BASIN BÜLTENİ BOZKIR, DIŞİŞLERİ BAKANI NAMİ İLE GÖRÜŞTÜ - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ BOZKIR, DIŞİŞLERİ BAKANI NAMİ İLE GÖRÜŞTÜ
Tarih: 04.12.2014 > Kaç kez okundu? 1670

Paylaş


Türkiye’nin Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Dışişleri Bakanı Özdil Nami’nin daveti üzerine KKTC’ye geldi. Nami ile Bozkır, Dışişleri Bakanlığı’nda yer alan görüşmede heyetler arası bir toplantı da yapıldı.

Dışişleri Bakanı Özdil Nami heyetler arası toplantıya geçilmeden önce yaptığı konuşmada Bozkır’ın, Kıbrıslı Türklerin haklı davasına her tür desteği veren, her tür çalışmada Kıbrıslı Türklerin yanında gördüğü değerli bir siyasetçi olduğuna işaret ederek, ziyaretin, bu desteği gösterme açısından da önemli olduğunu söyledi.

Avrupa Birliği’nin küresel bir barış projesi olduğunu, Türkiye’nin AB üyeliğinin bu projeye katkı koyacak önemli bir unsur olduğunu, dolayısıyla silah olarak kullanılmasına izin verilmemesi gerektiğini söyleyen Nami, “Maalesef Rum muhataplarımız, Avrupa Birliği üyeliğini Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüme hizmet edecek şekilde değil de bir koz olarak, aleyhimizde kullanmaya çalışmaya devam etmekte” dedi.

AB’nin barışçıl bir proje olduğunu Kıbrıslı Rumlara hatırlatmalarının görevleri olduğunu, AB’nin de bu yönde çalışmalar yapması gerektiğini belirten Nami, bu yöndeki çalışmalarında, her zaman olduğu gibi en büyük destekçilerinin Türkiye olduğunu söyledi.

Ziyaret için Bozkır’a teşekkür eden Nami, toplantıda işbirliğinin geliştirilmesi, AB ile ilişkiler ve doğal gaz konusunun yanı sıra müzakerelerin ele alınacağını belirtti.

Volkan Bozkır, ise konuşmasında, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, Avrupa Birliği üyeliğini kullanarak, Türkiye’nin üyelik sürecini, bazı fasılları bloke ederek engellediğine işaret etti.

Bozkır, “Buna karşılık Türkiye hiçbir taviz vermemiştir. Kıbrıs sorununun çözümü için gerekli olan unsurların müzakere sürecine aktarılmasını kabul etmeyecektir. Bu unsurlar Kıbrıs sorununun çözümü için kullanılmalıdır. Fasıl alınmak için kullanılmamalıdır” dedi.

Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Komiseri ile Mültecilerden Sorumlu Komiseri’nin gelecek hafta Türkiye’ye geleceğine işaret eden Bozkır, Avrupa Komisyonu yetkilileri ile görüşmelerde, bugünkü görüşmelerde ortaya çıkacak yeni durumlar, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin menşe adı için çalışma başlattığı hellim konusu, Kıbrıs Türklerinin AB ilişkileri, Türkiye’den gelecek içme suyunun Kıbrıs denkleminde stratejik unsur olarak kullanımı, doğal gazın en erken zamanda adanın tümü için kullanılır hale getirilmesinin yöntemlerinin ele alınacağı ifade edildi.

Bozkır, Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun Yunanistan ziyareti, İngiltere ve İtalya Başbakanları ile Litvanya’nın Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’yi ziyaretinin gelecek bir iki haftayı çok önemli kıldığını ifade etti.

Bozkır, 2010’de Avrupa Parlamentosu Hukuki İlişkiler Komitesi’nde yasal mevzuat gerekçe gösterilerek reddedilen Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün yeniden gündeme gelme olasılığına ilişkin soruyu yanıtında, Kıbrıslı Türklere uygulanan ticari engellerin kaldırılması için düşünülen Doğrudan Ticaret Tüzüğü hakkında Avrupa Birliği Konseyi kararı bulunduğunu vurguladı.

Volkan Bozkır, Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün, Avrupa Parlamentosu’nun hukuki birimi tarafından, tüzüğün hayata geçmesi için nitelikli çoğunluk yerine oy birliği gerektiren bir mevzu olduğuna karar vermesi sonucu, hayata geçirilemediğini hatırlattı.

Bozkır, “Bugünkü aşamada, Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nü tekrardan devreye sokacak mantaliteyi AB’da göremiyorum. Bir taraftan konsey kararıyla Türkiye’nin 8 faslı askıya alınırken, Kıbrıs sorununun bazı elemanları uygulanmadığı için aynı türde bir konsey kararının var olduğunu inkâr etmek de herhalde bir yerde tenakuz teşkil etmektedir. Konsey kararı ise, o konsey kararı da geçerli olmalıdır ve Doğrudan Ticaret Tüzüğü uygulanmalıdır.. Siyasette bazen noktaların o günkü yarattığı ortam önemlidir. Bugün için maalesef ortam Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün uygulanabileceği bir ortam değildir” dedi.

Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye aleyhinde kasım ayında aldığı karara da atıfta bulunan Bozkır, bu kararı tanımadıklarını belirtti ve “Türkiye bakımından hiçbir geçerliliği yoktur” dedi.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin, önce müzakerelerden kaçan tarafın Kıbrıs Rum Yönetimi olduğu yönünde açıklama yapmasının ardından farklı yorum yapmasını da değerlendiren Bozkır, Kıbrıs sorununun Birleşmiş Milletler açısından bir kredibilite meselesi olduğunu vurguladı.

BM’nin İkinci Dünya Savaşı sonrası galip ülkeler tarafından kurulduğunu, kurumun bugünkü gerçeklerle uyuşmadığını ifade eden Bozkır, “Birleşmiş Milletler son dönemde görülebilir başarı elde edememiş bir kurum niteliğindedir. Sporda olsun, siyasette olsun, iş dünyasında olsun, uluslararası politikada olsun başarı esastır. Birleşmiş Milletler’in tekrardan başarılı olduğu bir görüntüyü verebilmesi için önemi bir imkân Kıbrıs sorununa getirebileceği bir çözümde yatmaktadır. Ancak burada eğer atması gereken adımlar atılmazsa, güçlü bir şekilde bu sorunun çözüme kavuşturulması için ortaya koymazsa, uzun süre devam eden başarısız uluslararası örgüt kimliğinden de kurtulamayacaktır. Müzakerelerden devamlı olarak kaçan tarafın müzakere masasına tekrardan çekilmesi için gücünü göstermelidir” dedi.

Bozkır, Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu’nun müzakerelerin yeniden başlamasının Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyetini tanımasının ardından başlaması yöndeki açıklamasıyla ilgili olarak, dinlerin insanları barışa, huzura teşvik için kullanılması gerektiğini; din adamlarının din ile ilgili konularla ilgilenmesi ve siyasete karışmaması gerektiğini ifade etti.

Türkiye Cumhuriyeti AB Bakanı Volkan Bozkır, Dışişleri Bakanı Özdil Nami ile yediği öğle yemeğinin ardından yine Özdil Nami ile birlikte Lefkoşa şehir içi turu yaptı.

Bu çerçevede Lokmacı Sınır Kapısı’na da giden Nami ile Bozkır, buradaki personelle konuştu ve bilgi aldı.

Bozkır, Berlin Duvarı’nın yıkılışının 25. yılı yaşanırken Kıbrıs’ta duvarların bulunmasını bölge, ülke ve insanlık adına utanç verici olarak niteledi.

Kıbrıs’ın tekrardan birleşip insanların yeniden bir araya gelmesi gerektiğini söyleyen Bozkır, Rum tarafının bir an önce masaya dönüp görüşmelere devam etmesini diledi.

Bozkır bir soruya karşılık, KKTC’deki tüm yöneticilerin kararlı ve ne yaptığını bilen kişiler olduğunu, Kıbrıs Türklerinin mücadelesini devam ettirip daha iyi noktalara taşıyacağına inandığını, aradaki duvarları yıkmanın da yine yetkililerin elinde olduğunu söyledi.







BOZKIR: “KKTC’NİN TALEBİ DEVAM ETTİĞİ SÜRECE SİSMİK ARAŞTIRMALAR DEVAM EDECEK”



Türkiye’nin Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kuzey Kıbrıs’ın haklarını dikkate almayarak doğal kaynaklarla ilgili çalışmaları sürdürmesinin, hem haklılık ilkesine, hem de uluslararası hukuka aykırı olduğunu yineleyerek, KKTC’nin talebi devam ettiği sürece Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırma gemisinin araştırmalara devam edeceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Türkiye’nin Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır ile dün sabah görüştü. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, görevine atandıktan sonra ilk defa KKTC’ye gelen Bozkır’ı görmekten memnuniyet duyduğunu söyledi.

Eroğlu, Türkiye’nin bugünlerde oldukça hareketli olacağına işaret ederek, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ın ziyareti sonrasında yapılacak ziyaretlerden biri olan Türkiye Başbakanı’nın Atina’ya gerçekleştireceği temasların kendilerini oldukça yakından ilgilendirdiğini belirtti.

AB’de takıldıkları birçok sorun bulunduğunu kaydeden Eroğlu, Bozkır ile bu sorunları istişare etme fırsatı bulacak olmalarından dolayı bu ziyaretin çok yararlı olacağına inanç belirtti. Türkiye’nin Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Güney Kıbrıs’ın Yunanistan ve İsrail ile birlikte boru hattı döşeme girişimlerine ilişkin soruya “Bulunduğu iddia edilen doğal gazın bu boruyu besleyecek miktarda olup olmadığı anlamamız lazım. Türkiye, 40 mil uzaklıkta bir ana kara parçası. İşin kolayı, Türkiye üzerinden sevk edilmesidir. O kadar uzaklara boru döşemenin fizible olup olmadığı petrol şirketlerinin bileceği bir iştir” yanıtını verdi.

BOZKIR, MECLİS BAŞKANI SİBEL SİBER’İ DE ZİYARET ETTİ

Türkiye Cumhuriyeti AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber tarafından kabul edildi.

Meclis Şeref Salonunda saat 10.30’da gerçekleşen görüşmenin odağında “hellimin tescili” konusu vardı.

Bozkır, önümüzdeki Pazartesi günü AB yetkilileri ile görüşmeler gerçekleştirileceğine işaret ederek, hellimin tescili konusuyla ilgili olarak “sizin haklarınızı orada, sizmişçesine savunacağız” dedi.

Bozkır, Başbakan Özkan Yorgancıoğlu tarafından kabulünde de göreve yeni gelen AB Komisyonu’na da KKTC yetkilileriyle temas etmeleri ve KKTC’de yaşanan sürecin açıklanması için ellerinden geleni yapacaklarını dile getirdi, Kıbrıs’ta yaşananları dünyaya anlatmak ve Kıbrıs Türkü’nün hak ettiği statüye kavuşması arzusunda olduklarını vurguladı.

Türkiye Cumhuriyeti AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Kıbrıs Türk Ticaret Odası ve Kıbrıs Türk Sanayi Odası başkanlarıyla da bir araya geldi.

Bozkır, hellim konusunun tüm detaylarıyla ele alındığını ifade ederek, bu konuda neler yapılabileceği konusunda bütün verileri değerlendirdiklerini kaydetti.



MÜZAKERECİ ERGÜN OLGUN: “TIKANIKLIK NEDENİYLE KIBRIS KONUSUNDA YORGUNLUK YAŞANIYOR”



Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun Kıbrıs görüşmelerindeki Müzakerecisi M. Ergün Olgun, Kıbrıs Rum tarafının tek yanlı ve yetki paylaşımını reddeden tavırları nedeniyle uluslararası camiada itici olmaya başladıklarını ve ortaya çıkan tıkanıklık nedeniyle Kıbrıs konusunda bir yorgunluk yaşandığını belirtti.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre M. Ergün Olgun bugün Diyalog TV’de yayınlanan Mert Özdeş’in sunduğu “Odak Noktası” isimli programa konuk olarak açıklamalarda bulundu.

İngiltere’deki temasları çerçevesinde İngiltere AB Bakanı Lidington’la gerçekleştirdiği görüşme sonrası Lidington’un yaptığı açıklamalar ile Dışişleri Eski Bakanı Jack Straw’un açıklamalarının sorulması üzerine Olgun, eski BM misyon şeflerinden Gustave Feissel’in de kısa süre önce önemli bir değerlendirmesinin yayımlandığına dikkat çekti.

Feissel’in söz konusu değerlendirmesine göre, Kıbrıs müzakere sürecinin günün koşullarına uyarlanmak mecburiyetinde olduğunun belirtildiğine vurgu yapan Müzakereci Olgun, “Bu değerlendirmede ayrıca, ‘müzakerelerde 50 yıldır bir sonuç alınamamasının sebeplerine bakılması lazım’ deniyor. Ayrıca, eğer hedef federal bir ortaklıksa, buna daha uyumlu bir müzakere sürecinin kurgulanmasında yarar olduğunu belirtiyor” şeklinde konuştu.

Gustave Feissel’in bu görüşlerinin önemli noktalar içerdiğini belirten Olgun, sıkıntıların da Feissel’in dile getirdiği eksikliklerden kaynaklandığını belirtti.

Şu anda müzakere sürecini çevreleyen koşullarda bir ikilem bulunduğuna dikkat çeken Olgun, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir taraftan yetki paylaşımını hedef alan bir amaç var. Bir taraftan da bunun dışında, taraflardan bir tanesinin münhasır egemenliğinden söz ediliyor. Bir taraftan statükonun değişmesi lazım deniyor. Bunun da değişmesi için dinamik ortaya konması gerekiyor. Diğer taraftan statükonun devamına hizmet edecek şekilde Kıbrıs Rum tarafı adanın tek yetkilisi görülüyor. Sayın Gustave Feissel’in sorgulamaya çalıştığı budur. İkisi arasındaki çelişkinin çözülmesi lazım. Kısaca İngilizlere, federal ortaklık hedefine ulaşılmasını engelleyen açıklamalarının hayal kırıklığı yarattığını söyledik.”

Olgun, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yeni bir dönüm noktasına gelmiş bulunmaktayız. Buradaki samimiyet testi de Rumlara yönelik olacaktır. Rumlar bir tercihle karşı karşıya ve bu tercih baskısı önümüzdeki dönemde daha da artacak. Gerçek anlamda yetki paylaşımına hazır mıdırlar? Yoksa tek başlarına kendi kontrolleri altındaki bölgede kendi patronları mı olmak istiyorlar? Buna karar vermek mecburiyetindedirler... “

Farklı bir formül ve zemin üzerinde sürecin devam edip etmeyeceğinin sorulması üzerine de Olgun, şöyle konuştu:

“Şu anda Kıbrıs Türk tarafı olarak müzakere masasındayız. Ve bu masayı oluşturan 11 Şubat 2014 tarihli Ortak Açıklama metninin içeriğini gerçekleştirmek hedefimizdir. Bu bana verilen görevdir. Tabii ki Cumhurbaşkanı’nın uhdesinde olan bir görevdir. Cumhurbaşkanı’nın güvenine dayalı ve bütün partilerimizin, kamuoyumuzun benimseyeceği zeminde yürütülmesi sorumluluğuyla bu görevi yürütüyoruz.”

Kıbrıs’ta statükoyu değiştirecek katalizörlere ihtiyaç olduğuna ve hidrokarbonun keşfinin bunlardan biri olduğuna işaret eden Olgun, bu keşfe can katan ve onu anlamlı kılanın Barbaros Hayrettin Paşa araştırma gemisinin bölgedeki faaliyetleri olduğunu ifade etti.

“Çünkü Barbaros Rum tarafını tek yanlı girişimleri konusunda iki kere düşünmeye zorluyor” diyen M. Ergün Olgun, Barbaros’un bölgede olmaması halinde Rumların hidrokarbonu Kıbrıslı Türklere karşı bir koz/silah olarak kullanacağını vurguladı.

1990’ların sonunda Rumların AB üyelik sürecini Türkiye ve Kıbrıslı Türklere karşı bir silah olması için “Rum tarafının yapmış olduğu müracaat Kıbrıs sorununun çözümüyle bağlantılı değildir” şeklinde bir tavır belirlediğine dikkat çeken Olgun, “AB bu ikisi arasındaki bağı algılayamamıştı ve Rumlara böyle bir taviz verdi. Şu anda da hidrokarbon konusunda Rumların tavrı bu yönde. Hidrokarbon ile müzakere süreci arasındaki bağın kopmasına müsaade etmeyeceğiz” dedi.

Bir soru üzerine Eide’nin geldiği ülke bakımından çok iyi seçilmiş bir özel temsilci olduğunu ifade eden Olgun, tarafsız ve olgun bakış açısına sahip olduğunu söyledi.

Eide’nin müzakere sürecinde mümkün mertebe ortaya konan amaç doğrultusunda ortaklık hedefini gözettiği gibi pozitif bir anlayışla yaklaşımlarda bulunduğunu söyleyen Olgun, “Kendisi çok yapıcı yaklaşımlarda bulunuyor” dedi.

“Eide’nin son yaptığı açıklamada, ben son temsilci olabilirim uyarısında bulundu. Bu açıklama müzakerelerin geleceğini nasıl etkileyecek bir açıklamadır” şeklindeki bir soruya ise Olgun şöyle yanıt verdi:

“Kıbrıs meselesiyle ilgili bir yorgunluk var. Bu uluslararası alanda da mevcuttur. Rum tarafının bu hükmetme tavrı herkes açısından yorgunluk yaratıyor. Bu kanaat yaygın bir kanaat olmaya başladı. BM eskiden beri yeni bir değerlendirme yapılması gerektiğini dillendiriyor. 50 yıldır her yol denendi. Bütün konular konuşuldu. Uzlaşının denenmesi için başka bir yol kalmadı. Bu ihtilafın çözülmesi için elimizde bir çok fırsat ve nimet bulunmaktadır. Bunu lanete çevirmememiz lazım. Ancak Rum tarafının tavırları bunu lanete çevirmeye hizmet ediyor. Temennim uluslararası müttefiklerimizin de yardımı ile yapıcı, karşılıklı saygı ve işbirliği öngören yeni bir değerlendirme ile önümüzün açılmasıdır.”



AMERİKALILAR KARADA PETROL VE DOĞALGAZ ARAMAYI ÖNERDİ



Amerikan “NEOS GeoSolutions” isimli şirketin Rum yönetimine, Güney Kıbrıs coğrafyasında karada petrol ve doğalgaz sismolojik ve diğer teknolojik araştırmalar yapma önerisinde bulunduğu, Rum Enerji Bakanı Yorgos Lakkotripis’in öneriyi mercek altına aldığı bildirildi.

Fileleftheros; “Karada (Hidrokarbon) Yatakları Arama Önerisi... Amerikalılar ‘Havadan Sismolojik Araştırmalar’ için İşbirliği Öneriyor” başlığıyla ön sayfasından yer verdiği haberinde, “NEOS GeoSolutions” şirketinin önerdiği yöntemin özel donanımı ve sensör sistemleri bulunan küçük uçaklarla havadan, 6 bin metre derine kadar yeraltının haritalandığı yeni ve süper modern bir sistem olduğunu yazdı.





HİDROKARBON ÇALIŞMALARI ÇERÇEVESİNDE 8 ŞİRKETE LARNAKA VE LİMASOL LİMANLARINI KULLANMA İZNİ VERİLDİ



Rum Limanlar İdaresi’nin, Güney Kıbrıs’ın sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi”nin deniz bölgelerinde ve karada enerji ve hidrokarbon sektöründe faaliyet gösteren 8 şirkete Larnaka ve Limasol limanlarındaki alanları kullanma izni verdiği bildirildi.

Rum Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’nın Meclis’e gönderdiği belgeye göre şu şirketlere izinler verildi:

1- Medserv Ltd2- Noble Energy International Ltd3- Gulf Agency Co Ltd4- AFS Cyprus Offshore Services & Supply Ltd5- Stl Oil & Gas Services Ltd6- Multimarine Services Ltd7- ESC Innovative Environmental Solutions Center Ltd8- EDT Agency Services Ltd

Gazete, bu izinlerle yıllık milyonlarca Euro’luk gelir elde edileceğini yazdı.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 38
Dün Tekil 1505
Bugün Tekil 1462
Toplam Tekil 4076243
IP 18.118.137.243






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























16 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk milletindenim diyen insanlar her eyden nce ve mutlaka T rk e konu mal d r.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.311 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu