EROĞLU:“MÜZAKERE MASASINA OTURMADAN ANLAŞMA OLMAYACAĞINA GÖRE ANASTASİADİS’İN ENİNDE SONUNDA MASAYA DÖNECEĞİNİ DÜŞÜNDÜĞÜNÜ SÖYLEDİ

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, müzakere masasına oturmadan anlaşma olmayacağına göre Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in eninde sonunda müzakere masasına döneceğini düşündüğünü söyledi.

Eroğlu, yıllardır müzakerelerin sürdüğünü ve halkın sabrının taşmaya başladığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, dün, Namık Kemal Lisesi ile Edirne Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi Müdür, öğretmen ve öğrencilerinden oluşan heyeti kabul etti.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, kabulde yaptığı konuşmada, KKTC devleti noktasına gelinceye kadar büyük mücadeleler verdiklerini ve hala Kıbrıs sorunuyla ilgili uğraş verdiklerini ifade etti ve kendilerinden sonra yetişen gençlere huzurlu ve güven dolu bir ortam yaratma amacında olduklarını söyledi. Anavatan Türkiye’nin desteğiyle önce özgürlüklerine sonra devletlerine kavuştuklarını belirten Eroğlu, Kıbrıs’ta eksik olanın bir anlaşma olduğunu vurguladı.

Çok uzun yıllardır Kıbrıs’ta bir anlaşmaya varmak için uğraş veriliğini anlatan Eroğlu, şimdi de müzakere masasından kalkan bir muhatapla karşı karşıya olduklarını belirtti.

Müzakere masasına oturmadan anlaşma olmayacağına göre Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in eninde sonunda müzakere masasına döneceğini düşündüğünü kaydeden Eroğlu, yıllardır müzakerelerin sürdüğünü ve halkın sabrının taşmaya başladığını söyledi.

Eroğlu konuşmaların ardından öğrencilerin sorularını yanıtladı.









EROĞLU:“BUGÜNE KADAR RUMLARIN UZLAŞMAZLIĞI NETİCESİNDE ANLAŞMAYA VARILAMADI”

Cumhurbaşkanı Eroğlu, bugüne kadar Rumların uzlaşmazlığı neticesinde anlaşmaya varılamadığını, Rum tarafı AB’ye üye olduktan sonra uzlaşmazlıklarının da arttığını kaydetti. Eroğlu, Rumların kısa bir süre önce tam da pazarlık safhasına gelinmişken yine müzakere masasından kaçtığını anımsatarak, Rumların Türkiye’den gelen sismik araştırma gemisinin geri çekilmesi ve bir daha göndermeyeceklerinin garantisini istediklerini, anlattı.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, kabulde yaptığı konuşmada, 1976 yılından beri aktif siyasetin içinde olduğunu, son beş yıldır da Cumhurbaşkanı olarak müzakere masasında Kıbrıs’ta bir çözüm şansı yakalamaya çalıştığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, dün Büyükçekmece Belediye Başkanı’nı ve belediye meclis üyelerini kabul etti.

Rumların ortaya koyduğu önkoşulları Türkiye gibi büyük bir dünya devletinin her koşula evet demesinin söz konusu olamayacağını dile getiren Eroğlu, Rum liderin şu an ameliyat sürecinde olduğunu kendisinin de geçmişte ameliyat olduğunu 1 ay sonra müzakere masasına döndüğünü hatırlatarak “Anastasiadis’in niyeti varsa 1 ay sonra o da masaya gelir müzakerelere devam eder” dedi.

Eroğlu, bu tür davranışların dünyanın dikkatini çekip uzlaşı göstermeyen tarafın Rumlar olduğunun anlaşılmasını beklerken ABD Başkan yardımcısının Kıbrıs’a gelerek Rumların stratejik dostu olduğunu açıklamasının Rumlara müzakere masasından kaçmaları konusunda destek verdiğini söyledi.











DİNÇER: “İHTİLAF SADECE KIBRIS'I DEĞİL AYNI ZAMANDA TÜRKİYE VE YUNANİSTAN'I VE DAHA BÜYÜK ÖLÇEKTE TÜM DOĞU AKDENİZ ÜLKELERİNİ İLGİLENDİREN BİR KONU”

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Dinçer, “Kuzey Kıbrıs'ta olan ihtilaf çözülmediği zaman adada bir normalleşmenin gerçekleşmediği ortada. Sadece Kıbrıs'ı değil aynı zamanda Türkiye ve Yunanistan'ı ve daha büyük ölçekte tüm Doğu Akdeniz ülkelerini ilgilendiren bir konu bu. Akdeniz'de ciddi enerji rezervleri olduğu söyleniyor ama bunların ortaya çıkarılması için bazı hukuki sorunlar olduğunu da görüyoruz” ifadelerine yer verdi.

Dinçer, Brüksel'de AB temsilcileri, iş dünyası ve düşünce kuruluşlarıyla yaptıkları temaslara ilişkin bir basın toplantısı düzenledi.

Avrupa Birliği ile müzakereler ve bloke edilen fasıllara değinen Dinçer, "Bunlardan Güney Kıbrıs'ın blokajı bizce diğerlerinden daha önemli. Güney Kıbrıs 23. ve 24. fasılları bloke ediyor. Bu fasıllar AB'ye üye olmak için başvuran ülkeler için ilk uyum gösterilmesi gereken fasıllar” ifadesini kullandı.

Güney Kıbrıs’ın kendi menfaatine de olmayan bir şey yaptığını söyleyen Dinçer, “Kuzey Kıbrıs'ta olan ihtilaf çözülmediği zaman adada bir normalleşmenin gerçekleşmediği ortada. Sadece Kıbrıs'ı değil aynı zamanda Türkiye ve Yunanistan'ı ve daha büyük ölçekte tüm Doğu Akdeniz ülkelerini ilgilendiren bir konu bu. Akdeniz'de ciddi enerji rezervleri olduğu söyleniyor ama bunların ortaya çıkarılması için bazı hukuki sorunlar olduğunu da görüyoruz” ifadelerine yer verdi.

Bu durumun Avrupa'nın arz güvenliği açısından da sorun oluşturduğuna dikkati çeken Dinçer, "Avrupa arzda bir çeşitlenme arzu ediyor; Rusya'ya alternatif kaynak arayışı içerisinde. Ama adanın mevcut statüsü veya sorunu devam ettiği sürece bu alternatiflerin erçekleştirilmesinin, hem Kıbrıs civarındaki gaz kaynaklarının hem de İsrail'deki gaz kaynaklarının Avrupa'ya taşınmasının önünde ciddi engeller oluşuyor" dedi.

Dinçer, ziyaretlerinde Kıbrıs'taki sorun çözülmediği takdirde Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin de aksadığının altını çizdiklerini ve Kıbrıs'taki ihtilafın giderilmesi hususunda inisiyatif beklediklerini söylediklerini aktardı.







“PUTİN’İN İFADELERİ SOĞUK DUŞ ETKİSİ YARATTI”

Rum kesiminde yayınlanmakta olan Cyprus Mail gazetesi, dün “Putin’in ifadeleri soğuk duş etkisi yarattı” başlığıyla isimsiz olarak yayınladığı köşe yazısında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in geçtiğimiz Pazartesi günü Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaretin, Rum medyasında ve Rum siyasilerin gündeminde yeterince yer bulmamasından yakındı. Bazı Rum gazetelerinin bu görüşmeyi haber niteliği taşıyan bir durum olarak görmediğini ve konu üzerinde durmadığını ifade eden gazete, en önemsiz konularda bile birçok açıklama yapan Rum siyasilerin dahi Putin’in Türkiye ziyaretini önemsemediğini ve konuyla ilgili hiçbir açıklama yapmadıklarını kaydetti. Gazete, Putin’in Türkiye’de 63 milyar metreküp kapasiteli yeni bir boru hattının inşa edilmesi yönünde Türkiye ile enerji konusunda daha derin bir işbirliğini içeren teklifini önemsemeseler dahi, Rum siyasilerin Putin’in Kıbrıs ile ilgili olarak yaptığı açıklamalarda sessiz kalmamaları gerektiğini belirtti.

Gazete, Putin’in ne Rus devletinin ne de Rus enerji bakanlığının Kıbrıs’taki doğalgaz projelerinde yer almadığı, bu süreçle özel şirketlerin ilgilendiği ve yaşanacak herhangi bir krizin ya da riskin üstesinden bu şirketlerin geleceği yönündeki açıklamalarına dahi Rum siyasilerden hiçbir yorum gelmediğini ifade etti. Türkiye’nin Kıbrıs MEB’inde yaptığı ihlalleri görmezden gelen bu provokatif ve kabul edilemez açıklamalar bir ABD yetkilisi tarafından yapılmış olsaydı, o zaman bu açıklamalara en sert cevabı kimin vereceği hususunda Rum siyasilerin yarış içinde olacaklarını belirten gazete, Putin’in yaptığı bu yorumların ise görmezden gelindiğini vurguladı. Putin’in yapmış olduğu bu açıklamalarla Rusya’nın Kıbrıs MEB’inde yaşanan gelişmelerle ilgilenmediğini açıkça ortaya koyduğunu yazan gazete, Rum hükümet sözcüsü Nikos Hristodulidis’in ise bu yorumların doğru olup olmadığı konusunda Rusya Büyükelçiliği ile iletişime geçtiğini söylediğini yazdı.

Rum siyasi partileri ile gazete yorumcularının Rusya’nın Kıbrıs’a olan sarsılmaz desteği konusunda yıllarca masallar uydurarak halkı kandırdıklarını, bu yüzden de Rusya’nın bu tepkisi karşısında sessiz kaldıklarını ve gerçeği itiraf edemediklerini belirten Cyprus Mail gazetesi, Rusya’nın doğal gaz konusunda Almanya’dan sonra ikinci büyük pazarı olan Türkiye’yi, küçük ve önemsiz Kıbrıs için tehlikeye atmayacağının aşikar olduğunu, sadece bir akılsızın ya da Kıbrıslı Rum bir politikacının Türkiye’nin Rusya için ne denli önemli olduğunu anlayamayacağını savundu. Putin’in Ukrayna krizinden sonra Güney Akım boru hattını rafa kaldırdığını ve Türkiye’yi transit ülke olarak kullanacağı aynı kapasitede yeni bir boru hattı önerdiğini ifade eden Cyprus Mail, Putin’in buna mukabil Rusya’nın Türkiye’ye sattığı doğalgazda yüzde 6’lık bir indirim yapılacağını duyurduğunu yazdı. Cyprus Mail gazetesi buna ek olarak, Rusya ve Türkiye’nin 35 milyar dolar olan ticaret hacimlerini 2020’li yıllarda 100 milyar dolara kadar artırmayı istediklerini ve Rusya’nın Türkiye’de 20 milyar dolarlık nükleer santral kurmayı istediğini belirtti. Gazete son olarak, tüm bunlar göz önüne alındığında Rum siyasilerin Moskova’nın desteğine güvenebiliriz yönünde iddialarda bulunarak Rum halkını kandırmış olduğunun ortaya çıktığını ifade etti.







PUTİN’İN TÜRKİYE’DEKİ AÇIKLAMALARI RUMLARI ALARMA SOKTU

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye’de yaptığı “Güney Kıbrıs’ta iş yapmak isteyen Rus şirketlerinin oradaki herhangi bir kriz ve tehlikeyi yönetmenin kendi sorumluluklarında olduğunu bilmeleri gerektiği ile Moskova’nın Güney Kıbrıs içinde veya etrafında doğal gazla ilgili herhangi bir çalışmaya katılmadığı” açıklamaları, Rum tarafını alarma soktu.

Rum yönetiminin, Türk basınında çıkan bu haberler için Ruslardan izahat istediği, bu nedenle dün iki taraf arasında bazı temaslar gerçekleştiği haber verildi.