AKP hükümeti Türk Milletini bertaraf etmek, saf dışı bırakmak, saflara ayırmak ve bu doğrultuda kapılar ardında gizli anlaşmalar yapıp bu anlaşmaları Türk Milletinden gizlemek için senaryolar hazırlamayı bırakmalıdır. Çünkü, bu senaryolar demokrasi dışı olduğu kadar çağ dışıdır, insanlık dışıdır.

AKP hükümeti, Türk Milletine ihanet projesi olan sözde Demokratik Açılımı, diğer adıyla Milli Birlik ve Beraberlik Projesini tekrar gözden geçirmelidir. AKP hükümeti bu projenin ne kadar da kendisine ait olduğunu söylese de bu projenin ABD tarafından kendilerine dayattırıldığı aşikardır. Çünkü, proje ülkemizde yaşayan Kürt vatandaşlarımızı değil tam aksine PKK ve onun siyasi kanadı BDP için hazırlanmış bir projedir. Böyle bir projeyi Türkiye’de hiçbir siyasi parti hayata geçirmek için uğraşmaz. Herkes böyle bir projenin hayata geçirilmesinin Türk Milletine, Şehitlerimize, Gazilerimize, Tüyü bitmemiş yetimlerimize, garip gurabaya ve Kürt vatandaşlarımıza ihanet olacağını bilir. Onun içindir ki AKP hükümeti böyle bir projeyi devam ettirmeyi bırakmalıdır. Çünkü, Türk Milleti bu vatana, bayrağa, devlete karşı savaş açan hainleri malum cemaat lideri de istese affetmez.

AKP hükümeti, Türk Milletinin gözünün içine baka baka bu sözde açılım projesinin devlet projesi olduğu söylemini bırakmalıdır.

AKP hükümetinin Terörle Mücadele konusunda sarf ettiği “tüm imkânlarımızı seferber edecek ve bölücü, yıkıcı girişimlere set çekeceğiz. Terörle mücadelede asla ve asla zafiyet kabul etmiyoruz. Terörle mücadele sürdürülecek, teröre zemin hazırlayan istismar alanları tek tek ortadan kaldırılacaktır” sözleri yürüttükleri politikalarla maalesef uyuşmamakta ve inandırıcı görünmemektedir.

AKP hükümeti, sözde stratejik ortağımız ABD’nin kendisine yüklediği GBOP eş başkanlığı ve bölgenin hamiliği görevlerini layıkıyla yerine getirme arzusunu kendisine tehdit olarak gördüğü Türk Milletinden gizlemekten, kapılar ardında ve özel yemeklerde yaptığı gizli anlaşmalardan vazgeçmelidir. Çünkü, kendileri gibi Milli Mücadele dönemlerinde hükümette olan Damat Ferit ile birlikte kabinesinden Ali Kemallerin yaptıklarını ve sonunda ne olduğunu unutmamalıdır. Milli Mücadele döneminde Ali Kemal, ülkemizi işgal eden İngiltere, Yunanistan, Fransa, ABD, İtalya gibi Haçlı sürülerine karşı “Ya İstiklal Ya Ölüm!” diyerek kurtuluş mücadelesine girişen Başbuğ Mustafa Kemal ATATÜRK ve Kuvayı Milliyecilere “Avrupa karşısında kendini fasulye gibi bir nimetten sayan melun insanlar ve zebaniler!” demişti. Ali Kemal o gün, “Biz bu savaş kadar Türklük için zararlı bir belâ düşünemeyiz, Yunanistan’a karşı bile olsa savaşa girmek kadar akılsızlık ve siyasetsizlik olur mu?” diyebilecek kadar köleleştiğini belgeletmişti. Bugünde AKP hükümeti o günlerde Damat Ferit ve kabinesinin yaptıkları yanlışları tekrarlayarak yapmaktadır. O günlerde Ali Kemal’in Mustafa Kemal ATATÜRK ve Kuvayı Milliyecilere karşı sarf ettiği sözlerine günümüzde de AKP hükümeti Türk Milliyetçilerine karşın daha da ileri giderek “Kafatasçı, Irkçı” olarak nitelemekte ve aslen bu sözleri sarf etmekle AKP Hükümeti olarak ne kadar çok köleleştiğini bizlere belgeletmiş oldu.

AKP hükümeti bu ülkede Başbuğ Mustafa Kemal ATATÜRK’ün “Hâkimiyet Kayıtsız ve Şartsız Milletindir” sözünü “Hakimiyet Kayıtsız Şartsız ABD’nindir” olarak değiştirmiştir. Hiç kimsenin kendini millet iradesinin üstünde görmeye kalkışmamasını söylerken aslen “Hiç kimse kendini ABD’nin iradesinin üstünde görmeye kalkışmasın. Türkiye’de ABD ne isterse o olur ve olacaktır” demektedir.

Sevgili Türk Milleti; İsrail’e karşı sert sözler sarf eden AKP hükümetinin ABD’ye karşı neden hiç sesini çıkartmadığını ve ABD’nin de Türkiye’ye karşı hiçbir söz sarf etmediğini bir zahmet araştırın. Bakalım karşınıza nasıl bir fotoğraf karesi çıkacak ve bu arada Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesine çok dikkat edin.

Son söz olarak her zaman ve her yerde daima inadına “Ne Mutlu Türküm Diyene!”



Sağlıcakla kalın.

FİKRET ŞAHİN

02.02.2010