BASIN BÜLTENİ Eide: “En kısa sürede şeffaflığa ihtiyaç var” - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Eide: “En kısa sürede şeffaflığa ihtiyaç var”
Tarih: 14.07.2015 > Kaç kez okundu? 1586

Paylaş


BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, Kıbrıs sorununun çözümü müzakerelerinde liderler tarafından alınan bir gizlilik kararı olduğunu ve kendisinin de buna uyması gerektiğini belirtirken, buna karşın kamuoyunun bilgilendirilmesi bakımından en kısa sürede şeffaflığın gerekli olduğunu vurguladı.

Rum Politis gazetesi, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’yle gerçekleştirilen bir söyleşiye geniş yer verdi.

Eide, müzakerelerdeki ilerleme hakkında ne söyleyebileceğinin sorulması üzerine, “Bazı önerilerin diğerlerinden daha önemli olması sebebiyle ölçülemeyeceklerini ancak samimi ve sürekli bir sürecin mevcut olduğunu” söyledi.

“Sürecin birbirinden bağımsız ancak başlıkların tamamlanması hedefiyle ilerlediğini ve iyi niyetin var olmakla kalmayıp değerlendirildiği bir sürecin bulunduğunu” ifade eden Eide, “şeffaflık istenmediği için değil müzakerelerin dışında kalan unsurların sunulmasını önlemek amacıyla fazla ayrıntı dile getirmediklerini” de vurguladı.

Eide, “tüm konularda uzlaşıya varılana kadar hiçbir şeyde uzlaşılmadığı” ilkesinin mevcut olduğunu ve nasıl yapıcı bir bilgilendirmede bulunabileceklerini de görüşmekte olduklarını” ifade ederek, “anlaşmaya varılması kadar anlamanın referandumda onaylanmasının da büyük önem taşıdığını, bu yüzden süreç ilerlerken kamuoyuna açılabilmenin yollarının bulunması gerektiğini” belirtti.

Bunun gerçekleşebilmesi için, yeterli büyüklükte uzlaşıların olması gerektiğini düşündüğünü belirten Eide, kamuoyuna açıklama yapılabilmesi için tam bir anlaşmaya varılmasına gerek olmasa bile, müzakerelerin karışıklığında tezlerini savunabilmeye imkan sağlayacak kadar uzlaşı olması gerektiğini ifade etti.

“Tüm konularda uzlaşıya varılana kadar hiçbir şeyde uzlaşılmadığı” tezinin atlatılarak bir ara anlaşmanın uygulanması olasılığının sorulması üzerine Eide, en iyi senaryonun, böyle bir şeye gerek kalmayacak şekilde, bütünlüklü bir çözüme hızla varılması olduğunu, bu senaryoda ara anlaşmanın olabilmesinin ancak, siyasi anlaşmanın olduğu ve tamamlanması gereken hukuki ayrıntıların kalması durumunda mümkün olacağını vurguladı.

Eide, şu ana kadar çok az “sızma” gerçekleştiğini ve bunlardan bir çoğunun da gerçek olmadığını belirtirken “en iyi çözümün doğru bilgilendirme olduğunu, sürece yardımcı olmayan açıklamalara karşılık olarak mümkün olduğunca doğru bilgilendirmede bulunmaları gerektiğine inandıklarını ancak bizzat tarafların gizlilik ilkesinde ısrar ettiklerini” söyledi.

Anlaşmayla referandum arasında ne kadar süre olması gerektiği şeklindeki bir soruya karşılık Eide, anlaşmanın ardından referandumun çok erken ya da çok geç gerçekleştirilmemesi gerektiğini belirtti.

Anlaşma sonrasında geçiş dönemi olması konusunda ne düşündüğünün sorulması üzerine de Eide, “siyasi boşluk olmaması gerektiği, mevcut olan bir şeyden mevcut olmaya başlayacak bir şeye sıfırdan geçilemeyeceği” belirtti ve şunları söyledi:

“Yetkinin kimde, ne amaçla ve hangi çerçevede olacağı her an belli olmalıdır. Bu söylediğimin içinde, pratikte olması gereken çok fazla şey olduğu için geçiş dönemi de vardır. Ancak bugünkü durumdan yeni bir tanesine siyasi geçişin üç hafta yada üç ayda değil bir günde gerçekleşmesi gerektiğini anlamalıyız”.

Eide, “yeni düzenin çözüm belirli gününde geçerli olması ve geri çevrilemez olması gerektiğini” belirterek Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin geleneksel endişelerinin çözüm çerçevesinde yanıtlanacağına inandığını vurguladı.

Eide söyleşisinde, Kıbrıslı Rumların mülkiyet hakkının korunmasına ilişkin endişelerinin sorulması üzerinde, “bunun da anlaşmanın net bir parçası olması gerektiğini” söyledi.

Eide, Taşınmazlarına gidecek insanların bunu anlaşmanın ilk gününde yapmalarının pratik olarak beklenemeyeceğini, bu yüzden de tazmin ve geri dönüş sisteminin gecikmeden oluşturulması ve hatta fiziksel taşınma öncesinde ilkesel olarak uygulanması gerektiğini savundu.

Mülkiyet hakkına saygı gösterileceğini ancak bu hakkın nasıl uygulanacağına dair bir tedavi sisteminin olması gerektiğini belirten Eide, düzenlemeler net ve belirli olduğu taktirde insanların bunu idare edebileceğine de inandığını söyledi.

Eide, mülkiyet kriterlerinin henüz tamamlanmadığını ancak iyi bir hızda ilerlediklerini belirtirken “Görüştüklerimizi Avrupai doğasının anlaşılması gibi olumlu bir gelişmenin mevcut olduğunu ve çözümün AB çerçevesinden geleceğini söyleyebilirim” şeklinde konuştu.

Eide, AB’nin temel ilkelerinin saygıyla karşılanmakla kalmayıp, beklemede olan sorunların çözümü için araç olacakları konusunda tarafların hemfikir olduklarını da vurguladı.

Eide söyleşisinde ayrıca, çözüm sonrasında federal devletin ekonomisinin istikrarlı ve yaşayabilir olması gerektiğini de sözlerine ekledi.



Akıncı: “Artık ana konuları konuşmaya başladık”



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile görüşmelerde artık ana konuları konuşmaya başladıklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Akıncı, kapsamlı çözümle ilgili yoğun müzakereler yaptıklarını ve sürecin ilerlediğini dile getiren Akıncı, geçen hafta Brüksel’de yararlı görüşmeler yaptığını, AB kurumlarının başkanlarıyla temasları ve görüşmeleri olduğunu, Kıbrıs Türk toplumunun gelecekte Avrupa Birliği’nin bir parçası olacağından hareketle şimdiden sürece hazırlanmasının önemli olduğunu anlattı.

Akıncı, AB Komisyon Başkanı Jean-Claude Juncker’in adayı ziyaretinde 3’lü görüşme olabileceğini de kaydetti.

Avrupa Birliği’nin artan ilgisi olduğunu söylemenin yanlış olmadığını dile getiren Akıncı, “Biz bu ilginin olmasından ve artmasından memnunuz ama şu da çok net olarak bilinen bir gerçektir ki, bizim sürdürmekte olduğumuz süreç bir Birleşmiş Milletler sürecidir ve böyle devam edecektir. AB elbette bu sürece katkı yapacak olan en önemli aktörlerden biridir. Dolayısıyla şöyle bir yanılgının olmamasını teminen bunları söylüyorum: AB, BM’nin yerine geçiyor ya da BM’nin rolü aşağıya çekilip AB’nin rolü yükseltiliyor gibi bir durum söz konusu değildir. BM gözetiminde sürdürülen müzakereler bir sonuca doğru yol alacak, temennimiz odur” ifadelerini kullandı.

İki toplumun nihai karar sahibi olacağını herkesin bildiğini söyleyen Akıncı, kendilerinin süreci o noktaya götürmeye ve mümkün olan en kısa sürede yapabilmek için tüm güçleriyle çalışmaya devam edeceklerini kaydetti.

Bulunacak çözümün bir maliyeti olacağını, maliyet konusunun öne çıkmaya başladığını da dile getiren Akıncı, “Şu anki bölünmüşlüğün devamı, bulunacak çözümün maliyetinden daha fazladır. Yine de çözüm maliyetli bir çözümdür. Mutlaka uluslararası aktörlerin de yardımına ihtiyacımız olacaktır. Olayın ekonomik boyutunun artık yavaş yavaş gündeme gelecek olması da iyidir, ihmal edilmemesi gereken önemli boyutlardan bir tanesidir” diye ekledi.



Anastasiadis, ihtiyatlı iyimserliğini dile getirdi



Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, “ihtiyatlı iyimserliğini” ve en kısa zamanda bir çözüm ulaşılması için baş gösteren sorunların aşılacağına inancını dile getirdi.

Rum radyosunun haberine göre Anastasiadi, ihtiyatlı iyimserliğini dile getirirken, “Avrupai bir devleti, sürekliliği, işlevselliği ve yaşayabilirliği garanti altına alacak bir çözüme” en kısa zamanda ulaşılması için sorunların aşılacağına inandığını belirtti.

Anastasiadis, siyasi eşitliğe dayalı, iki bölgeli, iki toplumlu federal bir çözümün AB içinde garanti altına alınmasının arzulandığını söyledi.

Anastasiadis, AB normlarının uygulanmasını dışarıda bırakan bir şeyin bulunmadığını, bunun aksine AB’nin Kıbrıs sorununa federal bir çözüm sağlanması çabasında oynaması mümkün olan rolün gelişmekte ve yoğunlaşmakta olduğunu belirtti.



Eide: “Süreç, olması gereken şekilde, etkileyici bir hızla ilerliyor”



BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, yaptığı açıklamada, “Süreç, olması gereken şekilde, etkileyici bir hızla ilerliyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis önceki günkü görüşmede “Yönetim ve Güç Paylaşımı”, “Mülkiyet” ve “Toprakta kriter” konularının yanı sıra AB ve ekonomik konuları ele aldı.

Espen Barth Eide, liderlerle son görüşmelerinden bu yana çok yoğun müzakerelerde bulunduklarını kaydetti.

Eide, müzakerecilerle aynı zamanda “Mülkiyet”, “Ekonomi” ve “AB konuları” teknik komitelerinin de artan bir sıklıkta görüşme yaptıklarını ve bazı anahtar konularda ilerleme sağladıklarını belirtti.

Espen Barth Eide, liderlerin, iki bölgelilik ve iki toplumluluk prensiplerini göz ardı etmeden, kapsamlı çözümün, AB prensip ve değerlerinin üzerinde kurulmasının önemine işaret ettiklerini söyledi.

AB konularıyla ilgili teknik komitenin bu hafta ilk toplantısını yaptığını kaydeden Eide, liderlerin, AB’nin kapsamlı çözüm bulunması ve AB hukukunun tüm adada uygulanmasına yardımcı olma konusundaki kararlılığını memnuniyetle karşıladığını kaydetti.

Eide, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’ın yaklaşan adaya ziyaretinin, BM yönetimindeki sürece koymak istediği katkının altını çizmek açısında da iyi bir fırsat olacağını söyledi.

Çözümün ekonomik boyutunun önemine bağlı olarak liderlerin bazı hayati konulara odaklandığını kaydeden Eide, günümüzün global ekonomik koşullarında, fonksiyonel bir federal Kıbrıs’ın, olası çözüme bağlı ortaya çıkacak ekonomik fırsatları kararlılıkla değerlendirmesinin ve finansal açıdan kendi ayakları üzerinde durabilmesinin gerekli olduğunu söyledi.

Eide, bunun da uluslararası finans kuruluşlarıyla yakın işbirliğiyle yapılabileceğini belirtti.

Akıncı ve Anastasiadis’in çözüm kararlılığını yeniden teyit ettiğini söyleyen Eide, liderlerin 27 Temmuz’da yeniden bir araya geleceklerini kaydetti.

Eide, liderlerin ortak açıklamasını okumasının ardından sürece ilişkin görüşlerini aktardı. Sürecin yoğunlaşarak sürmesine vurgu yaparak, memnuniyetini dile getiren Eide, yakalanan dinamik ve pozitif atmosferin olumlu sonuçlar vermeye devam ettiğini söyledi.

Liderlerin, devam eden yapıcı duruşlarının yanı sıra, özlü konularda da ilerleme sağlamaya konsantre olduklarını kaydeden Eide, tarafların, geçmiş, tarihi pozisyonlarından uzaklaşmasının övgüye değer olduğunu belirtti.

Eide, liderlerin ticaret odalarında yaptıkları konuşmalara da değinerek, o konuşmalarda dile getirilenlerin iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Liderlerin böylesi toplantılara katılarak, halkın karşısına birlikte çıkmalarının ve ilgili tüm taraflara olası çözümün getirilerini anlatmasının önemine vurgu yapan Eide, bu tip etkinliklerin müzakerelere desteği sağlamaya imkan tanıdığını belirtti.

Gelecek haftanın ardından BM Güvenlik Konseyi’ni devam eden müzakere süreci hakkında bilgilendireceğini kaydeden Eide, BM Güvenlik Konseyi’nin Kıbrıs’ta çözüme desteğinin tam olduğunu yineledi.



Akıncı Siyasi Partiler Yasası’nı Meclis’e iade etti



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda 22 Haziran’da oy birliğiyle kabul edilen Siyasi Partiler Yasası’nı, siyasi partilere devlet yardımıyla ilgili iki maddedeki düzenlemenin yürürlüğe giriş tarihindeki farklılığın, eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle Meclis’e iade etti.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, konuyla ilgili yazılı açıklamasında Cumhurbaşkanı Akıncı’nın yasayı iade gerekçeleri hakkında bilgi verdi.

Burcu, “Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Anayasa’nın kendisine verdiği yetkiyi tamamen hukuki nedenler ve demokratik teamüller çerçevesinde kullandığını” belirtti.

Akıncı’nın, Siyasal Partiler Yasası’nın 45 (2) ve 71’inci maddelerinin yerleşmiş hukuk prensiplerine aykırı olacağı inancıyla yeniden görüşülmek üzere, gerekçeleriyle birlikte Meclis’e iade ettiğini kaydeden Sözcü Barış Burcu, açıklamasına şöyle devam etti:

“Siyasal Partiler Yasası’nın 45 (1). maddesi, en son milletvekili genel seçimlerinde ülke genelinde yüzde 3 oranında veya daha fazla oy almasına karşın milletvekili çıkaramayan partilerin de bütçeden ödenek almasını öngörmektedir.

Siyasal partilere yapılacak devlet yardımlarının toplam ödenek miktarı, eski yasada olduğu gibi yeni yasada da, Genel Bütçe Öz Gelirleri toplamının binde 3’üne tekabül edecek şekilde düzenlemiştir.

Aynı maddenin (2). fıkrasında ise Meclis’te temsil edilen siyasi partilerin kaç milletvekili çıkardıklarına bakılmaksızın eşit olarak yararlandıkları ödeneğin artırılıp yüzde 15’e çıkartılması öngörülmektedir. Bu oran geçmişte yüzde 10 olarak uygulanıyordu.

Her iki değişiklikteki ortak amaç, Anayasa’ya göre demokratik siyasal yaşamın vazgeçilmez unsurlarından olan nispeten küçük siyasal partilerin yaşamlarını sürdürmeleri ve kendilerini geliştirmelerine yardımcı olmaktır. Meclis’te temsil edilen siyasal partiler getirilen değişiklik önerileriyle bu avantajlardan hemen önümüzdeki bütçe yılında yararlanacaklardır.

Bu olanak en son yapılan milletvekilliği genel seçimlerinde ülke genelinde yüzde 3 ve üzeri oranında oy almasına karşın milletvekili çıkaramayan siyasal partilere tanınmamıştır. Bu hakkı ancak bir sonraki genel seçimlerden sonra kullanabilecekleri yönünde bir ayrımcılık yapılmıştır. Bu durum eşitlik ilkesine aykırıdır.

Yasaların getirdiği yeni düzenlemelerin yürürlüğe giriş tarihindeki farklılık, hukukun genelliği ilkesine terstir.

Sayın Cumhurbaşkanımız Anayasa’nın 94 (1). maddesinin kendisine verdiği yetkiyi tamamen hukuki nedenler ve demokratik teamüller çerçevesinde kullanmıştır.”

Öte yandan TAK muhabirinin Cumhuriyet Meclisi Yasalar, Kararlar, Tutanaklar Müdürü Seral Fırat’tan aldığı bilgiye göre, Cumhurbaşkanı’nın iade ettiği yasayla ilgili süreç Meclis İç Tüzüğü uyarınca şöyle olacak:“Cumhurbaşkanı’nca geri gönderilen yasalar aynı komiteye iade edilir ve komite 1 ay içinde yasayı görüşüp genel kurula havale etmek zorundadır. Bu madde uyarınca Siyasi Partiler Yasası, görüşüldüğü ad-hoc komiteye iade edildi.

Komite tarafından bir ay içinde Genel Kurul’a havale edilmeyen yasalar iç tüzük 43. madde uyarınca Meclis Başkanlığı tarafından da Genel Kurul’a direkt gönderilebiliyor.

Cumhuriyet Meclisi şu anda yaz tatilinde olduğu ve Meclis İç Tüzüğü’nün 177. maddesi Meclis’in tatili sırasında İç Tüzük’te öngörülen sürelerin işlemeyeceğini düzenlediği için, bir aylık süre, tatil boyunca işlemeyecek.

Öte yandan Meclis komiteleri Meclis Genel Kurulu kararıyla tatil döneminde çalışacağı için, isterse toplanıp iade edilen yasayı görüşüp genel kurula havale edebilir. Ardından da Meclis’te irade doğarsa, olağanüstü bir toplantıyla bu yasa Genel Kurul’da da görüşülebilir.

Ancak süreler çalışmadığı için, ad-hoc komite Meclis 1 Ekim’de açıldıktan sonra 1 aylık süreyi o zaman kullanıp, yasayı görüşüp Genel Kurul’a da havale edebilecek.

Meclis Başkanlığı’nın bu süreyi beklemesi gerekiyor ve eğer 1 Kasım’a kadar söz konusu yasa komitede görüşülmezse, Genel Kurul’a direkt havale etme yetkisi bulunuyor.

Yine İç Tüzük’ün 100. maddesi uyarınca Meclis’e iade edilen yasalar, yeni bir yasa gibi görüşülüyor. İade edilen yasaların onayında 26 evet oyu aranıyor. Meclis’ten 26 evet oyuyla geçmesi durumunda Cumhurbaşkanı’nın iade gerekçeleri doğrultusunda değişiklik yapılsın veya yapılmasın, Cumhurbaşkanı’nın ikinci kez iade hakkı olmuyor.”

Anayasa, Cumhuriyet Meclisi İçtüzüğü, Siyasal Partiler Yasası ile Seçim ve Halkoylaması Yasası Değişikliklerini Hazırlamak ve Görüşmek Üzere Oluşturulan Geçici ve Özel Komite Başkanı CTP-BG Milletvekili Asım Akansoy ise, iade edilen yasayı ne zaman görüşeceklerine dair henüz komite üyeleriyle konuşma fırsatı bulmadığını, konuyu değerlendireceklerini söyledi.

Meclis’te 22 Haziran’da onaylanan Siyasi Partiler Yasası, milletvekili transferini engelleyen, eş başkanlık ve adaylarda cinsiyet kotası uygulaması yanında mali denetime yeni düzenlemeler içeriyordu. Yasa ayrıca milletvekili çıkaramayan ancak en az yüzde 3 oy alan siyasi partilerin de devlet yardımı almasını düzenliyor.



Ban’ın Barış Gücü rapor taslağı Güvenlik Konseyi üyelerine sunuldu



BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon’un BM Barış Gücü’nün Kıbrıs’taki görev süresinin 31 Ocak 2016’ya kadar uzatılmasıyla ilgili rapor taslağı, Güvenlik Konseyi üyelerine verildi.

Rum Politis gazetesi, Barış Gücü’yle ilgili “teknik ve tanımlayıcı” diye nitelediği rapor taslağında, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in iyi niyetinin yarattığı olumlu atmosferden söz eden Ban’ın, İyi Niyet Misyonu ve müzakerelerle ilgili raporunu da gelecek sonbaharda sunma niyetinde olduğu kaydediliyor.

Taslağın “Önemli Siyasi Gelişmeler” başlıklı bölümünde Akıncı’nın KKTC Cumhurbaşkanlığı’na seçilmesinin ardından Kıbrıs sorunundaki gelişmelere kısaca üç paragrafta yer verildi. Anastasiadis’in RMMO’nun Başparmak Dağları’ndaki 28 mayın tarlasını gösteren haritaları vermesi ve Akıncı’nın, Güney Kıbrıs-KKTC geçiş noktalarında kimlik ibrazı uygulamasını kaldırması öne çıkarıldı.



Hannay: “Kıbrıs sorununda pragmatik olunuz”



İngiltere’nin eski Kıbrıs Özel Temsilcisi Lord David Hannay Hannay, “ Kıbrıs sorununda pragmatik olunuz, bunca yıldır yapılanlarda ısrar ederseniz, Kıbrıs sorunu çözülmez. Eğer istediğiniz buysa size iyi şanslar” şeklinde konuştu.

Hannay, 8 Temmuz Çarşamba günü İngiltere’nin Avam Kamarası’ndaki yaptığı konuşmada özetle, müzakerelerde Kıbrıslı Türklerin başkan seçtiği Akıncı ve 2004’te Annan Planı’nı destekleyen ancak başarısız olan Anastasiadis’in bulunduğunu” belirterek “şu anda ilk kez ittifak liderliklerinin mevcut olduğunu” iddia etti.

Geçmişi unutup ekonomik faydaların göz önüne alınması gerektiğini belirten Hannay, Güney Kıbrıs’ın sözde Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde (MEB) bulunan doğal gazın AB’ye Türkiye üzerinden götürülmesi gerektiğini, bunun en iyi seçenek olduğunu söyledi.

Hannay, 2004 yılında tarafların ekonomik koşullarının denk olmadığını da belirterek ekonomik zorluklar yaşayan her iki tarafın da çıkarlarını gözetmesi gerektiğini vurguladı.



Kasulidis: “Dönüşümlü başkanlık adil değil”



Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis, dönüşümlü başkanlığın, adil çözüm olmayacağını ancak federal devletin yetki kullanım şekline karar verilmeden dikkate alınması gereken birçok parametre bulunduğunu söyledi.

Rum Simerini gazetesine verdiği özel mülakatta çözümün “Birincil Hukuk” haline gelmesinin kabul edemeyeceklerini vurgulayan Kasulidis, “dönüşümlü başkanlık adil mi” sorusuna karşılık “tek bir toplum tarafından yapılacak seçimle dönüşümlü başkanlık, adil çözüm değildir. Bunun ötesinde herhangi bir toplumdan herhangi bir vatandaşın devlet başkanını seçme hakkından mahrum edilmesi de çözüm değil” dedi.

Habere göre, Kasulidis, etnik azınlıklar barındıran bütün devletlerin, Kıbrıs sorununa iki bölgeli iki toplumlu federasyon temelinde çözüm bulunması çabalarını desteklediğini belirtti.

Amerika ve İngiltere gibi büyük güçlerin çözüme ilgi göstermelerinin Rum halkı tarafından kuşkuyla karşılandığı hatırlatılarak, bu ülkelerin jeopolitik çıkarlarının bu sefer Rumların milli hedef ve talepleriyle örtüşüp örtüşmediğinin sorulmasına karşılık Kasulidis “Hayır” yanıtını verdi.



Omiru: “İngilizlerden garantileri reddetmesini isteyelim”



Rum Meclis Başkanı Yannakis Omiru, garantiler konusunu sorgulayarak, İngilizlerden bunu reddetmelerini istemeleri gerektiğini savundu.

Rum Fileleftheros gazetesine konuşan Omiru, Kıbrıs sorunu ve diğer meselelerle ilgili soruları yanıtladı.

Omiru, Kıbrıs sorunuyla ilgili görüşmelerin başladığına işaret edilerek “Bu aşamada ne bekliyorsunuz, ne konuda endişeniz var?” soruna karşılık verdiği yanıtta “Umut etmek istiyorum. İyimser olmak istiyorum” dedi.

Mustafa Akıncı’nın Cumhurbaşkanlığı’na seçilmesinin olumlu bir gelişme olduğuna işaret eden Omiru, öte yandan Türkiye’nin belirleyici rolünün önemi üzerinde durarak, Akıncı’nın seçilmesinin önemini tartışmak ve abartmalar yerine yapılması gerekenleri yapmaları çağrısında bulundu.

Güvenlik konusunda da inisiyatifler üstlenmeleri gerektiğini de söyleyen Omiru, Yunan Dışişleri Bakanı’nın garantilerin kaldırılması konusunda girişim üstlendiğinden söz ederek, İngiltere’den, garantör rolüne devam etmekle ilgilenmediğini doğrudan açıklamasını neden istemediklerini sordu.

“Böyle bir durumda Türkiye ne yapacak? Tek garantör olmayı mı isteyecek?” sorularını da soran Omiru, “AB üyesi olmayan bir ülke, AB üyesi ülkenin bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlüğünü garanti mi etsin?” dedi.

Omiru, AB’nin müzakerelere etkin katılımının olması gerektiğine de işaret ederek, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’in adaya yapacağı ziyarette bu yönde bir açıklama yapması umudunu dile getirdi.



Galanos: “Maraş çözümün acil güven yaratıcı önlemidir”



Sözde “Maraş Belediye Başkanı” Aleksis Galanos, “Maraş’ın çözümün acil güven yaratıcı önlemi olduğunu, iadesinin siyasi, ekonomik dinamik ve ümit yaratacağını” savundu.

Rum Fileleftheros gazetesi, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide önceki gün sözde “Maraş Belediye Meclisi” heyetiyle görüşerek, Kıbrıs sorununun çözümü yönünde harcanmakta olan çabalar ve alınan inisiyatiflerle ilgili bilgi verdi.

Sözde “Belediye Başkanı” Aleksis Galanos çözüm yönünde harcanan çabalardan duyduğu memnuniyeti dile getirerek şunları öne sürdü:

“Özellikle Maraş, bulunması zaruri çözümün acil güven yaratıcı önlemidir. Maraş’ın kapalı bölümünün, yani kentin; Güvenlik Konseyi kararı ve diğerleri uyarınca çok önceden iade edilmesi gereken bölümü siyasi, ekonomik dinamik ve ümit yaratacak.”



Reinhardt, Atalay’ı ziyaret etti



İsviçre’nin Güney Kıbrıs Büyükelçisi Peter Reinhardt, Din İşleri Başkanı Prof. Dr. Talip Atalay’ı ziyaret etti.

Büyükelçi Reinhardt, ziyarette yaptığı konuşmada, İsviçre’nin, Kıbrıs’ta dini liderler arasında devam eden diyalogdan memnuniyet duyduğunu belirtti.

Dini önderlerin karşılıklı iyi ilişkilerinin iki halk arasındaki yakınlaşmaya ve işbirliğine katkıda bulunduğunu gördüklerini ifade eden Reinhardt, kendilerinin de “ne yapabilirse, nasıl olabilirse bu sürece katkı koymak istediklerini” söyledi.

Din İşleri Başkanı Talip Atalay da, öncelikli hedef olan Kıbrıs’ta ve bütün dünyada kalıcı barışın hâkim olması için dini önderlerin daha aktif rol almaları gerektiğine inandıklarını ifade etti.

Atalay, “dini diplomasi” çerçevesinde barış ve bir arada yaşama kültürünün oluşturulması, geliştirilmesi ve sürdürülebilmesinde dinin etkin katkısının BM ve diğer çatı kuruluşlar tarafından değerlendirilmesi gerektiğini düşündüğünü belirtti.

Talip Atalay, özellikle İsviçre’nin uluslararası tarafsız pozisyonu nedeniyle dünyada ayrı bir yeri olduğunu kaydederek, büyükelçiye ziyaretinden ve barış sürecine desteğinden dolayı teşekkür etti.



İnönü Şehitleri anıldı



İnönü Şehitleri, dün İnönü Şehitliği’nde düzenlenen törenle anıldı.

12 Temmuz 1958’de Türk işçilerini Mağusa’ya götüren otobüs İnönü-Türkmenköy yolunda EOKA’cıların düzenlediği pusuya düşürülmüş ve makineli tüfek ateşiyle İnönülü Ali Hasan, Ahmet Mehmet, Ali Mustafa Yorgancı, İbrahim Mehmet ve Yusuf Hasan isimli 5 Türk şehit edilmişti.



Erenköy Direnişi’nin 51. yıl dönümü



Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesi tarihinde özel bir yeri bulunan Erenköy Direnişi’nin 51’inci yıl dönümü nedeniyle 8 Ağustos’ta Erenköy’de düzenlenecek törene katılmak isteyenlerden, başvuru kabulü devam ediyor.

Erenköy Mücahitleri Cemiyeti, konuyla ilgili açıklamasında, Erenköy şehitleri ve şanlı Erenköy Direnişi’nin anılacağı törene katılmak için Erenköy’e gitmek isteyenlerin 0533 855 09 99 numaralı telefona başvurabileceğini belirtti.

Çoğunluğu Türkiye’de yükseköğrenim gören, bazıları da İngiltere’den gelen 500 dolayında Kıbrıslı Türk genç, 1964’te teknelerle Erenköy’e çıkmış ve Rum saldırılarına karşı direnişte, bölgedeki Kıbrıs Türk halkına katılmıştı.









NORATLAS uçağı için kazı çalışmaları 27 Temmuz’da başlayacak



20 Temmuz Barış Harekatı sırasında, 22 Temmuz 1974’te Yunanistan’dan havalanan ve iletişimsizlik nedeniyle Rum Milli Muhafız Ordu’sunca (RMMO) vurulan NORATLAS tipi nakliye uçağında yer alan komandoların bulunması için, 27 Temmuz’da, Yunan Askeri Mezarlığı bölgesinde kazı çalışmalarının başlayacağı belirtildi.

Barış Harekâtı sırasında, Yunanistan’ın gönderdiği komandoları taşıyan NORATLAS tipi askeri nakliye uçağı, 22 Temmuz 1974’te Lefkoşa Havaalanı’ndaki çarpışmalar sırasında “dost (Rumların) ateşiyle” düşürülmüş ve içindekilerle birlikte gömülmüştü.

Rum Fileleftheros gazetesi, NORATLAS uçağının, Yunan Askeri Mezarlığı bölgesine düştüğünü anacak uçakta yer alan komandoların hepsinin bulunmadığını, buna bağlı olarak geriye kalan 15 kişiye ait kemik kalıntılarının tespit edilebilmesi için yeni bir çabanın sarf edileceğini yazdı.

Gazete, kısa bir süre önce de NORATLAS uçağı için Lakadamya Mezarlığı’nda kazı yapıldığını ancak kazı çalışmalarında herhangi bir kemik kalıntısına rastlanılmadığını da anımsattı.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 29
Dün Tekil 1349
Bugün Tekil 1314
Toplam Tekil 4074590
IP 3.145.166.7






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























15 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Asil yetimler anadan babadan de il, ilim ve ahlaktan yoksun olanlard r. (HZ. AL )


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.096 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu