Kültür-medeniyet, insan haklarına saygı, demokrasi, özgürlük, adalet, sanayi, refah birlik, beraberlik her yönden örnektir Avrupa, onun için hayranım.

Ama kendilerine reva gören o iyilikleri başkalarına hem reva görüyor mu? diye sorarsan, şaşkın bakışlarla derin hayal denizine dalarım.

1) Demir yolları bir ülkenin kan damarıdır. Avrupa Türkiye’nin demiryol yapımına kredi vermiyor, nedense araba yolları için kredi veriyor. Neticede biz trafik (araba) kazalarında “Dünya birinciliğini” elden vermiyoruz.

2) 60 dilde konuşan 30 kaç ülkeden tertip tapan Avrupa birleşerek bir Avrupa topluluğunu kurdu, ortak para… ortak neler neler…

1992’de Rusya parçalandı, birçok Türki devletler bağımsızlığına kavuştu. Azerbaycanlı Zeynep Ahunbay ile Müşerref hanımın “Ayrılık, ayrılık bütün her şeyden yaman ayrılık” şarkısına, bütün dünya Türkleri beraber heyecan gözyaşları döktü, umutla bakıyorduk Türk Dünyası birliğine. Avrupa topluluğu gibi Türk topluluğu isterdik.

Maalesef:

“Hiç ayrılmayalım derken,

Kavuşmak hayal oldu”

Bırakın Türk Dünyasının birliğini, Türkiye Cumhuriyeti’nin birliği, bütünlüğünden endişe edecek hale geldik.

2009 senesi Çin zalimleri Uygurları soykırım yaptı ve bu sinsi soykırım devam ediyor. Avrupa topluluğu insan hakları teşkilatları, uluslararası büyük güçler seyretmekten başka ne yaptı?

BM; Çin’den ibaret insan eti yiyen o caniler, ne zamana kadar BM’nin baş tacı (Konsey üyesi 1/5) olarak tutacaklar? Dünyanın en gelişmiş topluluğu Avrupa, BM’ye bir şey demeyecek mi?

Türk-Kürt halkları, Altay, Tenridağları boylarından biri önce, ötekisi sonra gelmiş kardeş insanlardır. Bin senedir bir arada kız alıp verip kaynaşan, din, örf, adet, sosyo-kültürleri aynı insanlardır. Bazen bu ülkeye Türk, bazen Kürt cumhurbaşkanı olmuştur.

Yanlışlıklarımızı düzelterek birlik, beraberlik içinde kalkınabilirdik. Ama dışarı ülkelerden Türkiye’yi parçalamak için yapılan bazı oyunları görüyoruz.

Eskiden Avrupa 5 bin Yahudi insanını öldürmek, kovmak üzereyken, bizim Osmanlı padişahları, onların insani hakkına (yaşama hakkına) saygı göstererek Türkiye’de bağrına basmıştır.

Üç kıtada imparatorluk kuran Osmanlı, kendi dilini başkalarına dayatmak bir yana, Fars dilini hakimiyet alanında kullanmıştır.

Sene 2001 Almanya’da ben bir pastanede çalışırken hükümetten “Sen yabancısın, kara işte çalışman lazım, pastane işi ak iş, onda kendi insanlarımız çalışacak” anlamındaki yazı arka arkaya geldi.

Üniversitede 6 ay ders vererek çalıştığım parayı polis havada tutup kalmış, bir kuruş elime ulaşmadı (Şahsi konulara girmek istemiyorum).

Avrupa’nın, Türk insanların ülkesinin birlik bütünlüğünü muhafaza etmekten ibaret insani hak hukuklarına saygı göstermesini arz ediyoruz.

Geçmişimiz ile yüzleşmesini, hatalarımızı düzeltmesini biliriz. Tenkide ve önerilere de açığız. Ama ülkemizin birlik, beraberlik, bütünlüğünü muhafaza etmek de insani hakkımız.

Gönül isterdi ki, Avrupa’yı örnek alarak, Türk Dünyası topluluğu birleşsin.



Zeynure İsa

Adres:

Çelebidere Yokuşu Sok.

Selçuk Apt. No: 6 Yeniköy - İstanbul

Tel (Ev) : (0212) 223 65 82

Gsm: 0536 579 45 85