BASIN BÜLTENİ Akıncı siyasi partilerle bir araya geliyor - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Akıncı siyasi partilerle bir araya geliyor
Tarih: 25.05.2015 > Kaç kez okundu? 1837

Paylaş


Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Meclis’te temsil edilen siyasi partilerin genel başkan ve temsilcileriyle bugün bir araya geliyor.

Cumhurbaşkanlığı’nda yapılacak toplantıda Kıbrıs konusunda başlayan yeni müzakere süreciyle ilgili olarak Cumhurbaşkanı Akıncı, CTP-BG, UBP, DPUG, TDP yetkililerine bilgi verecek.



Akıncı: “Toplumların sürecin parçası haline gelmesi önemli”



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, önceki gün Metin Şadi başkanlığındaki Kıbrıs Türk İşadamları Derneği (İŞAD) yetkililerini kabul etti. Akıncı kabulde yaptığı konuşmada, müzakerelerden çıkan sonucu toplumların onaylayacağını ve bu sonuçları toplumların yaşayacağını belirterek, bu bağlamda toplumların sürecin parçası haline gelmesinin önemli olduğuna işaret etti.

Politik istek ve irade sergilendiği sürece çözüme yakınlaşılacağını belirten Akıncı, iki toplumu birbirine yakınlaştırıcı adımlar atıldığına işaret etti.

Bu adımların kapsamlı çözüm sürecine giden yolu kısaltacağını umut ettiklerini söyleyen Akıncı, amaçlarının en kısa sürede kapsamlı çözüme ulaşmak olduğunu dile getirdi.

Çözüm sürecinin birlikte yürünecek bir süreç olduğunu dile getiren Akıncı, iki lider yanında, toplumların ve sivil toplum örgütlerinin de bu süreçte ciddi rolü olduğunu kaydetti.

Müzakereden çıkan sonucu toplumların onaylayacağını ve bu sonuçları toplumların yaşayacağını anlatan Akıncı, bu bağlamda toplumların sürecin parçası haline gelmesinin önemli olduğuna işaret etti.

Kıbrıs Türk İşadamları Derneği (İŞAD)başkanı Metin Şadi ise yaptığı konuşmada Akıncı’nın seçildiği andan itibaren hem Kuzey’de hem Güney’de hem de uluslar arası toplum nezdinde çözüm yönünde önemli bir sinerji yarattığını belirtti.

Akıncı’nın müzakereci olarak Özdil Nami’yi atamasının çözüm yönünde verilen büyük bir mesaj olduğunu söyleyen Şadi, “Müzakerelerin en kısa sürede kapsamlı bir çözümle sonuçlandırılmasını istiyoruz ve bu sürecin de esas hedefi saptırmayacak, çözümün ana unsurları dışında güven yaratıcı önlemlerle desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz” dedi.

Konuşmasına, “Gerek Kıbrıs sorununun çözümünde gerekse içte yeniden yapılanma çalışmalarında sizin partiler üstü kimliğinizin ve toplumun önemli bir çoğunluğunu temsil eden pozisyonunuzun çok önemli olduğuna inanıyoruz” diyerek devam eden Şadi, Akıncı’ya destek belirtti.

Akıncı, İŞAD’ın verdiği desteğin önemli bir motivasyon olduğunu söyleyerek, dernek yetkililerine teşekkür etti.



Akıncı, Kırgız Milletvekili Dasatbek Djumabekov’u kabul etti



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kırgızistan’dan Ata Yurt Partisi Grup Lideri Dasatbek Djumabekov ve KKTC Kırgızistan Temsilcisi Tayseer Al-Shanaleh’i kabul etti.

Ata Yurt Partisi Milletvekili Dasatbek Djumabekov kabulde Akıncı’ya yeni görevinde başarı dileyerek, KKTC halkına hayırlı olmasını temenni etti.

Djumabekov, KKTC ile parlamentolar arası bir dostluk grubu kurmak istediklerini ama bunu milletvekillerine gelen baskıdan dolayı yapamadıklarını anlattı.

KKTC halkıyla dil, din birlikteliği olduğunu anlatan Djumabekov, yüreklerin bir olduğu zaman mesafelerin bir önemi kalmadığını ve Türk dünyasının kısa bir süre sonra birlik olacağını, KKTC’yi de bu birliğin içerisinde görmek istediklerini söyledi.

KKTC Kırgızistan Temsilcisi Tayseer Al Shanableh de ilk defa Kırgızistan’da bir Kıbrıs Türk haftası düzenlediklerini, fakat organizasyonun yapılacağı salonun son gün iptal edildiğini ve kendilerinin alternatif bir salon bularak günü gerçekleştirdiklerini anlattı.

KKTC’ye gelmemeleri için Kırgız milletvekillerine çeşitli baskılar yapıldığını da kaydeden Al Shanableh buna karşın Djumabekov’un bu baskılara boyun eğmeyerek bir cesaret örneği gösterdiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Akıncı, kardeş ülke Kırgızistan’dan konuk Djumabekov’u Adada görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Adada yıllardan bu yana bir çözüm için uğraş verirken, bunun yanında halkların birbiriyle temasına da önem verdiklerini kaydetti.

Kırgızistan KKTC’yi tanımıyor olsa bile iki halkın dayanışmasının önemine işaret eden Akıncı, KKTC Dostluk Grubu kurulursa bu ilişkilerin daha ileri seviyeye taşınacağına inandığını söyledi.

Akıncı bunun Kıbrıs’taki çözüm çabalarına da güç vereceğini ifade ederek, “Gönül kapımız sizlere hep açıktır” ifadelerini kullandı.

Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, Kırgızistan’dan Ata Yurt Partisi Grup Lideri Dasatbek Djumabekov ve KKTC Kırgızistan Temsilcisi Tayseer Al-Shanaleh’i kabul etti.



Kalın: “Şu ana kadar yapılan görüşmelerdeki olumlu iklimi destekliyoruz”



TC Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın, müzakerelerde sadece Türk tarafının değil, Rum tarafının da samimi bir gayret içinde olması gerektiğini belirterek, şu ana kadar yapılan görüşmelerdeki olumlu iklimi desteklediklerini, bundan sonra da Kıbrıs Türk halkının yanında olmaya, barış sürecini desteklemeye devam edeceklerini söyledi.

Kalın, düzenlediği basın toplantısında, KKTC'de Cumhurbaşkanı seçilen Mustafa Akıncı'nın, Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması için Rum lider Nikos Anastasiadis'le biri resmi, iki görüşme yaptığını hatırlattı.

Türkiye'nin hem garantör hem de KKTC ile çok özel ilişkileri bulunan bir ülke olarak, Kıbrıs Türk halkının yanında bulunduğunu belirten Kalın, "2015 yılının bir çözüm yılı olması için gerekli adımları atmaya devam ediyoruz. Bizim için 2015'in çözüm, barış, uzlaşı yılı olması büyük önem arz ediyor. Zira Kıbrıs'ta müzakereler ilelebet sürecek bir şekilde devam edemez" diye konuştu.



Cumhurbaşkanı Akıncı Din İşleri Başkanı Atalay'ı kabul etti



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı önceki gün Din İşleri Dairesi Başkanı Talip Atalay’ı kabul etti. Atalay, Cumhurbaşkanı Akıncı'ya Rum Başpiskopos Hrisostomos'un kutlama mektubunu iletti.

Mektubunda Akıncı’yı seçimi kazanmasından dolayı kutlayan Hrisisostomos “Ulu Tanrı size yeni sorumluluklarınızda güç bahşetsin” ifadelerini kullandı.

Başpiskopos Hrisostomos mektubunda ayrıca, “Umarız ki ortak ülkemizin ve tüm Kıbrıs halkının, Kıbrıslı Türk, Kıbrıslı Rum, Maronit, Ermeni ve Latinlerin yararına çalışacaksınız” diye yazdı.



Türkiye-AB Ortaklık Konseyi, müzakerelerin başlamasından memnun



Türkiye-Avrupa Birliği Ortaklık Konseyi, Kıbrıs’ta müzakerelerin başlamasından memnuniyet belirtti ve BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Espen Barth Eide'in çabalarına da tam, kararlı ve somut destek taahhüt etti.

Ortaklık Konseyi katılım müzakerelerinin canlandırılması için somut adımlar atılması çağrısı yaptı.

Türkiye-AB Ortaklık Konseyi'nin 53'üncü toplantısı öncesinde TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TC Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Johannes Hahn yemekli toplantıda bir araya geldi.

Türkiye'nin AB katılım müzakereleriyle, Suriye başta olmak üzere dış politika konularının görüşüldüğü toplantının ardından yapılan ortak açıklamada, Türkiye ve AB'nin kilit ortak ve stratejik müttefik olduğu vurgulandı.

Öte yandan Kıbrıs'ta BM gözetimindeki çözüm müzakerelerinin yeniden başlaması memnuniyetle karşılanarak, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Espen Barth Eide'nin çabalarına tam, kararlı ve somut destek taahhüt edildi.



2. Cumhurbaşkanı Talat, Hristofyas ile çözüme ulaşılmamasının nedenlerini anlattı



2.Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs’ta çözüm anahtarının, Türkiye’de bulunduğunun doğru olmadığını söyledi. Talat, KKTC’nin başka bir ülke tarafından tanınmamasına bağlı olarak Türkiye’nin Kıbrıslı Türkler üzerinde önemli bir etkisinin bulunduğunu belirtti.

Rum Simerini gazetesinin haberine göre, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, “Sigmalive” kanalına verdiği özel röportajda, Rum Yönetimi eski Başkanı Dimitris Hristofyas ile çözüme varamamalarının nedenlerini anlattı.

Talat, çözüm sağlanamamasının nedenlerinin sorulması üzerine, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un Ada’ya geldiği dönemi anımsattı ve Ban’ın, liderlerden, o döneme kadar üzerinde anlaşmaya varılanlar konusunda ortaklaşa bir açıklama yapmasını istediğini belirtti.

Talat, Ban’ın bunu isterken, liderlik değişimi durumunda, sürecin kaldığı yerden devam etmesi için o ana kadar üzerinde anlaşmaya varılanları kayda geçirmeyi amaçladığını ifade etti.

Hristofyas’ın bunu kabul etmediğini ve ortak açıklama yapamadıklarını belirten Talat, Kıbrıs Rum tarafının üzerinde anlaşmaya varılanları kabul edilmesi yönünde ortak açıklamanın ileriye götürülmesi konusunda isteksiz olduğunu ve bunun çözüme varılamamasının nedenlerinden biri olduğunu söyledi.

Talat, açıklamasının devamında, Kıbrıs Rum tarafından, süreci hızlandırması, daha çabuk olmasını ve uluslararası unsurun ara sıra Türkiye ve Yunanistan’ın yardımıyla, sürekli görüşmeler yapmasını istediğini; Hristofyas’ın, Kıbrıs Rum tarafının hızlı çözüme hazır olmadığı mazeretiyle bunu yapmadığını ifade etti.

Hristofyas’ın hükümet ortakları DİKO ve EDEK’in çözüme karşı olduğunu; Anastasiadis’in Hristofyas’ı bir ara desteklediğini ancak daha sonra bu desteği geri çektiğini ifade eden Talat, Hristofyas’ın bu bağlamda yalnız olduğunu söyledi.

Talat, ikinci bir sorunun ise mülkiyet konusu olduğunu kaydetti. Kıbrıs Rum tarafının 1974 öncesine dönmeyi istediği mülkiyet konusunda ilerleme sağlanamadığını söyleyen Talat, geriye kalan konularda büyük ilerleme kaydettiklerini ifade etti.

Bunun, zamanın sorunlara çözüm bulmaları için yeterli olmadığı anlamına da geldiğini kaydeden Talat, Hristofyas ile bir buçuk yıl müzakere ettiklerini belirtti.

Güven yaratıcı önlemler konusundaki bir soru üzerine Talat, bunların önemli olmasına karşın, Kıbrıs sorununa bütünlüklü çözüm çabalarını gölgelememesi gerektiğini ifade etti.

Talat, söyleşisi sırasında III. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na eleştiriler yöneltirken, Mustafa Akıncı’nın Cumhurbaşkanlığı’na seçilmesine ilişkin değerlendirmelerde de bulundu.

Bir başka soru üzerine çözüm anahtarının, Türkiye’de bulunduğunun doğru olmadığını söyleyen Talat, KKTC’nin başka bir ülke tarafından tanınmamasına bağlı olarak Türkiye’nin Kıbrıslı Türkler üzerinde önemli bir etkisinin bulunduğunu da söyledi.



Yorgancıoğlu CTP’deki ihaneti anlattı



Cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda parti içinde yaşananlara değinen Başbakan Özkan Yorgancıoğlu kendisinin çıkan seçim sonuçları sonrası siyaseten sorumluluğu üstlenerek, partinin önünün açılması için görevi bırakma kararı aldığını vurguladı.

“Ben seçimlerde partimizin adayı olan Sibel Siber’in aleyhinde çalışanların sorumluluğunu üstlenmedim. Birinci turda Sibel Siber’e çalışmayan partilerin ikinci turda Akıncı için çok çalıştığını gördüm. Bu kişilerin sorumluluğunu da almıyorum” diye sözlerini sürdüren Başbakan Yorgancıoğlu, alınan sonuçlardan sorumluluğun partinin tümünde olduğunu, bunun bir daha yaşanmaması için yanlışların kabul edilmesi gerektiğini işaret etti.

CTP Merkez Yönetim Kurulu’nda (MYK) yaşanan bazı gerçekleri de açık yüreklilikle ortaya koyan Başbakan Yorgancıoğlu, “MYK’da tartışılanlar, CTP Tarihinde olmadığı kadar bilerek ve isteyerek sokağa döküldü. MYK’da tartışılan önemli konular, merdiven ayaklarından inmeden hatta konuşurken medyaya düşüyordu.

MYK toplantısı bitmeden basına düşen kararlar oldu. “Bunu sokaktaki insanlar bile yapmadı” diyerek olayların içyüzünü kamuoyu ile paylaştı.



DP-UG, TC AB Bakanı Volkan Bozkır’ın açıklamalarını eleştirdi



Demokrat Parti Ulusal Güçler (DP-UG), Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır’ın, Serdar Denktaş’ın Başbakan Yardımcılığı görevinden istifası üzerine bir televizyon kanalında yaptığı açıklamaları eleştirdi.

DP-UG “Bozkır’ın Denktaş’ın istifa etme nedenlerini ve partinin sonrasında yaptığı açıklamaları okumadığı ya da bunları örtbas etmeye çalıştığı” ifade edildi.

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf R. Denktaş’ın Kıbrıs Türk Politikasını her zaman Türkiye Dışişleriyle uyum içerisinde yürüttüğüne işaret edilen açıklamada, “Kurucu Cumhurbaşkanımız 2005 yılında birçok diğer nedenin yanı sıra, AK Parti ile değişen Kıbrıs Türk politikasındaki değişiklikle uyum içerisinde çalışamayacağı kanısına vardıktan sonra aktif siyasetten çekilmiş, ancak Kıbrıs konusu üzerinde yol gösterici uyarılarını yapmaya devam etmiştir” denildi.

Açıklama şöyle devam etti:

“Sayın Bozkır ise, 1972–2011 yılları arasında Kıbrıs politikasının şekillendiği TC Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı koridorlarının en üst odalarında otururken, o koridorlarda şekillenen politikaları tüm yaşamı boyunca savunan Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf R. Denktaş’ı çözümsüzlüğün nedeni olarak işaret ederek, siyasi gaftan öteye, maalesef siyasi bir gaflette bulunmuştur. Kurucu Cumhurbaşkanımız rahmetli Rauf R. Denktaş’la Sayın Bozkır arasında doğal olarak tarihi bir fark vardır.

Sayın Bozkır, Genel Başkanımız Sayın Serdar Denktaş’ın istifa etme nedenlerini ve Partimizin sonrasında yaptığı açıklamaları okumamış ya da bunları örtbas etmeye çalışmaktadır.

TC Avrupa Birliği Bakanı olarak, Avrupa Birliği’nden Türkiye’ye verilen hibe, teknik destek ve uyum politikalarının finansmanın uygulama mekanizmalarını çok iyi bilmesi gereken Sayın Bozkır, KKTC’de Türkiye Cumhuriyeti’nin uygulamakta olduğu mali yardım programının yürütülüş şeklinin yanlışlığına işaret eden Parti Genel Başkanımız Sayın Serdar Denktaş’ın sözlerine kulak vereceğine, yanlış uygulamaları, bürokratların demokratik iradenin önüne geçmesini savunur duruma düşmüştür.

Bu vesile ile bir kez daha Sayın Bozkır’ın dikkatine getirebilmek için ifade etmemiz gerektiğine inandığımız mevzu, TC Yardım Heyeti’nin KKTC iç siyasetine karışması, Kıbrıs Türklerinin siyasi otoritesini hiçleştirmeye çalışmasında yatmaktadır.

Sayın Bozkır, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nden aldığı yardımların ve finansmanın dağıtım ve denetleme mekanizmasının, KKTC’de TC Yardım Heyeti tarafından uygulanan şekle dönüşmesini kabul ettiği gün, bizler de TC Yardım Heyeti’nin uygulamalarını yeniden değerlendireceğimizi bilgisine getiririz.

Sayın Bozkır’ın dikkatine getirmek istediğimiz son husus ise, ülkemizde yeniden ivme kazanan müzakere süreciyle ilgili tutumumuzdur.

Parti Genel Başkanımız Sayın Serdar Denktaş’ın istifasından hemen sonra yayınladığımız basın bildirisiyle, Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı’nın atmış olduğu adımları desteklediğimizi, daha fazla Güven Yaratıcı Önlemlerin uygulanmasını teşvik edeceğimizi, Kıbrıs’ta bir çözüme ulaşılmasını arzu ettiğimizi açıkça beyan etmemize rağmen, Sayın Bozkır’ın bunlardan ya bihaber ya da bilinçlice bunları görmezden gelmesini kabul edemeyeceğimizi kamuoyunun bilgisine getiririz.

Sayın Bozkır bu şanssız açıklamasıyla, bir Kıbrıslı deyimiyle açıkça ‘ofsayta düşmüştür.”



Akıncı’nın Cumhurbaşkanlığı seçimi harcamaları ve kaynakları açıklandı



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın seçim sürecindeki harcamaları ve bu harcamaların maddi kaynağı açıklandı. Akıncı seçim sürecinde 725 bin TL’lik harcama yaparken bu harcamalarda en büyük pay 236 bin TL ile basına ayrıldı.

Mustafa Akıncı’nın öz kaynakları, Toplumcu Demokrasi Partisi’nin (TDP) kurumsal katkısı, etkinlik ve promosyon satışları ile Mustafa Akıncı gönüllülerinin bağışlarından oluşan söz konusu kaynağın 725 bin 203 TL ve 51 kuruşu seçim sürecinde kullanıldı. Kaynağın 42.49 TL’si ise harcanmadı.

Mustafa Akıncı’nın Çalışma Ofisi Koordinatörü Halil Sadrazam’ın yaptığı yazılı açıklamaya ve basınla paylaştığı tabloya göre, seçim sürecinde yazılı, işitsel, görsel basın ve sosyal medya için 236 bin 559 TL ve 70 kuruş; pankart, reklam panosu ve broşürler içinse 215 bin 363 TL ve 54 kuruş harcandı.

Sadrazam’ın açıklamasına göre, toplam harcamaların 32 bin 98 TL ve 84 kuruşu devlete Katma Değer Vergisi (KDV) olarak ödendi.

Harcanan paranın kaynaklarını da açıklayan Sadrazam bu kaynağın 100 bin TL’sinin Akıncı’nın öz kaynağından oluştuğunu kaydetti.

TDP’nin sürece 48 bin TL tutarında kurumsal katkı sağladığını ifade eden Halil Sadrazam, sosyal etkinliklerden ve promosyon satışlarından 102 bin 522 TL gelir elde edildiğini bildirdi.

Sadrazam, 313 Akıncı gönüllüsünün bini aşkın kişiden 10 TL ile 10 bin TL arasında değişen miktarlarda toplam 474 bin 724 TL tutarında bağış topladığını kaydetti.

“Seçim sürecinde alınan hizmetlerin ve yaptırılan işlerin bedeli ödenmiş, hiçbir kişiye veya kuruma borç kalmamıştır” diyen Sadrazam, bu açıklamayla birlikte Mustafa Akıncı Çalışma Ofisi’nin de faaliyetlerinin tamamladığını duyurdu.



Özgürgün: “İlk seçimlerde partimi birinci parti yapamazsam görevimi hemen bırakırım”



Ana muhalefet Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, ilk genel seçimlerde partisini birinci parti yaparak, iktidara taşımanın boynunun borcu olduğunu belirterek, bunu başaramaması halinde görevini hemen bırakacağını söyledi.

6 Haziran’da gerçekleşecek Tüzük Kurultayı hazırlıklarını ilçelerde sürdüren Ulusal Birlik Partisi Tüzük Komitesi önceki akşam Gazimağusa’da toplandı.

UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, görevi devraldığı 31 Ağustos 2013 tarihinden günümüze Ulusal Birlik Partisi’ni, yaşadığı derin ayrılıkların yarattığı olumsuzluklar ve içine düşürüldüğü mali krizlere rağmen dimdik ayakta ve ülkenin en büyük partisi olarak tutmayı başardığına inandığını söyledi.

“Devrim niteliğindeki” tüzük değişikliği sonrası yeni yol haritasının hazırlıklarını başlatacaklarını kaydeden Özgürgün, UBP’lilerin görüş ve önerilerini rehber edinerek, çok daha güzel günlere ulaşacaklarını; ülke insanına çok daha yararlı ve doğru hizmetler sunacaklarını belirtti.

“İlk genel seçimlerde partimizi birinci parti yapmak, iktidara taşımak boynumun borcudur” diyen Özgürgün, “Bu benim sınavımdır. Bu sınav hakkımdır. Başaramazsam görevimi hemen bırakırım. Yeni gelecek arkadaşımın bu yoldaki uğraşlarına her türlü katkı koymaya da hazırım.” ifadelerini kullandı.

Özgürgün şöyle devam etti:

“Türkiye benim anavatanımdır. UBP’nin kuruluş misyonunun gereği olan değerler kırmızı çizgilerimizdir. UBP’liyim diyen herkesin, özgürlüğümüzün ifadesi olan bayrağımıza, vatan topraklarımıza, et tırnak olduğumuz Anavatanımıza bağlılığı asla tartışılamaz. Mensubu olmaktan her zaman onur ve gurur duyduğumuz Türk ulusunun her türlü duygu ve düşüncelerini kalben paylaşmak ortak inancımız olmuştur. Kıbrıs Türk halkı bugüne ulaşıncaya kadar birlikte yol aldığı Anavatan Türkiye ile geleceğinin inşasında da birlikte yürümekte kesin kararlıdır. Macera peşinde olanların ya da başka amaçlara hizmet adına tavır alanların zaman zaman denediği Türkiyeli, Kıbrıslı ayrımcılığı hamleleri asla hayat bulamayacak, düşmanlarımızı sevindiremeyecektir”

Hükümeti de eleştiren Özgürgün, bugün gelinen noktanın hiç de sürpriz olmadığını savundu.

Özgürgün, şöyle devam etti:

“Haklarında, kuruldukları günden bugüne yaptığım değerlendirmeler beni yanıltmamıştır. Ana muhalefet partisi genel başkanı olmama rağmen yanılmak isterdim. Çünkü KKTC’nin iki yılı kaybedilmiştir, ülke kaos içindedir. Kendilerine göre son günlerini yaşamaktadırlar. Ancak halen daha skandal kararlar üretmekte ya da üretmeye heveslenmektedirler”



Cumhurbaşkanlığı Dairesi Müdürlüğü’ne Gülden İlkman atandı



Cumhurbaşkanlığı Dairesi Müdürlüğü görevine üçlü kararnameyle Gülden İlkman atandı.

İlkman’ın ataması bugünden gününden itibaren geçerli olacak.

Bu görevdeki Nesligül Onurel, geçtiğimiz perşembe günü görevden alınmıştı.



Güney Kıbrıs, LGBTT için düşman ülke



LGBTT (lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel ve travesti) bireylerin haziran ayında Onur Yürüyüşü yapmaya hazırlanmasına rağmen Güney Kıbrıs’ın AB üyesi ülkeler arasında “LGBTT düşmanı ülke” olarak kabul edildiği bildirildi.

Rum Simerini gazetesi, yürüyüş organizatörlerinin Rum meclisinin hemcinsle evlilikleri düzenleyen yasayı onaylamasını talep ettiklerini yazdı.

LGBTT bireyler ve LGBTT bireylere destek veren kişilerin katılımıyla dünya genelinde her yıl haziran ayının sonlarında Stonewall ayaklanmasının yıl dönümünü nedeniyle, bir dizi etkinlik ve tören yapılarak Onur Yürüyüşü düzenleniyor.



Bangladeş’ten Güney Kıbrıs’a kaçak işçi



Bangladeş’ten bir çetenin, sahte belge düzenleyerek, Rum tarafına kaçak işçi transfer ettiği ve Bangladeşlilerin de Rumlar tarafından köle gibi çalıştırıldığı haber verildi.

Rum Fileleftheros gazetesi, Bangladeş’ten işçilere 7-8 bin Euro karşılığında sahte belge sağlayıp, Rum tarafında iş bulan çetenin Bangladeşlileri istismar ettiğini yazdı.

Habere göre, Larnaka Havaalanı’nda dün hareketleri şüpheli bulunan bir Bangladeşli’nin sahte pasaportla tutuklandı.

Kaçak işçi çetesinin kurbanı olarak Güney Kıbrıs’a giden 2 Bangladeşli de, yanlarında çalıştıkları 2 Rum’dan insanlık dışı muamele gördükleri iddia edildi. İşçilerin 7.00’den 22.30’a kadar çalıştırıldıkları, hakarete maruz kaldıkları ve 2 aylık çalışmaları karşılığında 300 Euro ücret aldıkları şikayetinde bulundu kaydedildi.

Habere göre, çetenin 3 üyesi tutuklandı, bir kişi de aranıyor.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 60
Dün Tekil 1505
Bugün Tekil 1898
Toplam Tekil 4076679
IP 18.191.202.72






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























16 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk milletindenim diyen insanlar her eyden nce ve mutlaka T rk e konu mal d r.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.311 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu