BASIN BÜLTENİ Faşist Yunan Darbesinin 41. Yıldönümü - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Faşist Yunan Darbesinin 41. Yıldönümü
Tarih: 21.07.2015 > Kaç kez okundu? 1601

Paylaş


Bugün, Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması yani Enosis idealinin yaşama geçirilmesini amaçlayan faşist Yunan darbesinin 41’ıncı yıldönümü.

Darbe, Ada’yı Yunanistan’a bağlamak amacıyla Yunan generaller öncülüğünde Başpiskopos Makarios’a karşı girişilmiş ve katliama dönüşmüş, ancak Türkiye’nin 1960 Garanti Antlaşması’ndan kaynaklanan haklarını kullanarak 20 Temmuz’da Ada’ya çıkmasıyla başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

41 yıl önce, 15 Temmuz 1974’te, Ada’nın Yunanistan’a bağlanmasının (Enosis) daha fazla geciktirilmesine karşı olan EOKA’cı Rumlar ile Yunanistan’daki Albaylar Cuntası’nın Kıbrıs’taki subay ve askerleri, Kıbrıs Türklerinin direnişi yüzünden 11 yıl ertelemek zorunda kaldıkları Enosis’i bir an önce hayata geçirmek için, bu hedefi daha uzun vadede gerçekleştirme amacında olan sözde “Kıbrıs Cumhurbaşkanı” Makarios’a karşı darbe yapmışlardı.

Yunan askeri cuntası, Kıbrıs Türk halkını top yekûn soykırımdan geçirerek, yıllarca hayalini kurdukları Enosis’i gerçekleştirmek amacıyla Kıbrıs’taki EOKA’cılarla işbirliği halinde Makarios’u devirmiş ve EOKA’cı Nikos Sampson’u sözde “Cumhurbaşkanı” ilan etmişti.

Darbe sırasında EOKA karşıtı veya Makarios yandaşı 2 bin kadar Yunan ve Rum da öldürülmüştü.

Faşist cunta, Türklere karşı tedhiş eylemlerinin yoğunlaşmasına da öncülük etmişti.

15 Temmuz öncesi:

1959 yılında Türkiye, İngiltere ve Yunanistan arasında imzalanan Zürih ve Londra Anlaşmaları ile bu ülkelerin garantörlüğünde Türk ve Rum halklarının ortak eşitliğine dayalı olarak kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nde, Rum toplumu lideri Makarios Cumhurbaşkanı, Türk toplumu lideri Dr. Fazıl Küçük ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı seçilmişti.

Ancak, 1963 yılından itibaren Rumların silahlı saldırıları sonucu Kıbrıs Türkleri ülke yönetiminden baskı ile uzaklaştırılmış, Rumların, Ada’yı Yunanistan’a bağlama hedefine ulaşmak yani Enosis'i gerçekleştirmek üzere yürüttükleri saldırılar ve ambargolar 1963-1974 yılları arasında artarak devam etmiş, Kıbrıs Türk halkı Ada’nın yüzde 3’lük bir bölümüne sıkıştırılmıştı.

Sampson Darbesi:

1974’e gelindiğinde Yunan Cunta Hükümeti, Ada’nın ilhak edilme zamanının geldiğine inandı, ancak Makarios’u da bu ilhak için engel olarak gördü. Bu nedenle Atina, Ada’daki Yunan subayları vasıtasıyla Makarios’u iktidardan düşürmeye çalışmıştı.

15 Temmuz 1974’te Yunanistan’da iktidarda bulunan cuntanın desteğiyle Makarios’a karşı darbe yapan Nikos Sampson, Ada’yı Yunanistan’a bağlamayı amaçlayan süreci başlatmıştı.

Kıbrıs’taki EOKA’cılarla işbirliği halinde Makarios’u 15 Temmuz 1974’teki darbeyle deviren ve EOKA’cı Nikos Sampson’u sözde “Cumhurbaşkanı” ilan eden Yunan faşist albaylar, Makarios karşıtı birçok Rum’u öldürmüş ve Türklere karşı tedhiş eylemlerinin yoğunlaşmasında öncülük etmişlerdi.

Darbede hayatını zor kurtaran Makarios, 19 Temmuz 1974’te BM Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşmada; hem Yunanistan’ın amacını açık biçimde ortaya koymuş, hem yapılan katliamları hem de Kıbrıs Türklerini bekleyen tehlikeleri anlatmıştı.

Yunanistan Ada’yı kendine bağlamak amacıyla ilk darbesini 21 Aralık 1963’de gerçekleştirmişti. Dönemin “Kıbrıs Cumhurbaşkanı” olan Makarios ve diğer işbirlikçileriyle Yunanistan, Enosis’in gerçekleşmesine engel olarak gördükleri Kıbrıs Türklerini yok etmek amacıyla hazırladıkları Akritas Planı’nı uygulamaya koymuş ancak ummadıkları bir direnişle karşılaşmışlardı.

Söz konusu plan çerçevesinde birçok Türk’ü katleden ve Türkleri “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin organlarından dışlamayı başaran Rum ve Yunanlar, Geçitkale ve Boğaziçi köylerine karşı aynı amaçla 15 Kasım 1967’de gerçekleştirdikleri saldırıların ardından Türkiye’nin ültimatom vermesi ve Ada’ya müdahale hazırlıkları yapması üzerine o tarihten sonra politika değişikliği yapmış, Kıbrıslı Türkleri ekonomik yönden çökertmeye ve Ada’dan göçlerini sağlamaya yönelik uzun vadeli bir plan uygulamaya koymuştu.

Kıbrıslı Türklerin buna karşı da direnişte başarılı olması üzerine Enosis’i gerçekleştirmede sabırsızlanan Grivas önderliğindeki EOKA’cılar ile acele edilmemesini savunan Makarios taraftarları arasında çıkan ihtilaf zaman zaman silahlı çatışmalara dönüşmüş, Makarios’a karşı 15 Temmuz 1974’ten önce de bir kaç kez başarısız suikast girişimleri yapılmıştı.

Türkiye’nin müdahalesi:

Olaylar had safhaya ulaşırken Türkiye, Uluslararası İttifak ve Garanti Anlaşmaları’ndan doğan garantörlük hakkını kullanarak, Kıbrıs Türklerinin can ve mal güvenliğini korumak amacıyla 20 Temmuz 1974’te Barış Harekâtı’nı gerçekleştirmişti.

Barış Harekâtı’yla Kıbrıs Türk halkının can ve mal güvenliği sağlandığı gibi, darbeciler de Kıbrıs’ta işgal ettikleri makamlardan çekilmek zorunda kalmışlardı.

Yunanistan’da ise 1967’de askeri darbeyle başlayan Cunta dönemi tarihe karışmış, ülkede demokrasiye dönülmüştü.



Özgürgün: “Ekonomi merkezli bir programla hizmet esas hedefimizdir”



Ana muhalefet Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, koalisyon hükümetinde sorumluluk üstlenme çalışmaları içindeki partisinin, halkın ortaya koyduğu uzlaşı-değişim-dönüşüm talebine bağlı olarak geniş tabanlı, vizyonu net “ekonomi merkezli” bir programla hizmeti hedeflediğini kaydetti.

Koalisyona ilişkin parti içi tartışmalara değinerek, UBP yetkili kurullarının aldığı kararlarının parti çatısı dışında tartışılmasının hoşgörüyle karşılanmasının beklenmemesi gerektiğini söyleyen Özgürgün, “UBP’nin, 2013 öncesine götürülmesi gayretleri karşısında sessiz kalınması olası değildir” dedi.

Hüseyin Özgürgün, UBP’lileri derinden yaralayan parti içi sıkıntıların gölgesinde gidilen 2013 erken genel seçim sonuçlarının ülkeyi ve insanları daha güzel günlere ulaştırmadığının yaşanarak gözlemlendiğini belirtti.

Özgürgün, “Herkesin malumudur ki, kamplaşmanın, kutuplaşmanın, inatlaşmanın ya da kontrolsüz hırsların kurumları, oluşumları daha ileriye, daha aydınlığa taşıdığına hiçbir dönemde tanık olunamamıştır” dedi.

Hüseyin Özgürgün, son iki yıllık süreçte yaşanan tüm seçimlerde, halkın ortaya güçlü değişim, dönüşüm ve buna bağlı uzlaşı talebi koyduğuna işaret ederek, tüm siyasi partiler gibi UBP’ye de görev yüklendiğini ve gözlemlenen realitelerin bu süreçte herkese çok önemli, hatta hayati mesajlar verdiğini kaydetti.

Özgürgün, “Yalnız biz değil tüm siyasi partiler, hatta tüm ülke, çok iyi bilmektedir ki, Ulusal Birlik Partisi ister iktidarda ister muhalefette olsun, ülkenin en önemli partisidir ve vazgeçilmezidir” dedi.

UBP Genel Başkanı Özgürgün, 22 aydır “Ana Muhalefet Partisi” görevi üstlenen UBP’nin bugün itibarıyla ülkeye ve halka hizmeti, olası bir koalisyon hükümetinde sorumluluk üstlenerek sürdürme çalışmaları içinde olduğunu söyledi.

Özgürgün, “Geniş tabanlı ve toplumsal konsensüs sağlayarak oluşacak, ilkeleri, prensipleri, politikaları vizyonu net ve takvimlenerek, ‘ekonomi merkezli’ bir programla hizmet, Ulusal Birlik Partisi’nin esas hedefidir” dedi.



Erhürman: “Koalisyon protokolü ve hükümet programı hemen hemen tamamlandı”



CTP-BG Genel Sekreteri Tufan Erhürman, koalisyon protokolü ve hükümet programı hemen hemen tamamlandığını belirtti.

Erhürman, CTP-BG Girne Milletvekili Ömer Kalyoncu’nun başbakanlığında kurulacak yeni hükümetin listesinin bugün Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya sunulmasının ve listenin de perşembe günü Meclis’te okunmasının kendi aralarında konuştukları konular olduğunu ancak henüz kesin bir şey söylenemeyeceğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Bakanlar Kurulu’nu oluşturma görevini 6 Temmuz’da verdiği Kalyoncu’nun süresi 21 Temmuz’da dolacak. CTP-UBP koalisyonu Kıbrıs Türk siyasi tarihinde bir ilk olacak.



Toparlanıyoruz Hareketi’nden “topluma izahat veriniz” çağrısı



Toparlanıyoruz Hareketi, koalisyon ortakları Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) ve Demokrat Parti Ulusal Güçler’i (DP-UG), hükümet programlarında yer alan ancak yerine getirilmeyen vaat ve taahhütlerle ilgili olarak topluma izahat vermeye çağırdı.

Toparlanıyoruz Hareketi dün yayınladığı açıklamada, hükümet ortaklarının birtakım icraatları belli süreler içerisinde yerine getirmek üzere Meclis’e ve dolayısıyla topluma verdiği taahhütlerin takipçisi olduklarını söyledi.

Açıklamada, “Hükümet programında ‘ivedilikle’, ‘derhal’, ‘en kısa sürede”, ‘6 ay içerisinde’ ve ‘1 yıl içerisinde’ şeklinde vaadi verilen taahhütlerin birçoğu, verilen süreler fazlasıyla aşılmış olmasına rağmen yerine getirilmemiş, hükümet ise bu vaziyete dair herhangi bir izahatta bulunmamıştır” ifadesini kullandı.

Hükümetin, vaat edilen zamanlamalara rağmen hala yapılmayan icraatlar konusunda ‘hükümet süresi 5 yıldır’ gibi kaçamak ve kabul edilemez bahaneler üretmeye çalıştığı iddia edilen açıklamada, “Gelinen noktada hükümetin sona ermiş olması nedeniyle, koalisyon ortağı iki partinin, yerine getirilmeyen taahhütlerin sorumluluğundan artık kurtulduklarını düşünüyor olabilirler. Ancak CTP ve DP’nin şunu bilmesi gerekir: hükümeti sona erdirerek, yerine getirmedikleri taahhütlerini unutturmaları mümkün değildir” denildi.

Açıklama şöyle devam etti:

“Oysa DP’nin geçtiğimiz günlerde ‘yeni siyaset vizyonu’ adı altında yaptığı açıklamalarda da; CTP’nin yeni bir koalisyon kurarak toplumun önüne tekrar bir başka hükümet programı koymaya hazırlanıyor olmasında da, geçmiş hükümetin yerine getirilmeyen taahhütlerini unutturma veya geçiştirme yönünde bir çaba izlenmektedir. Halbuki iki partinin, bu gibi adımları atmadan önce, gerçekleşmeyen taahhütler konusunda topluma açıklama borçları vardır. Toplum vicdanının kabul edebileceği bir mazeret olmaksızın yerine getirmedikleri her taahhüt için ise, toplumdan özür dilemeleri gerekmektedir. Bu şekilde bir izahat yapılmaksızın ya da özür dilenmeksizin toplumun önüne konmaya çalışılan herhangi bir ‘yeni siyaset vizyonu’ ya da ‘yeni hükümet programının inandırıcı olmayacağını ve itibar görmeyeceğini ilgili kesimlere hatırlatmak isteriz.”



Akıncı: “Kıbrıs Türk gençliğinin her alanda dünyayla bütünleşmesinin yolu bulunmalı”



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Türk gençliğinin her alanda dünyayla bütünleşebilmesinin yollarının bulunması gerektiğini söyledi.

Akıncı, Avusturya’da düzenlenecek Avrupa Bilardo Şampiyonası’na katılacak Bilardo Milli Takımı ile Kuzey Kıbrıs Bilardo Federasyonu Başkanı Aşkın Burcu’yu kabul etti.

Akıncı ise, Kıbrıs Türk Bilardo Federasyonu gibi Kıbrıs Türk gençliğinin her alanda dünya ile bütünleşebilmesinin yollarının bulunması gerektiğini söyledi.

Kıbrıs Türk gençliğinin yeteneklerini sergileyebilmesinin her kesimin arzusu olduğunu kaydeden Akıncı, bilardo alanında bunu başarmanın çok sevindirici bir gelişme olduğunu söyledi.

Kıbrıslı Türkler üzerinde adadaki çözümsüzlüğün getirdiği birtakım siyasi engellerin bulunduğuna işaret eden Akıncı, “Tüm çabamız Kıbrıs’ta kalıcı bir barış içindir. En kısa sürede bir çözüme ulaşabilmek için tüm uğraşlarımızı bu yöne kanalize ettik, ama hayat durmuyor. Bir yandan bu çabaları sürdürürken, bir yandan da yapabileceğimiz ne varsa yapmak ve kendimizi o güne (çözüm sonrasına) hazırlamak son derece gerekli” dedi.

Akıncı, bu anlamda Kuzey Kıbrıs Bilardo Federasyonu’nun çözüm sonrasına hazır durumda olduğunu ancak çözüm sonrasına hazır olmayan pek çok alan ve konunun bulunduğunu, bu konularda da çözüm sonrasına hazır olma yönünde çalışılması gerektiğini söyledi.

Akıncı, Türkiye Bilardo Federasyonu ile imzalanacak protokolün faydalı olacağına inandığını da belirtti.



Juncker yarın Kıbrıs’a geliyor



Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, yarın Kıbrıs’a iki günlük ziyaret gerçekleştirecek.

Başkan Juncker ziyaretinin ilk gününde, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiades’le ikili toplantılar yapacak.

Bu toplantıların ardından Başkan Juncker ve iki lider Lefkoşa’da ara bölgede öğle yemeğinde bir araya gelecek. Başkan Juncker BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide ile de bir araya gelecek.

Juncker, ziyaretiyle ilgili şunları kaydetti:

“Ziyaretim, Kıbrıs sorununa kalıcı ve kapsamlı bir çözüm bulunması için eşsiz bir fırsatın söz konusu olduğu bir döneme denk geliyor. Mevcut durum kabul edilebilir değildir ve kimseye fayda sağlamamaktadır. Ülkelerinin yeniden birleşmesi için müthiş bir kararlılık gösteren iki lider Nikos Anastasiades ve Mustafa Akıncı’yı cesaret ve vizyonlarından dolayı kutluyorum. Hem onları hem de Kıbrıs halkını temin ederim ki ortaya koydukları bu çabalarda Avrupa Komisyonu’nun tam ve sarsılmaz desteği onlarla birliktedir.”

Başkan Juncker ziyaretinin ikinci gününde ise, Rum Temsilciler Meclisi Başkanı Yannakis Omirou ve Kıbrıs Rum Parlamentosu’nda temsil edilen siyasi parti liderleriyle görüşecek. Başkan Juncker, günün ilerleyen saatlerinde Rum Meclis genel oturumunda bir konuşma yapacak.



Müzakerelerde ağırlık teknokratlarda



Ramazan Bayramı ve Barış Harekâtı’nın yıldönümü nedeniyle müzakereciler Özdil Nami ve Andreas Mavroyannis’in görüşmelerine ara verileceği müzakerelerde ağırlık çalışma grupları ve teknik komitelere verileceği bildirildi.

Rum Fileleftheros gazetesi, Kıbrıslı Türk ve Rum müzakerecilerin, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in 27 Temmuz’da yapılması planlanan yeni görüşmesine hazırlık çalışmalarına, gelecek hafta sonu itibarıyla devam edeceğini yazdı.

Bu hafta toplanacak ekonomi ve mülkiyet, daha sonra da AB ve insani konularla ilgili çalışma gruplarının toplanacağını yazan gazete, “BM’nin, sonbahara kadar ‘önemli malzeme’ toplanması için yakınlaşmaları artırarak müzakerelerde ‘kazanımlar’ yaratmaya çalıştığı” yorumunu yaptı.

Habere göre, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis bu sabah Rum Ulusal Konseyi’ni topluyor. Anastasiadis, konsey üyelerine, gerek Cumhurbaşkanı Akıncı ile yüz yüze görüşmesinde, gerek iki müzakerecilerin ve çalışma gruplarının görüşmelerinde konuşulanları aktaracak.



20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın 41. yıldönümü



Kıbrıs Türk halkını, milli mücadele yıllarının ardından bağımsızlığına ulaştıran 20 Temmuz Barış Harekatı’nın 41. yıldönümü, tüm ilçelerde düzenlenecek törenler ve etkinliklerle kutlanacak ve şehitler anılacak.

20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı 41. Yıl etkinlikleri 19 Temmuz Pazar günü saat 12.00’de 21 pare top atışı ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın BRT’den yapacağı konuşma ile başlayacak.

20 Temmuz’da ise törenler saat 16.00’da başlayacak.

Lefkoşa Atatürk Anıtı önünde düzenlenecek tören 16.00’da, çelenklerin anıta sunulması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayacak, anıt özel defterinin imzalanması ile tamamlanacak.

Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’ndaki geçit töreni de saat 17.00’de yer alacak.

Saygı duruşu, İstiklal Marşı ile bayrakların göndere çekilmesi ve tören birliklerinin denetlenmesi ile halkın bayramının kutlanması ile başlayacak tören, mesaj teatisi, Yavuz Çıkarma Plajı’ndan getirilen bayrakların Cumhurbaşkanı’na sunulması ile sürecek.

Tören, Türkiye Cumhuriyeti Hükümet Temsilcisi ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın yapacağı konuşmaların ardından halk dansları gösterisi ve resmigeçit ile tamamlanacak.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da eşi Meral Akıncı ile birlikte 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın 41. yıldönümü nedeniyle 20 Temmuz pazartesi akşamı saat 20.30’da Cumhurbaşkanlığında resepsiyon verecek.

Kıbrıs Türk Yelken Motor Kürek Federasyonu’na bağlı yatlar, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı etkinliklerini başlatacak bayrağı getirmek üzere Aydıncık’a gidiyor.

Bugünden itibaren Girne ile Karpaz’dan demir alacak yatlar, cumartesi günü Aydıncık’ta törenle bayrağı teslim aldıktan sonra Girne’ye doğru yola çıkacak.

20 Temmuz Pazartesi sabahı Yavuz Çıkarma Plajı’nda olacak yatlar, 21 pare top atışı eşliğinde yetkililere bayrağı teslim edecek ve ardından törenler başlayacak.



Lillikas, KEVE Başkanını eleştirdi



Vatandaşlar İttifakı Başkanı Yorgos Lillikas, “daha değerlendirilecek bir çözüm anlaşması dahi yokken, her şeye kolaylıkla evet demekle” suçladığı Kıbrıs Rum Sanayi ve Ticaret Odası (KEVE) Başkanına “Rum halkını çözümü kabul etmeye hazırlamak için hararetle çalışma” eleştirisinde bulundu.

Rum Fileleftheros gazetesine göre, Kıbrıs sorununun toplumlararası anlaşmazlık olduğu şeklindeki Türk tezinin Rum tarafının rızasıyla yerleşmekte olduğu görüşünü de ortaya koyan Lillikas, Rum Ticaret ve Sanayi Odası KEVE başkanını, “Amerika Büyükelçisi’nin ‘çözüm kalkınma getirecek’ sloganıyla” Rumları ikna etmek için yoğun çaba harcamakla suçladı.

KEVE’nin, tamamen menfaat ideolojisiyle hareket ettiğini kaydeden Lillikas, sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin tasfiye edilip edilmeyeceği ya da bütün insan haklarının ihdas edilip edilmeyeceğiyle ilgilenilmediğini; tek ilgilenilen şeyin ticari ve ekonomik alışverişler olduğu görüşünü ortaya koydu.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yla birlikte yaptığı konuşmada söylediklerini de eleştiren Lillikas, “Kıbrıs ekonomisi konularını en azından okumamış görünüyor” eleştirisinde bulundu.









Enformasyon Dairesi







Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 27
Dün Tekil 1349
Bugün Tekil 1273
Toplam Tekil 4074549
IP 3.129.13.201






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























15 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Asil yetimler anadan babadan de il, ilim ve ahlaktan yoksun olanlard r. (HZ. AL )


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.096 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu