Barzani Büyük Kürdistan ordusunu acilen kurmaya başladı.



Eskisi gibi İsrail subayları onları eğitebilir.



Rusya ile Çin, canı gönülden onları destekleyip, elinden geleni arkasına bırakmayacaklar (eskiden PKK’nın kullandığı silahların bazısının Çin yapımı bazısının Rus yapımı olduğunu görmedik mi?)



Demek ki Barzani’nin ordusunu, İsrail, Amerika, Çin, Rusya, Avrupa destekleyecekler… Burası kesin. Ama bu ordunun namlusunun ucunda kim olacağı belirsiz.



Türkiye’de ise Türk ordusuna psikoloji ve başka bir şeyler birileri tarafından yapılıyor mu acaba?







Hem kendimizi hem karşımızdakini bilelim



Birçok bilginler Karl Marks gibi televizyonlarda boy göstererek güzel fikirler ortaya atıyor… diyor ki:



“Kaç zamandan bu toprakların eski sahibi Kürt kardeşlerimize neler yapmışız neler… açılalım, düzeltelim, beraber görelim.. kucaklayalım, ekonomisini iyileştirelim..”



Anladık da, karşındakiler yani Kürt kardeşler ne istiyor?



Burasını senin anladığını anlamakta güçlük çekiyor ya da birileri bilerek açılımın açılması gereken yerini açmıyor…



Atalarımız bize “Sen kendini iyi tanı, karşındakini hem iyi tanı, o zaman yenilmezsin” demişti.



25 Aralık birkaç yüz kişi tarafından Türk bayrağı yuhalandı.



Sayın Başbakanın yeryüzünde Sayın Devlet Bahçeli, Sayın Deniz Baykal’dan başka hiçbir kötü insan, hiçbir düşman yokmuşçasına her yer her mekânda, bu iki muhalefete yüklenmesi, onları suçlaması, haşlaması, halkımıza bıkkınlık getirdi. Halk o iki lideri günden güne sevmeye başladı.







Koç çarpışmasını seyretmek



Çinlilerin meşhur bir deyimi var: “Dağ başında oturup (oturarak) koç çarpışmasını seyretmek” diye.



Aynı zamanda bu Çin’in felsefi fikri… tutumudur.



Mesela: Çin Pakistan hükümetleri ile uzun senedir çok iyi, onlara yardım veriyor (para, silah, asker..) Yeri geldiğinde kendi uşağı gibi kullanıyor. Pakistan’da hükümetler değişirse bile Çin’in bu tutumu asla değişmiyor.



Gelelim Taliban’a… bunlar Pakistan ordusu ile savaşmıyor mu? Savaşıyor…



Pakistan’a her şey veren Çin, aynı zamanda Taliban’a silah, para, malzeme her şey veriyor.



Yani 2 koçun her ikisine yem vererek, besleyip o ikisinin çarpışmasını, kendisi dağ başında oturarak seyrediyor, eğleniyor, keyif, huzur alıyor ve bu yaptığıyla birilerinin gönlünü kazanıyor. Şirin gözüküyor, hatta birilerine hizmet gösteriyor.



Geçen ay Obama Çin’e gitti. “Düşman olmamıza gerek yok..” deyip, ticari işlere imza attılar.



Afganistan’ın haline üzülmemek elde değil.



1970’lerde Ruslar basıp girdikten bu yana o halk savaş ateşi içinde perişan…



Zeytinburnu’nda Afganistan’dan gelen birisi ile tanıştım (84 yaşında). İki oğlu savaşta ölmüş, birisi kayıp, anne babasız yetim torunları ile Türkiye’ye gelmiş, benden bir iki tane ateş düşürücü tablet ya da bir lira vermemi istedi. 14 yaşındaki bir torunu ateşler için kıvranıyordu…



Çin’in koç çarpıştırarak oynadığı oyununun faturasını Afgan halkı 40 senedir ödüyor, hem de canı malı her şeysi ile.



Afgan halkı da insan, onların yaşam hakları var, hem de insan gibi yaşama hakkı, kızlarının hem güneş nur görme hakları var.



Çin zalimlerinin Taliban’a silah-para vererek, müslümanı müslümana kırdırtma, insanları aptal yerin koyma hakları yok!



Çin’in niyeti müslümanı müslümana kırdırtarak (öldürterek) birilerinin gönlünü kazandıktan sonra dünyaya hakim olmak.



Bana kalırsa, bu “koç”lar birleşerek, bu rezil oyunun organizatörü Çin’e hücum etmeli.



15 sene süren İran-Irak savaşını da unutmayalım.