30.08.2010

* Ev sahibi olmayanın yanında ev konusunu açmayınız.

* Zaafını bildiğiniz insanları zaafları üzerine gitmeyiniz.

* Çocuğu olmayanların yanında çocuk konusunu açmayınız.

* Başkalarını üzmemek için zaaflarını yüzlerine vurmayınız.

* Oruçlu olanın yanında oruçsuz olduğunuzu hissettirmeyiniz.

* Başkalarını üzmemek için, sadece dürüst olmak yetmeyebilir.

* Hayatta hep “Evet” diyenlerin yanında siz “Hayır” dememeyi deneyiniz.

* Parası olmayan kişinin yanında veya onunla para konusunu konuşmayınız.

* Telefon numaranızı sık sık değiştirmeyiniz. Küçük hesaplarla uğraşmayınız.

* Anne veya babası yeni vefat etmiş insanların yanında “anne-baba”dan

bahsetmeyiniz.

* Resmî eğitim almamış kimselerin yanında resmî eğitimli olduğunuzu

hissettirmeyiniz.

* Resmî bir unvan sahibiyseniz, bu tür unvana sahip olmayanların yanında

unvanınızı kullanmayınız.

* Oruçsuz olduğunu bildiğiniz birinin yanında oruçlu olduğunuzu mümkün ölçüde

belli etmeyiniz.

* Hangi kademede olursa olsun, size hizmet edenlere teşekkür ediniz ve onları

unutmayınız.

* Kendinizin yapmayacağı/yapamayacağı bir şeyi başkalarına nasihat olarak

vermeyiniz.

* Cep telefonu ile birisini aradığınızda ısrarla ve uzun uzun çaldırmayınız. Bir

müddet sonra tekrar arayınız ancak bu defa da cevap verilmiyorsa, bir daha

aramamaya gayret ediniz. Hele hele bir başka numara kullanarak ulaşmayı

hiç denemeyiniz.



* Misafir gittiğiniz evde, ev sahiplerinin hassasiyetlerini gözetiniz; kurallarını

anlamaya çalışıp, eşyalarını onların kullandıkları gibi kullanınız.



* Kendisine şaka yapılmasından veya yanında başkalarına şaka yapılmasından

hoşlanmayanların yanında şaka yapmayınız.



* Kilolu veya şişman olanların yanında “rejim yapma” ve “kilo verme” konusunu

açmayınız.

* İşsiz, iş arayan ve her türlü çalışma şartlarında çalışmaya razı olduğu halde iş

bulamayan birinin yanında, kendinizin çalıştığı yerin çalışma şarlarının kötülüğü

hakkında şikâyetçi olmayınız.



* Üniversite sınavlarına girip sonucu öğrenen öğrencilere, kendileri söylemedikleri

sürece başarılı olup olmadıklarını sormayınız.

* Her türlü iş veya eylemde, kendinizden yaşça veya makamca büyük veya küçük

olsun, yakınınızdaki dost ve arkadaşlarınızla, muhakkak istişare ediniz. Bundan

hiçbir şey kaybetmez, aksine çok şey kazanabilirsiniz.



* Eğer cep veya evinizin telefon numarasını değiştirdiyseniz, bunu dost ve

arkadaşlarınıza hemen bildiriniz. Yoksa onlara saygısızlık göstermiş

olursunuz. Ancak, dost ve arkadaşı olmayanlar veya arkadaş ya da dost

edinemeyenler için bu konuda her hangi bir şey söylemek anlamsızdır.

* İnsanların duymak istemediklerinden ve rahatsızlık duydukları konulardan

bahsetmeyiniz.

* Kader birliği yaparak, birlikte yola çıktığınız arkadaşlarınızla, yolculuk

esnasında, ekibin başkanı ve yetki verilmiş tek otoritesi olsanız dahi, sık sık

istişare etmekten kaçınmayınız. Böyle bir davranıştan hiç bir şey kaybetmeniz

söz konusu olmayacağı gibi çok şey kazanacağınız muhakkaktır..

* Başkalarını üzmemek için, bazen sevinçlerimizi bazen de acılarımızı gösterişsiz

yaşamamız gerekir.

* Başkalarını üzmemek için, bazı “katı gerçekleri”, bazen “yumuşatarak”

söylememiz gerekir.



* Başkalarını üzmemek için, bizi üzen şeylerden onları korumaya çalışmamız

gerekebilir.

* Başkalarını üzmemek için, eleştiri üslubumuzun “yumuşak” ve “yapıcı” olması

gerekir.

* Başkalarını üzmemek için, problemleri gizlemeye çalışmak yerine içtenlikle

çözmeye çalışmak gerekir.



* Başkalarını üzmemek için, yemek yiyip sohbet ettiğiniz insanlar içinde, onlara

karşı, parmak veya kürdanla dişlerinizi kurcalamayınız. Yemeklerden

sonra kürdanı dudaklarınız ya da dişleriniz arasında gezdirerek “kürdan

gösterisi” yapmayınız.



* Başkalarını üzmemek için, birlikte olduğunuz insanlar içinde, onların yüzüne

karşı burnunuzla oynamayınız.



* Başkalarını üzmemek ve ders almak için, zaman zaman mezarlıkları ziyaret

ediniz. Ölülerin canlılara verecekleri pek çok ders olduğunu unutmayınız.



* Başkalarını üzmemek için, randevularınıza muhakkak sadık kalınız ve

toplantılarınıza vaktinde geliniz.



* Başkalarını üzmemek için, telefon açtığınız kişiye kendinizi tanıtarak konuşma

başlayınız. Herkesin, sizin telefon numaranızı telefon hafızasında tutma

mecburiyeti olmadığını biliniz.



* Başkalarını üzmemek için, toplantılarda telefonlarınızı muhakkak sessiz ya da

titreşim pozisyonuna alınız. Arayanı, toplantı sonunda siz arayınız ve bunu bir

prensip ya da alışkanlık haline getiriniz. Toplantı esnasında, elinizle telefon

ahizesini siper yaparak, mevcut insanları dikkate almayarak ve onların

meraklı bakışları altında, masa altına eğilerek ve fısıltı halinde, konuşma

nezaketsizliğini göstermeyiniz.



* Başkalarını üzmemek için, internette sörf yaptığınız bir anda sizi ziyarete

gelen insanlarla konuşurken, muhatabı unutup, sık sık ekrana bakma

nezaketsizliği göstermeyiniz.



* Size değer verip e-posta gönderenlere, sadece bir kelime ile de olsa,

TEŞEKKÜR ediniz.



Böyle yapılsa ne kaybedilir ki?...