BASIN BÜLTENİ EROĞLU: “KIBRIS MESELESİ ÇÖZÜLECEKSE BUNDAN İKİ TARAF DA KAZANÇLI ÇIKMALI. RUM LİDERLİĞİ MAALESEF HER ŞEYİ KENDİNE YONTUYOR” - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ EROĞLU: “KIBRIS MESELESİ ÇÖZÜLECEKSE BUNDAN İKİ TARAF DA KAZANÇLI ÇIKMALI. RUM LİDERLİĞİ MAALESEF HER ŞEYİ KENDİNE YONTUYOR”
Tarih: 14.04.2015 > Kaç kez okundu? 1632

Paylaş


Cumhurbaşkanı ve Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Derviş Eroğlu, Kıbrıs meselesi çözülecekse bundan iki tarafın da kazançlı çıkması gerektiğini vurgulayarak, “Rum liderliği maalesef her şeyi kendine yontuyor” dedi.

Her zaman doğru çözümden yana olduklarını vurgulayan Eroğlu, “Doğru çözüm yerine Kıbrıs Türk halkını çözmeyi, egemenliğini, özgürlüğünü elinden almayı hedefleyen her türlü eylem ve davranışa karşı çıkmaya, bunlarla mücadele etmeye de devam edeceğiz” dedi.

“Şu anda bütünlüklü çözüm için yeni bir fırsat penceresi önümüze açılacak gibi görünüyor” ifadesine yer veren ve bunun iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Eroğlu, “İnşallah çözüme varır, bütün bu konuları geride bırakırız. Herkes yan yollara sapmak yerine bu doğru yola odaklanmalı” ifadelerini kullandı.

Rum Haber Ajansı’na konuşan Cumhurbaşkanı ve Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Eroğlu, Kıbrıs sorunu, müzakereler, hidrokarbon, garantörlük gibi konularda kendisine yönetilen soruları yanıtladı.

Rum Haber Ajansı’nın soruları ve Eroğlu’nun yanıtları şöyle:

“Görüşmeler başlamak üzere. Seçilmeniz durumunda hangi düzeyde ve hangi konularla başlamayı düşünüyorsunuz? Birleşmiş Milletler parametrelerinin dışında bir çözüm olabilir mi?”

Eroğlu: “Görüşmelere kaldığımız yerden başlayacağız tabii ki. Bunu Sayın Eide’de bir demecinde ifade etmiştir. Kaldığımız yer ise al-ver noktasıdır. BM parametreleri tabii ki önemlidir ve tarafların uzlaşabilmesi için yol göstericidir; ancak önemli olan BM parametrelerinin nasıl yorumlandığıdır. Bize göre bu parametreler Kıbrıs’ta var olan gerçekler ışığında ve bulunacak çözümün barışı koruması, yeni çatışma alanları yaratmaması amacına yönelik olarak doğru değerlendirilmelidir. O nedenle ben her zaman için çözümün adından çok içeriğinin, kalıcı ve yaşayabilir olmasının önemli olduğuna vurgu yaptım.”

“Hidrokarbon konusu katalizör olarak görülmüştü ancak sonrasında sorun yarattı. Bu konu ne zaman tartışılmalı? Doğalgaz gelirleri, çözümden önce veya sonra, nasıl paylaşılmalı?

Eroğlu: “Biz hidrokarbon yatakları konusunun bir katalizör olmasını, çözüm yolunda örnek bir işbirliği alanı oluşturmasını istedik, bununla ilgili öneriler de sundum ama Rum liderliği tüm önerilerimizi reddetti. Hidrokarbon yataklarında Kıbrıs Türkü’nün de hakkı olduğu kabul ediliyor ama bizim devrede olmamız, söz hakkımız engelleniyor. Biz hidrokarbon yataklarından elde edilecek gelirin çözümün finansmanında kullanılmak üzere bir fonda toplanmasını önerdik. Eğer niyet çözümse ve çözümün finansman sorunu olacağı aşikarsa bizim önerimizin makul ve mantıklı kabul edilmesi gerekirdi ama olmadı. Rum Yönetimi hidrokarbon yatakları olayını bizim üzerimize 1963’te Rum saldırıları ile tamamen Rum Devleti’ne dönüşen sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğini empoze edebilmek için kullanmaya kalkıştı. Üstelik Türkiye’nin de bunu tasdiklemesini istedi. Böyle bir olayı ne biz ne Türkiye kabul edemez. Egemenliğin iki halktan neşet ettiği ortak açıklamada da yer alıyor. Bu da demektir ki Rum tarafı Kıbrıs Cumhuriyeti unvanını haksızca elinde tutuyor diye bizi egemenliği altına alamaz. Bizi bazı dayatmalarla kendi istediği noktaya sürükleyemez. Kıbrıs meselesi çözülecekse bundan iki taraf da kazançlı çıkmalı. Rum liderliği maalesef her şeyi kendine yontuyor.”

“Kıbrıs konusunda sizce eski yakınlaşmalar hala geçerli mi? Eski yakınlaşmalar zemin oluşturuyor mu yoksa bazı konular yeniden tartışılabilir mi?”

Eroğlu: “Biz eski yakınlaşmaların geçerliliğini koruduğunu kabul ediyoruz. Her şeyi yeni baştan tartışmaya açmak ne gerçeklerle ne de BM’nin çabaları ile bağdaşmaz, bizi 40 yılı daha masaya mahkum eder. Herhangi bir değişiklik ancak iki tarafın rızası ile olur.”

“İki toplum zaman geçtikçe birbirinden uzaklaşıyor. Son anketler bunu gösteriyor. İki toplumu yakınlaştırmak için ne gibi güven artırıcı önlemler uygulanabilir? Örneğin Maraş konusunda bir açılım olabilir mi?”

Eroğlu: “İki toplum zaman geçtikçe biri birinden tabii ki uzaklaşıyor çünkü 2003’te kapıların açılmasından bu yana gidiş-gelişler serbest olmasına rağmen gereken köprüler kurulamıyor. KKTC’de alış-veriş yapanların aldıkları, dönüşte sudan sebeplerle ellerinden alınıyor. Hala hidrokarbon yatakları konusunda bile işbirliği yapamıyoruz. Türkiye’den gelecek su konusunda öneri ortaya koyuyoruz, dikkate alan yok. Teknik Komiteler çalışıyor ama çok az ilerleme var. Suçlular konusunda iş birliği yapalım diyoruz, ret cevabı alıyoruz. Cep telefonları konusunda öneri sunuluyor, Rum liderliği aynı mantıkla bize kendi egemenliğini, kendi isteklerini empoze etmeye çalışıyor. Biz Yeşilırmak ( Pirgo) kapısını açtık ama Aplıç kapısını açamıyoruz çünkü Rum tarafı bunu reddediyor. Kriz Komitesi’nde ortak sıkıntımız olan yangınlar konusunda ortak tatbikat yapalım diyoruz yanıt yine olumsuz. Biz yakınlaşma ve işbirliğine varız ama bizim varlığımız, gerçekler göz ardı edilemez.

Maraş konusuna gelince. Bugüne kadar Maraş konusunda pek çok öneri paketi ortaya konmuş ve bunlar Rum tarafınca reddedilmiştir. Geçen zaman içerisinde Maraş kapsamlı çözümün bir parçası haline gelmiştir. BM de olaya böyle bakıyor.

Dolayısı ile bugün içinde bulunduğumuz aşamada, Maraş konusunu değil Kıbrıs konusunu bütünüyle çözmemiz lazım. Bütünlüklü çözüm demek Maraş konusunun da aşılması demektir.

Maraş’ı paralel bir süreçte veya ayrıca ele almak bizim asıl hedefimiz olan, BM’nin de üzerinde titizlikle durduğu bütünlüklü çözüme sekte vurur. Bu kesindir. Dolayısı ile şu anda bütünlüklü çözüm için yeni bir fırsat penceresi önümüze açılacak gibi görünüyor ve bu çok iyi değerlendirilmeli. İnşallah çözüme varır, bütün bu konuları geride bırakırız. Herkes yan yollara sapmak yerine bu doğru yola odaklanmalıdır.”

“Garantörlük konusu Rumlar için önemli bir konu. Çözümden sonra bir garantörlük sistemi uygulanmalı mı yoksa AB üyeliği yeterli olabilir mi?”

Eroğlu: “Bizim için Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini içeren bugünkü garanti sisteminin devamı olmazsa olmazdır. Cumhuriyet Meclisimizin tüm partilerin oy birliği ile aldığı kararlar vardır. Kimse bunları göz ardı edemez. Bizim için hiç bir garanti Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin yerini tutamaz. Tarihsel gelişmeler, yaşanan olaylar bizim bu konudaki hassasiyetimizin ne denli doğru ve bizler için yaşamsal olduğunu ortaya koymuştur.”

“İki taraf da ekonomik sorunlarla karşı karşıya. Bu durum Kıbrıs sorununun çözümünü kolaylaştırıyor mu, zorlaştırıyor mu?”

Eroğlu: “Kıbrıs konusunun çözüme kavuşturulmasının iki halkın önüne ekonomik gelişme için yeni fırsatlar sereceğine yürekten inanıyorum. Bize göre ekonomilerimizin iyi gitmesi için Kıbrıs konusunda bir antlaşmaya varmak önemli ve güzel bir atmosfer yaratır. Kıbrıs’a yeni yatırımlar, yatırımcılar gelir. Ada’nın konumu buna uygundur. Biz buna inanıyoruz ama buna bizim kadar karşımızdakilerin de inanması lazım. Kıbrıs konusunun çözümü sadece bizim için değil bölgesel kalkınma ve istikrar için de önemlidir. Biz bunu da görüyor ve biliyoruz ama buna sadece Türk tarafının değil bölge ülkelerinin ve uluslararası aktörlerin de inanması ve güvenmesi lazım.”

“Çözümsüzlüğün etkileri ve çözümün faydaları hakkındaki değerlendirmeniz nedir? Sizce Kıbrıs için hangisi daha uygun?”

Eroğlu: “Statükonun devamı, yani Rum tarafının tek yanlı olarak sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’ni elinde tutması, bize bazı engellemeler ve kısıtlamalar uygulanması yani bizim tüm uzlaşıcı tavırlarımıza, tutumlarımıza rağmen bir çözüme ulaşılamaması en fazla Kıbrıs Türkü’ne zarar veriyor. O nedenledir ki biz erken çözüm istiyoruz. Rum tarafı ise istemiyor ve ayak sürüyor. Biz doğru çözümün fayda getireceğine inanıyoruz. Dolayısı ile her zaman olduğu gibi bugün de doğru çözümün yanındayız, yarın da yanında olacağız. Ama doğru çözüm yerine Kıbrıs Türk Halkını çözmeyi, egemenliğini özgürlüğünü elinden almayı hedefleyen her türlü eylem ve davranışa karşı çıkmaya, bunlarla mücadele etmeye de devam edeceğiz.”



ERTUĞ: “EIDE, GÜNEY’DE NEREDEYSE İSTENMEYEN ADAM İLAN EDİLDİ. BUNLARI AŞMAMIZ GEREKİYOR”



Bir televizyon programına katılarak Kıbrıs konusundaki son gelişmeleri değerlendiren Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Osman Ertuğ, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin uluslararası toplumu temsil ettiğini ve “Basının söylediklerini konu alarak Espen Barth Eide’ye saldırmak, sürece saldırmak anlamına gelir. Eide, Güney’de neredeyse istenmeyen adam ilan edildi. Bunları aşmamız gerekiyor” dedi.

“Önümüzde yeni bir dönem var, görüşmeler kaldığı yerden devam edecek” ifadesine yer veren Osman Ertuğ, sürecin yapıcı, yapılandırmış, sonuç alıcı ve kesin şekilde devamı için tarafların yoğun şekilde çalışması gerektiğini kaydetti.

Ertuğ, müzakerelerin askıda kaldığı 6 aylık sürede ayak sürüyenlerin zaman kazandığını ifade ederek, “Dünyanın Kıbrıs Türk tarafının çözüm stratejisini izlediği açıkça görüldü” dedi.

6 ayın bir kayıp olduğunu ifade eden Osman Ertuğ, “Bu süre içinde diplomasi durmadı ama çok önemli ilerlemeler kaydedilebilirdi. Hatta referandum noktasına gelinebilirdi. Karşı taraf zaman kazanmış olabilir ancak kimin isteksiz olduğu kimin ayak sürüdüğü de ortaya çıkmış oldu. Kıbrıs Türk tarafının uzlaşı stratejisi izlediği bir kez daha görüldü” ifadesine yer verdi.

Hedefin 2015 yılı içinde referandum olduğunu belirten Ertuğ, bunun mümkün olup olmayacağının masada anlaşılacağını söyledi.

“Rum Yönetimi hidrokarbon konusundaki tek yanlı faaliyetlerine teknik nedenlerle devam etmediğini belirtti” diyen Ertuğ, bu çalışmaların yeniden başlamayacağının taahhüt edilmediğini ve böyle bir durumda Türk tarafının mukabele hakkının saklı olduğunun altını çizdi.

Ertuğ, Türk tarafının pek çok nedenle müzakerelerden çekilebilecek olmasına rağmen masada kalarak büyük bir jest yaptığını da vurguladı.

Annan Planı’na onay veren tarafın cezalandırılmaya devam edilmesine üçüncü tarafların da isyan ettiğine dikkat çeken Ertuğ, adaletin tecellisini beklediklerini kaydetti.



MOON’DAN EİDE’YE BÜYÜK ÖZGÜRLÜK



BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un, Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’ye Kıbrıs sorununun çözümü müzakerelerindeki uygulamalarında “büyük özgürlük” verdiği, Eide ve ekibinin de müzakerelere verilen ara sırasında birçok köprü kurucu öneri hazırladıkları iddia edildi.

Rum Kathimerini gazetesi, Eide’nin Kıbrıs Rum tarafının tepkisini çeken son açıklamalarına karşın müzakerelerin başlamasında herhangi bir engel görülmediğini de belirtirken buna karşın Rum hükümetinin, Eide’nin “bu kadar kolay yanlışa düşmesinden rahatsız olduğunu” vurguladı.

Müzakerelerin kaldığı yerden devam edeceğini ve “Yönetim başlığından başlanarak Mülkiyet ve Toprak konularının ele alınacağını” iddia eden gazete, Eide ve ekibinin müzakerelerin durduğu dönemde yoğun çalışma gerçekleştirerek kilit nokta olarak varsaydıkları konularda bir dizi köprü kurucu öneri hazırladıklarını yazdı.

Gazete, müzakerelerin başlaması ve ilerlemesi durumunda, kapalı bölge Maraş’ın, Türk limanlarının ve Türkiye’nin AB müzakere başlıklarının açılmasıyla ilişkili Güven Yaratıcı Önlemlerin görüşülmeye başlanması ihtimalinden de söz etti.



AKINCI: “ÖNCELİĞİM EN KISA SÜREDE ÇÖZÜM”



Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı’ Rum Haravgi Gazesetis ile gerçekleştirdiği söyleşide önceliğinin en kısa sürede Kıbrıs sorununun çözümü olduğunu vurguladı.

Akıncı röportajında özetle, Kıbrıs sorununa ilişkin görüşünün yıllardır net olduğunu ve 11 Şubat 2014 Ortak Açıklaması’nda da belirtildiği gibi iki toplumlu iki kesimli federasyon çözümünü desteklediğini ifade etti.

Henüz çıkarılmamış bir doğal gazı anlaşmazlık konusu yapmak yerine bu zenginliğin tüm Kıbrıslıların gelecek kuşakları için değerlendirmeye odaklanmanın gerekliliğini vurgulayan Akıncı, Güven Yaratıcı Önlemleri müzakerelere paralel bir süreç olarak desteklediğini belirtti.

Kıbrıslı Rumlara ne mesaj göndermek istediğinin sorulması üzerine ise Akıncı, “Kendisini, her iki topluma da fayda sağlayacak bir çözüm için gerçekten çalışacak kişi olarak görmelerini istediği” yanıtını verdi.



CUMHURBAŞKANI ADAYLARININ KİPE’YE AÇIKLAMALARI



KKTC’de 19 Nisan’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı Seçimi adaylarından Bağımsız aday Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, CTP-BG adayı Sibel Siber, Bağımsız aday Mustafa Akıncı ve Bağımsız aday Kudret Özersay’ın, Rum Haber Ajansı’nın (KİPE), Maraş ve doğal gaz konularındaki sorularını yanıtladıkları belirtildi.

Rum Alithia gazetesine göre Cumhurbaşkanı ve Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Derviş Eroğlu, Maraş konusuna ilişkin olarak, Maraş’ın bütünlüklü bir çözümün parçası olduğunu belirtti.

Eroğlu, Maraş konusunun paralele veya ayrı bir süreçte ele alınmasının “bütünlüklü çözüm olan hedefi” engelleyeceğini ifade etti.

Sibel Siber, Maraş konusuna ilişkin olarak, iki taraf arasındaki güven eksikliğinin, yeni bir konu olmadığını çözüm olmadan geçen her günün, her iki tarafa fayda getirmek yerine zarar getirdiğini söyledi.

Siber, kapalı Maraş bölgesinin, kendilerine çözümü getirecek kapıların yarısını belki de açabileceğini belirtirken, seçilmesi durumunda, müzakereler sürecinde zaman takvimlerinin konulmasıyla, Maraş konusunu ilişkilendirecek yeni bir yaklaşım geliştirilmesini önereceğini ifade etti.

Mustafa Akıncı, bu konudaki açıklamasında, yeniden yakınlaşma ve Maraş’ın, BM gözetiminde, eski sahiplerine iade edilmesine özellikle önem verdiklerini belirtti.

Akıncı, Maraş ile birlikte, Mağusa Limanı’ndan doğrudan ticarete de bir formül bulunması gerektiğini söyledi.

Kudret Özersay ise Maraş konusunun, geçmişte de Güven Yaratıcı Önlemler olarak gündeme geldiğini ancak sonuç alınmadığını belirtti.

Özersay, tek taraflı açılımdan da bahsetti.

Doğal gaz konusunda Mustafa Akıncı, hidrokarbon konusunun, iki toplum ve tüm ilgili tarafların yararına olacak bir perspektifle önemli bir rol oynayabileceğini belirtti.

Akıncı, Kıbrıs Rum tarafının, hidrokarbon konusunu gelecekteki federe ortağıyla birlikte şimdiden görüşmesi gerektiğini ifade etti.

Siber, hidrokarbon konusunun 11 Şubat Ortak Açıklaması’nda gündemine girdiğini ve katalizör bir rol oynadığını belirtti.

Siber, doğal gaz konusu ile gelirlerinin dağıtılmasının ortak kullanımının, kurulacak olan federe devlet yapısı altında işbirliği ve karşılıklı bağımlılık içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Eroğlu, hidrokarbon konusunun belirleyici olduğunu, Kıbrıs Türk tarafının, çözüm yolunda örnek işbirliği alanını oluşturmak istediğini ve bu konuda öneriler sunduğunu ancak Rum liderliğinin bunları reddettiğini ifade etti.

Eroğlu, hidrokarbon yataklarında Kıbrıs Türkü’nün de hakkı olduğunun kabul edildiğinin ancak bunların engellendiğini de söyledi.

Kudret Özersay ise konu hakkındaki açıklamasında, iyi hazırlanmış ve sınırları belirlenmiş, sonuç getirecek bir müzakere sürecine girilmesi durumunda hidrokarbon konusunun çözüm sonrasına bırakılması gerektiğini ifade etti.

Özersay, ucu açık bir sürece girilmesi halindeyse, her iki tarafın, doğal gazdan ortaklaşa faydalanması için ortak bir formülün bulunması gerektiğini söyledi.



YSK "TARAFSIZLIKLARINI KORUMAYAN KAMU GÖREVLİLERİ SUÇ İŞLEMİŞ SAYILACAK"



Yüksek Seçim Kurulu (YSK), tarafsızlıklarını korumayan kamu görevlilerinin suç işlemiş sayılacağı, haklarında cezai kovuşturma yapılabileceği uyarısında bulundu.

YSK, Cumhurbaşkanlığı seçimi çerçevesinde bugün 19. duyurusunu yayımladı.

Duyuruda, YSK’nın, 20 Şubat 2015 tarihinde, 2 No’lu Duyuru ile Cumhurbaşkanlığı seçiminde uyulması gereken yasakları açıkladığı anımsatıldı; şöyle denildi:

“Buna göre değiştirilmiş şekliyle 5/1976 sayılı Seçim ve Halkoylaması Yasası’nın 79’uncu maddesi uyarınca seçimin başlangıç gününden başlayarak seçim gününe kadar,

Devlet, kamu iktisadi teşebbüsleri, yerel kuruluşlar ve bunlara bağlı daire ve müesseseler ve ortaklıklar ve diğer kamu tüzel kişiliğine sahip kuruluşlar ve lise veya dengi veya daha alt kademedeki öğrenim kurumlarında öğrenci olanlar ile kamu görevlileri seçim ve halkoylamalarında tarafsızlıklarını korumak zorunda oldukları gibi bunların siyasal partilere veya adaylara her ne nam ile olursa olsun bağış veya yardımda bulunmaları, her türlü araç, gereç ve olanaklarını bir siyasal partinin veya adayın emrinde veya herhangi bir siyasal faaliyette çalıştırmaları, kullanmaları veya kullandırmaları veya bir siyasal partinin veya herhangi bir adayın lehinde veya aleyhinde veya yurttaşın oyunu etkilemek amacıyla her türlü yayında bulunmaları yasaktır;

Yasanın açık düzenlemesine rağmen bir kısım kamu görevlilerinin tarafsızlıklarını korumadıkları ve bazı adayların seçim propagandası içinde fiilen yer aldıkları Kurulumuza bildirilmiştir.

Seçim ve Halkoylaması Yasası’nın 190. maddesi, tarafsızlıklarını korumayan kamu görevlilerininbir suç işlemiş sayılacağına ve bu madde uyarınca haklarında cezai kovuşturma yapılabileceğine amirdir.

Yasal durum bir kez daha kamu görevlilerinin bilgisine getirilir.”



SEVGÜL ULUDAĞ VE MİHALİS HRİSTOFİDİS ONORE EDİLECEK



Kıbrıslı Rum Orta ve Teknik Eğitim Okul Aile Birlikleri Konfederasyonu ile Larnaka Orta ve Teknik Eğitim Okul Aile Birlikleri Federasyonu, “kayıplar”la ilgili çalışmaları nedeniyle Avrupa Parlamentosu tarafından “Avrupa Yurttaşlık Ödülü” verilen Kıbrıslı Türk araştırmacı, gazeteci - yazar Sevgül Uludağ ile şiirleri Türkçe ve Rumca olarak yayımlanan Kıbrıslı Rum şair Mihalis Hristofidis’i onore edecek.

Sevgül Uludağ tarafından yapılan açıklamaya göre, Uludağ ve Hristofidis’in onure edileceği aktivite 8 Mayıs Cuma günü Güney Lefkoşa Oroklini’de belediye sarayında yapılacak.



DIŞ BASIN BİRLİĞİ’NİN 10 ÜYESİ İSTİFA ETTİ



Dış Basın Birliği’nin 10 üyesi, ortak bir açıklama yayınlayarak birlikten istifa ettiklerini duyurdu.

Konu ile ilgili ortak açıklamada, istifa gerekçesi olarak, “kamuoyunu ilgilendiren konularda aktif rol oynaması gereken Dış Basın Birliği'nin güncel gelişmelere duyarsız kalması, dış basının gerçek temsilcilerini pasifleştirme ve kendi içerisinde bir hiyerarşi oluşturma çabaları” olarak gösterildi.

Açıklamada, “üye sayısının tüzüğe aykırı bir şekilde artırılmaya çalışılması, üye ve yönetim yapısının dernek tüzüğüne göre oluşturulmaması” da gerekçeler arasında gösterilirken, derneğin farklı amaçlar için korunup kullanılmaya çalışıldığı iddia edildi.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 35
Dün Tekil 1927
Bugün Tekil 1063
Toplam Tekil 4067197
IP 3.145.63.136






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























10 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk hakanlar ve T rkmen Padi ahlar devlet i lerinde hatunun fikirlerini st n tutar.
(N ZAM L-M LK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.120 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu