Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, BM Barış Gücü Misyon Şefi ve BM Genel Sekreteri Özel Temsilcisi Lisa Buttenheim ve BM Barış Gücü (BMBG) Komutanı General Kristen Lund’la bir araya gelerek Rum Lider Anastasiadis tarafından sunulan 28 mayın tarlasıyla ilgili görüştü.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu tarafından yapılan açıklamaya göre, Akıncı görüşmede BM yetkililerine, 28 mayın tarlasıyla ilgili önceden verilen koordinatların yetersiz olduğunu söyleyerek, en kısa zamanda mayınlarla ilgili bütün detay bilgilerin edinilmesi ve tarafımıza iletilmesi için BM’den işbirliği talep etti.

Akıncı ayrıca Birleşmiş Milletler mayın tarama uzmanlarının en kısa sürede ve en etkin bir biçimde bu çalışmaya katılmalarını da istedi.

BMBG Komutanı General Kristen Lund, Kıbrıs Rum Savunma Bakanlığı’ndan ilgili detay bilgileri birkaç gün içinde edinebileceklerinin sözünü aldıklarını Akıncı’ya iletti.

Açıklamaya göre, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Lisa Buttenheim da “bu insani konuda” Akıncı’nın taleplerini olumlu karşıladı, “BM olarak ellerinden geleni yapacaklarını ve her iki tarafın gerek siyasi gerek askeri makamlarıyla bu konuya yönelik sürekli işbirliği içinde olacaklarını” söyledi.



Mayınlarla ilgili bilgiler tamam



KKTC Cumhurbaşkanlığı’nın Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in tek taraflı Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ) çerçevesinde, Beşparmak Dağları’nda bulunan 28 mayın tarlası ile ilgili sunduğu koordinatların yetersiz olduğunu bildirmesinin ardından, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin eksik bilgileri gönderdiği açıklandı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu tarafından dün yapılan yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Birleşmiş Milletler (BM) Barış Gücü Misyon Şefi ve BM Genel Sekreteri Özel Temsilcisi Lisa Butenheim ve BMBG Komutanı General Kristen Lund’u makamında kabul ederek durumu kendilerine aktardığını belirtti.

Bunun ardından Kıbrıs Rum Yönetimi Sözcüsü Nikos Hristodulidis, “oluşturulmuş ilgili kurallar çerçevesinde “28 mayın tarlasıyla ilgili bilgilerin fotokopilerinin, BM aracılığıyla Kıbrıs Türk tarafına iletildiğini söyledi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Burcu ile açıklamasında, “Sayın Cumhurbaşkanımız bu görüşmede BM yetkililerine, 28 mayın tarlasıyla ilgili önceden verilen koordinatların yetersiz olduğunu söyleyerek, en kısa zamanda mayınlarla ilgili bütün detay bilgilerin edinilmesi ve tarafımıza iletilmesi için BM’den işbirliği talep etti” ifadelerini kullanıştı. Cumhurbaşkanı Akıncı dünkü görüşmede ayrıca söz konusu mayınların temizlenmesi ile ilgili BM’nin bilgi ve personelinden yararlanılmak istenildiğini Buttenheim ve Lund’a iletildi.

Diğer yandan BM Barış Gücü Komutanı General Kristen Lund, Kıbrıs Rum Savunma Bakanlığı’ndan ilgili detay bilgileri birkaç gün içinde edinebileceklerinin sözünü aldıklarını Cumhurbaşkanı Akıncı’ya ilettiği aktarıldı.

Lisa Buttenheim ise, bu insani konuda Akıncı’nın taleplerini olumlu karşıladığı, BM olarak ellerinden geleni yapacaklarını ve her iki tarafın gerek siyasi gerek askeri makamlarıyla bu konuya yönelik sürekli işbirliği için de olacaklarını söylediği kaydedildi.



Akıncı, İsveç ve Finlandiya Büyükelçilerini kabul etti



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, İsveç Büyükelçisi Klas Gierov ile Finlandiya Büyükelçisi Anu Saarela’yı kabul etti.

Cumhurbaşkanlığı’nda gerçekleştirilen kabulle ilgili açıklama yapılmadı, basının sadece görüntü almasına olanak tanındı.



Akıncı, Hollanda ve Lüksemburg Büyükelçilerini kabul etti



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Güney Kıbrıs’ta görevli Hollanda Büyükelçisi Brechje Schwachöfer ile Lüksemburg Büyükelçisi Christian Biever’i kabul etti.

Cumhurbaşkanlığı’nda gerçekleştirilen kabulle ilgili açıklama yapılmadı, ancak basının görüntü almasına olanak tanındı.



Başbakan Yardımcılığı görevine Hasan Taçoy vekalet edecek



Başbakan Yardımcılığı, Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanlığı görevine Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Hasan Taçoy vekalet edecek.

Başbakan Yardımcılığı görevinden istifa eden DPUG Başkanı Serdar Denktaş, bugün BRT'de katıldığı programda kendi istifasının Cumhurbaşkanlığı’na gönderildiğini muhtemelen pazartesi Meclis’te okunacağını söyledi.

Denktaş, yerine Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Taçoy'un vekalet edeceğini ve önümüzdeki günlerde görevi, yeni belirlenecek ismin devralacağını söyledi.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Taçoy ise dün Meclis’te yaptığı konuşmada vekilliğinin pazartesi gününe kadar süreceğini söylemişti.



KKTC Su Temin Projesi hızla ilerliyor



KKTC'ye yılda 75 milyon metreküp su iletecek ve 50 yıllık ihtiyacını karşılayacak olan Su Temin Projesi kapsamındaki 80 kilometrelik Deniz Geçişi İsale Hattı'nın yüzde 33'ü tamamlandı.

KKTC Su Temin Projesi'nde, Türkiye tarafındaki Alaköprü Barajı ile KKTC tarafında Geçitköy Barajı arasında deniz ve kara hatlarının toplam uzunluğu 107 kilometreyi buluyor.

Alaköprü Barajı ve Türkiye tarafı kara yapıları ile Geçitköy Barajı ve KKTC tarafı kara yapıları tamamlanırken, 80 kilometre uzunluğundaki KKTC Deniz Geçişi İsale Hattı'nda ise yüzde 33 oranında gerçekleşme sağlandı.

Bununla birlikte KKTC Tarafı içme suyu Arıtma tesisinin yüzde 85'i, Geçitköy Terfi İstasyonu, Arıtma Tesisi, Lefkoşa Arası İsale Hattı'nın yüzde 98'i, Girne Bölgesi içme suyu İsale Hattı'nın yüzde 38'i, Gazimağusa Bölgesi içme uyu İsale Hattı'nın yüzde 36'sı ile Dipkarpaz Bölgesi içme suyu İsale Hattı'nın yüzde 20'si tamamlandı.

Proje kapsamında, Alaköprü Barajı rezervuar alanında 4 bin 560 dekarlık alanda ve bin 413 parselde kamulaştırma yapıldı.

Kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmasıyla 2015 yılı fiyatlarıyla 188 milyon 634 bin 480 liralık ödeme gerçekleştirildi.

Yeniden yerleşim çalışmaları kapsamında 326 konut inşaatı tamamlanırken, bu çalışmalar için 103 milyon lira ödenek harcandı.

KKTC Su Temin Projesi ile KKTC'ye, 37,24 milyon metreküpü tarımda, 37,76 milyon metreküpü de içme suyunda kullanılmak üzere yılda 75 milyon metreküp su iletilecek ve 50 yıllık ihtiyacı karşılanacak.



Stilianidis: “Türkiye, Kıbrıs Müzakerelerinde olumlu bir hava oluşmasına katkı sağladı”



AB Komisyonu İnsani Yardım ve Kriz Yönetiminden Sorumlu AB Komiseri, Kıbrıslı Rum Hristos Stilianidis, Türkiye'nin, yeniden başlayan Kıbrıs müzakerelerinde olumlu bir havanın oluşması için katkı sağladığını söyledi.

Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu’nun Strasburg’da düzenlenen oturumlarında bugün oylamaya sunulacak 2014 yılı Türkiye İlerleme Raporu görüşüldü.

AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Johannes Hahn adına konuşan İnsani Yardım ve Kriz Yönetiminden Sorumlu AB Komiseri Hristos Stilianidis, “Türkiye'nin 2 milyon Suriyeli ve Iraklı mülteciyi kabul etmesi ve insani yardımlarda bulunmasıyla Ortadoğu'da karışıklıkların azalması için çalışıyor" ifadelerini kullandı. Stilianidis, Türkiye'nin bu çabaları nedeniyle AB'nin tam desteğini hak ettiğini belirtti.

Stilianidis, Türkiye'nin yeniden başlayan Kıbrıs müzakerelerinde olumlu bir havanın oluşması için katkı sağladığını da sözlerine ekledi.

Genel Kurulda konuşan AP Türkiye raportörü Hollandalı parlamenter Kati Piri, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin (AB) stratejik bir ortağı olduğunu belirterek, "AB, Türkiye'deki reformlar için model olmaya devam etmelidir. Türkiye ile diyaloğun güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz" dedi.

AB'nin Türkiye'nin katılım müzakerelerini desteklediğini vurgulayan Piri, Türkiye'yi müzakerelerde ilerleme sağlaması için teşvik ettiklerini kaydetti.

Türkiye'nin mülteci sorununun çözümünde önemli bir rol oynadığına dikkati çeken Piri, "Türk hükümeti dünyanın bütün ülkelerinden daha fazla mülteciyi ağırlıyor" ifadesini kullandı.

Piri, çözüm sürecinde kaydedilen ilerlemelerin Türk hükümetinin kararlılığını gösterdiğini belirterek, "Türkiye'nin çözüm sürecindeki çabalarını destekliyoruz. Ancak konuyla ilgili endişeler de söz konusu" diye konuştu.

Türkiye'de yargının bağımsızlığının sağlanması noktasında sıkıntılar olduğunu ifade eden Piri, gazeteciler üzerinde işten çıkarmalar ve tutuklamalar yoluyla baskıların devam ettiğini belirtti.

Genel kurulda konuşan Litvanya AB Bakanı Zanda Kalnina-Lukasevica ise Türkiye'nin Avrupa Birliği'nin önemli ortaklarından birisi olduğunu belirterek, Türkiye-AB ilişkilerinde son zamanlarda olumlu gelişmeler kaydedildiğine işaret etti. Lukasevica, Türkiye'nin uzun vadede AB'ye üyeliğinin siyasi iradeye ve cesarete bağlı olduğunu vurguladı.

Türkiye'nin bölgede DAEŞ'in yayılmasını durdurma noktasında katkı sağladığına dikkati çeken Lukasevica, "Türkiye'nin AB'ye üyelik süreci, birliğin ortak güvenlik ve savunma politikasına uyum sağlamanın da etkisiyle güçlenecektir" şeklinde konuştu.

AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn adına konuşan İnsani Yardım ve Kriz Yönetiminden Sorumlu AB Komiseri Christos Stylianides ise "Türkiye'nin 2 milyon Suriyeli ve Iraklı mülteciyi kabul etmesi ve insani yardımlarda bulunmasıyla Ortadoğu'da karışıklıkların azalması için çalışıyor" ifadelerini kullandı. Stylianides, Türkiye'nin bu çabaları nedeniyle AB'nin tam desteğini hakkettiğini belirtti.

Stylianides, Türkiye'nin yeniden başlayan Kıbrıs müzakerelerinde olumlu bir havanın oluşması için katkı sağladığını da sözlerine ekledi.



Kayıpların kimlik tespit çalışmalarının yeniden başlaması talebi



Rum Alithia gazetesi, Rum Meclisi Göçmenler Komitesi’nin, önceki gün, gerçekleştirdiği toplantıda, kayıplara ait kemik kalıntılarına yapılan kimlik tespit çalışmalarının, Kayıp Şahıslar Komitesi tarafından en kısa zaman içerisinde yeniden başlatılması çağrısında bulunduğunu yazdı.

Kimlik tespit çalışmalarının, gelecekteki yanlışlardan kaçınılması için izlenilen protokollerin değiştirilmesi sürecinin bir parçası olarak altı aydır yapılamadığını anımsatan gazete, Rum Başkanlığı, İnsani Konular ve Dış Rumlar Komiseri Fotis Fotiu’nun da toplantıya katılarak, bazı açıklamalarda bulunduğunu belirtti.

Habere göre, Fotiu, kazı çalışmaları çerçevesinde, “Konstantinu ve Eleni” Mezarlığı’nda, 1974 darbesi sırasında ölen direnişçilerin ve darbe günleri sırasında Lefkoşa Rum Genel Hastanesi’nde doğal nedenlerden dolayı ölen çok az sayıda kişinin tespit edilmesi için çalışmalar yapıldığını ve bu çerçevede 25 kişiye ait kemik kalıntısına rastlanıldığını anımsattı.

Fotiu, 22 Temmuz 1974’te Yunanistan’dan havalanan ve iletişimsizlik nedeniyle Rum Milli Muhafız Ordusu (RMMO) tarafından vurulan NORATLAS tipi nakliye uçağı içerisinde yer alan komandoların bulunması için Yunan Askeri Mezarlığı’nda da kazı çalışmalarının yapılacağını ifade etti.

Rum Haravgi gazetesine göre, Kayıp Şahıs ve Esir Yakınları Örgütü Başkanı Nikos Sergidis, Rum Meclisi Göçmeler Komitesi toplantısına katılarak kayıp şahıs yakınlarının endişelerini dile getirdi.

Kayıp Şahıslar Komitesi’ne yönelik güveninin muhafaza edilmesi gerektiğine vurgu yapan Sergidi, aynı zamanda gelecekte herhangi bir yanlıştan kaçınılması için gerekli tedbirlerin alınmasını da istedi.

Sergidis, daha önce kayıp yakınlarına yanlış kemik kalıntısı verildiği ve bunların gömüldüğü ihtimalinin ortadan kaldırılıp kaldırılmayacağı şeklinde bir de soru sordu.

Kayıp Şahıslar Komitesi Kıbrıs Rum Temsilci Nestoras Nestoros ise açıklamasında, Yeorgios Foris isimli kaybın ailesine, 4 ayrı kişiye ait kalıntıların verilmesi olayıyla ilgili Kayıp Şahıslar Komitesi’nin bağımsız uzmanlarla yürüttüğü araştırmayı ileriye götürdüğünü belirtti.

Konu hakkında yapılan araştırma sonucunda kimlik tespitinin doğru olduğu ancak çok az sayıda başka kişiye ait kemik kalıntısının da sözkonusu kişinin kalıntılarına karıştığının tespit edildiğini kaydeden Nestoros, uzmanların ayrıca hata risklerinin azaltılması için önerilerde bulunduğunu da ifade etti.

“Aşşa” (Paşaköy) bölgesindeki toplu mezarda 23 kaybın bulunduğu şeklinde bilgi sahibi olduklarını belirten Nestoros, bunlardan 17’sine ait kemik kalıntılarına kimlik tespitinin yapıldığını ve geriye kalanların ise nerde olduğunun araştırıldığını söyledi.

Nestoros, özelikle toplu mezarlardaki kemik kalıntılarının karışmasına ilişkin durumlarda kimlik tespit çalışmalarının durdurulduğunu; yaklaşık 200 kemik kalıntısının genetik analiz için gönderileceğini ve bunun akabinde Antropoloji Laboratuvarı tarafından kimlik tespit çalışmalarının yapılacağını ifade etti.

Yeorgios Foris’in torunu Melina Foris ise toplantıda yaptığı açıklamada, Kayıp Şahıslar Komitesi’nin kimliklendirme sürecini iyileştirilmemesi durumunda hatanın yeniden tekrarlanabileceğini belirtti.

Foris açıklamasında ayrıca Kayıp Şahıslar Komitesi’ne eleştirilerde bulundu.



Rum Göçmen Seçmen sayısı



Güney Kıbrıs’ta, göçmen seçmen sayısının 190 binden fazla olduğu belirtildi.

Rum Fileleftheros gazetesi bu rakamların, Rum göçmen örgütleri için seçimlerin yapılması konusunun gündeme gelmesiyle açıklandığını yazdı.

Gazete, Rum Meclisi Göçmenler Komitesi’nde dün gerçekleştirilen toplantıda, göçmen olmuş Rum seçmen sayısının ele alındığını haber verdi. Habere göre, Rum Göçmenler Örgütü (PEP), göçmen örgütleri seçimlerinin yapılmasını gündeme getirdi.

Toplantıya katılan Rum Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Dimitris Dimitriu ise, Rum göçmenleri teşkil eden seçmen sayılarını açıkladı.

Dimitriu, 2 Nisan 2015 itibariyle kayıtlı olan 536 bin 427 seçmenin 168 bin 117’sinin göçmen olduğunu söyledi.



Direnişçi Makridis’in kaybolma hikayesi “karışık”



Kalıntılarına Dikmen’deki bir mezarda ulaşılan ve kimlik tespiti yapılan Geçitkale kökenli Andreas Nikos Makridis isimli “kayıp” Rum’un çok karışık bir kaybolma hikayesi olduğu, 1974’te Aşağı Dikmen’de ayağından yaralanıp Lefkoşa’da bir kliniğe kaldırıldıktan sonra kaybolduğu yolunda şahadet bulunduğu haber verildi.

Rum Politis gazetesi, Lefkonuklu (Geçitkale) Makridis ailesinin Mağusa bölgesinde, III. Makarios’a darbeye karşı çıkan ender ailelerden biri olduğunu, Makridis’in kurduğu silahlı takım ile 15 Temmuz 1974’te Kantara Kalesi’ne konuşlandığını ve 185’inci Topçu bataryası tarafından bulunup teslim olmaya zorlandığını yazdı.

Habere göre Nikos Makridis (baba) deniz yolu ile Tatlısu’ya, oradan da taksi ile Geçitkale’ye gitti ancak darbeciler tarafından pusuya düşürülerek tutuklanarak hapsedildi. O zamanlar 19 yaşında olan oğlu Andreas Nikos Makridis da ailesinin faaliyetlerinden dolayı hayatından endişe de belirtmişti. Darbeciler tarafından tutuklandı ancak 20 Temmuz 1974’te salıverildi ve kendisini tutuklayanlarla birlikte cepheye gitti.

Gazete devamla şu ifadelere yer verdi: “Cephede ayağından ciddi yara aldı ve şahadete göre Lefkoşa’daki özel bir kliniğe götürüldü. Bir gece aniden klinikten kayboldu. Bazı başka şahadete göre de yaralandığı yerde, yani (yakın zamanda kalıntılarının bulunduğu) Aşağı Dikmen’de öldü.”



Özgürgün: “Yurttaşlık ve Muhaceret Yasa Tasarısı’nı bu şekliyle kabul etmemiz mümkün değil”



Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün Ulusal Birlik Partisi’nin “Yurttaşlık ve Muhaceret Yasa Tasarısı”nı mevcut şekliyle kabul etmesinin asla mümkün olmadığını söyledi.

Özgürgün yazılı açıklamasında, “Varlığı tartışma konusu bile olamayan bu hükümet tarafından Cumhuriyet Meclisi’ne sevk edilen yeni Yurttaşlık ve Muhaceret Yasa Tasarısı halen tasarı niteliğindedir ve bu şekliyle de hayat bulması asla mümkün değildir” iddiasında bulundu.

UBP olarak bu konudaki duruşlarının net olduğunu dile getiren Özgürgün, tasarının hem insan hakları hem de uluslararası hukuk açısından kabul edilen normların dışında bir anlayış içerdiğini savundu. Özgürgün şöyle devam etti:

“Dünyadaki örneklerine bakıldığında özellikle vatandaşlık için bu tasarıda öngörülen sürenin 15 yıl gibi uzun bir periyoda yayılmasının kabul görmesi asla düşünülemez. Elbette halen uygulamada olan yurttaşlık yasası üzerinde bir takım düzenlemeler yapılması mümkündür. Ancak böylesi hassas bir konuda insanımızı rahatsız etmek, huzursuz kılmak akıl işi olamaz. Hamasetle, laf ebeliği ile devlet yönetilemez. Bir ülkede 14 yılınızı harcayacak, hayat kuracak, sosyal yaşamınızı oraya göre uyduracak, ailenizi çocuklarınızı yaşadığınız topraklara bağlayacaksınız ancak geleceğinizi hala göremeyeceksiniz. İnsan ömründe 15 yılın zaman boyutunu nasıl göz ardı edersiniz, bu nasıl bir insani anlayıştır. Kaldı ki Güney Kıbrıs’ın bu konuda cömert davranışıyla adada nüfus oranımızın iyice aleyhimize bozulduğu ortadadır. Olası bir anlaşmada Türk tarafının haklarının verilmesinde bu olumsuzluk gündeme taşınacaktır.”

UBP olarak meclis çalışmalarında, tasarının yeniden tartışılarak “kabul edilebilir çizgilere çekilmesi” yönünde her türlü girişimi yapacaklarını kaydeden Özgürgün, açıklamasını şöyle sonlandırdı:

“Hükümetsiz bir ülkede bırakın kamudaki hizmetlerin direk olarak hizmet kalitesine yansımasını, ülkede çözüm bekleyen yığınla soruna rağmen, yönetenlerin intikamcı yaklaşımları, görevden almalar, yeni atamalarla uğraşması ya da yalandan istifacılık oynamaları ibretliktir. Kaldı ki hükümet programında ‘reform’ diye yer alan ve 2 yılda hayat bulamayan birçok vaat gibi bu yasa tasarısının da hükümetin son bulduğu bu günlerde meclise sevk edilmesi hayli düşündürücüdür.”