYA, Dilek-KORAŞ, Fatih: “Enerji Bağlamında Türkiye-Rusya İlişkileri”, http://www.turksam.org/tr, 7 Temmuz 2005, s. 3

-KILIÇBEYLİ, Elife Hatun: “BOB”un Hedefi, Petrol ve Enerji Rezervlerini Kontrol Altına Almak”, Zaman Gazetesi, 27.06.2004, s. 16

-KIRAÇ, Gürol: “Orta Asya Türk Cumhuriyetleri”nin Global Enerji Politikalarındaki Stratejik Önemi”, http://www.tusam.net/makaleler.asp, 05.10.2004

-KLEVEMAN, Lutz: Yeni Büyük Oyun: Orta Asya”da Kan ve Petrol, Everest Y. , Çev. Hür Güldü, İstanbul, 2004

-KOCAOĞLU, Mehmet: “Petro-Strateji”, Türkeli Yayınları, Ankara, 1996

-KOSGEB: “Türkmenistan Raporu–2005”

-KÖSEBALABAN, Hasan; “Hazar”da Petrol Kavgası”, Anlayış Dergisi, Eylül - 2003, s. 62-64

-METİN, Meftun: “Politik ve Bölgesel Güç HAZAR”, IQ Yayınları, İstanbul, 2004

-NEVRUZOV, Elçin: “Azerbaycan Petrollerinin Ekonomik ve Siyasal Açıdan Değerlendirilmesi”, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, SBE, İstanbul, 2003

-NORENG, Qystein: Ham Güç: Petrol Politikaları ve Pazarı, Çev. Nurgül Durmuş, Elips Y. , Ankara, 2004

-OGAN, Sinan: “Yeni Global Oyun ve Hazar”ın Statüsü”, http://www.turksam.org/tr , 14.02.2005, s. 1-7

-OGAN, Sinan: “Hazar”da Tehlikeli Oyunlar: Statü Sorunu, Paylaşılamayan Kaynaklar ve Silahlanma Yarışı”, Avrasya Dosyası, Cilt 7, Sayı 2, Yaz-2001, s. 154-172

-ONAY, Yaşar: “Petrol Boru Hatları Önerileri ve Türkiye”, Jeoekonomi Dergisi, Cilt 1, Sayı 1, İlkbahar 1999

-ÖĞÜTÇÜ, Mehmet: “Avrasya enerjisi-Stratejik Dengeler ve Türkiye”, Yeni Forum, Kasım, 1995, c.16, s. 2

-ÖZALP, Necdet: “Büyük Oyunda Hazar Enerji Kaynaklarının Önemi ve Konumu”, Panorama Dergisi, Sayı 1, Şubat-2004, s. 1-8

-ÖZCAN, Göksel: “Türkiye İle Ekonomik İlişkiler Çerçevesinde Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Ekonomisi ve Türkiye İle İlişkilerin Geleceği”, Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi, SBE, Eskişehir, 2002

-PALA, Cenk: “21. Yüzyıl Dünya Enerji Dengesinde Petrolün ve Hazar Petrollerinin Yeri ve Önemi”, Petro-Gas, Sayı 11, 1999, s. 20-25

-PAMİR, A. Necdet: “Kafkaslar ve Hazar Havzası”ndaki Ülkelerin Enerji Kaynaklarının Türkiye”nin Enerji Güvenliğine Etkileri”, Türkiye”nin Çevresindeki Gelişmeler ve Türkiye”nin Güvenlik Politikalarına Etkileri Sempozyumu, Harp Akademileri, İstanbul, 2006

-PAMİR, Necdet: “Hazar Bölgesi”nde Enerji Politikaları: Avrupa”nın ve ABD”nin Konseptleri” Sempozyum B., Ankara, 13–14 Kasım 2000

-PAMİR, Necdet: “Avrasya Boru Hatları, Enerji Güvenliği ve Türkiye”, Jeopolitik Dergisi, Sayı 4, İstanbul, 2003, s. 21-27

-PEHREMENT, Permek: “Hazar Petrolünde Başına Buyruk Efendilerin Gölgesi”, http://www.turksam.org/tr, 21 Nisan 2005

-RYSBEKOV, Marat: “Kazakistan”ın Avrasya Ekonomik Topluluğundaki Yeri ve Önemi”, Asya-Avrupa Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Dergisi, Ahmet Yesevi Üniversitesi Yayını, Ankara, 2006, s. 106-113

-SÖNMEZOĞLU, Faruk-ERAYDIN, Özlem: “Değişen Dünya ve Türkiye”, Bağlam Yayınları, İstanbul, 1995

-ŞANLI, Barış: “Kafkasya”da Enerjinin Yeni Jeopolitiği”, Anlayış Dergisi, Eylül–2003, Sayı 4, s. 50–51

-TEMİROVA, Zühre: “Hazar Denizi”nde Neft Fırtınası”, Yeni Avrasya Dergisi, Yıl 1, Sayı 4, Ekim-2000

-TİKA: “Azerbaycan Ülke Raporu”, http://www.tika.gov.tr/ulke_profilleri, 21.03.2004

-TİKA: “Kazakistan Ülke Raporu”, http://www.tika.gov.tr/ulke_profilleri, 21.03.2004

-TİKA: “Özbekistan Ülke Raporu”, http://www.tika.gov.tr/ulke_profilleri, 21.03.2004

-ÜLGER, İrfan Kaya; “Hazar”da Petrol Kavgası”, www.basakekonomi.com.tr, 12.07 2004

-ÜŞÜMEZSOY, Şener-ŞEN, Şamil: “Petrol Düzeni ve Körfez Savaşları”, İnkılâp Kitapevi, İstanbul, 2003

-Yeniçağ Gazetesi: “Azerbaycan Büyüme Rekoru Kırıyor”, 30.05.2007

-YILDIZ, Abdülhamit: “Türk Dünyası”nda Büyüme Rekoru”, Zaman Gazetesi, 09. 01.2007

-YILDIZ, Pembe: “Türkmenistan Ülke Raporu”, KOSGEB (Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi B.), Ank., 2005

-YÜCE, Çağrı Kürşat: “Kafkasya ve Orta Asya Enerji Kaynakları Üzerinde Mücadele”, Ötüken Yayınları, İstanbul, 2006





NOT: BU MAKALE, JEOPOLİTİK DERGİSİ”NİN KASIM-2007 SAYISINDA YAYINLANMIŞTIR





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 66
Dün Tekil 1947
Bugün Tekil 1791
Toplam Tekil 4078519
IP 3.138.105.124






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























17 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Tanr nasip eder, mr m vefa ederse; Musul, Kerk k ve Adalar geri alaca m. Selanik de dahil Bat Trakya'y T rkiye hudutlar i ine kataca m.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.502 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu