Ülkemizin onlarca, belki yüzlerce iç ve dış problemi olmasına rağmen, bunlara ‘çözüm teklifi’ getirmek yerine, bazı ‘siyasetçi’ ve sözüm ona ‘aydın’ların kafalarını, ‘din dersleri’ne takmaları ne kadar garip… Adamların 'din dersi'nden başka dertleri yok. Varsa, yoksa din dersi… Yazık!



Her ne hikmetse (hikmetinden sual olunmaz), yıllardır ithalata alıştığımızdan mıdır nedir, ülkemdeki belli başlı siyasi partiler, 'kendinden yetişen bir insan' bulamıyorsa veya kendi ‘yetişmiş’ insanlarını hep ‘dışlıyorsa’ ve dahi ‘dışarıdan ithal aday’ buluyorlarsa, onların varacağı bir hedef yoktur.



‘İktidar’ olmaktan kaçan ve ‘ebedi müzmin muhalif’liğe talip olan bizim şanlı muhalefet, her yıl 1 Mayıs münasebetiyle her yeri yıkıp yakanlara alkış tutarlar. Yoksa ne olur ne olmaz, bakarsınız ‘iktidar olmaya doğru’ biraz yaklaşırlar ve korkunç sonlarını görebilirler. Demedi demeyin: yakıp yıkmak şart! Hatta her toplumsal olayda, katil olmak bile gerekebilir!



Bazı insanlar vardır namaz-niyaz ile ilgileri yoktur, ama ‘kutuplarda namaz nasıl kılınacak’ diye tartışırlar. Gayet iyi niyetle ve hiç bir art düşüncem olmadan, ülkemdeki ‘tüm siyasi partileri’ dâhil ettiğim sosyal paylaşım sitelerinin birinde gerçekleştirdiğim bir paylaşımdan, parti taassubundan kurtulamayan ve rahatsız olanlar var. Allah'ım aklımı koru.



Tüm politikalarını, ‘ReTeE’ye düşmanlık, nefret, kin ve onu eleştirme üzerine kuranların ulaşacakları hiç bir hedef olamaz. Bunlar hayatları boyunca ‘reaksiyoner’ olmaya mahkûmdurlar. Hiçbir plan ve proje sunmayan, yapılan ‘iyi’ işlerin hiç birini ‘görmeyen’ veya ‘görmek istemeyen’lerin, her vesile ile ‘ReTeE’ eleştirisi yapması, ancak onlar bir nebze teselli eder. Hepsi o kadar.



Türk siyasetinin önemli bir adamı kendinin ‘Büyük Türk Milleti’nin bir ferdi olduğunu vurguluyor, bununla övünüyor, her ortamda Türkçülüğü savunuyor, ama o Büyük Millet’in genel ve özel seçimlerde siyasi olarak verdiği kararı beğenmediği için, ‘ahmak millet, uyuyor, uyanacağı da yok’ diyor… Kendisi de yaptığı bu genellemenin içinde olmuyor mu? Uyuyanların ve uyanma niyeti olmayanların bir ferdi de kendi değil mi? Bu ne biçim bir çelişkidir?



Nasıl hayret etmeyeyim ki? Maalesef, her ne hikmetse, ülkemin belli siyasi parti mensupları, sosyal paylaşım sitelerinde paylaştığım her paylaşımın arkasında ve altında ‘ReTeE’ arıyorlar... ‘Yok, arkadaş ben onu kast etmedim’ desem bile, 'sen takiye yapıyorsun' diyorlar. Benim ‘takiyeci’ olduğumu nereden biliyorlarsa… Ne yapayım ben şimdi? Bu ‘ReTeE-Fobi’ gittikçe yayılıyor galiba… Bu Sanal Âlem’e bir süre, en azından seçim sonuna kadar, ara mı versem? O zaman ne söylerler bilemiyorum, ama herhalde 'ReTeE kulağını çekti ve artık görünmüyor' derler gibi geliyor bana...



AK Parti muhalifi bir siyasetçi, şu anlamda bir konuşma yapıyor: “İktidardaki AK Parti’deki sıkıntılar ard arda geliyor. Kamuoyu araştırmalarında yüzde 40’lara kadar gerileyen ve seçimde çıkaracağı milletvekili sayısı ile Hükümeti ‘kuramayabilecek’ konumda olan AK Parti’de şimdi de teşkilatlarda ‘çatırdama’ başladı. Birçok teşkilatın seçimlerde çalışmayacağı, AK Parti’ye oy istemeyeceği ve partinin oyunun daha da eriyeceği ifade ediliyor”. Allah Allah… Madem durum böyle ise, niye üzülüyorsunuz ki? Sevinmeniz gerekmez mi? Böyle olması işinize gelmez mi? İstediğiniz de bu değil mi? AK Parti’nin ‘derdi’, size mi düştü? Yoksa iktidar (!) olmaktan mı korkuyorsunuz?



âhh, ah…

Siyaset, politika, siyasetçi, politikacı, parti, partici, yol, yordam, her neysen sen!

Nelere kadirsin böyle…