Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türk tarafı olarak 6 aydır duran görüşme sürecinin yeniden başlayacak olmasından memnun olduklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, görüşme sürecinin geleceği ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı.

Eroğlu, açıklamasında şunları kaydetti:

“Kıbrıs Rum tarafının masadan çekilmesiyle 6 ayı aşkın bir süredir durmuş bulunan Kıbrıs müzakereler sürecinin yeniden başlayacak olması Kıbrıs Türk tarafı olarak bizi memnun etmiştir. Esasen biz, o günden bu yana, masada olduğumuzu ve ön koşulsuz olarak müzakerelere bırakıldığı yerden devam etmeye hazır olduğumuzu söylüyorduk. Eide'nin konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamadan, Rum Lider Anastasiades'in de nihayet bu noktaya gelmiş olduğunu görüyoruz. Biz Eide'nin açıklamasını bu ana çerçeve içinde değerlendiriyor ve olumlu karşılıyoruz.

Bahse konu açıklamasında Eide, pek yakında yeniden başlayacak sürecin yapılandırılmış, özlü, sonuç alıcı ve süratli olacağını söylemiştir. Eide devamla, 2015 yılının Kıbrıs konusunda ‘karar yılı’ olacağını vurgulamıştır. Ortada bir fırsat penceresi bulunduğunu da kaydeden Eide, ancak bu fırsat penceresinin uzun süre açık kalmayabileceğini belirtmiştir. Özel Danışman, önümüzdeki safhada görüşmelerin temposu ve sıklığının da artacağını ifadeyle, ‘çözümlenmemiş ana konular’ üzerine odaklanılacağından bahsetmiştir. Eide'nin bu ifade ve değerlendirmeleri, Kıbrıs Türk tarafının görüşleriyle büyük ölçüde örtüşmektedir.

Eide, açıklamalarının soru-cevap bölümünde ise hidrokarbonlar konusunun sadece Kıbrıs'ın değil, bölgenin bir sorunu olduğunu ve bütün paydaşlarla ele alınması gerektiğini vurgulamıştır. Özel Danışman, ek olarak Kıbrıs sorununun AB içinde de rahatsızlık yaratmakta olduğunu ve genelde uluslararası toplum içerisinde Kıbrıs sorununun daha fazla sürdürülemeyeceği kanaatinin hasıl olduğunu belirtmiştir. Bu tespitler görüşme sürecinin bundan sonrası için hayli önemlidir. Umarız Kıbrıs Rum tarafının ada içinde, bölgede ve dünyada oluşan bu hassasiyetlere uygun bir davranış biçimi içine girer. Eide'nin kendisinin Kıbrıs konusunda ‘son Özel Danışman’ olduğunu söylemesi ve bunun artık son safha olduğunu ifade etmesini de görüşmelerin sonuç odaklı devamı açısından son derece anlamlı buluyoruz.

Kıbrıs Türk Halkı’nın daha fazla statükonun mağduru olmaya devam edemeyeceği açıktır. Uluslararası toplumun da görüşmelerin ucu açık bir şekilde devam etmesine tolerans göstermeyeceği ortadadır.

Biz, Kıbrıs Türk tarafı olarak, bugüne kadar yaptığımız gibi, yeniden başlayacak sürecin süratle başarılı bir sonuca ulaşması için elimizden gelen çabayı göstermekte kararlıyız. Hidrokarbonlar konusunda ortaya çıkan krizden alınacak dersler ışığında, görüşmelerin selameti açısından tek yanlı hareketlerden kaçınılması gerektiğini de bu vesileyle bir kez daha vurgulamak isteriz. Kıbrıs Türk tarafı olarak bu belirleyici safhada, bir yandan görüşmelerin başarısı için çaba gösterirken, aynı zamanda halkımızın hak ve çıkarlarını da inanç ve kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz”





HEDEF YIL SONU REFERANDUM



Kıbrıslı Türk Müzakereci Ergün Olgun ekibiyle birlikte dün Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide ile ara bölgede görüştü. Görüşmenin ardından KIBRIS Gazetesi’ne açıklama yapan Müzakereci Olgun Kıbrıs Türk tarafının 2015’in sonunda referanduma gitme hedefiyle müzakereleri programladıklarını söyledi.

Ada ve çevresindeki durum nedeniyle çözümün aciliyet teşkil ettiğini belirten Ergün Olgun, bunun Kıbrıs Rum tarafı için de geçerli olduğunu, belirlenen hedefe birlikte ulaşmak gerektiğini kaydetti.

BM Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Danışmanı Eide’nin 2015’in kritik bir yıl olacağına dair açıklamalarına Kıbrıs Türk tarafı olarak katıldıklarını anlatan Ergün Olgun, özel danışmanının tarafların rehavete kapılmaması gerektiğine dair sözleriyle ayni fikirde olduklarını ifade etti.

Müzakerelerin başlama tarihinin seçilecek Cumhurbaşkanı’nın Kıbrıs sorunu konusundaki hazırlığına bağlı olduğunu, bazı adayların diğerlerine nazaran daha fazla zamana ihtiyacı olacağının altını çizen Ergün Olgun, “Ortada esnek bir tavır var. Seçim sonuçlarına göre belirlenecek. Kazanacak olan şahsın ya da ekibinin oturup da hazırlanabileceği bir dönem olacak” dedi. Kıbrıslı Türk müzakereci müzakereleri yeniden başlatacak liderler görüşmesinin tahminin iki taraf arasında varılacak mutabakatla belirleneceğini, bunun için de seçimlerin ardından Eide’nin girişimde bulunacağını anlattı. Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Mayıs 8’i ile 12’si arası ada dışında olacağını söyleyen Ergün Olgun, Liderler görüşmesinin bu tarihler arasında yapılmayacağının kesin olduğunu sözlerine ekledi

Öte yandan Cumhurbaşkanının Kıbrıs konusundaki müzakerecisi Ergün M. Olgun, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı’nın taraflara tek yanlı hareketlerden kaçınılması çağrısında bulunmasının yerinde olduğunu vurguladı.

Olgun, BRT’de yayınlanan bir programa bağlanarak, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin açıklamalarını yorumladı.

Olgun, iyi bir başlangıç yapıldığını belirterek, “şu anda müzakerelerin yeniden başlayacak olması günün en iyi haberidir” dedi.

“Bu çerçevede Sayın Eide’nin dile getirdiği olumlu unsurlar var” diye konuşan Olgun konuşmasına şöyle devam etti:

“Bunlar, hidrokarbon yataklarının ve konusunun sadece Kıbrıs’ın değil bütün bölgenin konusu olduğu, bütün bölgeyi ilgilendiren bir çerçevede ele alınması gerektiğinin vurgulanmış olması son derece önemli. Malumunuz, Kıbrıs’ta müzakerelerin durmasının sebebi, müzakerelerin arifesinde, Kıbrıs Rum tarafının tek yanlı hidrokarbon konusunda inisiyatif alması olmuştu. Büyük resim içerisinde bunun görülmesi gereğinin Sayın Eide tarafından vurgulanmış olması, önümüzdeki dönemde tek yanlı hareketlerden kaçınılması gereğini de işaret etmesi bakımından son derece yapıcı. Tarafların teknik olarak çalışmalarını durdurduğu bu dönemde pozitif bir yaklaşımla sürece ivme kazandırmak için ileri bir siyasi adım atması da bence son derece pozitif ve ileri bir adım olarak önümüze çıkıyor.”

Eide’nin bölünmüş bir adanın AB içerisinde yaratmış olduğu huzursuzluğa değinmesinin de süreci bir sonuca ulaştırmak, Kıbrıs’ta bir uzlaşıya ulaşmak için bir teşvik edici bir unsur olarak gördüklerini anlatan Müzakereci Ergün Olgun, “ Bunun dışında Kıbrıs’taki görevinin güven yaratıcı önlemler paketi üzerinde çalışmak değil, Kıbrıs’ın stratejik ve kapsamlı bir çözüme kavuşturulması olduğunu vurgulaması da son derece önemliydi” dedi.

“BÜTÜN SİYASİ PARTİLERİMİZİN ORTAK İRADESİ”

Kıbrıs Türk tarafının masada olduğuna dikkat çeken Olgun, “Bu da önemli bir unsurdur. Kıbrıs’la ilgilenen uluslararası aktörlerin de, en erken bir zamanda çözüm görmek istediklerini ifade etmiş olması da çok önemli bir unsur. Dolayısıyla 1 yıl içerisinde sürecin tamamlanarak bir sonuca ulaşılmasına dair bir perspektif, bir hedef ortaya koyması da son derecede önemlidir. Kıbrıs Türk tarafı olarak müzakere sürecine angajeyiz. Bu süre içerisinde yapılandırılmış, sıkıştırılmış, sonuç odaklı, belli bir zaman mevhumu içerisinde hareket ederek bu hedefi gerçekleştirme konusunda Kıbrıs Türk tarafının bütün siyasi partileri kapsayan ortak bir idaresi vardır. Bu iradeyi hayata geçirmek için Kıbrıs Türk tarafı olarak angaje olduğumuzu bu vesileyle Sayın Eide’ye ifade etme fırsatı bulduk” diye sözlerini tamamladı.



RUM YÖNETİMİNDEN EIDE'YE TEPKİ



Rum Yönetimi, Rum Haber Ajansı’na (KİPE) yaptığı açıklamalar nedeniyle, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’ye tepki gösterdi.

Rum haber kaynaklarına göre, Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis, Eide’nin, dün KİPE’ye yaptığı; “Bazı ülkelerin, bir ülkenin, diğerinin Münhasır Ekonomik Bölgesi içerisinde sismik araştırma yapmasını BM Sözleşmesi’nin ihlali olarak görmediği” şeklindeki açıklamasının hayal kırıklığına sebep olduğunu söyledi.

Hristodulidis, Eide’nin bu ifadesinin yanı sıra, genel olarak Kıbrıs sorunuyla ilgili yorumlar ve “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin yasal boyutuna dair açıklamalarını da “talihsiz” ve “kabul edilemez” olarak nitelendirerek, bu açıklamaların BM Güvenlik Konseyi’nin kararları ile uluslararası hukuka ve BM Deniz Hukuku’nun ilgili kurallarına aykırı olduğunu kaydetti.

Bu tarz açıklamaların, Kıbrıs sorununa çözüm bulunması için gösterilen çabalara katkıda bulunmadığını ifade eden Hristodulidis, BM Genel Sekreteri’nin “temsilcisi” olan Eide’ye, uluslararası hukuk ile BM kararlarına ve sözleşmelerine saygı göstermeye çağırdı.

Eide, dünkü açıklamalarında, “hidrokarbon krizinden” bahsederek, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, diğer ülkeler gibi kendi Münhasır Ekonomik Bölgesi’ni belirleme hakkı bulunduğu konusunda, üzerinde çok katı bir şekilde durduğu yasal boyut bulunduğunu”; gerçeği söylemek gerekirse, bunu kimsenin kale almadığını ifade etmişti.

Bu konuda iki eksen bulunduğunu belirten Eide, birçok ülkenin, sismik araştırmaları sondaj yapılmadığı sürece ihlal olarak görmediğini, zira Münhasır Ekonomik Bölge’nin “egemen bölge” olmadığını söylemişti.

Eide, bir ülkenin, başka bir ülkenin Münhasır Ekonomik Bölgesi içerisinde, herhangi bir kaynak almadan istediğini yapabileceğinden de bahsetmiş, ancak bu konunun teknik bir konu olduğuna işaret etmişti.

Bu konunun, Kıbrıslı Türklerin argümanı olan, “hidrokarbon yatakları tüm Kıbrıslılara aittir” boyutu bulunduğunu da kaydeden Eide, Kıbrıs’taki taraflardan birinin, diğerine danışmadan karar alamayacağını; bu noktada da Kıbrıs sorununun ne denli derin bir sorun olduğunu gözler önüne seren hem siyasi, hem de hukuki argümanlar bulunduğunun görüldüğünü belirtmişti.





YORGANCIOĞLU: “POLİS YASASI’NIN YENİDEN MECLİSE SEVK EDİLMESİ ÖNEMLİ”



Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, polis terfilerini iptal eden mahkeme kararının, Polis Yasası’nın yeniden Meclise sevk edilmesi, örgütün daha demokratik ve katılımcı bir yasayla yönetilmesi gerektiğini hatırlatması adına önem arz ettiğini kaydetti.

Polisle ilgili terfilerin Başbakanlık görevini devraldığı 4 Eylül’de açıklandığını, polis örgütündeki tartışmalara dayanarak buna karşı olanların mahkemeye gitmesini önerdiğini aktaran Yorgancıoğlu, mahkemenin bu konudaki kararına işaret ederek, “Bu bizim o dönemdeki öngörümüzü doğru çıkarmıştır” dedi.

Bu kararla başka bir sonucun da değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Yorgancıoğlu, “Bu mahkeme kararı, hem Polisin Terfi Tayin Komisyonu’nun hem Polis Yasası’nın yeniden Meclise sevk edilmesi, örgütün daha demokratik, katılımcı bir yasayla yönetilmesi gerektiğini hatırlatması adına önemlidir” şeklinde konuştu.







BELÇİKA GÜNEY KIBRIS BÜYÜKELÇİLİĞİNİ KAPATIYOR



Danimarka ve Macaristan’ın ardından Belçika’nın da Güney Kıbrıs’taki Büyükelçiliğini kapatma kararı aldığı, Rumlarınsa Belçika Hükümetinin kararının değiştirilmesi için büyük çaba gösterdiği haber verildi.

Rum Alithia gazetesi Brüksel’in, Güney Lefkoşa’daki Büyükelçiliğini kapatma kararının, büyük olasılıkla Güney Kıbrıs ile Belçika arasındaki diplomatik ilişkilere darbe vuracağını yazdı.

Edinilen bilgiye göre Belçika Hükümetinin ekonomik sebeplere atıfta bulunarak Lefkoşa’daki Büyükelçiliğini kapatmaya karar verdiğini, zira iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin kalkınması perspektifi olmadığı düşüncesiyle ülkenin Güney Kıbrıs’taki diplomatik temsilciliğini yıl içerisinde geri çekeceğini kaydeden gazete, aynı bilgilere göre Belçika Dışişleri Bakanlığının Belçika’nın Güney Kıbrıs Büyükelçisi Alphonse Creusen’e Büyükelçilik kapanacağı için Güney Kıbrıs’tan ayrılmaya hazırlaması uyarısında bulunduğunu aktardı.

Danimarka ve Macaristan’ın tasarruf amacıyla Güney Kıbrıs’taki Büyükelçiliklerini kapattığını anımsatan gazete, Belçika Büyükelçiliği’nin, kapıya kilit takan AB üyesi üçüncü ülkenin Büyükelçiliği olduğuna işaret ederek, bu durumun endişe yarattığını belirtti.

Gazete Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in de kararın geri çekilmesi için büyük çaba gösterdiğini yazdı.

Belçikalı Büyükelçi’nin, Anastasiadis ve Hükümeti, ülkesinin kararıyla ilgili bilgilendirdiğini kaydeden gazete, Belçika Hükümetinin kararının Rum tarafında hoşnutsuzluk yarattığını, zira Belçika Büyükelçiliği’nin, AB’nin başkenti olarak sembolik bir niteliğinin olduğunu kaydetti.





POLEM KÖYÜNDE KIBRISLI TÜRK KAYBA AİT KEMİK KALINTILARI

TESPİT EDİLDİ



Rum Fileleftheros gazetesi, 1964 yılındaki iki toplumlu çatışmalar sırasında kaybolan ve yetkililer tarafından Kıbrıslı Türk’e ait olduğuna inanılan kemik kalıntılarının, dün Kayıp Şahıslar Komitesi tarafından, Baf’a bağlı Polem köyünde tespit edildiğini yazdı.

Gazete elde ettiği bilgilere dayanarak araştırmanın, birçok kemik kalıntısını su yüzüne çıkardığını, Kayıp Şahıslar Komitesi’nin bu kemik kalıntılarının, 1964 yılında kaybolan “Arodes” sakini Kıbrıslı Türk’e ait olduğunu tahmin ettiğini belirtti.

Kayıp Şahıslar Komitesi’nin, dün sabah erken saatlerde Polem köyünde çalışmalarına başladığını yazan gazete, çalışmaların öğleden sonra sonuç verdiğini ve kemik kalıntılarının tespit edildiğini yazdı.



ANASTASİADİS İLE RUS BÜYÜKELÇİ BİR ARAYA GELDİ



Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile Rusya’nın Güney Kıbrıs Büyükelçisi Stanislav Osadchiy’in dün bir araya geldiği belirtti.

Rum Fileleftheros gazetesi, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile Rus Büyükelçi Satanislav Osadchiy arasındaki görüşmede, Kıbrıs sorunu ile (Anastasiadis’in Moskova ziyaretinde) Moskova’da ele alınan konuların ileriki adımlarının görüşüldüğünü yazdı.

Habere göre Rus Büyükelçi Osadchiy görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, görüşmenin içeriğinde, Anastasiadis’in Moskova ziyareti ve bu ziyaretin sonuçlarının kaybedilmemesi için daha ileri neler yapılabileceğinin bulunduğunu ifade etti.

Kıbrıs sorununu da ele aldıklarını ifade eden Osadchiy, Rusya’nın her zaman için Kıbrıs sorununa ilgi duyduğunu belirtti.

Kıbrıs sorununa ilişkin bir soru üzerine Osadchiy, müzakerelerin yeniden başlaması ve Eide’nin, Ankara’dan çözüm istediğine dair teyitler almış olması beklentisini de dile getirdi.

Osadchiy, müzakerelerin yeniden başlaması için BM’nin gerçekleştirdiği belirli adımların sonuçlarının beklenip görülmesi gerektiğine de vurgu yaptı.



“BÖLÜNMÜŞ BAŞKENTİN HAYALET HAVAALANI” BELGESELİNİN GALASI YAPILDI



Kanal SİM tarafından çekilen ‘Bölünmüş Başkentin Hayalet Havaalanı’ adlı belgeselin galası dün akşam Lefkoşa AKM’de yapıldı.

Etkinlikte belgeselin gala versiyonu İngilizce alt yazılı olarak gösterildi. Belgeselde, Kıbrıs sorununun bir izdüşümü gibi bölünmüş başkentin hemen dibinde atıl durumda bekleyen Lefkoşa Uluslararası Havaalanı’nın tarihçesinin detaylarına belgeselde yer verildi.

Belgeselde önemli tarihi eşikler, belgeler ve dönemin tanıklarının anlatımıyla kayıtlara geçiriliyor. Lefkoşa Uluslararası Havaalanı’nın faaliyette olduğu dönemlerden video görüntüleri ve fotoğraflara yer verilen belgeselde, o dönemlerde yaşanan uçak kazalarına ilişkin görseller de yayınlanıyor. ‘Bölünmüş Başkentin Hayalet Havaalanı’ belgeselinde, havaalanının bilinmeyen birçok yönü birinci ağızdan anlatıldı.