BASIN BÜLTENİ Başbakan Özgürgün: "KKTC’de FIFA standardına uygun en az 4 stat var" - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Başbakan Özgürgün: "KKTC’de FIFA standardına uygun en az 4 stat var"
Tarih: 15.06.2017 > Kaç kez okundu? 757

Paylaş


Başbakan Hüseyin Özgürgün, FİFA üyesi olup da FİFA standartlarında sahası olmadığı için başka ülkelerde maç yapan ülkeler olduğuna işaret ederek, KKTC'de FİFA standardına uygun en az dört stat olduğunu söyledi.

Başbakan Özgürgün, Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu 2016-2017 sezonu başarı ödülleri gecesine katıldı.

Özgürgün, ödül gecesinde yaptığı konuşmada, CONİFA EURO2017 Kuzey Kıbrıs şampiyonasına atıf yaparak, mükemmel ışıklandırılan ve zeminlerin de çok güzel olduğu statlarda uluslararası bir turnuva yapıldığını belirtti. Özgürgün, “Şu anda FİFA'ya üye olup da FİFA standartlarında sahası olmayıp, başka ülkelerde maç yapan ülkeler var. Oysa KKTC'de FİFA standardına uygun en az 4 stadımız var. Bu önemli bir şey. Biz, bu anlamdaki çalışmalarda Futbol Federasyonu'na tam destek veriyoruz" dedi.

Futbolun çocuk yaşta gelen ayrı bir spor sevgisi olduğunu ve dünya çapında büyük kitlesi olduğunu ifade eden Başbakan Özgürgün, sporun siyasetin dışında olduğunu, spor yapma ve futbol oynamanın küçük yaşta insanın içine işlediğini kaydetti. Babadan dayak yiyeceğini bile bile ayakkabıları eskite eskite futbol topuna vurulduğunu anlatan Özgürgün, futbolun dünya çapında inanılmaz bir kitlesi olduğunu dile getirdi.

Başbakan Özgürgün, Dışişleri Bakanlığı dönemin yaptırdığı bir araştırmada, KKTC'de seçmen nüfusun yüzde 85'inin futbolla ilgilendiğinin ortaya çıktığı bilgisini de paylaştı.

Bu sezon ödül alanları kutlayarak başarılarının devamını dileyen Başbakan Özgürgün, emeği geçenlere teşekkür etti.



Ertuğruloğlu: “Kıbrıs Türk halkı sadece Türkiye'nin garantörlüğüne güvenmektedir”



Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, "Kıbrıs Türk halkı sadece Türkiye’nin garantörlüğüne güvenmektedir ve bu konuda önemsenmesi gereken husus da; halkımızın bu hassasiyeti olmalıdır" dedi.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in himayelerinde Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum Lider Nikos Anastasiadis, garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere ile gözlemci AB temsilcilerinin katılımıyla 28 Haziran Çarşamba günü Cenevre’de başlayacak 5’li Kıbrıs Konferansı öncesinde "Güvenlik ve Garantiler" konusunda Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) açıklamalarda bulundu.

Ertuğruloğlu, Kıbrıs’ta iki taraf arasında yürütülmekte olan müzakerelerin bir anlaşma ile sonuçlanmasını arzuladıklarını, ancak bu durumda dahi Kıbrıs Türk halkı için güvenlik ve garanti konusunun önemini yitirmeyeceğini kaydetti.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, adada geçmişte yaşanan acılar ile özelde Kıbrıs adası genelde de yakın coğrafyadaki güvensizlik ortamının Türkiye’nin ada üzerindeki etkin ve fiili garantisinin devamını gerektirdiğini belirtti.

Ertuğruloğlu, şunları kaydetti:

"Kıbrıs Türk halkı sadece Türkiye’nin garantörlüğüne güvenmektedir. Bu konuda önemsenmesi gereken husus da, halkımızın bu hassasiyeti olmalıdır. Mevcut garanti sistemi sulandırılmadan günün koşullarına uyarlanabilir ancak iki taraf arasında olası bir uzlaşıda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin adadaki varlığının devamı ve Türkiye’nin tek taraflı müdahale hakkının korunmasının önemi hiçbir zaman yadsınamaz." Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, "Bir tarafın güvenlik ihtiyacının karşılanması, diğer taraf için tehdit algısı oluşturmamalı” yaklaşımını da doğru bulmadığını ifade ederek, "1963’te olduğu ve yıllardır devam ettiği üzere, Kıbrıslı Rumların anayasal düzeni değiştirme ve eşit ortak Kıbrıslı Türklerin haklarını gasp etme gibi art niyetine cevaben tek taraflı müdahale hakkının kullanıldığını ve bu müdahale ile adada barışın tesis edildiğini" dile getirdi.

Güvenlik ihtiyacı anlayışının doğru perspektifle ele alınmasının önemine işaret eden Ertuğruloğlu, “Art niyet yoksa, endişeye de gerek olmaz” dedi.

Halen yürürlükte olan ve uluslararası meşruiyeti bulunan Garanti ve İttifak Antlaşmalarının, gerçekler göz ardı edilerek, bu yaklaşımla tartışmaya açılmasına izin vermenin; Kıbrıs Türkü’ne telafisi olmayan zararlar vereceğini belirten Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkının da Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün sulandırılacağı bir anlaşmaya asla onay vermeyeceğini yineledi. "Garanti ve İttifak Antlaşmalarının çağdışı kaldığı ve AB normlarına uygun olmadığı" iddialarını da reddeden Ertuğruloğlu, garantörlük sisteminin değiştirilmesi, düzenlenmesi veya kaldırılması için adadaki iki taraf arasında yeterli güvenin tesis edilemediğini, bugünkü huzur ortamını bu anlaşmalara borçlu olduklarına işaret etti.

Ertuğruloğlu, ayrıca bölgedeki vahim gelişmelerin de böylesi bir değişikliğe izin vermediğine vurgu yaptı.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu şöyle devam etti:

"Garantörlük sisteminin etkin olabilmesi için Anavatan Türkiye’nin tek başına müdahale hakkını ve bunun fiili olarak bir anlam ifade etmesi için ise adada fiilen asker bulundurma hakkını koruması gerekmektedir. Kıbrıs Türkü’nün adada Türk askeri varlığı bulunmayan ve Anavatan Türkiye’ye tek yanlı müdahale hakkı tanımayan bir anlaşmaya 'evet' demesi mümkün değildir.” Ertuğruloğlu, bu konuda taviz verilebileceği yönünde bir tutumun, müzakere masasında Kıbrıs Rum tarafının emellerine hizmet edeceğini belirterek, Rum tarafının Cenevre’de toplanacak olan 5’li Kıbrıs Konferansı’nda yegane hedefinin; "Türk askerini adadan çıkarmak ve Türkiye’nin garantörlüğüne son vermek" olduğunu, bu niyetin de her fırsatta göz önüne serildiğini belirtti.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkının güvenliğine ilişkin bu hassasiyetinin Anavatan Türkiye tarafından da paylaşıldığını memnuniyete gözlemlediğini belirterek, Kıbrıs Türk halkının Türkiye’nin garantörlüğüne her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğunu, tek yanlı müdahale hakkının olmadığı hiçbir düzenlemenin Kıbrıs Türk halkını tatmin etmeyeceğini vurguladı.



Samani: “Hedefimiz, Cenevre’deki Kıbrıs Konferansı’nın olumlu sonuçlanması”



Cumhurbaşkanlığı Siyasi İşler ve Tarih Danışmanı Meltem Onurkan Samani, Kıbrıs Türk tarafının hedefinin Cenevre’deki Kıbrıs Konferansı’nın olumlu sonuçlanması olduğunu, bunun için barış kültürüyle hareket edilerek siyasi irade ortaya konmasının zorunlu olduğunu belirtti. Samani, Cenevre’nin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda bunun Annan Planı referandumu sonrasında aşınmaya başlayan toplumların federal Kıbrıs’a olan inançlarını daha da zayıflatacağını ifade etti.

Katıldığı bir TV programında konuşan Samani, Kıbrıs konusunda değerlendirmede bulundu.

“Güney Kıbrıs’ın eğitim sistemi, iki toplum arasında güvensizliğin özellikle Kıbrıslı Türkleri, Türkiye’yi ve Türk askerini şeytanlaştırma yönünde olmuştur” diyen Samani, “Yeni nesiller federal geleceğe hazırlanmamıştır. Tüm tarafların resmi olarak görüşülen tezi federasyondur ama Rum tarafı bu yönde yeterince inanç taşımadığı için eğitim sisteminde gereğini yapmamıştır” dedi.

Samani, güven yaratıcı önlemlerin hayata geçmesinin Rum tarafının “KKTC tanınacak kompleksi” nedeniyle mümkün olamadığını ifade ederek, “Oysaki güven yaratıcı önlemler, karşılıklı güven ortamı geliştirerek çözümü kolaylaştırma için gereklidir. Maalesef güven yaratıcı önlemler çözümden sonraya bırakıldı” dedi. Samani, “Müzakere süreci, federal çözümün test edildiği bir aşamaya geldi. O yüzden Cenevre son olabilir algısı oluştu” ifadelerini kullandı.

“Cenevre’de masadan çözüm olmadan kalkılırsa defterler kapatılıp yeni bir sayfa mı açılacak” şeklindeki soruya da Samani, “Gelecek nesiller kalınan yerden mi devam eder, başka alternatifler mi gündeme gelir zaman gösterecek” yanıtını verdi. Güney Kıbrıs’ın ada açıklarındaki doğal zenginliklerle ilgili tek taraflı çalışmaların müzakerelerin ruhunu zehirlediğini ifade eden Samani, “Ada etrafındaki doğal zenginlikler üzerinde Kıbrıslı Türklerin de eşit hakkı vardır” dedi. “Bir tarafın güvenliği, diğer taraf için tehdit algısı yaratmamalıdır” diyen Samani, “Sadece bir taraf için değil, tüm taraflar için güvenlik sağlayabilecek formül üretmek mümkündür. Her iki toplumun kendini güvende hissedeceği, aynı zamanda her iki toplumun kendini tehdit altında da hissetmeyeceği bir uzlaşıya varılabilmesi için iyi niyet, makuliyet ve gerçekçilik gereklidir” diye konuştu.

Samani, Güney Kıbrıs’ın İsrail ile birlikte yaptığı tatbikatla ilgili soruya da, “İsrail ile hesapsızca yapılan bu tatbikatlar, Orta Doğu’da endişeyle karşılanacaktır. Bunlara da yanıt vermek zorunda kalacaklardır. AKEL bile önceden açıklanmayan bir takım tatbikatlara girişilmiş olunmasını eleştirdi” ifadesini kullandı.



Şehit Teğmen Caner Gönyeli - 2017 Arama Kurtarma tatbikatı deniz safhası yapıldı



Türkiye ve KKTC’nin arama kurtarma unsurlarının katılımıyla düzenlenen Şehit Teğmen Caner Gönyeli -2017 Arama Kurtarma Tatbikatının deniz safhası yapıldı.

Türkiye ve KKTC’nin arama kurtarma unsurlarının işbirliğini ve eğitim seviyesini denetlemek maksadıyla düzenlenen Tatbikatın deniz safhası Gazimağusa ve Dipkarpaz açıklarında iki senaryo üzerinden icra edildi.

Kara safhasının ardından deniz safhasının da icra edilmesiyle Şehit Teğmen Caner Gönyeli - 2017 Arama Kurtarma Tatbikatı sona ermiş oldu.

Tatbikatın tamamlanmasının ardından Türkiye Sahil Güvenlik Komutanı Vekili Tuğamiral Bülent Olcay, Sahil Güvenliğe ait “Güven” gemisinde tatbikatı değerlendirdi.

Şehit Teğmen Caner Gönyeli 2017 Arama Kurtarma Tatbikatının başarıyla icra edildiğini söyleyen Olcay, Şehit Teğmen Caner Gönyeli - 2017 Arama Kurtarma Tatbikatının, deniz ve karada ortaya çıkabilecek arama ve kurtarma ihtiyaçlarını tespit etmek ve her iki ülkenin arama kurtarma teşkilat unsurlarının eğitim seviyesi ile karşılıklı koordinasyon ve işbirliğini geliştirmek maksadıyla düzenlendiğini kaydetti.

Olcay, “Tatbikat, arama kurtarma teşkilatlarının eğitim hedeflerine üst düzeyde katkı sağlayacak şekilde başarı ile tamamlanmıştır” dedi.

Tatbikat sayesinde Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC’nin arama kurtarma konusundaki işbirliği ve koordinasyonunun pekiştirildiğini, askeri ve sivil arama kurtarma unsurlarının, birlikte çalışabilirliği ile arama kurtarma harekâtına ilişkin komuta kontrol ve muhabere unsurlarının denetlendiğini kaydeden Olcay, “Tatbikat ile arama kurtarma sorumluluk sahamız dahilinde her türlü deniz ve hava şartında 24 saat süreyle arama kurtarma faaliyetlerinin Türkiye ve KKTC tarafından koordineli şekilde ve karşılıklı işbirliği içinde başarıyla icra edilebileceği ulusal ve uluslararası kamuoyuna bir kez daha gösterilmiştir” dedi.

Olcay, Çevre denizlerimizde meydana gelebilecek kazalara kısa sürede reaksiyon gösterebilecek etkin bir arama kurtarma organizasyona sahip olan Türkiye Cumhuriyeti Sahil Güvenlik Komutanlığının, arama kurtarma faaliyetlerinin etkinlikle icra edilebilmesi amacıyla KKTC’yi desteklemeye ve karşılıklı işbirliğini arttırmaya devam edeceğini söyledi.













Enformasyon Dairesi







Facebook





Twitter





Instagram





Flickr





LinkedIn





Website













Dışişleri Bakanlığı







Facebook





Twitter





YouTube





Website













KKTC Dışişleri Bakanlığı

Enformasyon Dairesi



Tel: +90 (392) 228 3365 / 228 3241

Faks: +90 (392) 228 4847

E-Posta: pio@mfa.gov.ct.tr

Adres: Selçuklu Caddesi, Lefkoşa KKTC

via Mersin 10 / TURKEY



Twitter: @trnc_pio

Facebook: @trncpio

Youtube: KKTCDisisleri





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 64
Dün Tekil 2050
Bugün Tekil 280
Toplam Tekil 4079059
IP 3.137.171.121






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























18 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Hepiniz birer T rk Bayra s n z. Bayra lekelemeyin, kirletmeyin yere d rmeyin.
(Alpaslan T RKE )


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.406 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu