BASIN BÜLTENİ EROĞLU: “KIBRIS TÜRK HALKI ARADAN GEÇEN 40 YILI DİKKATE ALAN BİR ANLAŞMA İSTİYOR” - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ EROĞLU: “KIBRIS TÜRK HALKI ARADAN GEÇEN 40 YILI DİKKATE ALAN BİR ANLAŞMA İSTİYOR”
Tarih: 18.02.2015 > Kaç kez okundu? 1750

Paylaş


Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının artık müzakerelerden yorulmuş bir halk olduğunu, anlaşma istediğini kaydetti. Eroğlu: “Biz artık müzakere tutanakları yazmaktan ve okumaktan yorulduk, halkımız bir anlaşma istiyor ama aradan geçen bu 40 yılı da dikkate alan bir anlaşma,” dedi.

Avrupa Parlamentosu’ndaki Avrupa Muhafazakarlar ve Reformcular İttifakı Başkanı Jan Zahradil de, Avrupa Parlamentosunun bile Kıbrıs konusunda objektif ve adil davranmadığını dile getirdi. Bunun alınan kararlar ve yazılan deklarasyonlardan görüldüğünü ifade eden Zahradil, kayıplarla ilgili olarak alınan son kararın yanlı olduğunu ve kararı desteklemediklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu Avrupa Muhafazakarlar ve Reformcular İttifakı (AECR)’den bir heyeti kabul etti.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, kabulde yaptığı konuşmada Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in müzakere masasını terk ettiğini ancak kendilerinin müzakerelerin devam etmesi ve her iki tarafı da memnun edecek bir anlaşmaya varılması için azami gayret gösterdiklerini kaydetti.

AECR Başkanı Jan Zahradil de konuşmasında, Avrupa Parlamentosu’nun bile Kıbrıs konusunda objektif ve adil davranmadığını kaydetti. Bu durumun Avrupa Parlamentosu Kıbrıs konusuyla ilgili yazılı deklarasyon hazırladığında ya da bazı kararlar aldığında sıklıkla görüldüğünü belirten Zahradil, bunu desteklemediklerini ifade etti.

Zahradil, Kıbrıs’taki kayıp şahıslarla ilgili olarak Avrupa Parlamentosu’nda son alınan kararın da yanlı olduğunu düşündüklerini, bu kararı desteklemediklerini dile getirdi.



ERTUĞ, RUM SÖZCÜ HRİSTODULİDES’İN AÇIKLAMALARINI ELEŞTİRDİ



Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Osman Ertuğ, Rum Sözcü Hristodulides’in iddialarıyla ilgili dün bir basın açıklaması yayınladı.

Cumhurbaşkanlığı Basın Bürosu’nda yapılan yazılı açıklamaya göre Ertuğ, “Gerçekleri çarpıtma ve yürüttüğü suçlama oyunuyla kamuoyunu yanıltma kampanyasını sürdüren Kıbrıs Rum tarafı, Rum Sözcü Hristodulides’in son iddialarıyla bu kampanyaya yeni bir boyut getirmiştir” dedi.

“Dayanaktan yoksun bahanelerle tek yanlı olarak masadan çekilen ve dönmemekte ısrar edenin kendileri olduğunu unutmuş görünen Rum Sözcü, ‘diyalogun yeniden başlaması için büyük çaba gösterdiklerini’ iddia ediyor, ‘olumlu ortam yaratılmasından’ bahsediyor. Bu iddialar çelişkili olduğu kadar samimiyetten de uzaktır” diyen Ertuğ, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun çeşitli vesilelerle açıkladığı üzere Kıbrıs Türk tarafının masada olduğunu ve Anastasiadis’in ısrarından vazgeçip önkoşulsuz olarak masaya dönmesini beklediğini belirtti.

Ertuğ’un açıklaması şöyle devam etti:

“Yine Cumhurbaşkanımızın birçok kez açıkladığı üzere KKTC’deki Cumhurbaşkanlığı seçimleri müzakerelerin devamına bir engel değildir ve Cumhurbaşkanı Eroğlu seçim gününe kadar masada olmaya devam edecektir. Rum Sözcü’nün ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi’ndeki egemenlik hakları’ ile ilgili bilinen iddialarına gelince, bunlar Kıbrıs Rum tarafının egemenlik konusundaki tekelci ve hegemonyacı tutumunu yansıtmaktadır. Halbuki, 11 Şubat 2014 tarihli Ortak Açıklama’da egemenliğin eşit şekilde Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlardan kaynaklandığı ve birinin diğeri üzerinde yetki ve otorite kullanamayacağı açıkça belirtilmektedir. Kıbrıs Rum tarafı, bunu hiçe sayarak, ‘Münhasır Ekonomik Bölge’ ve hidrokarbonlar gibi Kıbrıs’ın bütününü, Ada’nın geleceğini ve bunda iki halkın eşit söz hakkını ilgilendiren bu son derece kritik konularda tek yanlı girişim ve faaliyetlerde bulunurken, bizim bunlar karşısında sessiz ve hareketsiz kalmamızı, haklarımızı savunmaktan geri durmamızı bekleyemez. Rum tarafı artık bu Ada’da ve bölgemizde yalnız olmadığını, Kıbrıs Türk halkını ve Ada’nın bütününü temsil etmediğini anlamalı, bu tür tek yanlı girişimlerin yanıtsız kalmayacağını idrak etmelidir.”

Ertuğ, “Yarım yüzyıldan fazla bir süredir çözümü engelleyen, bu konuda bütün BM planlarını reddeden Rum tarafının ‘haklarınızı çözümden sonra alacaksınız’ demesi, en hafif tabiriyle Kıbrıslı Türklere karşı bir saygısızlıktır” dedi.

Ertuğ şöyle devam etti:

“ ‘Eroğlu ve Türkiye’yi özlü müzakerelerin askıya alınmasına neden olacaklarını bile bile özlü müzakerelerin başlamasından 6 gün önce neden NAVTEX yayınladıkları’ konusunda sorgulamaya kalkışan Rum tarafının, Kıbrıs Türk tarafının talebiyle ve onun adına Garantör Türkiye’nin buna tepki göstereceğini bile bile Kıbrıs Rum tarafının niye kendi NAVTEX’lerini yayınlayarak tek yanlı hidrokarbon faaliyetlerini sürdürdükleri sorusunu yanıtlaması gerekir. Başka bir deyişle, bu konuda sorgulanması gereken taraf Kıbrıs Rum tarafıdır. Nitekim, Kıbrıs Rum tarafı bu tek yanlı faaliyetlerini ilk başlattıkları 2011 yılında da Kıbrıs Türk tarafı aynı mukabelede bulunmuş, ancak dönemin Rum lideri Hristofyas masadan kaçmamıştı.”

Ertuğ, “Gerçekte Anastasiades’in masadan kalkmasının nedeninin ne NAVTEX ne de Barbaros olmayıp görüşmelerde gelinen al-ver aşamasına Rum tarafının hazır veya istekli olmaması olduğunu bizim kadar tüm uluslararası toplum da biliyor ve diplomatik temaslarımızda bu bize açıkça ifade ediliyor” ifadesini kullandı.

Ertuğ, Rum Sözcü’nün görüşmelerin ikinci safhasında Kıbrıs Türk tarafının sunduğu önerilerin “en az 30 durumda yakınlaşmalarla alakası olmadığı” şeklindeki iddiasının tam bir safsata, bir çarpıtma olduğunu da belirtti.

Ertuğ açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Cumhurbaşkanımız 2010 yılında daha seçilir seçilmez kendisinden önce elde edilen tüm yazılı açıklamalara taahhüdünü açıklamış ve bugüne değin bu taahhüdüne sadık kalmıştır. Anastasiadis ise hep bu yakınlaşmalara meydan okumuş, içlerinden işine gelenleri seçerek, diğerlerini ise ya yok sayarak veya değiştirmeye çalışarak, üzerine kuruldukları hassas dengeyi tahrip etmeye çalışmıştır. Anastasiadis bu konudaki iddialarında samimi ise, gelsin Rum tarafının bugüne değin elde edilen yazılı yakınlaşmaları bir bütün olarak kabul ettiğini açıklasın. Aynı zamanda, bahaneler üretmekten vazgeçip Ortak Açıklama’da öngörüldüğü gibi yapılandırılmış ve sonuç alıcı görüşmelere devam etmek için masaya dönsün. Yoksa, sorumluluk, iyi niyet ve samimiyet testinden sınıfta kalmaya devam edecektir.”



“AFRODİT” İÇİN YENİ GELİŞME



Güney Kıbrıs ile Mısır Kahire’de, 12’nci parseldeki “Afrodit” yatağını doğrudan Mısır’a bağlayacak karşılıklı anlayış memorandumu imzaladı.

Güney Kıbrıs ile Mısır’ın, Türkiye’nin tepkisinden çekinildiği için perde gerisinde büyük bir gizlilikle hareket ettiği, Rum Enerji Bakanı Lakkotripis’in imza için Mısır’a yıldırım ziyarette bulunduğu haber verildi.

“Afrodit” yatağının direkt boru hattı ile Mısır’a, büyük olasılıkla da İtkut’a bağlanmasıyla sözde Rum doğal gazının ihraç ve satışının temel taşını teşkil eden anlaşma önceki gün Kahire’de, Rum Enerji Bakanı Yorgos Lakkotripis ve Mısır Petrol Bakanı Şerif İsmail tarafından imzalandı.

Geçen Eylül ayında büyük bir ihtiyatla başlayan memorandum, Mısır Doğalgaz Şirketi (Egyptian Natural Gas Holding Company/EGAS) ile Kıbrıs Hidrokarbon Ltd Şirketi’ne, doğal gazın Afrodit yatağından, deniz altından boru hattı ile direkt Mısır’a taşınmasıyla ilgili teknik çözümleri incelemek üzere yetkilendiriyor.

Bu incelemenin önümüzdeki 6 ay içerisinde yapılması, hemen ardından da meselenin ticari yönü, yani altyapı maliyetlerinin paylaşılması, oran ve satış fiyatlarının belirlenmesi için temas ve müzakerelerin başlaması öngörülüyor.

Proje denizaşırı (off shore) hidrokarbon faaliyetlerine ve sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) faaliyetlerine katılan şirketlerin işbirliğinde yürütülecek. Yani Kıbrıs tarafından Kıbrıs Hidrokarbon Şirketi dışında Noble ve Delek ile Avner; Mısır tarafından da devlet şirketi EGAS (Yüzde 12), yine bir devlet şirketi olan EGPC (Yüzde 12), BG şirketi (Yüzde 38) ve Petronas (Yüzde 38) katılacak.

Rum Enerji Bakanı Yorgos Lakkotripis, Mısır’a yıldırım ziyaretinin hemen ardından yaptığı açıklamada Memorandum’un, direkt boru hattıyla ilgili ve iki hükümet arasında işbirliği anlaşması olduğunu söyledi.



BÜYÜKELÇİ BİLGİÇ: “GARANTÖR ÜLKE İNGİLTERE’NİN KIBRIS KONUSUNDA ÖZEL BİR KONUMU VAR”



Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç, garantör ülke statüsü dolayısıyla Kıbrıs konusunda İngiltere'nin AB'ye göre daha özel bir konumunun bulunduğunu belirterek, “Biz Birleşik Krallık'ın GKRY'yi müzakere masasına dönme, müzakerelerde sonuç alıcı bir yaklaşım benimseme ve sorunu müzakereler yoluyla çözme konusunda güçlü bir şekilde ikna ve teşvik etmesini bekliyoruz” dedi.

Bilgiç, Türkiye'nin AB üyeliği, Kıbrıs sorunu konularında AA muhabirlerinin sorularını yanıtladı.

Türkiye'nin AB üyeliğine Birleşik Krallık'ın verdiği desteğin Başbakan Cameron ve üst düzey yetkililerce dile getirildiğini, parlamentodaki tüm siyasi partiler arasında da bu konuda görüş birliği olduğunu ifade eden Bilgiç şöyle konuştu:

"Mevcut siyasi desteğin artarak sürmesi ve müzakere sürecimizdeki siyasi engellerin kaldırılması, çabalarımıza daha güçlü destek vermesi bizim İngiltere'den öncelikli beklentilerimizi oluşturmaya devam ediyor. Örneğin, açılabilecek durumda olan ancak bazı üyelerin engellemeleri nedeniyle müzakerelere açılamayan bazı başlıkların da AB bünyesinde gündeme getirilmesi ve takip edilmesi gerekiyor.”

Garantör ülke statüsü dolayısıyla Kıbrıs konusunda İngiltere'nin AB'ye göre daha özel bir konumunun bulunduğunu dile getiren Bilgiç, Türkiye'nin her iki halkın asli, kurucu iradelerini, siyasi eşitliklerini ve adanın ortak sahibi olmalarını temel alan müzakere edilmiş adil, kalıcı çözüm istediğini kaydetti.

Bilgiç, geçen yıl şubat ayında başlayan ancak ekim ayında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) lideri NikosAnastasiadis'in masadan kalkmasıyla yarım kalan müzakere sürecinin önkoşulsuz olarak yeniden başlamasını umut ettiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"GKRY, adadaki tüm kaynakların tek başına sahibiymiş gibi hareket etmekten vazgeçmeli, yeni bir ortaklık kurma anlayışını benimsemeli. GKRY'nin tek yanlı adımlarının engellenmesi için uluslararası topluma da sorumluluk düşüyor. İngiltere, garantör ülke statüsünde ve aynı zamanda BM Güvenlik Konseyi üyesi ve adayla da tarihi bağlara sahip.

Biz Birleşik Krallık'ın GKRY'yi müzakere masasına dönme, müzakerelerde sonuç alıcı bir yaklaşım benimseme ve sorunu müzakereler yoluyla çözme konusunda güçlü bir şekilde ikna ve teşvik etmesini bekliyoruz.

Kıbrıs Türk toplumuna uygulanan izolasyonların kaldırılması yönünde adımlar atılması gerekir. 2015 yılının Kıbrıs'ta çözüm yılı olması en çok Türkiye'yi mutlu edecektir. Biz dost ve müttefik ülkelerin bu yöndeki desteklerini görmek isteriz."



SANAYİ ODASI: “RUM HÜKÜMETİNİN HELLİMİ SİYASİ MALZEME YAPMASI KAYGI VERİCİ”



Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO), Rum hükümetinin hellimi siyasi malzeme yapmaya çalıştığını kaydederek, bu durumun kaygı verici olduğunu belirtti.

Konuyla ilgili KTSO’dan yapılan açıklamada, Güney Kıbrıs makamlarının Avrupa Komisyonu’na yaptıkları hellim/halloumi coğrafi işaret tescili başvurusu hakkında Rum basınında çıkan haberlerde, Kuzey Kıbrıs’taki denetimlerin Rum Tarım Bakanlığı dışında bir yetkili makam tarafından yapılmasını sağlayacak düzenlemelere karşı çıkılacağı, hatta, konunun Güney Kıbrıs makamları tarafından Avrupa Adalet Divanı’na götürüleceğinin ifade edildiği kaydedildi.

Avrupa Komisyonu’nun Kıbrıs’ın gerçeklerini de dikkate alarak tarafsızlık ve bilimsellik ilkeleri çerçevesinde karar üreteceği bu günlerde, Güney Kıbrıs makamlarının Komisyon’un kararını manipüle etmeye çalışarak hellimi siyasete malzeme yapma çalışmalarının kaygı verici olduğu dile getirilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Kıbrıslı Türk ve Rumların en önemli kültürel ve ekonomik ürünlerinden biri olan hellim için güven yaratıcı önlemler çerçevesinde bir çözüm bulunması rahatlıkla sağlanabileceği ve hellim konusundaki çözüm mekanizmasının diğer konulara da örnek olabileceği gözden kaçırılmaktadır.

Her iki toplumun yüzyıllardır bu adada ürettiği bu güzide ürün konusunda bir araya gelinerek siyasetin içerisine bulaşmadığı bir mekanizma kurulması ve bir fırsat yaratılması mümkündür. Bu kapsamda Güney Kıbrıs makamları hellim konusunda daha fazla siyasi açıklamalarla Avrupa Komisyonu’nu baskı altına almaktan vazgeçmelidir.

Kuzey Kıbrıs’taki denetimlerde yetkili makamın siyasetten bağımsız, Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO) gibi bir sivil toplum örgütü veya Avrupa Komisyonu’yla işbirliği içerisinde belirlenecek bir mekanizma tarafından yapılabilmesinin sağlandığı bir ortamda, denetleme konusunda Sanayi Odası olarak hiçbir çekince görmemekteyiz. Ancak yetkili makamın Güney Kıbrıs siyasi makamlarının hâkim olduğu bir bakanlık veya dairenin olması ve bu makamın denetleme kurulunu atamasının Kıbrıslı Türkler açısından çok büyük sakıncaları bulunmaktadır. Güney makamları tarafından atanacak denetleme kurulunun uluslararası ve bağımsız olsa bile denetleme yetkisi siyasilerin iki dudağı arasında olacak, denetleme kurulunun yapmış olduğu denetimler tescile uygun olsa bile siyasi nedenlerden kabul edilmemesi söz konusu olacaktır. Bu kapsamda tescilde Kuzey’deki denetimler konusunda açık ve gerçekleri ifade eden hükümler olmalıdır.”

Kuzey Kıbrıs’ta üretilen hellimlerin denetimini yapan ve KTSO bünyesinde oluşturulan Hellim Denetleme Kurulu çalışmaları kapsamında üretilen ürünlerin kalitesi ve hijyen koşullarının çok yakından ve etkin takip edildiği de hatırlatılan açıklamada, bu kapsamda kuzeydeki mevcut denetimlerle ilgili Rum basınındaki haberlerin gerçeği yansıtmadığı kaydedilerek, kuzeydeki üreticilerin Avrupa Komisyonu’yla işbirliği içerisinde belirlenecek bir mekanizma çerçevesinde hiçbir denetimden çekinmediği ifade edildi.

Açıklamada şunlar da eklendi:

“Güney Kıbrıs makamlarının yapmış olduğu coğrafi işaret tesciliyle ilgili olarak sadece Kıbrıslı Türklerin değil, aynı zamanda bazı Güney Kıbrıslı üreticilerin de itirazları olduğunu gözlemlemekteyiz. Güneyli üreticilerin 3, kuzeydeki üreticilerin ise 5 dosyayla Güney Kıbrıs Yüksek Mahkemesine dava açtığına tanık olmaktayız. Tescil sadece kuzeydeki denetleme konusunda değil, bazı teknik konularda da Kıbrıslı Türk ve Rum üreticiler tarafından özümsenmeden Avrupa Komisyonu’na gönderilmiştir.

Öyle gözükmektedir ki Güney Kıbrıs makamları sadece Kıbrıslı Türklerle değil, aynı zamanda Rum tarafındaki üreticilerin önemli bir bölümüyle de ters düşmektedir.

Adanın ortak ürünü ve gerek Kıbrıs Türk halkı, gerekse Kıbrıs Rum halkı için hayati önem taşıyan hellim konusunda daha bütüncül ve katılımcı bir yaklaşımla çözüm bulunması için halen daha vakit bulunmaktadır. Bu kapsamda hellim konusunda hep birlikte siyasetten uzak bir çözüm bulunması için çağrımızı yenilemek istiyoruz.”



CUMHURBAŞKANI DERVİŞ EROĞLU TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU BAŞKANI YILDIRIM DEMİRÖREN’İ KABUL ETTİ



Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Yıldırım Demirören ve beraberindeki heyeti kabul etti.

Cumhurbaşkanı Eroğlu Cumhurbaşkanlığı’nda futbolun ele alındığı toplantının ardından basının sorularını yanıtlayarak, Türkiye Futbol Federasyonu’nun FIFA kurallarına bağlı olması nedeniyle yapabileceklerinin sınırlı olduğunu, fakat iki ülkenin futbol federasyonlarının iyi ilişkiler içinde olmasının önemli olduğunu söyledi.

TFF Başkanı Yıldırım Demirören de Kıbrıs’taki futbolun sorunlarına çözüm aradıklarını, birincil amaçlarının KKTC’nin FIFA nezdinde tanınmasını sağlamak olduğunu söyledi.

Federasyon olarak yapıcı neticeler alma amacında olduklarını söyleyen Demirören, “Buranın sorunlarını kendi sorunumuz gibi görüyoruz” şeklinde konuştu.

Demirören bir soruya karşılık “Muhakkak sorun çözülecek ama ne (şekilde) çözülürse çözülsün FIFA’nın kuralları çerçevesinde çözülecek” ifadelerini kullandı.

Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş da, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun girişiminin ışık yaktığını, fakat FIFA kuralları nedeniyle sorunun Türkiye Futbol Federasyonu nezdinde çözülmesinin mümkün olmadığını söyledi.

Girişimlerin başlayacağını fakat federasyonlar arasında çözümün olası görülmediğini belirten Denktaş, yakın zamanda Türkiye Spor Bakanlığı ile yüz yüze görüşüleceğini kaydetti.



KKTC, LONDRA’DA DÜZENLENEN “THE TELEGRAPH OUTDOOR ADVENTURE AND TRAVEL SHOW 2015” TURİZM FUARINA KATILDI



KKTC, Londra’da düzenlenen “The Telegraph Outdoor Adventure and Travel Show 2015” turizm fuarında temsil edildi.

12-15 Şubat tarihleri arasında düzenlenen fuarda, ülke kültürü ve özel ilgi turizmini yansıtan görsellerle donatılan KKTC standında; dalış, yürüyüş, doğa, kuş gözlemi, bisiklet ve paragliding etkinlikleri ön plana çıkarıldı.

Tanıtımda KKTC standını gezen ziyaretçilere ayrıca İngilizce dilinde hazırlanmış genel bilgi ve özel ilgi broşürleri, ‘50 Neden’ broşürü, karayolları ve kültür haritaları dağıtıldı.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 45
Dün Tekil 1947
Bugün Tekil 62
Toplam Tekil 4076791
IP 18.118.150.80






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























17 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Tanr nasip eder, mr m vefa ederse; Musul, Kerk k ve Adalar geri alaca m. Selanik de dahil Bat Trakya'y T rkiye hudutlar i ine kataca m.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.096 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu