BASIN BÜLTENİ Akıncı Avrupa Konseyi Başkanı Tusk ile görüştü - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Akıncı Avrupa Konseyi Başkanı Tusk ile görüştü
Tarih: 05.07.2015 > Kaç kez okundu? 1478

Paylaş


Cumhurbaşkanı Akıncı Brüksel’de Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk ile görüştü.

AB üst düzey yöneticileri ile görüşmek üzere Brüksel’de bulunan Akıncı, Tusk ile Avrupa Birliği Binası’nda bir araya geldi.

Görüşmede, Kıbrıs’ta bulunacak kapsamlı bir çözümün bölgesel istikrara yapacağı katkının görüşüldüğü belirtildi.

Kıbrıs Türk toplumunun Avrupa Birliği ile ilişkisinin daha ileriye taşınmasının çözüm sürecine de katkıda bulunacağının vurgulandığı görüşmede, adada varılacak bir çözümden sonra Kıbrıslı Türklerin Avrupa Birliği'nde hemen yer alacak olmasından dolayı, Kıbrıslı Türkleri Avrupa Birliği'ne hazır olması açsısından da ilişkilerin her alanda daha ileriye taşınmasının önemli olduğunun konuşulduğu ifade edildi.

Mustafa Akıncı Brüksel temasları çerçevesinde, bugün Avrupa Muhafazakarlar ve Reformcular Grup Başkanı Syed Kamall, Yeşiller Grubu eş başkanı Rebecca Harms, Avrupa Parlamentosu’nda en çok üyeye sahip siyasi grup, Hristiyan Demokratlar olarak da bilinen Avrupa Halk Partisi(EPP)’nden Lüksemburg milletvekili Frank Engel ve AB’de danışma görevi yürüten Avrupa Ekonomi ve Sosyal Komitesi Başkanı Henri Malosse ile de görüştü.

Cumhurbaşkanı Akıncı ile Avrupa Ekonomi ve Sosyal Komitesi Başkanı Henri Malosse’un çalışma kahvaltısında, Komite’nin Kıbrıs Türk sivil toplum örgütleri ile ilişkilerin geliştirmesinin ve Avrupa Birliği kurumlarında yer almasının sağlanmasının yararları üzerinde durulduğu kaydedildi.

Avrupa Parlamentosu grup temsilcileriyle de yapılan görüşmede, çözüm sürecine destek verilmesinin talep edildiği ve Kıbrıs Türklerinin Avrupa Parlamentosu'nda gözlemci statüsünde yer almasının sağlanması talep edildiği kaydedildi.



Akıncı, Schulz’a Kıbrıslı Türklerin çözüm konusundaki kararlılığını vurguladı



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Brüksel’de Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ile görüştü ve Kıbrıslı Türklerin adada bir çözüme varılması yöndeki kararlılığını vurguladı.

Akıncı ile Schulz, görüşme sonrasında basın toplantısı düzenledi.

Schulz, yaptığı açıklamada, çözüm için mümkün olan tüm desteği vermeye hazır olduklarını söyledi.

Akıncı Brüksel ziyareti çerçevesinde Avrupa Parlamentosu Başkanı ile yaptığı görüşmeyle Avrupa Birliği’nin üç kurumunun (Avrupa Parlamentosu, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Konseyi) başkanı ile de görüşmüş oldu.

Avrupa Parlamentosu binasında yer alan görüşmenin ardından açıklama yapan Akıncı, Kıbrıslı Türkler olarak mevcut durumun devamını tasvip etmediklerini ve gelecek nesiller için çözüm istediklerini söyledi.

Akıncı, “Benim nesil ve bundan önceki nesil çok acılar çekti, acı ve kan dökülmesine (Kıbrıslı Rumlarla) birlikte tanık oldu, artık yeni nesillerin çözümün meyvelerini paylaşabileceği, daha iyi bir gelecek yaratmanın zamanı gelmiştir” dedi.

Çözüm için doğru yolda olduklarına inandığını belirten Akıncı, çözümü Kıbrıs Türkler olarak uzun yıllar uluslararası hukukun dışında kalınmasından dolayı da istediklerini ifade etti.

Akıncı, “Çözüm için nedenimiz daha var. Bu da yıllarca Kıbrıslı Türklerin uluslararası hukukun dışında kalmasıdır. Toplumumuzun Avrupa Birliğinin bir parçası ve ortağı olmasını istiyoruz. Uluslararası hukuk ve düzenin parçası olmasını istiyoruz, bu nedenden dolayı iki toplumun da çıkarlarını gözetecek siyasi eşitliğe dayalı iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon için mücadele ediyoruz” dedi.

Müzakerelerde sonuca yaklaşılmakta olduğunu da belirten Akıncı, “Kapsamlı çözüm olan nihai hedefe yaklaşıyoruz, Avrupa Parlamentosunun geçmişte olduğu gibi bu sürece destek vereceğine inanıyorum” dedi.

Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ise görüşmelerinin “yoğun, yeni görüşlere açık ve dostane bir ortamda” yer aldığını, bunun, pek çok ortak noktaları bulunmasından dolayı şaşırtıcı olmadığını söyledi.

Yeni görevinde Akıncı’ya başarılar dileyerek kapsamlı bir çözüm için atılan adımlardan AP olarak duyulan memnuniyeti de dile getiren Schulz, adada varılacak bir çözümün Avrupa Birliğinin de çıkarına olacağını belirtti.

Schulz, “Görüşmelerin başarılı sonuçlanması Avrupa Birliğinin çıkarına olacak ve Avrupa Parlamentosu olarak bu süreci destekliyoruz. Görüşmelerin başarı ile sonuçlanması için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu.

Kıbrıs’taki her iki liderin de iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı bir çözüm yanlısı olduğundan çözüm için adada bir fırsat bulunduğunu belirten Schulz, “Her iki toplum (2004’de referanduma sunulan) Annan Çözüm Planını destekleyen liderler tarafından yönetiliyor ve bu kişiler ülkenin yeniden birleşmesi için mücadele etmekteler. İki bölgeli, iki toplumlu bir çözüm görmek istiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Akıncı gün içerisinde Avrupa Parlamentosu’nda en çok üyeye sahip siyasi grup, Hristiyan Demokratlar olarak da bilinen Avrupa Halk Partisi(EPP)’nin Parlamento Grup Başkanı Manfred Weber ile de görüştü.

Akıncı, Birleşik Sol Grubu(GUE) Başkanı Gabriele Zimmer, Liberaller ve Demokratlar İttifakı Grup Başkanı Guy Verhofstadt (ALDE) de bir araya geldi.

Görüşmeler Avrupa Parlamento binasında yer aldı.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Avrupa Parlamentosu’ndaki bazı siyasi gruplardan milletvekilleri ile çalışma yemeğinde de bir araya geldi.



Désir, Kıbrıs’a geliyor



Fransa’nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Harlem Désir, 2-3 Temmuz tarihlerinde Kıbrıs’a geliyor.

Désir, cuma sabahı önce Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis, daha sonra da Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı ziyaret edecek. Akıncı-Désir görüşmesinin saat 09.30’da başlaması bekleniyor.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, konuyla ilgili açıklamasında, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Brüksel’deki üst düzey temaslarından sonra Fransa’nın Avrupa İşlerinden Sorumlu Bakanı’yla görüşme yapacak olmasını, AB’nin Kıbrıs Türk tarafının yaklaşımlarını da bilerek çözüm sürecine katkı sağlaması yönündeki fırsatlardan biri olarak değerlendirdiklerini söyledi.



Müzakereci görüşmeleri yoğunlaştı



Özlü müzakerelere geçilen Kıbrıs müzakereleri kapsamında Kıbrıs Türk Müzakereci Özdil Nami ile Rum Müzakereci Andreas Mavroyannis temaslarını yoğunlaştırdı.

Liderlerin Pazartesi ve Salı günkü görüşmesinin ardından önceki gün bir araya gelen müzakereciler bugün de bir araya gelecek.

Gelecek hafta pazartesi, salı, çarşamba ve perşembe günleri görüşmelerde bulunacak müzakerecilerin 4 görüşmesinin ardından 10 Temmuz Cuma günü liderler bir araya gelecek.

Bu arada müzakerelere ev sahipliği yapan BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, bugün adadan ayrılacak.

BM Barış Gücü Sözcülüğü’nden elde edilen bilgiye göre, Eide, gelecek hafta yoğunlaşacak görüşmelerde hazır bulunmak için pazar günü Kıbrıs’a dönecek.

7 aylık aradan sonra Mayıs ayında yeniden başlayan Kıbrıs müzakerelerinde, bugün kadar hazırlanan uzlaşı belgelerinin ele alındığı tarama sürecinin tamamlanmasının ardından pazartesi günü özlü konuların ele alındığı esas müzakerelere başlandı.

15 Mayıs’ta başladıkları müzakerelerde bugüne kadar 4 görüşme gerçekleştiren liderler, 10 ve 27 Temmuz’da yeniden görüşecek.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis, Kıbrıs Türk Ticaret Odası ve Kıbrıs Rum Ticaret ve Sanayi Odası’nın 8 Temmuz’da gerçekleştireceği ortak etkinlikte de bir araya gelecek.

Liderlerin aynı gün dini liderlerle görüşmesi bekleniyor.



Klerides: “Çözüm ödünlerle olur”



Rum yönetiminin eski lideri, DİSİ’nin kurucusu Glafkos Klerides'in kızı, eski milletvekili Keti Klerides, “Herkes bilmeli ve fark etmelidir ki al-ver olmak zorunda. Her iki tarafta da kırmızı çizgiler ileri gidecek. Herkes kendi kırmızı çizgisine takılıp kalırsa çözüm olmaz. Çözüm ödünlerle olur” dedi.

Kıbrıs sorununun çözümüne çok yakın bir noktada olunduğunu, çözümün her iki toplumun çıkarına hizmet edeceğini belirten Klerides, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in kimyalarının uyuştuğunu ifade etti. “Akıncı ile Anastasiadis arasında iyi bir elektriklenme var. İlişkileri ileriye götürmek için çaba harcıyorlar. Halka olumlu mesajlar gönderiyorlar” diyen Klerides, çocukluğundan bu yana duyduğu “çözüm” kelimesinin hayata geçtiğini görme arzusunda olduğunu, çözüm olduğu gün babasının mezarına giderek çözümün olduğunu söyleyeceğini belirtti.

Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin kırmızı çizgileri olduğunu, ancak çözümün, bu çizgilerdeki esneme sonucu oluşturulabileceğini kaydeden Klerides, çizgilere takılıp kalınması halinde bir anlaşma olmayacağını dile getirdi.

Klerides, Başpiskopos Hrisostomos tarafından dile getirilen “Türkiyeliler dönecek” sözlerinin hatırlatılması üzerine, “Hrisostomos’un sözleri üzerine konuşmak istemiyorum, ama bu topraklarda doğanlar ve KKTC vatandaşı olanlar adada kalacak. Zaten Annan Planı’nda da vardı bu. Şimdi Annan Planı’ndan çok farklı bir durum yok. Bunun sorun olacağını sanmıyorum” dedi.

Hedeflerinin iki bölgeli, iki ayrı yönetimli ve federal bir Meclis’in yer alacağı bir yapı olduğunu ifade eden Klerides, mal mülk sorununun çözülmesinin zor olmayacağına inandığını, Kıbrıslı Rumların da Kuzey’de yaşama konusunda çok hevesli olmadıklarını belirtti.

DİSİ’nin eski Başkan Yardımcısı, Rum eski lideri Glafkos Kleridis’in kızı Kety Klerides Haberal Kıbrıslı Gazetesi’ne çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Soru: Babanız Glafkos Klerides de bu sürecin içinde bizzat yer almış bir kişiydi. Siz neredeyse ömrünüzün tamamını bu sorunla geçirmiş biri olarak çözümün olacağına inanıyor musunuz? Esen iyimserlik rüzgârı ne kadar umut veriyor size?

Ben çok umutluyum. Mustafa Akıncı’nın seçim sloganı, çözüm ve Türkiye’den bağımsız hareketti. Bu yönleriyle dikkat çekti Türk lider. Anastasiadis ise zaten çözüme kendisini adadı. Çözüm, her iki tarafın da çıkarınadır. Rum tarafının ekonomik durumu kötü ve halk ekonominin çözümle düzeleceğinin farkında. Halkta, çözüm olursa ekonominin düze çıkacağı düşüncesi hâkim. Çözüm olursa Türkiye, Yunanistan ve enerjiyle ilgili ülkelerle iyi ilişkiler kurulursa bölgede bulunan gazı çıkarmak çok kolay olacak. Dolayısıyla herkesin çözümden çıkarı var.

Ayrıca Akıncı ile Anastasiadis arasında bir elektriklenme var. Kimyaları uydu iki liderin. İlişkileri ileriye götürmek için çaba harcıyorlar. Halka güzel ve olumlu mesajlar verdikleri için umutlar yüksek. Gerçekçi olalım, kolay olmadığının farkındayım, ama olmaması için hiçbir neden yok. Umutluyum.

Soru: Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın ılımlı tavrına rağmen Anastasiadis’in kırmızı çizgilerinden vazgeçmediğini görüyoruz. Rum tarafı kırmızı çizgilerinden esneme göstermezse çözüm olur mu?

Herkes bilmelidir ve fark etmelidir ki al-ver olmak zorunda. Her iki tarafta da kırmızı çizgiler ileri gidecek. Herkes kendi kırmızı çizgisine takılıp kalırsa çözüm olmaz. Çözüm ödünlerle olur. Bunu yapmazsak çözüme ulaşamayacağız. Umut ederim ki bu ödünler adilane verilsin. Herkes geri adım atmalı.

Soru: Hrisostomos’un geçtiğimiz günlerde yaptığı, “Türkiye’den gelenler dönmeden çözüm olmaz” açıklaması KKTC’de büyük yankı buldu. 40 yıldır burada yaşayan, çocukları, torunları burada doğmuş ve Türkiye’yle hiçbir bağı kalmamış kişileri geri göndermek insan haklarına aykırı değil mi?

Hrisostomos’un sözleri üzerine yorum yapmak istemiyorum, ancak şunu söyleyebilirim; birçok Kıbrıslı Rum’un aklında olan ve kabul edilen bir şey var ki, uzun süredir Kıbrıs’ta yaşayanlar, KKTC vatandaşlıkları varsa kalabileceklerdir. Bu Annan Planı’nda vardı. Çok da önemli değildi. Sorun olmamıştı o dönemde. Güney’de bunu dillendiriyorlar çünkü daha fazla Türkiye vatandaşının yerleşmesini istemiyorlar.

Türkiyelilerin nüfusunu yanlış biliyorlar ve korkuyorlar bizimkiler. Korkuları, Türkiyelilerin sayısının Kıbrıslı Türklerin sayısını geçtiği inancı! ‘Kıbrıslı Türkleri tanıyoruz, ama Türkiye’den gelenlerle uyum sağlayamayız’ diye düşünüyorlar. Ümit ederim ki bu çok önemli olmayacak. Bu, halkı ilgilendiren bir konudur ve biz masada halkı/insanları düşünmek zorundayız.

Soru: Müzakerelerin hız kazanmasıyla birlikte özellikle bazı bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızı göç korkusu aldı. Kıbrıs Türkü yeniden göçmen olmak istemiyor. Kıbrıslı Rumlar Kuzey’e gelme düşüncesinde mi?

Bunu söylemek zor. Bazıları Türk yönetimi altında yaşamayı kabul edip dönebilir, bazıları dönmez, ancak şu bir gerçek ki herkes Güney’de işini, düzenini kurdu. Dolayısıyla dönmeleri zayıf ihtimal. Önemli olan, kişilere bu şansın verilmesidir. Bu esnada kimsenin evsiz kalmaması gerekir. Bu da bir gecede olacak bir şey değil. Tekrardan göçmen olmama konusu çok önemli.

Soru: “Türk yönetiminde yaşamayı kabul ederse” dediniz. Sizin ve Rumların çözümden kastı iki bölgeli, iyi ayrı yönetimli bir çözüm mü, yoksa federal bir yapı mı?

Çözümde konuşulan iki bölgeli, iki ayrı yönetimli, sadece en üstte önemli kurumların olacağı- Federal Meclis, Federal Mahkeme-Merkez Bankası gibi- bir yapı. Her iki taraf da zaten bunları kabul etti, şimdi detaylar konuşuluyor. Her iki tarafın da kendi Meclis’i, kendi mahkemeleri olacak. Mahkemeler kendi halklarına hizmet verecek. Suç nerede işlendiyse o bölgenin mahkemesi bakabilir ama Federal Mahkemeler, anayasal sorunlar için var olacak. Eyalet Meclisleri ve Federal Meclis olacak. Eğitim, her iki tarafın da kendi uhdelerinde kalacak daha önce olduğu gibi. Zaten Türklerin ve Rumların eğitimi hep ayrı olmuştu. Gerektiği zaman Eğitim Bakanları istişarede bulunabilecek, ortak etkinlikler, planlamalar yapabilecek. Her iki tarafta yaşayan insanların yaşamlarını değiştirmeyecek değişiklikler öngörülüyor çözümde. İnşallah her şey iyi olur. (Bu kısmı Türkçe söylüyor.)

Soru: Babanız Glafkos Klerides rahmetli Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş’la yıllarca müzakere etmiş bir kişiydi… Çözümün olacağına inanıyor muydu?

Ömrüm boyunca “çözüm” sözünü duydum, bu sorunla iç içe yaşadım. Babam çözüm için çok çaba sarf etmiş bir kişiydi. Annan Planı’ndan sonra bir daha anlaşma olmayacağına inanıyordu. Şimdi çözüm için tarih vermek zor, ama çözüm yakın görünüyor. Kıbrıs sorunu çözüldüğünde babamın mezarına gidip, “baba bak anlaşma oldu” diyeceğim. Hayatımın bundan sonraki kısmında sorunsuz ve “çözüm” kelimesinin kullanılmadığı bir Kıbrıs’ta yaşamak ve Türk arkadaşlarımla bunu kutlamak istiyorum.

Soru: Yunanistan’daki kriz Rum kesimini etkiler mi?

Kriz bizi etkilemeyecek. Çünkü Güney Kıbrıs 2012 yılında Yunan tahvillerinden dolayı büyük bir ekonomik sıkıntı yaşamıştı. Sonrasında ekonomimizi bağımsız hale getirdik. Ekonomi bağımsız olduğu için Yunanistan’daki krizi hissetmeyeceğiz. Yetkililer gerekli önlemleri aldı. Yalnız şunu söyleyeyim, babam Yunanistan’daki krizi iyi ki görmedi, görse çok üzülürdü. (Haberal Kıbrıslı)



Kanbay’ın atanması Resmi Gazete’de



Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’ne Derya Kanbay’ın atanmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı Resmi Gazete’de yayınlandı.

Anadolu Ajansı’nın haberine göre, Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça’yı KKTC'den merkeze, Derya Kanbay’ı da KKTC büyükelçiliğine atadı.

Haberde, Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın 40 büyükelçinin görev yerinde değişiklik yaptığı, 11 büyükelçinin de açık müşavirliklere atadığı belirtildi.

Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan Bakanlar Kurulu atama kararlarına göre, Halil İbrahim Akça KKTC'den merkeze, Derya Kanbay KKTC büyükelçiliğine getirildi.

Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’ni Derya Kanbay’a devredecek Halil İbrahim Akça, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Genel Sekreterliği’ne getiriliyor.

TC Lefkoşa Büyükelçiliği’nden elde edilen bilgiye göre, Akça, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı törenleri sonrasındaki bir tarihte KKTC’den ayrılıp, merkeze gidecek. Akça’nın 14 Ağustos 2015’te EİT Genel Sekreterliği’ne başlaması bekleniyor.

Yeni Lefkoşa Büyükelçisi Kanbay’ın ağustos başı adaya geleceği tahmin ediliyor.

Türkiye, İran, Pakistan gibi ülkeler tarafından kurulan ve Sovyetler Birliği'nin yıkılmasıyla diğer Türk devletlerinin de dahil olduğu ekonomik örgüt EİT'nin 10 üyesi ve 1 gözlemci üyesi bulunuyor.







Enformasyon Dairesi







Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 35
Dün Tekil 1349
Bugün Tekil 1353
Toplam Tekil 4074629
IP 3.145.119.199






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























15 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Asil yetimler anadan babadan de il, ilim ve ahlaktan yoksun olanlard r. (HZ. AL )


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.192 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap