25 Ocak 2010



Taraf Gazetesi yayın hayatına başladığından beri Ergenekon, Ayışığı, Sarıkız, Sauna Çetesi vb. pek çok TSK”yı hedef alan komplo teorisinin haber kaynağı oldu. En son patlattığı bomba ise “Balyoz” kod adlı darbe plânı oldu. İddiaya göre bu plân deşifre edildiğinde 5000 sayfaya ulaşan ses kayıtlarından oluşmaktadır.

21 Ocak 2010 Perşembe günü Kanal Türk”te yayınlanan “Ters Cephe” programında bahsedilen ses kayıtlarından bazı örnekler dinledik. Bazı bölümleri kesilerek yayınlanmış olan bu ses kayıtlarının başını ve sonunu dinlemeden doğru kanaatlere sahip olmanın imkânsızlığını zannederim ki hepiniz takdir edersiniz. İşin daha da enteresan tarafı sesini dinlediğimizi zannettiğimiz komutanlardan emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın telefonla programa katılarak o sesin kendisine ait olmadığını iddia etti. Gerçekten de telefondaki ses ile programın kayıtlarından dinlediğimiz ses aynı kişiye ait değildi. Programı provoke etmekten başka işlevi olmadığına inandığım, sığ fikirleriyle, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya çalışan yapısıyla pek çok izleyicinin tepkisini çeken Rasim Ozan Kütahyalı emekli korgeneral Yalçın ile saygısız bir üslûpla tartıştı. Kütahyalı”nın yüzleşmek üzere davet edildiği Yalçın”ın makamına gidip gitmediğini açıklamasını da Kütahyalı”dan önümüzdeki programda açıklamasını bekliyoruz.

Gazetenin iddiasına göre plan 2002 Aralık ayında hazırlandı. 5-7 Mart 2003 tarihinde Selimiye Kışlası”nda 1. Ordu”ya bağlı tüm komutanlıkların katıldığı toplantıda sunuldu. Taraf”ın varolduğunu iddia ettiği planda, AKP hükümetine karşı bir darbe planının icrası yer alıyor. “Sakal” “Çarşaf” “Suga” ve “Oraj” planları ise Balyoz adı verilen plânın uygulamaya konması için gerekli ortamın hazırlanmasını içeriyor. Bu ortamın hazırlanması için Beyazıt ve Fatih Camileri bombalanıyor, Ege”de Türk uçağı düşürülüyor.

Benim kanaatime göre bütün bunlar Genelkurmay Başkanlığı”nın açıkladığı gibi 1. Ordu karargâhında yapılmış olan bir seminer çalışması üzerine bugünün bilgilerinin 2003 yılı senaryosuna monte edilme gafletinde bulunulmuş bir komplo teorisi gibi görünüyor. Taraf gazetesinde kısman yayınlanan bu plânda pek çok çelişkiler mevcuttur.

1. “Yunanistan tarafından bir f-16 savaş uçağı Ege Denizi açıklarında düşürülmüş, Sakız Adası 8 mil açığında deniz kuvvetlerimize ait hücum bota Yunan savaş uçaklarınca taciz ateşi açılmıştır. Bu gelişme ile Türk Yunan hududunda gerginlik had safhaya ulaşmıştır. Bu gelişmeler üzerine Bakanlar Kurulu tarafından Milli Güvenlik Kurulu”nun teklifi üzerine 1. ve 2. Ordu bölgelerini kapsayacak şekilde; 2 Şubat 2003 tarihinden geçerli olmak üzere kısmi seferberlik ilanına karar verilmiştir (Taraf Gazetesi, 21 Ocak 2010, sayfa 9)”

5-7 Mart 2003”de gerçekleşen bu toplantıda dikkat edilirse konuşulduğu tarihten bir ay öncesinde yaşanmış bir olaydan bahsediyor. Buna göre Yunanistan sınırında yaşanan gerginlik sonrası hükümet sıkıyönetim ilan ediyor. Ancak böyle bir olay konuşulduğu sırada gerçekleşmemişti. Yani ne bir gerginlik olmuş ne de hükümet seferberlik ilan etmişti. Taraf”ın 1. Ordu Kurmay Başkanı Albay Suha Tanyeri”ye atfettiği bu sözler konuşma tarihinde gerçekleşmemişti.

2. Yine plândan bir bölüm alalım: “Güneydoğu Anadolu”da terör olaylarının artması Kuzey Irak”taki belirsizliğin, yerini Kürt gruplarla gerginliğe bırakması Amerika Birleşik Devletleri”nin harekât öncesi verdiği sözleri tutmaması ve bu konudaki isteksizliği ve Kopenhag zirvesi sonucunda Avrupa Birliği ve Türkiye ilişkilerinin kopma noktasına gelmesi üzerine hükümetin yeni ittifaklar arayıştan içine girmesi irticai kesimlerin İslâm devleti kurma özlemlerini fiilen harekâta geçirmiştir, özellikle Kocaeli, Adapazarı ve İstanbul”da rejim aleyhinde gösteriler düzenlenmeye başlanmıştır.”

a) O tarihte PKK ile bir çatışma mevcut değidi

b) ABD, Irak”a müdahale etmemişti. Müdahale 20 Mart 2003 tarihinde gerçekleşti.

c) 16-17 Aralık 2004 tarihinde AB ile müzakereler başlamış olup o tarihlerde AB-Türkiye ilişkileri kopma noktasında değildi.

d) O tarihte bahsedildiği gibi rejim dışı eylemler mevcut değidi.

3. Plâna göre harekete geçecek örgütlerden Türkiye Gençlik Birliği (TGB) 2002 yılında henüz kurulmamıştı. TGB, 2006 yılında kurulan bir örgüt. Bu durum da planın 2006 sonrasında düzenlendiği izlenimini yaratıyor.

4. Plâna göre tutuklanacak gazeteciler arasında yer alan Emre Aköz”ün de o günlerde rakı, balık, tavla yazıları yazdığını biliyoruz. Siyasetle uzaktan yakından ilişkisi yoktu. Aköz”ün siyasetle ilişkisi çok sonraları, “Nurcular” yazı dizisini hazırlaması ve Gülen Cemaati ile tanışmasıyla başlar.

5. Plâna göre desteklenecek gazeteciler arasında yer alan;

a) Yılmaz Özdil”in 2002 yılında yazdığı yazılardaki çizgi bugünkü çizgisi gibi değildi,

b) Soner Yalçın, Hürriyet yazarı değildi ve o tarihte bugünkü çizgisine tam ters bir çizgide yazılar yazıyor, kitaplar yayınlıyordu.

c) İclal Aydın o tarihte henüz yazarlığa başlamış, siyaset dışı konularda yazılar yazıyordu.

d) İsmail Küçükkaya o tarihlerde Akşam”da yazar olmadığı gibi medyada bilinen bir isim değildi.

e) Kadri Gürsel Milliyet”te henüz muhabirlik yapıyordu.

f) Ümit Özdağ o tarihlerde gazetelerde köşe yazısı yazmıyordu.

Bir darbe plânı olduğu iddia edilen bu ses kayıtları ve yayınlardaki çelişkileri arttırmak mümkün. Derinlemesine incelenirse bu çelişkilerden orta boy bir kitap bile oluşabilir.

Sormak istiyoruz; bütün bu gizli olduğu iddia edilen belgeler yayın hayatına girdiğinden beri Taraf gazetesine nasıl ulaşıyor? Acaba Taraf muhabirleri hırsızlık mı yapıyor, yoksa birileri bu bilgi ve belgeleri servis mi ediyor?

Bütün bunların sonucu kimlere hizmet etmektedir? Taraf Gazetesi kimin ya da kimlerin değirmenine su taşımaktadır? Bana göre Türk Milleti, ya da Devleti olmadığı kesin. Gerisini siz düşünün.