ADALET, GÜÇLÜ’DEN YANA! - Prof. Dr. Nurullah AYDIN - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









ADALET, GÜÇLÜ’DEN YANA! - Prof. Dr. Nurullah AYDIN
Tarih: 13.09.2010 > Kaç kez okundu? 2756

Paylaş


13 Eylül 2010



Referandum yapıldı. Bir kesime göre darbeciler kaybetti Demokrasi kazandı. Özgürlüklerin önü açılmış. Buna ilişkin açıklamalar yorumlar gazetelerde, Tv ekranlarında.







Peki yazılı ve görsel medya konunun hangi yönünü kamuoyuna yansıttı? Oysa; anayasa değişikliği en önemli temel konuda yapılıyor. Rejimi doğrudan ilgilendiren konu. Yargı bağımsızlığı yani kuvvetler ayrılığı ya da birliği konusu. Evet’le çıkan sonuçla kuvvetler birliğine gidiliyor. Böylece yargı bağımsızlığı kalkıyor. Tüm erkler yürütmenin elinde toplanıyor.







Adalet mülkün temelidir. Bu cümlede ki mülk devlet anlamında kullanılırdı..







Oysa şimdilerde mülk mal, servet, zenginlik, yetki, konum, statü anlamında kullanılıyor. Evet Adalet var mı? sorusunu halka sorun, alacağınız cevap, dehşet vericidir. İsterseniz bulunduğunuz ortamda mini bir anket yapın.







Tarih boyunca adaletli olmakla övünen bir milletin geldiği duruma bakın!







Hakkında 20 den fazla dosya olan kişi, başbakan yapılıyor.



Kayıp trilyon davası gibi bankayı zarar uğratma davası olanı, cumhurbaşkanı yapıyor. Teröristi cezaevinden çıkarıp milletvekili yapıyor.



Hakkında davaları olan müsteşarları, milletvekili yapıyor.



İhale yolsuzlukları ile tanınan iş adamlarını, milletvekili yapıyor.



Hakkında dava olanları, üst bürokrasiye getiriyor.



Çalan çırpanları, vergi yüzsüzlerini affediyor.



Ve bu, hukuk oluyor, bu Hukuk devleti oluyor, bu demokrasi oluyor.







Türk Milleti’nin adalet anlayışı ile yüzyıllar boyunca; farklı milletler, din mensupları kardeşçe bir arada yaşadı. Ne oldu da, şimdilerde devlet suçlanıyor, asker suçlanıyor. Ülkeyi düşünen vatanseverler suçlanıyor.







Her sorunu kanuna anayasaya bağlayan bir takım zerzavat takımı var. Bunlar ipteki cambaza bak misali kanunlarda hatayı buluyorlar. Hiç kimse en iyi kanunu da yapsanız uygulanmadıktan sonra, ne işe yarar demiyor, diyemiyor. İşine gelmiyor.







Bakın; bu ülkede herkes anayasanın değişmesini, demokratik özgürlükçü olmasını ileri sürüyor. Ne olacak anayasa değişecek de ne olacak, Mide mi doyuracak? Hırsız, sahtekar, dolandırıcı, arzı endam etmeye devam etmeyecek mi?







Dokunulmazlar ordusu her geçen seçkin konumlarını sürdürürken, sokaktaki vatandaşa uygulanan kanunlar, toplumda adaleti mi sağlayacak?







Peki ne yapılmalı?







Vekil dokunulmazlığı yanında bir bürokrat dokunulmazlığı var. Hukuku çiğneyen, keyfi hak ve özgürlük ihlali yapan bürokratlar hakkında, amirden izin çıkmadıkça yasal takibat yapılamıyor, bu çağdaş dünyada örneği olan bir durum mu?.







Keyfi uygulamalar ve yasalara aykırı engeller nedeniyle Türkiye’deki adalet mekanizması işleyemez hale gelmiştir. Türk insanının adalet arayışı maceraya dönmüştür. Tarihe binlerce yıldır, kültürü, ahlakı, dini, inancı, sosyal ilişkileri ile adalet dağıtan, adaleti öğreten bir millet; adalet aramaya başlamış.







Adliyelerde hakimlerin arkasında Adalet mülkün temelidir yazıyor ama bunun yerine getiremiyoruz. İmtiyazlar, imtiyazlı sınıflar, statüler, kendi başına karar alabilen kişi, kuruluş, kurumlar ve makamlardan oluşan bir düzen var. Ve bu düzen, kaos yaratmasına rağmen kitleler uyutulmaya devam ediyor.







Hem kendilerine hem de eylem ve işlemlerine dokunulamayan sınıfların varlığına kimse dikkat çekmiyor. Türkiye’de dokunulmayan kişi, sınıf zümreler var. Türkiye bundan kurtulmalıdır. Ama nasıl?







Hukuk devletinin temeli; kanun karşısında herkesin eşit olma ilkesidir. Ayrıcalıklı kişi, sınıf ve zümrenin olmaması demektir. Ve hak arama hakkının yine sınırlandırılmaması demektir. Keyfiliğin önlenmesi, hukukun üstünlüğünü hâkim kılmak demektir.







Referandum sürecinde; bunlar konuşuldu mu, hayır ya ne konuşuldu?



Siyaset kurumunun yargı üzerindeki denetimi, yargı bağımsızlığı konuşuldu. Peki konuşuldu da değişen bir şey var mı? Yok. Nasıl olsun ki, her yıl aynı konular konuşulur durulur.







Günün Sözü: Ciddi ve kararlı insan, dediğini uygular.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 73
Dün Tekil 1947
Bugün Tekil 1566
Toplam Tekil 4078294
IP 18.116.51.117






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























17 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Tanr nasip eder, mr m vefa ederse; Musul, Kerk k ve Adalar geri alaca m. Selanik de dahil Bat Trakya'y T rkiye hudutlar i ine kataca m.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.192 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu