MSE'nin Rapor ve Bilgi Notu - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









MSE'nin Rapor ve Bilgi Notu
Tarih: 07.03.2015 > Kaç kez okundu? 2542

Paylaş


Merkez Strateji Enstitüsü

Rapor-009 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

Rapor–008 21.02.2015

Hazırlayan: (E) Tuğg. Dr. Oktay BİNGÖL

NATO ve ABD’nin

Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî

Girişimleri:

Yeni Soğuk Savaş mı?

Merkez Strateji Enstitüsü

Rapor-009 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

ii

Bu rapor, Galler Zirvesi sonrası Rusya’ya karşı

yürütülen NATO ve ABD’nin askerî girişimlerinin son

durumlarının gözden geçirilmesi ve muhtemel çok

boyutlu etkileri üzerine değerlendirme yapılması

maksadıyla hazırlanmıştır.

MSE, ulusal, bölgesel, küresel barış ve güvenlik ile kurumsal yapılanma, risk

analizi ve strateji geliştirme konularında eğitim ve danışmanlık hizmeti veren

akademik bir danışmanlık ve düşünce kuruluşudur.

MSE benimsediği ilkeler çerçevesinde kapsadığı konularda özgün ve nitelikli

bilgiyi üretmeyi ve bunu geniş kitlelerle paylaşmayı temel amaç edinmiştir. Bu

maksatla, ilgi alanındaki konular hakkında analizler yapar, stratejiler geliştirir ve

akademik eğitim faaliyetlerinde bulunur.

MSE’nin ilkelerini, insanlığın barış ve güvenliğini esas alan temel amacı

belirler. Bilimsel etik ve tarafsızlık kuruluşumuzun temel ilkesidir.

Ne kadar saygın olursa olsun MSE, hiçbir politik gücü veya inancı desteklemez.

Amaç:

Merkez Strateji Enstitüsü (MSE):

Doç.Dr. Sinem Akgül AÇIKMEŞE, Prof.Dr. Bülent ARI, (E)Tuğg. Dr. Oktay

BİNGÖL, Prof.Dr. Mitat ÇELİKPALA, Prof.Dr. Çağrı ERHAN, (E) Büyükelçi Dr.

Ercan ÖZER, Prof. Dr. Abdülkadir VAROĞLU, Dr. Ali Bilgin VARLIK

MSE

Danışma Kurulu

Bu belgede yer alan hususların tüm sorumluluğu yazara ait olup MSE’ve üyelerini bağlamaz.

Bu belgenin her hakkı , 2393 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu esasları çerçevesinde MSE’ye aittir.

Merkez Strateji Enstitüsü

Rapor-009 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

i

İÇİNDEKİLER

Yönetici Özeti | 1

1. Giriş | 3

2. Galler Zirvesi Sonrası NATO Faaliyetleri | 5

3. ABD Faaliyetleri | 8

4. Sonuç ve Değerlendirme | 11

Ekler:

Ek-1: NATO Mukabele Kuvveti | Ek-1

Merkez Strateji Enstitüsü

Rapor-009 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

ii

Bu Sayfa Boş Bırakılmıştır

Merkez Strateji Enstitüsü

Bilgi Notu-003 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

- 1 -

NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı?

Yönetici Özeti

NATO'nun Galler Zirvesinden itibaren altı aylık sürede Rusya’ya karşı alınması öngörülen askerî önlemlerin bir kısmının hayata geçirildiği, önemli bir kısmı üzerinde ise çalışmaların devam ettiği görülmektedir. 5 Şubat 2015’de Brüksel’de yapılan NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nda NATO Hazırlık Eylem Planının (NRAP) uygulama süreci gözden geçirilmiş ve müteakip adımlar için yönlendirmeler yapılmıştır.

Bu raporda Galler Zirvesi sonrası Rusya’ya karşı yürütülen NATO ve ABD’nin askerî girişimlerinin son durumlarının gözden geçirilmesi ve muhtemel çok boyutlu etkileri üzerine değerlendirme yapılması amaçlanmıştır.

NATO’nun Galler sonrası çabalarında bir taraftan; Baltık ve Doğu Avrupa ülkelerine Rusya’ya karşı güvence verilmesi ile Rusya’nın caydırılması, diğer taraftan İttifak’ın yeni küresel/bölgesel güvenlik ortamına ve ortaya çıkmakta olan çok boyutlu tehditlere uyum çabası dikkat çekmektedir. Bu kapsamda;

Baltık Ülkeleri Hava Polisliği,

NATO AWACS desteği, tatbikatlar,

NATO deniz unsurlarının güçlendirilmesi,

NATO savunma planlarının gözden geçirilmesi,

NATO Mukabele Kuvveti (NRF) yeteneklerinin ve hazırlık durumunun artırılması,

NATO Komuta Yapısının uyarlanması için yapılan çalışmalar öne çıkmaktadır.

Baltık Hava Polisliği takviye edilmiştir. Dört ülkeden 16 uçak iştirak etmekte, ABD ilave destek sağlamaktadır. NRF’nin gücünün artırılması yönünde çalışmalar sürerken Çok Yüksek Hazırlık Düzeyinde Müşterek Görev Kuvveti (VHRJTF) teşkili için uzlaşı sağlanmış ve 2015 yılı içinde kuvvetin ilk harekât yeteneğini kazanması amaçlanmıştır. Kuvvet 2016’da tam harekât yeteneğine kavuşacaktır.

NATO Komuta Yapısının yeni stratejik ortama ve Rusya’dan kaynaklanacak olası tehdide karşı uyarlanması amacıyla Polonya, Bulgaristan, Romanya ve üç Baltık ülkesinde NATO merkezleri kurulmaya başlanmıştır. Polonya’daki Çok Uluslu Kuzey Doğu Kolordusunun (MNC NE) kapasitesi artırılmaya ve Rusya’ya karşı caydırıcılık sağlanmaya çalışılmaktadır.

NATO girişimleri ile koordineli olarak ABD tarafından Atlantik Kararlılığı Harekâtı başlatılmıştır. Bu harekât, Baltık ve Doğu Avrupa ülkelerinin askerî kapasitelerinin geliştirilmesini amaçlamaktadır. Diğer taraftan ABD, bu ülkelerde Soğuk Savaş dönemine benzer şekilde silah ve teçhizat konuşlandırmaktadır.

ABD’nin yukarıdaki çabalarını destekleyebilecek diğer girişimleri de olası görülmektedir. Bunlardan en önemlisi Baltık ülkeleri, Polonya, Romanya ve Bulgaristan arasında Baltık’tan

Merkez Strateji Enstitüsü

Rapor-009 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

- 2 -

Karadeniz’e kadar uzanan jeopolitik alan içinde Rusya’ya karşı bir ittifak tesisidir. Bu ittifakın Türkiye ve Gürcistan’ı da kapsaması gerektiği zaman zaman dile getirilmektedir.

Galler zirvesi sonrası NATO ve ABD’nin askerî girişimlerini yeni bir çevreleme politikası ve Rusya’dan verilecek karşılıklarla yeni bir Soğuk Savaş’ın askerî boyutu olarak da görmek mümkündür. Bu seferki Soğuk Savaş’ın bir öncekinden nicelik olarak çok farklı olacağı, ancak özde göz ardı edilemeyecek benzerliklerin bulunacağı açıktır.

Doğu Avrupa ve Karadeniz havzasında sıkı rekabet ve sert mücadeleye dayalı bir ortam, NATO üyesi olan ve Rusya ile kapsamlı ticari-ekonomik ilişkileri bulunan Türkiye açısından önemli riskler yaratmaktadır.

Merkez Strateji Enstitüsü

Rapor-009 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

- 3 -

1. Giriş

Rusya ile Ukrayna arasındaki krizin derinleştiği ve ABD/Batı ile Rusya ilişkilerinin gerginleşmeye başladığı bir dönemde, 4-5 Eylül 2014 tarihlerinde, Galler’de NATO üye ülkelerinin devlet ve hükümet başkanlarının katılımıyla icra edilen zirvede NATO’nun gündemindeki önemli konular tartışılmış ve kararlar alınmıştı. Alınan kararların en önemlisi olan NATO Hazırlık Eylem Planı (NHEP) (NATO Readiness Action Plan (NRAP) 1 Türkiye’de fazla dikkat çekmedi. Oysa NRAP, Rusya tarafından yaratılan krize ve Orta Doğu-Kuzey Afrika’da ortaya çıkan tehditlere karşı çok boyutlu tedbirleri kapsamakta ve NATO’nun kolektif savunmasını güçlendirmekteydi. Merkez Strateji Enstitüsü’nün 0001 nolu Raporu’nda2 ayrıntılı olarak değerlendirilen NRAP’ın kapsamında;

Doğu Avrupa’da kara, deniz ve hava unsurlarının varlığının artırılması ve askerî faaliyetler icra edilmesi,

NATO Mukabele Kuvveti (NMK) (NATO Responce Force (NRF)’nin yeteneklerin geliştirilmesi,

NRF’nin parçası olarak Çok Yüksek Hazırlıklı Müşterek Görev Kuvveti –ÇYHMGK) (Very High Readiness Joint Task Force-VHRJTF) kuvvet oluşturulması,

Doğu Avrupa’daki NATO ülkelerinde altyapının güçlendirilmesi; silah, teçhizat ve ikmal maddeleri konuşlandırılıp depolanması,

Kuvvetlerin hazırlık durumlarının artırılması,

NATO Komuta Yapısının tehditleri karşılamak üzere uyarlanması,

Çok Uluslu Kuzeydoğu Kolordusu (Multinational Corps Northeast (MNC-NE) yeteneklerinin artırılması,

NATO’nun doğu ve güney çevresinde istihbarat gayretlerinin artırılması ve ön alıcı planlama faaliyetlerine ağırlık verilmesi,

Sivil-Asker senaryolara uygun tatbikatlar yapılması, NATO Şikago Zirvesinde onaylanan Birbirine İrtibatlandırılmış Kuvvetler Girişimine (Connected Forces Initiative) önem verilmesi,

NRAP’ın derhal uygulamaya başlanması ve NATO savunma bakanları tarafından kontrol edilmesi,

NRAP’ın hayata geçirilmesi için NATO ülkelerinin savunma harcamalarındaki sürekli azalmanın durdurulması ve GSMH’nin yüzde 2’sine yükseltilmesi kritik başlıklar olarak öne çıkmaktaydı.

Merkez Strateji Enstitüsü

Rapor-009 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

- 4 -

Galler Zirvesinden itibaren altı aylık sürede NRAP ile öngörülen önlemlerin bir kısmının hayata geçirildiği, önemli bir kısmı üzerinde ise çalışmaların devam ettiği görülmektedir.

5 Şubat 2015’de Brüksel’de yapılan NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nda NRAP’in uygulama süreci gözden geçirilmiş ve müteakip adımlar için yönlendirmeler yapılmıştır.

Bu raporda Galler Zirvesi sonrası Rusya’ya karşı yürütülen NATO ve ABD’nin askerî girişimlerinin son durumlarının gözden geçirilmesi ve muhtemel çok boyutlu etkileri üzerine değerlendirme yapılması amaçlanmıştır.

Merkez Strateji Enstitüsü

Rapor-009 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

- 5 -

2. Galler Zirvesi Sonrası NATO Faaliyetleri

NATO’nun Galler sonrası çabalarında bir taraftan; Baltık ve Doğu Avrupa ülkelerine Rusya’ya karşı güvence verilmesi ile Rusya’nın caydırılması, diğer taraftan İttifak’ın yeni küresel/bölgesel güvenlik ortamına ve ortaya çıkmakta olan çok boyutlu tehditlere uyum çabası dikkat çekmektedir. Raporun bu bölümünde her iki boyut bir arada özetlenmektedir. Bu kapsamda; Baltık Ülkeleri Hava Polisliği, NATO AWACS desteği, tatbikatlar, NATO deniz unsurlarının güçlendirilmesi, NATO savunma planlarının gözden geçirilmesi, NRF yeteneklerinin ve hazırlık durumunun artırılması, NATO Komuta Yapısının uyarlanması için yapılan çalışmalar müteakip paragraflarda özetlenmektedir.

2.1. Baltık Ülkeleri Hava Polisliği

NATO’nun görünürlüğü ile dayanışmasını simgeleyen ve sembolik değeri en yüksek faaliyetlerinden birisi Baltık Ülkeleri Hava Polisliği’dir. Estonya, Litvanya ve Letonya’nın NATO’ya katıldığı Mart 2004 tarihinden itibaren bu ülkelerin hava sahalarında 14 NATO ülkesinin katılımıyla, 7/24 ve dört aylık rotasyon esasıyla hava polisliği görevi başlatılmıştır.3

Rotasyonda olan ülke Litvanya’nın Sokniai/Siauliai Hava Üssüne kendi uçaklarını intikal ettirerek görevi yürütmüştür. Litvanya Sokniai/Siauliai üssü NATO Alt Yapı Programından tahsis edilen yedi milyon Avro ile modernize edilmiştir.4

Hava Polisliği görevinde Mayıs 2014’de kadar dört uçak kullanılmış, Rusya ve Ukrayna arasındaki kriz üzerine NATO, Estonya’daki Amari Hava Üssü’nü de modernize etmiştir. 5 Bu tarihten itibaren NATO Hava Polisliği görevi her rotasyonda dört ülke ile önce 12 müteakiben 16 uçakla icra edilmeye başlanmıştır.

NATO Hava Polisliği görevi 1 Ocak 2015’den itibaren İtalya, Polonya, İspanya ve Belçika tarafından icra edilmektedir. Kırım krizi esnasında ABD, İngiltere’deki üslerden altı F-15C Eagle uçağını Litvanya’ya intikal ettirmiştir.6 Bu uçaklar Hava Polisliği görevini takviye için kullanılmaktadır. ABD ayrıca Baltık ülkelerine yönelik koruma görevine iki adet KC-135 tanker uçağı da tahsis etmiştir.7

2006’da dört aylık bir süre için dört uçakla bu görevi icra eden Türkiye’nin NATO üyeliğinin gereği olarak önümüzdeki dönemlerde tekrar sorumluluk alabileceği, bunun da Rusya ile ilişkilerde kısmi bir rahatsızlığa neden olabileceği değerlendirilmektedir.

2.2 NATO AWACS Desteği ve Tatbikatlar

NATO, envanterindeki AWACS uçaklarıyla Doğu Avrupa ve Baltık ülkeleri hava sahasında gözlem uçuşları başlatmıştır.

Merkez Strateji Enstitüsü

Rapor-009 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

- 6 -

Diğer taraftan Doğu Avrupa ülkelerindeki NATO tatbikatlarının sayısı ve rotasyona bağlı olarak kara birliklerinin varlığı artırılmıştır.

2.3. NATO Deniz Unsurlarının Güçlendirilmesi

NATO Sürekli Deniz Görev Gruplarının (NATO Standing Naval Forces-NSNG) yeteneklerinin artırılması ve daha fazla gemi tahsisi de amaçlanmaktadır. Ayrıca Baltık, Akdeniz ve Karadeniz’de deniz unsurlarının devriye faaliyetleri artırılmıştır.

2.4. NATO’nun Savunma Planlarının Gözden Geçirilmesi

Rusya-Ukrayna krizinin başlaması ve Galler Zirvesi sonrası NATO, Baltık ve Doğu Avrupa ülkelerine yönelik savunma ve ihtimalat planlarını güncellemekte, yeni planlar hazırlamakta ve planları destekleyecek şekilde ilgili ülkelerin başta hava meydanları olmak üzere NATO’ya tahsisli altyapılarını geliştirmektedir. Hazırlanan ve güncelleştirilen planlar çok sayıda tatbikat ve müşterek çalışmayla denenmektedir.

2.5. NATO Mukabele Kuvvetinin (NRF) Yetenekleri ve Hazırlık Durumunun Artırılması

NATO’nun son on yıldaki en önemli girişimi olan NRF’nin kara unsuru NRAP kapsamında; kara, deniz ve hava birliklerini kapsayan müşterek kuvvet paketleri şeklinde tasarlanmakta ve müşterek bir tümenin yüksek hazırlık düzeyine getirilmesi amaçlanmaktadır. Bu birliğin kriz durumunda kısa bir ikaz süresini müteakip Ukrayna ile Baltık Ülkeleri ve Doğu Avrupa ülkelerinden birine intikali amaçlanmaktadır.

NRF’nin küçük bir unsuru ise Çok Yüksek Hazırlık Seviyesinde Müşterek Görev Kuvveti (Very High Readiness Joint Task Force(VHRJTF) şeklinde yapılandırılmaya çalışılmaktadır. Beş manevra taburundan müteşekkil bir tugay büyüklüğünde 3-5.000 askerden oluşan bu kuvvetin de deniz, hava ve özel kuvvetlerden gerekli desteğin sağlanarak 2-3 gün içinde kriz bölgesine intikali amaçlanmaktadır. 5 Şubat 2015’de icra edilen NATO Savunma Bakanları Toplantısında NRF’nin VHRJTF unsurunun ilk harekât yeteneğini 2015 içinde kazanacağı açıklanmıştır.8 VHRJTF şu anda Almanya, Hollanda ve Norveç’in liderliğinde teşkil edilmektedir. Sonraki rotasyonlarda Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, Polonya ve İspanya çerçeve ülke olarak belirlenmiştir. Kuvvetin 2016 başlarında tam hareket yeteneğini kazanarak kullanıma hazır olması planlanmaktadır.

NRF’nin güçlendirilmesi ve VHRJTF kurulması yönünde ifade edilen hedefler ve beklentiler yüksek, planlama takvimi iddialı olmasına karşın pratikte önemli sorunlar bulunmaktadır. 2004’de kurulan ve günümüze kadar 6/12 aylık rotasyonlarla devam eden NRF’ye, hiçbir dönem yüzde 100 oranında birlik ve yetenek tahsis edilememiştir. Avrupalı üyelerden yeterince destek sağlanmamış ve genellikle ABD’nin yetenek tahsisine bağımlı kalmıştır. NRF’nin kriz bölgelerinde kullanımı konusunda da NATO ülkeleri arasında uzlaşı sağlanması zor olmaktadır. Geçmiş dönemdeki kullanımları da muharip görevlerden ziyade insani yardım ağırlıklı olmuştur. AB’nin mali ve

Merkez Strateji Enstitüsü

Rapor-009 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

- 7 -

ekonomik sorunları ile AB-ABD arasında Rusya’ya yönelik yaklaşım farklılıkları dikkate alındığında söz konusu zorlukların kısa sürede aşılmasının, kuvvetin Rusya’yı caydırmak için Baltık ve Doğu Avrupa’daki kriz bölgelerinde görevlendirmesinin kolay olmadığı ortaya çıkmaktadır.

2.6. NATO Komuta ve Yapısının Uyarlanması

Galler Zirvesinde alınan kararlardan biri olan NATO Komuta Yapısının Rusya-Ukrayna krizinin yarattığı ortama uyarlanması kapsamında önemli adımlar atıldığı görülmektedir. NATO Kuvvet Entegrasyon Birimi (NATO Force Integration Unit (NFIU) ismiyle altı adet yeni merkezin Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Polonya ve Romanya’da teşkil edilmektedir. Merkezlerin, NATO’nun bu ülkelerdeki görünürlüğü, dayanışması ve caydırıcılığına katkı sağlaması; müşterek harekât ve tatbikat planlamasını yürütmesi; kriz anında NRF unsurlarının k onuşlanmasını kolaylaştırması amaçlanmaktadır. Bu merkezler, NATO daimi karargâhlarından ve üye ülkelerden dönüşümlü olarak tahsis edilecek personelle çalıştırılacak (Toplam 200-250 personel), ev sahibi ülkelerce bina vb kolaylıklar tahsis edilecektir.

Romanya’daki NATO merkezinin 2015 içinde kurulmaya başlanacağı; ABD, Kanada, İngiltere, Polonya, Bulgaristan ve Türkiye’den personel bulunacağı belirtilmektedir.9 Romanya’da ABD’nin Mihail Kogalniceanu ve Deveselu isimli iki askerî üssü bulunmaktadır. ABD Bu üslerdeki kuvvetini 2014 içinde Rusya-Ukrayna krizi üzerine 500 ilave askerle takviye etmiştir.

Polonya’da teşkil edilecek merkezin daha büyük olması ve diğer ülkelerdeki merkezlere komuta etmesi de düşünülmektedir.

Bu amaçla Polonya’da mevcut ve NATO kuvvet yapısı içinde yer alan Kuzey Doğu Çok Uluslu Kolordusunun (Multinational Corps Northeast (MNC-NE) 10 mevcut olanak ve yeteneklerinden yararlanılması da bir seçenek olarak öne çıkmaktadır.

Polonya’daki MNC NE Karargâhının, 30.000 asker gücünde bir kuvvetin ve NRF’nin harekâtını planlayıp icra edebilecek kapasiteye kavuşturulmasına çalışılmaktadır. MNC NE’ye Romanya’nın bir tümen tahsis edeceği belirtilmektedir.11

Merkez Strateji Enstitüsü

Rapor-009 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

- 8 -

3. ABD Faaliyetleri

ABD, Rusya’yı Ukrayna’ya yönelik müteakip adımlarından caydırmak, diğer Doğu Avrupa ve Baltık ülkelerine Rusya’ya karşı güvence vermek ve Avrupalı müttefiklerini cesaretlendirmek için Haziran 2014’ten itibaren Atlantik Kararlılığı (Operation Atlantic Resolve) isimli bir harekât başlatmıştır.

NATO girişimleriyle koordineli olarak yürütülen bu harekâtı mali olarak desteklemek için 2015 Savunma Bütçesi içinde 1 milyar dolar tahsis edilmiştir. Bu kaynağın 440 milyon doları ABD’nin Karadeniz ve Baltık Denizinde mevcut gücünü takviye etmek, Baltık Hava Polisliğini güçlendirmek, ilgili ülkelerdeki kara unsurlarının rotasyonunu sürdürmek için kullanılacaktır. Bölge ülkelerindeki tatbikatlar için 75 milyon dolar; hava alanları ve eğitim tesisleri inşası ve geliştirilmesi için 250 milyon dolar; Gürcistan, Moldova ve Ukrayna’nın güvenlik kurumlarını güçlendirmek için 35 milyon dolar; Avrupa’da ABD kuvvetleri için silah ve teçhizat depolanması için 125 milyon dolar ayrılmıştır.12

Atlantik Kararlılığı Harekâtı kapsamında ABD ordusunun kara, deniz, hava ve özel kuvvetleri teşkil ettikleri rotasyonel görev kuvvetleri ile çeşitli müşterek eğitim faaliyetleri yürütmektedir. Bu kapsamda dikkat çeken faaliyetler şunlardır.

Özel Maksat Deniz Piyade Hava-Yer Görev Kuvveti (Special Purpose

Marine Air Ground Task Force (SPMAGTF)13: Karadeniz Rotasyonel Görev

Kuvveti (Blacksea Rotational Task Force(BSTF) ismiyle ABD’nin Avrupa

Komutanlığı (EUCOM) bünyesindeki Stutgart/Almanya’da konuşlu Deniz

Piyade Komutanlığı sorumluluğunda 2010’da teşkil edilmiştir. Daha sonra ismi

SPMAGT olan kuvvet içinde; tank taburu, özel kuvvet, terörizmle mücadele, keşif-gözetleme, helikopterler, yakıt ikmal uçağı, kargo uçağı, Sivil Asker İşbirliği (CIMIC) unsurları ile karargâh personeli yer almaktadır.14 SPMAGTF rotasyon esasıyla, Romanya ve Bulgaristan’daki ABD’ye tahsisli üsleri kullanarak bu iki ülkeye ilaveten Moldova, Ukrayna ve Gürcistan silahlı kuvvetlerine destek sağlamaktadır. Amaç, bölgedeki ABD büyükelçiliklerinin takviyesi, kurtarma ve tahliye görevlerinin icrası, afetlerde kurtarma ve insani yardım olarak belirlenmiştir. Bu görevlerin yanında Rusya’ya karşı Doğu Avrupa ve Karadeniz ülkelerinin askerî kapasitelerinin geliştirilmesi ve bunların ABD kuvvetleri ile birlikte çalışabilirliklerinin artırılması faaliyetleri dikkat çekmektedir.

ABD Avrupa Kara Kuvvetlerinin iki ana muharip unsuru 2. Keşif Alayı ve 173. Hava İndirme Piyade tugayıdır. Bu iki birlik ABD’de de konuşlu bir tugay ile takviye edilmektedir. Bu üç kuvvet arasında yapılan rotasyonla Baltık ülkeleri ile Polonya’daki üslerde daimi ABD varlığı bulundurulmakta, çeşitli eğitim-tatbikat faaliyetleri icra edilmektedir.

ABD Deniz Kuvvetleri Karadeniz ve Baltık’ta tatbikatlarını artırmıştır. Karadeniz’de 6. Filo’nun Komuta Kontrol Gemisi USS Mount Whitney ile muhripler USS Donald Cook, USS Ross,

Merkez Strateji Enstitüsü

Rapor-009 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

- 9 -

USS Cole, USS Truxtun, USS Taylor ve USS Oscar Austin çok sayıda tatbikat icra etmiştir.15 Bu tatbikatlarda Romanya’nın dikkate değer bir oranda katılımı olmuştur.

ABD’nin Almanya’da konuşlu hava Kuvvetlerinden bir unsur Polonya’da Lask Hava Üssünde konuşlandırılmıştır. 10 personeli daimi olan, rotasyon esasına göre takviye edilenlerle 250 kişiye kadar çıkan unsur Polonya hava kuvvetlerinin yeteneklerinin artırılmasına katkı sağlamaktadır. Doğu Avrupa ve Baltık ülkeleri iştirakiyle müşterek tatbikatlar icra edilmektedir.16

ABD Özel Kuvvet Unsurları Baltık ülkeleri ile Doğu Avrupa ülkelerinin silahlı kuvvetlerine eğitim desteği sağlamaktadır.

ABD’nin Ukrayna’ya doğrudan önemli desteği bulunmaktadır. 2014’de Ukrayna’ya 291 milyon dolarlık malzeme yardımı ile 1 milyar dolar borç verilmiş, 2015’de 150 milyon dolarlık askerî malzeme yardımı, 2015-2017 yılları için ise 350 milyon dolarlık askerî malzeme yardımı kararlaştırılmıştır.17 ABD Ukrayna’da;

-Ukrayna Ulusal Muhafızlarının eğitilmesi ve teçhizi,

-Ukrayna Savunma Bakanlığının ve diğer güvenlik kurumlarının istihbarat, planlama, lojistik ve sınır güvenliği konularında eğitilmesini yürütmektedir.18

ABD, Avrupa’daki kuvvetlerini azaltmayı müteakip askeri teçhizatının önemli bir kısmını ABD’ye çekmeyi 2013’de tamamlamıştır. ABD’nin Avrupa’da kuvvet azaltması ve 2015 itibariyle kalan askeri kapasitesi Tablo-1’de sunulmaktadır.19

Tablo 1. ABD'nin Avrupa'da Kuvvet İndirimi

1989 2001 2015 Toplam Askeri Personel

326,400

98,000

66,200 Zırhlı Tugay

4

1

0 Piyade Tugayı

1

0

0 Hava İndirme Tugayı

0

1

1 Zırhlı Keşif Alayı

0

0

1 Taktik Hava Filosu

28

8

6 Uçak

639

174

136 Ana Muharebe Tankı

5,000

657

29 Zırhlı Piyade Aracı

940

887

33 Top

1600

508

97 Kısa Menzilli Balistik Füze

120

0

0 Taarruz Helikopteri

279

134

48

Merkez Strateji Enstitüsü

Rapor-009 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

- 10 -

Bu kapsamda ABD, Avrupa’da Almanya, İtalya, Belçika, Hollanda ve Portekiz’de 15 civarında kullanım dışı kalan üs bölgelerinin büyük bir bölümünü 2020’ye kadar bir plan dâhilinde ev sahibi ülkelere devredecektir.20

ABD, 2014’de Rusya ile Ukrayna arasındaki krizin derinleşmesi üzerine bir kısım kritik teçhizatın Baltık ülkeleri, Polonya, Romanya ve Bulgaristan ile Batı Balkanlarda önceden depolanmasına karar verilmiştir. Bu kapsamda 220’ün üzerinde zırhlı araç ile diğer malzeme depolanmaktadır.21

Merkez Strateji Enstitüsü

Rapor-009 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

- 11 -

4. Sonuç ve Değerlendirme

Ukrayna’daki kriz ve sonrasında yaşanan gelişmeler üzerine sertleşen ABD/Batı-Rusya mücadelesinde NATO’nun Hazırlık Eylem Planı (NRAP), ABD’nin ise Atlantik Kararlığı Harekâtı ile yürüttüğü girişmeler temel olarak; tehdit algılayan bölge ülkelerini NATO/ABD güvenlik sisteminde tutmak, Rusya’yı caydırmak ve kriz durumunda baskına uğramadan tedbir alabilmek amaçlarına yöneliktir. Galler zirvesi sonrası altı aylık sürede gelinen aşamada bu amaçların gerçekleştirilebildiğini söylemek zordur.

ABD’nin tırmanmadan kaçınarak temkinli, tedrici ancak planlı bir strateji uygulamaya çalıştığı, NATO NRAP’in de itici gücü olduğu görülmektedir. Avrupa ülkelerinin yaklaşımları Rusya ile bağımlılık ilişkilerinin düzeyine göre farklılık göstermektedir. Başta Almanya olmak Avrupa ülkelerinin askerî önlemlere sıcak bakmamaları, çözümü zor temel bir sorun olarak varlığını devam ettirmektedir. Bu kapsamda AB’nin kendi üyeleri olan Baltık ve Doğu Avrupa ülkelerinin savunma ve güvenliklerine Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası çerçevesinde ciddi bir savunma desteği sağlayamaması dikkat çekmektedir. Bu süreçte AB’nin Askerî Karargâhı, Savunma Ajansı, Avrupa Kolordusu ve Muharebe Grupları gibi savunma vasıtaları kâğıt üzerinde kalmaktadır.

Soğuk Savaş döneminde Avrupa’da depolanmış askerî teçhizat ABD stratejisinin önemli bir bileşenini oluşturmaktaydı. Bu bileşen Avrupa’da çok fazla kuvvet bulundurmak yerine bu kuvvetlerin malzemelerini depolayıp bir kriz anında askerleri havadan intikal ettirmeye dayalıydı. Bu şekilde onlarca tugayın malzemesi depolanmıştı.

ABD’nin Ukrayna krizi sonrası Soğuk Savaş esnasındaki stratejisini tekrar kullanmaya başladığı görülmektedir. Bu kez uygulanan stratejinin nicelik olarak farklılığı büyüktür. Onlarca tugay yerine birkaç bölük ve tabur için malzeme depolanmaktadır. Ancak her koşulda bu strateji ABD’ye avantaj sağlamaktadır. Uygulama, Rusya’nın büyük kuvvetlerle taarruzuna karşı savunma ve taarruz yeteneği kazandırmamasına rağmen sembolik değeri ve vermek istediği mesajlar nedeniyle büyüktür. Öncelikle bu girişimle ABD Rusya’nın taarruzlarına karşı ilgili ülkeleri savunma kararlılığını göstermektedir. Gerçek bir saldırı durumunda bir kaç günlük zaman kazanmaktadır. ABD, bölgeye Avrupa’dan veya Amerika’dan kısa sürede intikal ettireceği personelle birkaç günde hazır hale getireceği küçük kuvvetlerle daha büyük birliklerin kabulünü de kolaylaştıracaktır. Bu girişimle Rusya’nın, başlatacağı bir saldırıda Baltık veya Doğu Avrupa ülkelerinin kuvvetlerinden ziyade ABD’nin birlikleriyle muharebeye gireceğini ve sonrasında kaçınılmaz bedel ödeyeceğini muhakeme edeceği, dolayısıyla risk almaktan kaçınacağı de varsayılmaktadır.

Son olarak bu girişim, ABD ile müttefiklerini daha sıkı ilişkilere zorlayan, söz konusu müttefikleri ABD’ye daha muhtaç ve bağlı duruma getiren, Rusya’dan tamamen kopmanın önünü açan ilişki şeklidir. Bu nedenle sembolik ancak stratejiktir.

ABD’nin yukarıdaki çabalarını destekleyebilecek diğer girişimleri de olası görülmektedir. Bunlardan en önemlisi Baltık ülkeleri, Polonya, Romanya ve Bulgaristan arasında Baltık’tan Karadeniz’e kadar uzanan jeopolitik alan içinde Rusya’ya karşı bir ittifak tesisidir. Bu ittifakın

Merkez Strateji Enstitüsü

Rapor-009 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

- 12 -

Türkiye ve Gürcistan’ı da kapsaması gerektiği dile getirilmektedir. Buna benzer bir ittifak sistemi, I. Dünya Savaşı sonrası Almanya ve Sovyet Rusya ‘ya karşı Polonya tarafından Intermarium ismiyle dile getirilmiş, ancak tesisi mümkün olmamıştır.

Galler zirvesi sonrası NATO ve ABD’nin askerî girişimlerini yeni bir çevreleme politikası ve Rusya’dan verilecek karşılıklarla yeni bir Soğuk Savaş’ın askerî boyutu olarak da görmek mümkündür. Bu seferki Soğuk Savaş’ın bir öncekinden nicelik olarak çok farklı olacağı, ancak özde göz ardı edilemeyecek benzerliklerin bulunacağı açıktır.

Türkiye’nin Rusya ile mevcut bağımlılık ilişkileri nedeniyle NATO ve ABD faaliyetlerinde temkinli ve düşük profilli bir yaklaşım benimsediği görülmektedir. Ancak Türkiye’nin NATO’nun üyesi olarak girişimlerin tamamen dışında kalması mümkün değildir. Geçmişte görev aldığı Baltık Hava Polisliği ve NRF rotasyonlarında lider ülke olarak tekrar görev almasının Rusya açısından yaratacağı rahatsızlık bir risk alanıdır. Diğer taraftan üyesi olarak NATO’nun kolektif savunma girişimlerine yeterli desteği vermemek ihtiyaç duyduğunda destekten yoksun kalmak anlamına da gelmektedir. Bu bağlamda Türkiye mali ve askerî açıdan nicelik olarak küçük ancak stratejik etkisi büyük bir ikilemle karşı karşıyadır.

Rusya’ya karşı yeni bir ittifak ve çevreleme politikasının Türkiye’yi çok daha zor karar noktaları ile baş başa bırakacağı düşünülmektedir. Bu kapsamda Karadeniz’de artan askerî faaliyet, Kafkaslar ve Balkanlarda kırılgan istikrar, Ortadoğu’da olası ittifak mücadeleleri ile Türkiye-Rusya arasındaki enerji asimetrisi dikkate alınmak durumundadır.

Eki

Ek-1: NATO Mukabele Kuvveti

Merkez Strateji Enstitüsü

Rapor-009 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

- 13 -

Notlar:

1 “NATO Readiness Action Plan”, NATO Web Page, http://www.nato.int/nato_static_fl2014/assets/pdf/pdf_2014_12/20141202_141202-facstsheet-rap-en.pdf

2 “NATO Galler Zirvesi Rapor-0001”, Merkez Strateji Enstitüsü, http://merkezstrateji.com/wp-content/uploads/2014/09/140909_RP_NATOnun-Galler-Zievesi_s.3.pdf

3 Wojciech Lorenz, “Baltic Air Policing: A Mission in the Interest of the Whole Alliance”, PISM BULLETIN, No. 88 (421) September 21, 2012.

4 Wojciech Lorenz, “Baltic Air Policing: A Mission in the Interest of the Whole Alliance”, PISM BULLETIN, No. 88 (421) September 21, 2012.

5 “NATO opens an air base in Estonia”, Estonian World, 2 May 2015, http://estonianworld.com/security/nato-opens-air-base-estonia-video/

6 “6 F-15s, KC-135 to augment NATO mission in Baltics”, US Airforce, 5 Mart 2014, http://www.af.mil/News/ArticleDisplay/tabid/223/Article/473483/6-f-15s-kc-135-to-augment-nato-mission-in-baltics.aspx

7 “The United States augment its participation in NATO's air policing mission in the Baltics”, Litvanya MOD Web Site, http://www.kam.lt/en/news_1098/current_issues/the_united_states_augment_its_participation_in_natos_air_policing_mission_in_the_baltics.html

8 “Statement by the NATO Defence Ministers on the Readiness Action Plan”, NATO Web Page, 5 February 2015, http://www.nato.int/cps/en/natohq/official_texts_117222.htm

9 “Romania and NATO’s Rapid Reaction Force”, Radio Romania, 06 February 2015, http://www.rri.ro/en_gb/romania_and_natos_rapid_reaction_force-2526800

10 Kuzeydoğu Çok Uluslu Kolordusu (MNC NE), NATO Kuvvet Yapısında yer alan yüksek hazırlık düzeyinde sekiz kolordudan biridir. NATO Kuvvet Yapısında yer alan diğer yüksek hazırlık düzeyindeki kolorduları şunlardır. NATO Hızlı Reaksiyon Kolordusu (Allied Rapid Reaction Corps-ARRC,İngiltere’nin liderliğinde teşkil edilmiş ve Almanya’da konuşludur), Fransa Hızlı Reaksiyon Kolordusu, Avrupa Kolordusu, Almanya-Hollanda Hızlı Reaksiyon Kolordusu, İtalya Hızlı Reaksiyon Kolordusu, İspanya Hızlı Reaksiyon Kolordusu, Türkiye Hızlı Reaksiyon Kolordusu (İstanbul Ayazağa’da konuşludur. HRF veya NATO kolordusu olarak bilinir), Yunanistan Hızlı Reaksiyon Kolordusu.

MNC NE’nin karargâhı Polonya’da bulunmaktadır. Başlangıçta üç ülke tarafından (Almanya, Danimarka ve Polonya) kurulmuştur. 2004’de NATO kolordusu olmuştur. 2004’ten itibaren kolordu karargâhında Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Estonya, Letonya, Litvanya, Slovenya, Hırvatistan, Romanya, Finlandiya ve ABD’den personel görev yapmaktadır. Kolorduya iki tümen ile çeşitli hava unsurları tahsislidir.

11 “Statement by the NATO Defence Ministers on the Readiness Action Plan”, NATO Web Page, 5 February 2015, http://www.nato.int/cps/en/natohq/official_texts_117222.htm

12 Office of the Under Secretary of Defense, United States Department of Defense Fiscal Year 2015 Budget Amendment: Overview, Overseas Contingency Operations (U.S. Department of Defense, June 2014).

13 “SPMAGTF CR”, US marine Corps Web Page, http://www.marforeur.marines.mil/

14 “Special Purpose Marine Air Ground Task Force (SPMAGTF) - Black Sea Rotational Force (BSRF)”, Global Security, http://www.globalsecurity.org/military/agency/usmc/spmagtf-bsrf.htm

15 “OPERATION ATLANTIC RESOLVE (2014)”, “OPERATION ATLANTIC RESOLVE (2015)”, US European Command Web Page, http://www.eucom.mil/operation-atlantic-resolve

16 “USAF activates AvDet in Poland”, US Air Force Wep Page, http://www.usafe.af.mil/news/story.asp?id=123326026

17 “The United States and Europe: Current Issues”, CRS Report, 3 February 2014, https://www.fas.org/sgp/crs/row/RL33460.pdf, s.6.

18 “OPERATION ATLANTIC RESOLVE (2014)”, “OPERATION ATLANTIC RESOLVE (2015)”, US European Command Web Page, http://www.eucom.mil/operation-atlantic-resolve

19 Munich Security Report 2015, s. 17, (IISS The Military Balance 2015’den alınmıştır)

20 “DoD Announces European Infrastructure Consolidation Actions and F-35 Basing in Europe”, DOD Web Page, 08 January 2015, http://www.defense.gov/Releases/Release.aspx?ReleaseID=17097

21 “Army Looking to Store Tanks, Equipment in Eastern Europe”, Military.com, 26 January 2015, http://www.military.com/daily-news/2015/01/26/army-looking-to-store-tanks-equipment-in-eastern-europe.html

Merkez Strateji Enstitüsü

Rapor-009 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

EKİ Ek-1: Ek-1: NATO Mukabele Kuvveti

Merkez Strateji Enstitüsü

Rapor-009 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

Bu Sayfa Boş Bırakılmıştır

Merkez Strateji Enstitüsü

Rapor-009 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

EK-1

Ek-1: NATO Mukabele Kuvveti-NMK (NATO Response Force -NRF)22

Tanım

NRF, yüksek hazırlık seviyesinde, NATO ülkelerinden tahsis edilen ileri teknoloji ürünü sistemlere sahip kara, deniz, hava ve özel kuvvet unsurlarından oluşan, süratle ihtiyaç duyulan bölgeye intikali öngörülen çok uluslu bir kuvvet olarak tasarlanmıştır. NRF, NATO için operasyonel rolüne ilaveten dönüşümün önemli bir aracı ve yöntemi olarak da görülmektedir. NRF’nin mükemmellik kazanması NATO’nun ve üye ülkelerin savunma dönüşümlerinin de itici gücü ve test aracı olarak görülmektedir. NRF, NATO’nun Bağlantılı Kuvvetler Girişimi’nin de hayata geçirilmesinde, bu kapsamda NATO üyeleri arasında işbirliği, eğitim ve tatbikatların etkinleştirilmesinde, teknolojinin kullanılmasında önemli bir konsept ve uygulama olarak kabul edilmektedir.

NRF hali hazırda üç temel elemandan oluşmaktadır.

Komuta Kontrol Unsuru: NATO Komuta yapısı içinde ve NATO Harekât Komutanlığına bağlı iki müşterek kuvvet karargâhı olan İtalya/Napoli ve Hollanda/Brunssum’daki karargâhlar birer yıl dönüşümlü olarak NRF’ye komuta etmektedirler.

Ani Mukabele Kuvveti (Immediate Response Force): Yaklaşık 13.000 kişilik müşterek bir kuvvettir. Bu kuvvet içinde Tugay seviyesinde kara birliği ile deniz, hava ve özel kuvvet ve kimyasal, biyolojik, radyolojik, nükleer (KBRN) savunma görev kuvveti yer almaktadır.

Gerektiğinde kullanılmak üzere havuzdaki mukabele kuvvetleri

NRF’nin, kolektif savunma ve krizlere mukabele görevlerinde kullanılması planlanmıştır. Rotasyonel bir kuvvettir. 2012’ye kadar altı aylık sürelerle dönüşümlü olarak görev yapmaktaydı. 2012’den itibaren bir yıllık rotasyonlar başlamıştır. NRF ortak ülkelerin katkılarına da açıktır. Ancak katkılar Kuzey Atlantik Konseyi (NAC) tarafından onaylanmaktadır.

NRF’ye tahsis edilen kuvvetler önce kendi ülkeleri tarafından eğitilerek gerekli hazırlık durumuna getirilir. Aslında gerekli hazırlık durumunu karşılayan kuvvetler NRF’ye tahsis edilir. NRF’nin her türlü arazi ve hava koşullarında görev yapacağı, düşman mukavemetinin olduğu bölgelere de zorla giriş yapabileceği öngörülmektedir.

NRF’nin Teşkil Süreci

NRF, 2002 Prag Zirvesinde ABD tarafından gündeme taşınmış, 2003 yılında NRF konsepti onaylanmıştır.

13 Ekim 2004’de NRF’nin ilk harekât yeteneği kazanması sağlanmış, bir seri eğitim ve tatbikat ile yetenek tahsislerinden sonra Kasım 2006’de tam harekât yeteneğine kavuşturulmuştur.

21 Şubat 2013’de NRF’nin NATO’nun Bağlantılı Kuvvetler Girişimi’nin çekirdeğini oluşturması kabul edilmiştir. Bu tarihten itibaren NATO muharebe etkinliği ve hazırlık düzeyi NRF etrafında şekillenmeye başlamıştır.

Merkez Strateji Enstitüsü

Rapor-009 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

EK-2

Eylül 2014 Galler Zirvesinde ise NRF’nin güçlendirilmesi ve Çok Yüksek Hazırlık Düzeyinde Müşterek Görev Kuvveti (Very High Readiness Joint Task Force (VHRJTF) teşkili onaylanmıştır.

NRF’nin görevlendirmesi her durumda ayrı ayrı NAC’ın oy birliği ile alacağı karara bağlıdır. NRF’nin görev alanları;

Kolektif savunmaya katkı,

Kuvvet gösterme,

Barışı destekleme harekâtı,

Doğal afetlerde yardım,

Kritik altyapının korunması,

Güvenlik sağlama,

Büyük bir kuvvetin öncüsü olarak görev alma şeklinde belirlenmiştir. NRF günümüze kadar dört defa görevlendirilmiştir;

2004 Atina Olimpiyat Oyunlarının güvenliğine destek sağlama,

2004 Afganistan başkanlık seçimlerinde güvenliğe destek sağlama,

2005’de Katrina kasırgasında insani yardım,

2006’da Pakistan’daki deprem sonrası kurtarma ve insani yardım.23

Ek-1'e Ait Notlar:

22 NATO Response Force: At the Center of NATO’s Transformation”,

NATO Web Page, http://www.nato.int/cps/en/natolive/topics_49755.htm

23“NATO Response Force Overview”, Allied Joint Forces Command Brunssum,

http://www.jfcbs.nato.int/jfcbrunssum/operations/nato-response-force/nato-response-force-nrf-fact-sheet.aspx

Merkez Strateji Enstitüsü

Rapor-009 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

EK-3

Bu Sayfa Boş Bırakılmıştır

Merkez Strateji Enstitüsü

Rapor-009 | NATO ve ABD’nin Baltık ve Doğu Avrupa’da Askerî Girişimleri: Yeni Soğuk Savaş mı? 22.02.2015

EK-4

Bu Sayfa Boş Bırakılmıştır

22 NATO Response Force: At the Center of NATO’s Transformation”,

NATO Web Page, http://www.nato.int/cps/en/natolive/topics_49755.htm

23 “NATO Response Force Overview”, Allied Joint Forces Command Brunssum,

http://www.jfcbs.nato.int/jfcbrunssum/operations/nato-response-force/nato-response-force-nrf-fact-sheet.aspx

***



Münih Güvenlik Raporu 2015:

Çökmekte Olan Düzen,

Gönülsüz Koruyucular?

Bilgi Notu–003 05.03.2015

Hazırlayan: (E) Tuğg. Dr. Oktay BİNGÖL

Bu bilgi notu 6-8 Şubat 2015 tarihleri arasında icra

edilen (51'inci) Münih Güvenlik Konferansı

öncesiden yayınlanan “Münih Güvenlik Raporu 2015”

hakkında bilgi sunmak maksadıyla hazırlanmıştır.

Amaç:

MSE, ulusal, bölgesel, küresel barış ve güvenlik ile kurumsal yapılanma, risk

analizi ve strateji geliştirme konularında eğitim ve danışmanlık hizmeti veren

akademik bir danışmanlık ve düşünce kuruluşudur.

MSE benimsediği ilkeler çerçevesinde kapsadığı konularda özgün ve nitelikli

bilgiyi üretmeyi ve bunu geniş kitlelerle paylaşmayı temel amaç edinmiştir. Bu

maksatla, ilgi alanındaki konular hakkında analizler yapar, stratejiler geliştirir ve

akademik eğitim faaliyetlerinde bulunur.

MSE’nin ilkelerini, insanlığın barış ve güvenliğini esas alan temel amacı

belirler. Bilimsel etik ve tarafsızlık kuruluşumuzun temel ilkesidir.

Ne kadar saygın olursa olsun MSE, hiçbir politik gücü veya inancı desteklemez.

Merkez Strateji Enstitüsü (MSE):

Doç.Dr. Sinem Akgül AÇIKMEŞE, Prof.Dr. Bülent ARI, (E)Tuğg. Dr. Oktay

BİNGÖL, Prof.Dr. Mitat ÇELİKPALA, Prof.Dr. Çağrı ERHAN, (E) Büyükelçi Dr.

Ercan ÖZER, Prof. Dr. Abdülkadir VAROĞLU, Dr. Ali Bilgin VARLIK

MSE

Danışma Kurulu

Bu belgede yer alan hususların tüm sorumluluğu yazara ait olup MSE’ve üyelerini bağlamaz.

Bu belgenin her hakkı , 2393 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu esasları çerçevesinde MSE’ye aittir.

Merkez Strateji Enstitüsü

Bilgi Notu-003 | Münih Güvenlik Raporu 2015: Çökmekte Olan Düzen, Gönülsüz Koruyucular | 05.03.2015

i

İÇİNDEKİLER

Yönetici Özeti | 1

1. Çökmekte Olan Düzen, Gönülsüz Koruyucular | 2

2. Aktörler | 4

3. Sorunlu/Sıcak Bölgeler | 6

4. Zorluklar | 8

Merkez Strateji Enstitüsü

Bilgi Notu-003 | Münih Güvenlik Raporu 2015: Çökmekte Olan Düzen, Gönülsüz Koruyucular | 05.03.2015

-1-

Münih Güvenlik Raporu 2015: Çökmekte Olan Düzen, Gönülsüz Koruyucular?i

Yönetici Özeti

Yıllık olarak düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı'nın 51'incisi 6-8 Şubat 2015 tarihlerinde Almanya’nın ev sahipliğinde icra edilmiştir. Konferansa Avrupa ve dünyanın diğer bölgelerinden dış politika, güvenlik ve savunma alanlarında bakanlar ve üst düzey sivil, asker bürokratlar; NATO, AB, BM, AGİT vb. kuruluşlardan üst düzey yetkililer, savunma sanayi firmaları temsilcileri ile akademisyenler ve araştırmacılar katılmıştır.

Konferans öncesi gündemdeki konulara tartışma temeli sağlamak üzere hazırlanan Münih Güvenlik Raporu 2015 yayımlanmıştır. Raporda; Çökmekte Olan Düzen-Gönülsüz Koruyucular? başlığıyla mevcut küresel ortam betimlenmektedir.

Aktörler bağlamında; Almanya, ABD, AB Savunma Politikası, NATO, Rusya ve yükselen güçler tartışılmaktadır.

Sıcak noktalar olarak; Ukrayna, Orta Doğu ve Asya-Pasifik ele alınmaktadır.

Zorluklar kapsamında; Hibrid savaş, terörle savaş, mülteci krizi, enerji güvenliği ve savunma sanayinde birleşme konuları dikkat çekmektedir.

Müteakip paragraflarda rapordaki önemli konular özetlenmektedir.

Merkez Strateji Enstitüsü

Bilgi Notu-003 | Münih Güvenlik Raporu 2015: Çökmekte Olan Düzen, Gönülsüz Koruyucular | 05.03.2015

-2-

Güvenlik Raporunun Önemli Bölümleri

1. "Çökmekte Olan Düzen, Gönülsüz Koruyucular" bölümünde; son yıllarda yaşanan olaylarla, Soğuk Savaş sonrası çok taraflı ve barışçı bir dünya düzenine geçme beklentisinin bir yanılsama olduğunun kanıtlandığı ifade edilmektedir. Rusya-Ukrayna kriziyle yıllar sonra Avrupa’ya savaş tekrar dönmüştür.

Ortadoğu’da yaşanan iç savaşlar, devlet dışı aktörlerin hızla yükselişi, devam eden mali-ekonomik krizlerin önlenememesi küresel düzenin çökmekte olduğunun güçlü işaretleri olarak görülmektedir. Küresel düzen çökme işaretleri verirken ABD’nin kendi devletini/ulusunu inşaya yönelmiş olması ve savaş yorgunluğu nedeniyle uluslararası sistemi düzenlemede isteksizliği, AB’nin mali ve iç sorunları, Rusya’nın işbirliğinden kaçınması, yükselen güçlerin kapasite eksikliği gelecek için olumsuzluklar olarak vurgulanmaktadır. Avrupa, Asya ve Ortadoğu’da son yıllarda Soğuk Savaş döneminin jeopolitik mücadelelerine benzer eğilimler öne çıkmaktadır.

Bu kapsamda jeopolitik riskler küresel kamuoyunun gündemini daha fazla işgal etmeye başlamıştır. Euroasia Grup tarafından yapılan bir kamuoyu araştırmasında katılımcılara 2015 için ilk 10 sıradaki jeopolitik riskler sorulmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre ilk 10 risk; 1) Avrupa politikaları 2) Rusya 3) Çin’in ekonomik yavaşlamasının etkileri 4) Finans sektörünün silahlanmaya yönelmesi 5) IŞİD’in Irak ve Suriye’nin ötesine sirayet etmesi 6) Zayıf liderler 7) Stratejik sektörlerin yükselişi 8) Suudi Arabistan-İran mücadelesi 9) Tayvan-Çin anlaşmazlıkları ve 10) Türkiye olarak sıralanmaktadır.

Çoğunlukla Avrupalı katılımcıların görüşlerini yansıtan araştırmada Türkiye’nin jeopolitik risk teşkil ettiği algısı; Türkiye’nin AB perspektifine, Batı’ya yönelimine, NATO üyeliğine, iç istikrarına ve dış politikasına etkileri bağlamında ayrıntılı incelemeye değer görülmektedir.

Raporda, Dünya Ekonomik Forum'unun küresel jeopolitik gerilimin bölgelere göre dağılımının içeren araştırmasına yer verilmiştir ( bkz. Şekil 1.).

Şekil 1. Önümüzdeki 12-18 Ayda Dünyada Jeopolitik Rekabettenen

Enfazla Etkilenecek Olan Bölgeler

Kaynak: World Economic Forum

Asya-Pasifik

Avrupa

Orta Doğu - Kuzey Afrika

Kuzey Amerika

Sahra Altı

Latin Amerika

Merkez Strateji Enstitüsü

Bilgi Notu-003 | Münih Güvenlik Raporu 2015: Çökmekte Olan Düzen, Gönülsüz Koruyucular | 05.03.2015

-3-

2. "Aktörler" bölümünde;

a. Almanya’nın dış politikada daha etkin olması ve küresel güvenlik sorunlarında daha fazla rol alması, Almanya: Liderlik Yapmaya Hazır mı? başlığıyla tartışılmaktadır.

Almanya’da devlet adamları daha etkin bir dış politikaya sıcak yaklaşırken Alman kamuoyunun temkinli ve nispeten pasif bir politikayı tercih etmeye devam ettiği görülmektedir. RAND Corporation ve Körber Foundation tarafından yapılan kamuoyu araştırmalarında Almanya’nın uluslararası krizlere daha fazla müdahil olmasını isteyenlerin oranının 1994’de %62 iken, 2014’de %37’ye, 2015’de ise %34’e düştüğü belirtilmektedir. Almanlar dış politikada askerî müdahale ve çatışan taraflara silah sağlanması gibi uygulamalara karşı çıkmaktadır. En fazla tercih edilen dış politika uygulamaları olarak; insani yardım (%90), diplomatik görüşmeler (%88), sivil toplumu güçlendirmeyi amaçlayan girişimler (%82), güvenlik kurumlarının eğitimi (%78)ve yoksul ülke ve bölgelere mali yardım (%67) öne çıkmaktadır.

b. ABD’nin hegemonik rolündeki düşüş, Dünya yorgunu mu? Savaş yorgunu mu? sorusuyla gündeme getirilmektedir.

Son beş yılda ABD’nin uluslararası krizlere daha az müdahil olmaya başladığı, kendi iç sorunlarına odaklandığı, başta Ortadoğu olmak üzere bazı jeopolitik bölgelerdeki ilgisinin kaybolmaya başladığı yaygın bir kanıdır. ABD liderleri küresel sorumluluklardan vazgeçilmediği, ancak tek başına askerî müdahalenin çözüm olarak görülmediği, çok taraflılığın ve askerî olmayan vasıtaların daha fazla tercih edildiğini dile getirilmelerine karşın dünya kamuoyu algısı aksi yönde şekillenmekte ve bu algı ABD’nin geleneksel müttefiklerini farklı dış politika ve güvenlik arayışlarına yönlendirmektedir. Chicago Council On Glibal Affairs tarafından yapılan bir araştırmada ABD vatandaşlarının da ABD’nin küresel konularda daha az rol oynamakta olduğunu düşündüklerini göstermektedir. ABD’nin küresel olaylarda önemli rol oynadığını düşünenlerin oranı 2002’de %55 iken 2014’te %21’e düşmüştür.

c. Avrupa’nın güvenlik ve savunma konusundaki açığı “Avrupa-Savunma Önemli mi?” başlığında yer bulmaktadır. Soğuk Savaş sonrası Avrupa’da bir taraftan savunma harcamalarının kesilmesi diğer taraftan ABD’nin kuvvetlerini azaltmasının yarattığı güvenlik/savunma açığı sorgulanmakta, Avrupa’nın Ukrayna krizi nedeniyle kapısına gelen savaşta bu açığı daha yakından hissettiği vurgulanmaktadır. Avrupa’nın 1995’den 2015’e konvansiyonel kapasitesindeki azalma Tablo 1.’dedir.

Tablo 1: Avrupa’nın Konvansiyonel Savunma Kapasitesindeki Azalma

1995 2005 2015 Azalma (%) Zırhlı Personel Taşıyıcı

11.203

10.514

7.460

-34 Top

39.556

40.608

22.441

-44 Denizaltı

141

101

78

-45 Su üstü harp gemileri

224

176

139

-38 Muharebe Uçağı

5.418

3.546

2.486

-55 Ana Muharebe Tankıii

22.049

15.833

6.924

-69

Kaynak: Münich Security Report 2015

Merkez Strateji Enstitüsü

Bilgi Notu-003 | Münih Güvenlik Raporu 2015: Çökmekte Olan Düzen, Gönülsüz Koruyucular | 05.03.2015

-4-

Avrupa'da savunma harcamalarının yüzde cinsinden mukayesesinde ilk beş sırayı İngiltere (521,5), Fransa (%18,5), Almanya (%15,3), İtalya (%8,4), İspanya (%5,2) almakta olup, Türkiye Avurupa savunma harcamalarının %3,5'i ile Hollanda (%3,7) ve Polonya (%3,6)'nın ardından 8'inci sırada yer almaktadır.

Şekil 2. Devlerlere ve Alt Bölgelere Göre Avrupa Savunma Harcamaları

ç. NATO’nun rolü konusunda “Ebediyen Eve Dönmeli mi?” başlığı dikkat çekmektedir.

Ukrayna Krizi öncesinde NATO’nun Afganistan’dan da önemli ölçüde çekilmesiyle işlevinin ve gerekliliğinin sorgulanması tekrar gündeme gelmesi beklenirken Ukrayna krizi imdada yetişmiştir. NATO Galler Zirvesinde kabul edilen NATO Hazırlık Eylem Planı (NATO Readiness Action Plan (NRAP) Avrupa’nın Rusya’ya karşı anlamlı tek askerî girişimi olarak kalmaktadır. Ancak bu girişimde dahi ABD’ye bağımlılık Avrupa’nın savunma ve güvenlik alanında ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu göstermektedir.

NATO’nun hala önemli olup olmadığı konusunda 2014 yılında yapılan bir araştırmada ABD ve AB kamuoyu %60 civarında olumlu görüş bildirirken Türkiye kamuoyu %50 civarında olumlu görüş vermiştir. Türkiye’de 2010 yılında %30’larda olan olumlu yaklaşımın dört yılda iki katına yaklaşmış olması dikkat çekmektedir. Bunda Rusya-Ukrayna krizi ve NATO’nun Suriye Krizi nedeniyle Türkiye’ye sağladığı desteğin etkili olduğu düşünülmektedir.

d. Rusya’nın son dönem saldırgan dış politikası, “Rusya: Güçlü mü? İflas mı ediyor? başlığıyla tartışmaya açılmaktadır.

Bu kapsamda Putin Doktrininde yer bulan, “Rusya’nın sadece Rusya vatandaşlarını değil aynı zamanda Rusya Federasyonu sınırları dışında Rusça konuşan halkları da koruyacağı” yaklaşımı

İngiltere; 18,5%

Hollanda; 3,7%

Diğer Batı Avrp.; 2,3%

Almanya; 15,3%

Polonya; 3,6%

Diğer Merkezi Avrp.; 4,4%

İsveç; 2,5%

Norveç; 2,4%

Diğer Kuzey Avrp.; 3,4%

İtalya; 8,4%

İspanya; 5,2%

Yunanistan; 2,0%

Diğer Güney Avrp.; 1,1%

Balkanlar; 0,9%

Türkiye; 3,5%

Diğer Güneydoğu Avrp.; 1,3%

Kaynak: International Institute for

Strategic Studies

Merkez Strateji Enstitüsü

Bilgi Notu-003 | Münih Güvenlik Raporu 2015: Çökmekte Olan Düzen, Gönülsüz Koruyucular | 05.03.2015

-5-

saldırganlığın ve yayılmacılığın önünü açan tehlikeli bir kavram olarak görülmektedir. Diğer taraftan Rusya’nın Avrupa’dan uzaklaşarak diğer bölgelerde ortaklıklar geliştirmeye çalışması endişeye neden olmaktadır.

Rusya’nın Ukrayna krizi nedeniyle maruz kaldığı yaptırımlar, düşen petrol fiyatları nedeniyle ciddi gelir kaybı ve yoğun sermaye kaçışı ile baş edip edemeyeceği yanıtı güç sorulardır. Rusya’nın milli geliri 2013’den itibaren %2’lik bir düşüş kaydetmiş, ancak savunma harcamaları artmaya devam etmiştir. Son birkaç yılda ifade özgürlüğü alanında ise dünya sırlamasında biraz daha dibe yaklaşmıştır.

Bu koşullarda Rusya’nın yalnızcılık politikasını benimseyerek içe kapanması Avrupa güvenliği için risk içeren bir olasılık olarak vurgulanmaktadır. 2014 ve 2015’de yapılan kamuoyu araştırmalarında Rusların artan bir şekilde batılı güçleri (ABD, Almanya, Japonya, İngiltere vb) düşman olarak görmeye başladıkları, bu bağlamda 2010’da %44 olan oranın 2014’de %79’a yükseldiği görülmektedir. Rusların %54’ü Rusya’nın eski Sovyet topraklarını kendine bağlamakta hakkı olduğunu düşünmektedir. Kırım’ın ilhakı konusunda ise Rusya’yı haklı görenler %88’e yükselmektedir.

e. Gelişmekte olan büyük ekonomilerin küresel yönetişime etkisi, “Yükselen Güçler: Serbest Tırmanıcılar mı?” başlığıyla tartışmaya açılmaktadır.

Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS’in ekonomik ve finansal boyutta önemli gelişme yakaladığı bilinmektedir. Ancak bu ülkeler küresel yönetişimde yeterince temsil edilmemekte, güvenlik boyutunda kendi aralarında ortak bir politika geliştirememektedir.

Diğer taraftan BRICS’in Ukrayna krizinde Rusya’nın saldırgan tavrına tepki göstermemesi Batı karşıtı blok algısına neden olmuştur. BRICS’in mevcut küresel düzenin kuruluşlarına paralel alternatif yapılar teşkil etme kapasitesine de kuşkuyla yaklaşılmaktadır. Bu ülkelerin dünyada algılanmaları hala genel olarak olumsuzdur (Tablo 2.).

Tablo-2: Seçilmiş Ülkelerin Olumlu Algılanma Oranları Sıra Ülke Olumu Algı Oranı (%) Sıra Ülke Olumlu Algı Oranı (%)

1 Almanya

60

7 ABD

42

2 Kanada

57

8 Çin

42

3 İngiltere

56

9 Güney Afrika

39

4 Fransa

50

10 Hindistan

38

5 Japonya

49

11 Rusya

31

6 Brezilya

45

Kaynak: Münich Security Report 2015.

Merkez Strateji Enstitüsü

Bilgi Notu-003 | Münih Güvenlik Raporu 2015: Çökmekte Olan Düzen, Gönülsüz Koruyucular | 05.03.2015

-6-

3. "Sorunlu/Sıcak Bölgeler" kapsamında;

a. Ukrayna’nın güvenlik sorunları “Mücadele mi? Savaş mı?” sorusuyla gündeme getirilmektedir.

Ukrayna’da, Eylül 2014’de imzalanan ateşkes anlaşmasına karşın hemen her gün çatışma olmaktadır. Anlaşma sonrası ilk on hafta içinde 900 kişi ölmüştür. Ukrayna mali çöküşle karşı karşıyadır. Diğer taraftan Ukrayna halkı Rusya’dan daha fazla tehdit algılamaya başlamış ve Avrupa’ya biraz daha yaklaşmıştır. Temmuz 2013’de Ukrayna kamuoyunun sadece %23’ü Rusya’yı tehdit olarak görürken bu oran Eylül 2014 %76’ya çıkmıştır. AB ile Ortaklık Anlaşması 2013’de %42 destek alırken bu oran Eylül 2014’de %66’ya çıkmıştır (Razumkov Center araştırması). Ekim 2014’deki seçimlerde Avrupa yanlısı partiler çoğunluğu sağlamıştır.

Rusya, Kırımı kendisine bağlamış, Doğu Ukrayna’da etkili olmaya devam etmiş ancak Ukrayna’nın geri kalan büyük bölümünü tamamen kaybetmiş görünmektedir.

b. “Ortadoğu: Kumlar Üzerinde İnşa Edilmiş Düzen mi?” başlığıyla Ortadoğu incelenmekte ve mevcut ortam Avrupa’nın 1618-1648 dönemine benzetilmektedir.

Sykes-Picot ile tasarlanan düzenin dağılmakta olduğu, görünürde yeni bir düzen olmadığı, bölgenin kendi içinden ve dışından düzenleyici güçlerden yoksun olduğu tartışılmaktadır. Ortadoğu’da önceki dönemlerde ilgili ülkelerin sınırları içinde kalan iç savaşlar son dönemlerde sınırları aşarak bölgeselleşmiştir. Çok sayıda Ortadoğu ülkesi zayıf ve başarısız devletler içinde olup Suriye, Libya ve Yemen çökmektedir. Önümüzdeki dönemde çöken devlet sayısı artacak gibi görünmektedir.

Ortadoğu ülkelerinin halkları kendi ülkelerinde radikal İslam’dan gittikçe daha fazla endişe duymaktadırlar. Pew Araştırma Şirketinin 2014’de yaptığı bir çalışmada halkın radikal İslam’dan tehdit algılama oranları; Lübnan’da %92, Tunus’ta %80, Mısır’da 76, Filistin’de %65, Ürdün’de %62, Türkiye’de %50’dir.

Ayrıca Pew tarafından 2014 yılında bölge ülkelerinde yapılan kamuoyu araştırmalarında etnik ve dini düşmanlığı en büyük tehdit olarak görenlerin sayısı gittikçe artmaktadır.

Tablo 3. Ortadoğu Ülkelerinde 2007 ve 2014’de Etnik ve Mezhepsel Düşmanlığı Dünyadaki En Büyük Tehdit Olarak Görme Oranı Ülke 2007 (%) 2014 (%) Ülke 2007 (%) 2014 (%) Lübnan

39

58 İsrail

27

30 Mısır

16

34 Filistin

44

40 Türkiye

20

29 Tunus

39 Ürdün

19

25

Açıklama: Diğer tehditler; eşitsizlik, nükleer silahlar, çevre, AİDS, Sıtma gibi hastalıklar olarak verilmiştir.

Kaynak: Münich Security Report 2015.

Ortadoğu halkları yaşanan gelişmelere karşın yönetim şekli olarak demokrasiyi tercih etmektedir. Arab Center for Research and Policy Studies isimli kuruluşun 2014’deki araştırmasında Arap ülkelerinde

Merkez Strateji Enstitüsü

Bilgi Notu-003 | Münih Güvenlik Raporu 2015: Çökmekte Olan Düzen, Gönülsüz Koruyucular | 05.03.2015

-7-

kamuoyunun ortalama %51’i demokrasiden yana net tavır alırken koşulsuz olarak Şeriat isteyenler %13 düzeyinde kalmaktadır.

c. “Asya-Pasifik: Güç Fıçısı mı? Barut Fıçısı mı?” başlığında; Asya-Pasifik’te birçok sorunlu alan olmasına karşın Çin-Japonya mücadelesi en tehlikeli jeopolitik sorunlardan biri olarak görülmektedir.

Asya-Pasifik’te savunma harcamaları son yılda iki katına çıkmıştır. Bölgesel güvenlik ve yönetişim yapıları zayıf ve etkisi tartışmalıdır. Çözülmeyen sınır sorunları, tarihsel düşmanlıklar, toprak iddiaları ve denizlerde egemenlik sorunları ciddi düzeydedir. Deniz tabanında zengin petrol ve doğal gaz bulunduğu yönündeki abartılı iddialar da gerginliğin artmasına neden olmaktadır. Güneydoğu Asya ülkelerinin çoğundaki yaygın algı Çin ve komşu ülkeleri arasındaki anlaşmazlıkların silahlı çatışmaya yol açacağı yönündedir. Pew’in 2014’de yaptığı bir araştırmada Filipinlilerin %93’ü, Japonların %85’i, Vietnam halkının %84’ü, Güney Kore kamuoyunun %83’ü askerî bir çatışmayı olası görmektedir. Çin kamuoyunda ise bu algı %62’i düzeyindedir.

Çin’in komşu devletleri, halklarının algısını paylaşarak ABD ile yakın ilişkileri tercih etmekte, ABD de bu yaklaşımlara kapı aralamaktadır. ABD’nin artan varlığı ve etkisi ise bölgedeki fay hatlarını daha fazla germektedir.

Merkez Strateji Enstitüsü

Bilgi Notu-003 | Münih Güvenlik Raporu 2015: Çökmekte Olan Düzen, Gönülsüz Koruyucular | 05.03.2015

-8-

4. "Zorluklar" bölümünde;

a. Savaşın değişen karakteri ve bu kapsamda “Hibrid Savaş” tartışılmaktadır.

Hibrid Savaş, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşı nitelemekte kullanılmaktadır. Hibrid savaşta; düzenli askerî kuvvetler ve konvansiyonel olmayan tüm yöntemler ile sert ve yumuşak güç unsurları bir arada kullanılmaktadır. (Şekil 3.)

b. Terörle Savaş: Savaşı kaybediyor muyuz? başlığında IŞİD ile birlikte Batı’nın terörle savaşı kazanma ümitinin azalmaya başladığı görülmektedir. Cihadist örgütlerin sayılarının ve eylemlerinin artması (Tablo-4) ile biriken enerjilerinin Batı ülkelerine yönlendirilmesi endişe kaynağı olarak dikkat çekmektedir.

Tablo 4. 1-30 Kasım 2014 Tarihleri Arasında Bir Aylık Dönemde Chadist Şiddet Örgütler Saldırı Ölen sayısı IŞİD

306

2206 Taliban

150

720 El Şebab

41

266 Arap yarımadasındaki El Kaide

36

410 El Nusra

34

257 Pakistan Talibanı

32

146 Boko Haram

30

801

Kaynak: Munich Security Report 2015.

Şekil 3. Hibrid Savaşın Unsurları

Hibrid Savaş

Çok sayıda konvansiyonel ve asimetrik araç ve yöntemlerin kullanımıyla

icra edilen savaş

Ekonomik savaş

Siber saldırı

Düzenli askerî kuvvetler

Özel kuvvetler

Düzensiz kuvvetler

Yerel isyanlara destek

Bilgi harekâtı ve propaganda

Kaynak: Munich Security Report 2015.

Diplomasi

Merkez Strateji Enstitüsü

Bilgi Notu-003 | Münih Güvenlik Raporu 2015: Çökmekte Olan Düzen, Gönülsüz Koruyucular | 05.03.2015

-9-

Ayrıca Avrupa ülkelerinden Ortadoğu’ya giden savaşçıların (yabancı savaşçıların) ülkelerine döndüklerinde yaratacakları terör tartışılmaktadır. Yabancı savaşçıların ülkelere göre dağılımı Tablo-5’dedir.

Tablo 5. Irak ve Suriye’deki yabancı savaşçıların ülkelere göre dağılımı Ülke Sayı Ülke Sayı Ülke Sayı Batı Avrupa Finlandiya 50-70 Balkanlar/ Doğu Avrupa Rusya 800-1500 Orta Doğu-Kuzey Afrika Lübnan 900 Norveç 60 Ukrayna 50 Filistin 120 İsveç 150-180 Sırbistan 50-70 Cezayir 200 Danimarka 100-150 Makedonya 12 Fas 1500 Hollanda 200-250 Arnavutluk 90 Tunus 1500-3000 Belçika 440 Kosova 100-150 Libya 600 Almanya 500-600 Bosna 330 Mısır 360 Fransa 1200 Türkiye 600 Ürdün 1500 İngiltere 500-600 Kuzey Amerika Kanada 100 Suudi Arabistan 1500-2500 İtalya 80 ABD 100 Sudan 100 İspanya 50-100 Asya-pasifik Çin 300 Somali 70 Avusturya 100-150 Afganistan 50 Yemen 110 İsviçre 40 Pakistan 500 Kuveyt 70 İrlanda 30 Avustralya 100-250 Bahreyn 12 Orta Asya Kazakistan 250 Yeni Zelanda 6 Katar 15 Özbekistan 500 BAE 15 Kırgızistan 100 Toplam 20 530 Kaynak: International Centre for the Study of Radicalisation and Political Violence, 2014 Tacikistan 190 Türkmenistan 360

c. Mülteci krizleri: Çizgiyi Aşıyor muyuz?

2013 sonu itibariyle 50 milyondan fazla insan mülteci durumuna düşmüştür. Bu miktar tarihsel olarak BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinin kayıt yapmaya başlamasından beri en yüksek rakamdır. Mültecilerin %86’sı az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde barınmaktadır. Özellikle iç savaş içindeki ülkelerin komşularına çok fazla yük binmektedir. Avrupa mülteci sorunundan en az etkilenen bölgelerden biri olmasına karşın tartışma büyüktür.

2014’de 207,000 insan Akdeniz’i geçerek Avrupa’ya ulaşmaya çalışmış, bunların 3,400’ü hayatını kaybetmiştir. Avrupa’nın yapmaya çalıştığı sınırları kontrol ederek en az mülteci kabul etmektir. Ancak bu yaklaşım ahlaki bulunmamakta, ortak bir politika üzerinde çalışılması gerektiği yaygın taraftar bulmaktadır.

ç. Enerji güvenliği konusunda Avrupa’nın mevcut ve uzun dönemli sorunlarına odaklanılmaktadır. Avrupa’nın 2030’da doğal gaz ihtiyacı %55 artacaktır. Bu kapsamda Avrupa’nın

Merkez Strateji Enstitüsü

Bilgi Notu-003 | Münih Güvenlik Raporu 2015: Çökmekte Olan Düzen, Gönülsüz Koruyucular | 05.03.2015

-10-

gelecekteki ihtiyacını karşılamayı güvenceye aldığı söylenemez. Bu yönde ortak bir strateji de hazırlanamamıştır.

Toplam doğal gaz rezervlerinin %46’sını oluşturan kaya gazı bu aşamada sadece ABD’ye avantaj sağlamaktadır. Avrupa’da kaya gazı üretimi zor görülmektedir. ABD’den Avrupa’ya satılacak kaya gazının birim fiyatı da konvansiyonel ürünlerin fiyatı civarında olmaktadır.

Avrupa’nın enerji bağımlılığı, savunma ve güvenlik kapasitesi ile birlikte özgüvenini azaltmakta, manevra olanağını sınırlamaktadır.

d. Savunma sanayindeki firmaların birleşme stratejileri azalan savunma harcamaları ve artan rekabet koşullarında tartışılmaktadır. Avrupa’da savunma sanayi firmalarının birleşmesi için üç senaryo ortaya konulmaktır. Savunma sanayinde öne olan ülkelerin (İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya) kendi şirketleri arasında birleşmelerle ulusal büyük holdingler teşkili; bir veya daha fazla alt sektörde yoğunlaşan bölgesel AB şirketlerinin ortaya çıkması; bir veya iki AB şirketi oluşması üç temel seçenek olarak tartışılmaktadır.

Merkez Strateji Enstitüsü

Bilgi Notu-003 | Münih Güvenlik Raporu 2015: Çökmekte Olan Düzen, Gönülsüz Koruyucular | 05.03.2015

-11-

Notlar

i Raporun tam metnine (https://www.securityconference.de/en/discussion/munich-security-report/) adresinden ulaşılabilir.

ii Avrupa’daki 6924 takın, yarıdan fazlasını Türkiye ve Yunanistan oluşturmaktır. (Türkiye 2,505; Yunanistan 1354). Baltık, Orta ve Doğu Avrupa Polonya hariç Rusya’ya karşı ciddi bir tanksavar savunması kalmamıştır.







Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 37
Dün Tekil 1927
Bugün Tekil 698
Toplam Tekil 4066833
IP 3.149.250.1






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























10 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk hakanlar ve T rkmen Padi ahlar devlet i lerinde hatunun fikirlerini st n tutar.
(N ZAM L-M LK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.215 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu