BASIN BÜLTENİ Akıncı, görevi Kalyoncu’ya verdi - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Akıncı, görevi Kalyoncu’ya verdi
Tarih: 07.07.2015 > Kaç kez okundu? 1528

Paylaş


Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, hükümeti kurma görevini Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler (CTP-BG) Girne Milletvekili Ömer Kalyoncu’ya verdi.

Akıncı, Kalyoncu’yu dün kabul ederek, hükümeti kurma görevini verdi.

Anayasa’ya göre Kalyoncu’nun, on beş gün içinde oluşturacağı Bakanlar Kurulu’nu Cumhurbaşkanı’na sunması veya görevi iade etmesi gerekiyor.

Cumhurbaşkanı Akıncı, kabulde yaptığı açıklamada, siyasi partilerle yaptığı görüşmelerin neticesinde, hükümet kurma görevini, Cumhuriyet Meclisi’nde çoğunluğu sağlayabilecek bir milletvekili olarak CTP-BG Girne Milletvekili Kalyoncu’nun üstlenmesi kanaatine vardığını söyledi.

Mevcut koşullarda hükümet boşluğu yaratılmaması gerektiğini kaydeden Akıncı, “Yeni bir hükümetin bir an önce kurulmasında büyük yarar var. Hem iç konularımızın beklemeye tahammülü kalmaması açısından (gerekli), hem de yürütmekte olduğumuz Kıbrıs sorununda Hükümet’le Cumhurbaşkanlığı’nın birlikte hareket etmesini gerektiren durumlar söz konusu olmaktadır” dedi ve Kalyoncu’ya çalışmalarında başarı diledi.

CTP-BG Girne Milletvekili Ömer Kalyoncu ise, Anayasal sınırlar içerisinde, en erken zamanda Bakanlar Kurulu’nu Cumhurbaşkanı’na sunmak için gerekli çabayı ortaya koyacağını söyledi.



Akıncı: “Bu şekilde bir statüko, Kıbrıs Türkü’nün, özellikle gençlerin hayrına değil”



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 2 tarafın halkının da olumlu bulacağı bir yapı kurup, kararlılıkla referanduma götürmenin önemine değinerek, “Bu şekilde bir statüko Kıbrıs Türkü’nün, özellikle de gençlerin hiç hayrına değildi” dedi

Cumhurbaşkanı Akıncı dün bir kabulünde, Kıbrıs’ta iki tarafın da eşitliğini ve güvenliğini temin edecek kalıcı bir barış için uğraştıklarını söyledi. Akıncı, 1968’den bugüne geçen 47 yıllık bir süreçte bu sorunun konuşulduğunu ve hiçbir konunun bunca zaman sürüncemede kalamayacağını kaydetti.

Önemli olanın, artık kararlılıkla referanduma götürülecek, 2 tarafın halkının da olumlu bulacağı bir yapı kurmak olduğunu belirten Akıncı, “İnsanların huzur içinde evet diyebilecekleri ve çözümden sonraki günlerin şimdiki günlerden daha iyi olacağı bir dönemi başlatmayı hedefliyoruz” dedi.

Akıncı, bunun kolay olmadığını ama zoru başarmanın da görevi olduğunu belirterek, “Bu şekilde bir statüko, Kıbrıs Türkü’nün, özellikle de gençlerin hiç hayrına değildi” ifadesini kullandı.

Müzakere süreci devam ederken hayatın durmadığına işaret eden Akıncı, ister Maraş, ister KKTC’nin diğer bölgelerinde olsun, topluma en iyi şekilde hizmet vermenin hem hükümetlerin, hem de sivil toplum örgütlerinin görevi olduğunu kaydetti.



Müzakereciler bir araya geliyor



Kıbrıs sorununa çözüm bulma yönünde sürdürülen müzakereler çerçevesinde Kıbrıslı Türk Müzakereci Özdil Nami ile Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis bugün yeniden bir araya geliyor.

Müzakerecilerin yarın ve Perşembe günü yine görüşeceği belirtildi.

Bu arada geçen hafta adada bulunan ve hafta sonu ayrılan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide de adaya geri döndü.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ise 10 Temmuz Cuma günü bir araya gelecek.



Omiru: “Askerin, yerleşiklerin çekilmesi, toprak, geri dönüş ve garantilerin tasfiyesi eşzamanlı görüşülmeli”



Rum Meclis Başkanı Yannakis Omiru Kıbrıs sorununun, Anayasal yönü dışında “Türk askerinin ve TC kökenlilerin çekilmesi, toprak, “göçmen” Rumların geri dönüşü ve 1960 garantilerinin tasfiyesi konularının da eşzamanlı olarak görüşülmesinin şart olduğunu” iddia etti.

Rum Fileleftheros gazetesinin haberine göre, Omiru bir anma töreninde yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Kıbrıs sorunundaki ezeli tezleri nedeniyle “Kıbrıs Türk toplumu liderliğine” seçilmesinin olumlu olduğunu söyledi.

Omiru devamla şu iddialarda bulundu:

“Gerçekte çözüm anahtarı Türkiye’dedir. Bu sebeple, işgale son verecek, yerleşikleri uzaklaştıracak ve eskimiş 1960 garantilerini tasfiye edecek, Avrupa müktesebatının sapmalar olmadan uygulanmasıyla insan haklarını ve temel özgürlükleri güvence altına alacak bir çözüme rıza göstermesi için Türkiye’ye baskı yapılması zamanıdır”

Gazete AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun, partisinin müzakere prosedürüne desteğinin açık çek olmadığı, çok net şartları olduğu, EDEK Başkanı Marinos Sizopulos’un da Kıbrıs sorununda izlenmekte olan rotanın derhal değiştirilmesi yeni ve talepkar bir politika ile Kıbrıs sorununun “anti işgal zemine oturtulması gerektiği” söylemlerini tekrarladığını yazdı.

Habere göre, Güney Kıbrıs’ın AB üyeliğinin ve Türkiye-İsrail sürtüşmesini de dikkate alarak coğrafik konumunun değerlendirileceği bir kampanya başlatılması gerektiğini savunan Sizopulos şu görüşü ortaya koydu:

“Bu yeni politika, Yunanistan’la ortak savunma sahası doktrinini aktifleştirsin, Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlarının haklarının ihlal edilmesini kabul etmeyeceğimizi açıkça ortaya koysun, yasadışı yerleşikler için verilenler (haklar), dönüşümlü başkanlık ve çapraz oy geri çekilsin.”

Gazete “Müzakerelerin Devri Yükseliyor... Akıncı-Anastasiadis Görüşmesi Işığı Altında Çeşitli Düzeylerde Yoğun Görüşmeler” başlıklı haberinde Kıbrıslı Türk ve Rum müzakereciler Özdil Nami ve Andreas Mavroyannis ile heyetlerinin BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin de katılacağı yoğun görüşmelerine yer verdi.

Gazete devamla Cumhurbaşkanı Akıncı’nın, Anastasiadis’in haritalarını verdiği mayın tarlalarıyla ilgili açıklamasını okurlarına aktardı.



Pikis: “Dönüşümlü başkanlık konfederasyon unsuru”



Eski Rum Yüksek Mahkeme Başkanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi yargıcı Yorgos Pikis “dönüşümlü başkanlığın konfederasyon unsuru olduğunu” iddia etti.

Rum Fileleftheros gazetesinde yer alan söyleşisinde Pikis özetle, “dönüşümlü başkanlık unsurunun konfederasyon unsuru olduğunu” ve Güven Yaratıcı Önlemlerin (GYÖ) ise sadece KKTC’de yaşayanların haklarının genişlemesini sağladığını iddia etti.

Pikis, kapalı bölge Maraş’ın iadesinin kamuoyunun gündemine geldiğini ancak “kapalı bölgenin Maraş’ın sadece yüzde 20’sini içerdiğini” öne sürerek bu konudaki BM Güvenlik Konseyi kararlarına atıfta bulundu.

Kıbrıs Rum tarafının toprak konusunun görüşülmesinin müzakerelerin sonuna bırakılmasını kabul etmesini “hata” olarak nitelendiren Pikis, garantörlük unsurunun devamına da karşı olduğunu vurguladı.



Yeni hükümet hafta sonuna



Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler (CTP-BG) Girne Milletvekili Ömer Kalyoncu başkanlığındaki yeni hükümetin hafta sonuna kurulması planlanıyor.

TAK muhabirinin CTP-BG Genel Başkanı Mehmet Ali Talat’tan aldığı bilgiye göre, çarşamba günü genişletilmiş parti meclisi, perşembe de Parti Meclisi toplanacak ve koalisyon ortağı netleşecek.

Kabinenin, ortaklığın netleşmesinin ardından belirleneceğini kaydeden Talat, “Kabine üyelerini ben bile bilmiyorum, basın nasıl haber yapar, anlamak zor. Parti Meclisi’nin perşembe günü alacağı kararın ardından koalisyon ortağıyla pazarlık yapılacak ve kabine ondan sonra netleşecek” dedi.

Bir soruya karşılık, partilerle görüşmelerin tamamlandığını, bundan sonra resmi görüşme olmayacağını da söyleyen Talat, hükümet konusunda alışılmışın dışında yöntem izlendiğine dair yorumlar üzerine, “Alışılmışın dışında olacağını başından söylemiştim. Amacımın, parti içinde en geniş birliği sağlayarak hükümeti kurmak” dedi.

Talat, başka bir soruya karşılık da, “Hükümet hafta sonuna kadar, en geç pazartesi kurulmuş olur” diye ekledi.



DP-UG’den “Yeni siyaset vizyonu”



Demokrat Parti-Ulusal Güçler, “yeni siyaset vizyonu” hazırladı. Taslak halindeki çalışma bugün basın toplantısıyla tanıtılacak ve ilgili kesimlerden katkı istenecek.

DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş tarafından yapılan açıklamaya göre, “Demokrasi Paketi”, “Ekonomik Paket”, “Kıbrıs sorunu” ve “Türkiye ile ilişkiler” adıyla dört ana başlık altında geliştirilen yeni vizyonu tanıtma toplantısı Lefkoşa Merit Otel’de yapılacak.

“Toplumdan gelen değişim taleplerini ve çağrıları dikkate alarak gerek ülke siyasetinin, gerekse partinin vizyon yenilemesi yönünde başlatılan çalışmanın kamuoyu ile paylaşım aşamasına geldiğini” belirten Denktaş, köklü toplumsal değişikliklere neden olacak öneriler içeren yeni vizyonun toplumun tüm kesimlerini ilgilendirdiğini vurguladı.

Denktaş, şunları kaydetti:

“Değişmek ve değiştirmek için sizin katkılarınızı, görüşlerinizi dinlemek, not etmek ve değerlendirmek istiyoruz. Daha fazla demokrasi, daha fazla adalet, daha fazla eşitlik, daha fazla insan hakları ve daha fazla özgürlük ilkeleri çerçevesinde şekillenen reform programımıza her kesimin katkıları büyük önem taşımaktadır. Büyük toplumsal değişim projesi için yarın ilk adımı sizlerle başlatmak istiyoruz. Toplantıya katılarak görüşlerinizi iletmeniz toplumsal değişim adına çok önemlidir”.



“Bakan arabalarına Rum’dan haciz”



Taşınmaz Mal Komisyonu’nun verdiği tazminat kararı uygulanmayınca, yasal süreç tamamlandı ve ilk kez bir Rum, KKTC’li bakanların aracına haciz işlemi başlattı. Taşınmaz Mal Komisyonu kararları, mahkeme kütüğüne işlendiği andan itibaren yasallık kazanıyor ve ödeme gecikirse, haciz işlemi başlatılabiliyor.

Taşınmaz Mal Komisyonu’nun kararlarının ardından bugüne kadar Türkiye tarafından Kıbrıslı Rumlara 200 milyon sterlin tazminat ödendi. Tazminat kararı verilmesine rağmen, ödemesi yapılmayan meblağ ise 94 milyon sterlin.

Bugüne kadar 200 milyon sterlin tazminat ödeyen Türkiye, “Bundan böyle mal sahibi ödesin” diyerek, Taşınmaz Mal Komisyonu’na yeni kaynak ödemiyor. Mal sahibinin tazminat ödemesinin önünde ise yasal engel bulunuyor. (Havadis Gazetesi)



“Eşdeğeri çözemedik”



Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) Başkanı Güngör Günkan, ülkemizde birçok vatandaş eşdeğer sorununun hala bitmediğine ve 1974’ten sonra adanının kuzeyindeki taşınmazların dağıtımı için kurulan komisyonların adil bir şekilde mal paylaşımı yapmadığına ve bazı kişilere güneyde bıraktıkları malların değerinin çok üzerinde taşınmaz verildiğine inanıyor. TMK Başkanı Günkan, bu karmaşıklığın kurulacak bir komisyon tarafından değerlendirmeye alınıp çözülebileceğini ifade etti. TMK’ya şimdiye kadar toplam 6 bin 195 başvuru yapılırken bunlardan 671 tanesi dostane çözüm, 18 tanesi de duruşma yoluyla sonuçlandı.

Günkan “Güneyde bırakılan mal Kuzeyde alınan maldan daha değersiz çıkabilir, ya da tam tersi olur. Mal sahibinden aradaki farkı ödemesi istenebilir. Bunları temizlemek lazım” derken takas konusundaki en büyük sıkıntının Kıbrıslı Rumların buna şiddetle karşı çıkması olduğunu anlattı.

Günkan TMK tarafından sonuçlandırılan davalarla birlikte söz konusu taşınmazların uluslararası hukukun içerisine girdiğini ancak, malı tutanlarını bundan haberleri olmamasının yanlış olduğunu ifade etti. (Kıbrıs Gazetesi)



Yunanistan, Kıbrıs’a asker gönderecekti!



KKTC’nin bağımsızlığını ilan ettiği 1983’te Yunanistan’ın tepki olarak Türkiye ile diplomatik ilişkileri kesip Kıbrıs’a hemen asker sevk etmek istediği ortaya çıktı.

Britanya Dışişleri Bakanlığı’nın (FCO) önceki Cuma günü kamuya açtığı belgelere göre, dönemin Rum lideri Spiros Kipriyanu, Margaret Thatcher’la yaptığı gizli bir toplantıda Atina’nın kendisine asker teklifinde bulunduğunu söyledi.

3 Temmuz 2015’te Britanya Ulusal Arşivlerinde açılan ve Londra Gazete’nin incelediği belgelerde Thatcher’ın Kipriyanu ve Rauf Denktaş ile yaptığı yazışmaların yanı sıra Britanya’nın KKTC’yi Türkiye dışındaki ülkelerin tanımaması yönündeki girişimleri gün ışığına çıkıyor.

15 Kasım 1983’de ilan edilen KKTC bağımsızlığından iki gün sonra yapılan Thatcher-Kipriyanu görüşmesinin “gizli” damgalı tutanağına göre Atina hükümeti, Kipriyanu’ya dilemesi halinde Yunan askerlerini Kıbrıs’a gönderme teklifinde bulundu.

Başbakanın malikânesi Downing Street’te yapılan görüşmede Kipriyanu, kamunun bu bilgiyi öğrenmesi durumunda “ciddi zorlukların” ortaya çıkabileceğini uyardı.

Rum lider, Atina’nın asker teklifinin “Yunanistan’ın sonuna kadar mücadele etmeye hazır olduğu izlenimini oluşturabileceğini” söyledi.

Thatcher ise olası askeri bir harekâtı “çok büyük bir karar” diye niteledi.

Türkiye, 1974’te Kıbrıs’ı Yunanistan’la birleştirmeyi amaçlayan bir darbe sonrası adaya asker yollamıştı. Bu harekât sonrasında Kıbrıs’ın Rum ve Türk liderleri çözüm müzakerelerine ara sıra devam etmiş, ancak bir sonuca varamamıştı.

1983’te Britanya’nın elçilikleriyle yaptığı gizli yazışmaları da içeren FCO belgeleri, yetkililerin KKTC’nin bağımsızlık ilanını beklenmedik ve sürpriz bir gelişme olarak nitelediğini gösteriyor.

KKTC’nin 1. Cumhurbaşkanı ilan edilen Rauf Denktaş’a Londra Heathrow Havalimanı’nda devlet liderlerinin kullandığı VIP salonunu açmama kararı da kamuya açılan diğer belgeler arasında.

Thatcher-Kipriyanu toplantısının tutanağı, Rum liderinin Kıbrıs’ta ikinci bir askeri müdahaleyi önlemekte kilit rol oynadığını gösteriyor.

Toplantı tutanağına göre Kipriyanu, Yunanistan’da kamuoyu algısının 1974’teki olaylara cevaben ülkelerinin yetersiz kaldığı yönünde olduğunu, bu nedenle şimdiki Yunan hükümetinin KKTC bağımsızlığına sessiz ya da tepkisiz kalamayacağını aktardı.

Tutanak şu ifadeleri kullanıyor: “Kiprianu, Yunanlıların Kıbrıslı Rumlardan daha sert bir tavır savunduklarını öne sürmese de Kıbrıslı Türk deklarasyonunun derhal geriye çevrilmemesi halinde Yunan hükümetinin Türkiye ile diplomatik ilişkilerini kesmeyi ciddi bir şekilde düşündüğünün belirgin olduğunu aktardı.’

Londra Gazete’ye konuşan London School of Economics akademisyeni James Ker-Lindsay, Yunan askerinin 1983’te Kıbrıs’a gönderilme potansiyelini “çok ilginç bir bilgi” diye niteledi.

Ancak Ker-Lindsay, Kipriyanu’nun iddiasının kendisini şüphelendirdiğini de söyledi: “Dönemin Yunan Başbakanı Andreas Papadreu’nun askeri gücünü kullanmaya hazır bir lider olduğu kuşkusuzdu, ancak Kıbrıslı Türklerin bağımsızlık ilanına karşı askeri bir tepki bana oldukça tuhaf geliyor.

“Askerlerle hedefi ne olabilirdi ki? Kuzey Kıbrıs’ı tekrar ele geçirmeyi mi, yoksa yalnızca güneyde asker konuşlandırmayı mı düşünüyordu?

“Bana sorarsanız Kipriyanu Yunanlıların asker teklifini Londra üzerinde baskı malzemesi olarak kullanıyordu – ve Britanya’nın diğer ülkeleri KKTC’yi tanımamaları yönündeki lobicilik faaliyetlerinden de bunun işe yaradığını görüyoruz.”

Kamuya açılan belgeler arasında dönemin Dışişleri Bakanı Geoffrey Howe’ın altı Müslüman ülkede bulunan elçisine yazdığı mesajlar var.

18 Kasım 1983’de Bangladeş, Libya, Malezya, Pakistan, Suudi Arabistan ve Ürdün’deki Britanya Büyükelçiliklerine telgraf yazan Howe, KKTC bağımsızlığının tanınmaması yönünde lobicilik yapmalarını istedi.

Telgrafta “Lütfen akreditasyon edindiğiniz hükümetlerden randevu talep edip sözde “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’ini tanımamalarına ikna etmeye çalışın” emri bulunuyor. (Londra Gazete)









Enformasyon Dairesi







Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 28
Dün Tekil 1388
Bugün Tekil 1338
Toplam Tekil 4062728
IP 3.133.146.143






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























7 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


K rler ar s nda ayna satma, sa rlar ar s nda gazel atma.
(MEVLANA)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.502 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu