Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) ile Kıbrıs Rum Ticaret ve Sanayi Odası (KEBE), bu akşam ara bölgede “Çözüm sonrası Kıbrıs ekonomisi ile ilgili vizyonumuz” temalı etkinlik gerçekleştiriyor.

Etkinliğe, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis de katılacak.

Avrupa Birliği tarafından finanse edilen “Leading by Example” adlı proje çerçevesinde gerçekleşecek etkinlik ara bölgedeki Chateau Status’da saat 19.00’da başlayacak.

Etkinlikte ayrıca “Lefkoşa Ekonomi Formu”nu oluşturan Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Rum Ticaret ve Sanayi Odası, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Yunan Odalar Birliği başkanları, Kıbrıslı liderlerle birlikte ortak açıklama yapacak.



Eide, planlanandan uzun kalacak



Liderler ve müzakereciler arasındaki görüşmelere katılmak üzere Pazar günü gelen BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin, planlanandan daha uzun, “sağlanan ilerlemenin sonraki adımları hazırlayacak noktaya gelmesine kadar” adada kalmaya karar verdiği bildirildi.

Rum Fileleftheros gazetesi, Kıbrıslı Türk Müzakereci Özdil Nami ve Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis’in, Eide’nin de katıldığı dünkü görüşmesinde, Cuma günü bir araya gelecek liderlerden daha ileri direktif almak için bazı sorular formüle edildiğini yazdı.

Habere göre, dört buçuk saat süren önceki günkü görüşmede “Yönetim”, “Mülkiyet” ve “Toprak kriterleri”ni görüşen müzakereciler bugün için yeniden randevulaştı.

Gazete, Milliyet gazetesinde Kadri Gürsel’in adı belirtilmeyen üst düzeyli bir Türk yöneticiyi kaynak gösterdiği ve “Kıbrıs sorununun çözümü için 2016’da referandum hedeflendiği”ne dair iddialara yer verdiği köşe yazısından geniş alıntılar yaptı.

Rum Alithia gazetesi, liderlerin, Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) ve Rum Ticaret ve Sanayi Odası (KEVE) tarafından Lefkoşa ara bölgedeki lokantada düzenlenecek etkinliğe katılacaklarını, ardından da basına yapacakları kısa açıklamalarda ekonomi ve Kıbrıs sorununun çözümünden sonra elde edilecek menfaatler üzerinde duracaklarını yazdı.

Anastasiadis’in Yunanistan’ın durumunun ele alınacağı özel AB zirvesi nedeniyle Brüksel’de olacağından, Akıncı ile birlikte katılmaları planlanan dini liderlerle görüşmeye katılamayacağını haber veren gazete devamla Milliyet’teki köşe yazısına atıfta bulundu.



Eide, Denktaş ile görüştü



Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için sürdürülen müzakerelerde taraflara yardımcı olan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, Demokrat Parti Ulusal Güçler (DP-UG) Genel Merkezi’ni ziyaret ederek Genel Başkan Serdar Denktaş ile görüştü.

Espen Barth Eide, görüşmenin başında basına yaptığı açıklamada, müzakerelerde ilgi çekici bir aşamaya girildiğini, hemen hemen tüm konuların birbirleriyle bağlantılı şekilde görüşülmeye başlandığını kaydetti.

Müzakerelerde görüşülecek pek çok konunun daha bulunduğunu ancak sürecin başarı ile sonuçlanacağı konusunda umutlu olduğunu ifade eden Eide, “Bir süredir iyimserdim, ama son haftalarda yer alan görüşmelerin ardından daha da iyimser oldum” dedi.

Varılacak antlaşmanın her iki toplumun tüm kesimleri tarafından desteklenmesi gerektiğini de kaydeden Eide, bu çerçevede siyasi yelpazede tüm kesimlerin düşüncelerini almanın görevinin önemli parçalarından biri olduğunu söyledi.

DP Ulusal Güçler Genel Başkanı Serdar Denktaş ise, müzakere süreci hakkında “çok fazla bilgi sahibi olmadıklarını”, bunu Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya da izah ettiklerini söyledi.

Denktaş, “Ne gelişmeler yaşanmakta olduğu konusunda siyasi partilerin bilgilendirilmesi gereklidir” dedi.

Serdar Denktaş, sürecin Kıbrıs sorununa çözüm getirecek bir antlaşma ile sonuçlanması konusunda ise “şüpheleri bulunduğunu” söyledi.

Müzakerelere destek vermek istediklerini ancak, desteklerini beyan etmeden önce gelişmeleri öğrenmeleri gerektiğini kaydeden Denktaş, “Kıbrıslı Türklerin beklentilerinin karşılanması durumunda, destek verenlerden olmak istiyoruz” dedi.

Denktaş, süreçte Kıbrıslı Türklerin ekonomik durumunun çok önem arz ettiğini, çünkü Kıbrıs Türk ekonomisinin diğer ülkelerin ekonomileriyle rekabet edecek durumda olmadığını düşündüğünü söyledi.



“Eide: Birçok konuda günlük ilerleme var”



Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, Kıbrıs barış müzakerelerinde birçok konuda günlük ilerleme olduğunu, her gün daha fazla iyimser olduğunu söyledi.

Eide dün Kıbrıs Başpiskoposu II. Hrisostomos tarafından kabul edildi.

Basına açıklamalara bulunan Espen Barth Eide, Başpiskoposa, çok yoğun ve çok yapıcı bir aşamada olan Kıbrıs müzakereleri üzerinde bilgi verme fırsatı bulduğunu, kendisiyle görüşler paylaştığını ve Başpiskoposun görüşlerini, bakış açısını dinlediğini ve tavsiyesini aldığını belirtti.

Eide, Kıbrıs'taki sorunla ilgili iyi diyalog ve işbirliği yapan her iki tarafın dini liderleri olmasından herkesin mutluluk duyması gerektiğini ifade etti ve şöyle devam etti:

“Ve şimdi yeniden sizinle liderlerinizin yapmakta olduğu çalışmalara Başpiskoposun verdiği desteği paylaşmak istiyorum. Biz ve Genel Sekreterin temsilcisi olarak ben, çok değer verdiğimiz bir şey yapıyoruz ve ben Başpiskoposla karşılıklı bakış açılarını ortaya koymaktan çok mutluyum.”

İki tarafın müzakerecileri tarafından yürütülmekte olan çalışmalar ve kendisinin bu görüşmelere katılmasıyla ilgili bir soruyu yanıtlayan BM Genel Sekreterinin Özel Danışmanı, “Müzakerelerin çok yapıcı ve yoğun bir aşamasındayız. Birçok konuda her gün ilerleme vardır” dedi.

Espen Barth Eide şöyle konuştu:

“Bu nedenle, burada biraz daha kalmaya ve müzakerecilerin görüşmelerine katılmaya karar verdim. Sadece liderler düzeyinde değil. Çünkü şimdi Kıbrıs sorunun bütünüyle ilgili tarihin çok kesin bir aşamasındayız. Bildiğiniz gibi bir süreden beri iyimserim ve bu sabah yaptığımız görüşme dâhil her görüşmeden sonra daha iyimser oluyorum.”

Başpiskopos Hrisostomos ile Kıbrıs sorunu üzerinde görüş alışverişinde bulunduklarını belirtti ve doğru yönde ilerlendiğinin görüldüğünü kaydetti.

Hrisostomos, genel görünümün çok olumlu olduğuna dikkat çekti, müzakerelerin bu olumlu havada, Kıbrıs halkının, Ortadoğu bölgesi ve dünyanın yararına olacak şekilde devam edeceğini umut ettiğini belirtti.

Başpiskopos, Avrupa Birliği çerçevesinde, kilisenin adil ve işleyebilir bir çözüme katkıda bulunmaya hazır olduğunu vurguladı.



Mungan: “Maliye’yi iyi bir noktaya getirdik, görevimi tamamladım”



Maliye Bakanı Zeren Mungan, iki yıllık görevinde Maliye’yi iyi bir noktaya getirdiğini ve iki yıllık görevini tamamladığını açıkladı.

Göreve geldiklerinde devlet bütçesinin açık veren yapıdan iki yılın sonunda fazla veren yapıya dönüştüğünü dile getiren Mungan, birçok yasa çalışması yaptıklarını, bazı yasaların Meclis’ten geçtiğini fakat daha geçmesi gereken çok önemli yasaların da Meclis’te beklediğini söyledi.

Bakan Mungan, kamu maliyesinin sürdürülebilir disiplinli bir noktaya getirildiğini ifade ederek, “2016-2018 ekonomik programında ekonomik büyüme odaklı, kamu cari giderlerinde tasarruf ve bütçe disiplininin sürdüğü, kayıt dışı ekonominin kayda alınma sürecinin devam ettiği bir dönem ihtiyacı önümüzde durmaktadır” dedi.

Çalışmaların, kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanılması, hesap verebilirlik ve mali saydamlığın sağlanması, bütçe disiplini ve tasarrufu ile yerel gelirlerin geliştirilmesi yaklaşımıyla yürütüldüğüne dikkat çeken Mungan, Maliye Bakanlığı’na bağlı dairelerde yapılan çalışmaları ana başlıklarıyla anlattı.

Türkiye Cumhuriyeti’nden aktarılan kaynakların daha büyük bir bölümünün reel sektörün gelişmesi ve ekonomik büyüme amacıyla kullanılmasının TC ile ilişkileri daha düzeyli hale getireceğini dile getiren Mungan, sürdürülebilir bir kamu finansman dengesi ve ekonomik kalkınma sürecinin Kıbrıs’ta çözüm sonrası AB ve IMF gibi kurumlarla da sorunsuz ilişkilerin kurulmasını sağlayacağını belirtti.



“AB’nin Kokusu Mağusa’da çıktı”



AB Program Destek Ofisi tarafından Mağusa Kanalizasyon ve İçme Suyu Şebekesi Projesi nedeniyle Emek İnşaat’ın uğradığı ve haklı bulunmasına karşın tazmin edilmeyen kararı, Mağusa’yı saran lağım kokularıyla yeniden gündeme geldi.

Konuyla yakından ilgilenen Kıbrıs Türk Müteahhitler Birliği ise gelişmeler karşısında 1 yıldır sessizliğini koruyan devlet ve hükümet yetkililerini, AB’nin hukuk tanımaz tutumuna karşı Emek İnşaat’ın yanında olmaya çağırdı.

Emek İnşaat’ın 2009’da AB Koordinasyon Ofisi’nden aldığı projeyle ilgili mağduriyetlerine karşı 2011’den beri yürüttüğü mücadelenin, 10 Nisan 2014’te Londra’daki Uluslararası Tahkime gidilmesi ve Tahkimin de 3 Temmuz 2014’te aralarında AB’nin Emek’e 5 milyon 400 bin Euro ödeme yapmasının da yer aldığı bir dizi karara imza attığının altını çizen Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, “Sonuç olarak KKTC de faaliyet gösteren AB Destek Ofisi yetkililerinin DAB kararının uygulanması durumunda karşı karşıya kalabilecekleri şahsi sorumluluklarından kurtulabilmek adına hukuku ihlal ettiklerini düşünmekteyiz ve yine değerlendirmelerimizin AB yetkililerince de teyit edilmiş olduğunu görmekteyiz. Bu durumda yalnız bize değil, tüm organları ile KKTC devletine düşen görevin ülkemizin köklü kuruluşlarından olan Emek İnşaat Şti. Ltd.’e sahip çıkılması olduğunu düşünmekte ve beklemekteyiz. Sivil toplum örgütü olarak esas misyonu Kıbrıs Türk Toplumunu AB ye yanaştırmak olan AB destek ofisinin bu yanlışta ısrar etmesinin toplumu yakınlaştırmanın tersine, uzaklaştırdığı düşüncemi üzülerek belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.

Gürcafer, açıklamasında Emek İnşaat’ın yıllardır sürdürdüğü hukuki süreci şöyle aktardı:

“20.09.2009 tarihinde AB destek ofisi tarafından açılmış olan ve yapımı birliğimiz üyelerinden Emek İnşaat Şti. Ltd. tarafından üstlenilen kanalizasyon şebekesi yapım işlerinin %100 ü mukavelede belirtilen ve verilen ek sürenin hitamında (12.03.2012) tamamlanmıştır. Yaptırılan ek işlerle ilgili herhangi bir ödeme yapılmamış olmasından dolayı konu tamiratların yapımı müteahhit firmamız tarafından durdurulmuş, devamında AB yetkilileri tarafından mukavele tek taraflı olarak fesih edilerek müteahhit firmanın alacaklı olduğu yaklaşık 1 milyon Euro meblağa ek olarak 1 milyon 68 bin Euro değerindeki banka teminat mektubuna da el konulmuştu. Gelinen noktada taraflar soruna çözüm bulabilmek için DAB a gitme hususunda anlaşmışlar ve 10.04.2014 tarihinde Londra’daki Uluslararası tahkime gitmişlerdir. 84 gün devam eden DAB, tarafların karşılıklı savunma ve iddialarını dinledikten sonra 03.07.2014 tarihinde karar vermiş ve gerekçeli kararını yazılı olarak taraflara bildirmişlerdir. Karar, tarafımızca ve hukukçularımızca incelenerek rapor şeklinde hem yönetim kurulunun hem de hükümet yetkililerinin bilgisine getirilmiştir. DAB kararına göre: 1) AB’nin Müteahhit firmaya 5.400.000 Euro ödeme yapmasına, 2) AB’nin Müteahhitin teminat mektubuna yasaya aykırı bir şekilde el konulduğuna, 3) AB tarafından ihale edilerek yabancı bir proje bürosu tarafından hazırlanan ve vizelenmeden uygulamaya konulan projenin hatalı olduğuna, yeterli eğim olmadığına, sağlıklı zemin etüdü yapılmadan hazırlandığına ve toprak sıkıştırma spesifikasyonlarının Avrupa norm ve standartlarına uygun yapılmadığına atıfta bulunmuş, netice olarak %65 AB’yi, %35 Müteahhit firmayı sorumlu tutmuş, hüküm vermiştir. Ayrıca bundan böyle yapılması gereken tamiratların yapımı esnasında ortaya çıkacak olan maliyetin karar oranında ödenmesine, yani toplam tamirat bedelinin %65 AB tarafından %35 Müteahhit firma tarafından ödenmesine hüküm vermiştir. Verilmiş olunan bu hükümlere rağmen madde-3’te belirtilen sorumluluklar söz konusu iken, AB ile Gazi Mağusa Belediye yetkililerinin firmamızın %35 sorumluluğunu dikkate almadan ve firmamızın bilgisi dışında, şebekeye CCTV görüntüleme yapma hazırlıkları içerisinde olduklarını gazetelerden öğrenmekte, bu uygulamanın yanlış olacağı ve uluslararası tahkim kararlarına uymayacağı cihetle konuyu tekrar gözden geçirmelerini talep etmekteyiz. Kararın yayınlanmasına müteakip tarafımızdan bir dizi arabuluculuk girişimleri başlatılmış, bu çerçevede AB yetkilileriyle bir dizi görüşmeler yapılmış, Brüksel’e gidiş dahil anlaşmalı çözüm arayışı sonuna kadar tarafımızdan zorlanmıştır. Üyemiz olan Emek inşaat Şti. Ltd.’ in uluslararası tahkimce teyit edilmiş haklarından taviz vermesine rağmen zaman zaman uzlaşma noktasına yanaşılmış ancak maalesef bir uzlaşma sağlanamamıştır.” (Kıbrıs Postası)



Rum İstihbarat Teşkilatı (KİP) yasadışı dinleme-izleme yapmak için yazılım ve servis satın aldı



Rum İstihbarat Teşkilatı (KİP) dinleme yapmak amaçlı, “cep telefonlarına bulaşan bir yazılım ve dinleme servisi” satın aldığı haber verildi.

Rum Fileleftheros gazetesi, yazılım ve dinleme servisinin, “The Hacking Team” isimli cep telefonu ve internet takip yazılım istemleri konusunda uzman İtalyan şirketinden satın alındığını yazdı.

Gazete edindiği bilgilere dayanarak KİP faturalarının, “Anonymous”un “The Hacking Team”in bilgisayarlarını “hack” etmesi üzerine sızdığına dikkat çekerek, önümüzdeki günlerde daha çok şeyin forumlara çıkmasının beklendiğini belirtti.

Gazete “Yazılım, cep telefonlarına, izlenecek ‘kurbanla’ ilgili ‘izinle’ yüklenerek bulaştığı için, yapılan analizler, ister özel ister tüzel kişilik olsun, ‘kurbanların’ kimlikleriyle ilgili birçok veriyi ortaya çıkardı” ifadesine yer verdi.

Habere göre KİP’in İtalyan “The Hacking Team” şirketinden ilgili yazılım ve servisi satın aldığını gösteren dört fatura, Elektronik İletişim ve Bilgisayar Güvenliği Uzmanı Dinos Pastos tarafından dün açıklandı. Pastos satın alınanın; yasaların öngördüklerinin dışında, yani önceden mahkeme emri alınmadan vatandaşların izlenmesi/dinlenmesine olanak tanıyan yazılım ve servis olduğuna dikkat çekti.

Sızan 4 fatura, KİP’in Aralık 2014- 2 Temmuz 2015 döneminde 103 bin Euro ödeme yaptığını gösteriyor. Bu sistemle casus yazılım, hedef cep telefonlarına bulaşarak, kullanıcının ses dosyaları, video, sms, skype üzerinden görüşmeler, fotoğraflar, sosyal ağlardaki ve diğer bilgilere erişim sağlanıyor.

Faturalardan -en azından sızdırılan 4 tanesinden- 5 denetim yazılımına izin verilmesiyle Android telefonlardan dinleme yapılmasına olanak tanıyan altyapı, cep verilerine fiziki erişim servisleri, cep telefonlarına uzaktan müdahale ve bir yıllığına destek hizmetleri satın alımı yapıldığı anlaşılıyor.

Gazete bu bilgileri ne doğrulayan ne de yalanlayan KİP Başkanı Andreas Pendaras’ın “KİP devletin milli güvenliğiyle ilgili herhangi bir şeye yorum yapmak niyetinde değildir. KİP istisnasız bütün faaliyetlerinin Anayasa, yasalar çerçevesinde ve insan haklarına mutlak saygıyla olmasına özen gösterir” ifadelerini kullandığı kısa bir yazılı açıklama yaptığını kaydetti.